Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'da, Tüketici Lehine Önemli Değişiklikler
Meclis'te, 7 Kasım 2013 tarihinde kabul edilen Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun, Mayıs 2014 tarihinde yürürlüğe girecek.
Meclis'te, 7 Kasım 2013 tarihinde kabul edilen Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun, Mayıs 2014 tarihinde yürürlüğe girecek. Kanun, krediler, taksitler, gayrimenkul satışları, otomobil satışları, televizyon ve internetten satışlar gibi her alanda tüketim yapan herkesi yakından ilgilendiriyor.
Avukat İsa Polat, yeni kanunun neler getirdiği konusunda, şunları söyledi: "Öncellikle kanunun kapsamı genişletilmiştir. Artık her türlü tüketici işlemi bu kanun kapsamında koruma altındadır. Kanun geneli incelendiğinde dağınık olan satış işlemleri tek çatı altında toplanmış, bankalar vasıtası ile yapılan tüketici işlemleri detaylı düzenlemeye tabi tutulmuştur. İthalatçılar ile ilgili önemli düzenlemeler getirilmiştir. En basit anlatımla artık ithalatçılar da hem tanım hem de sorumluluk açısından üretici gibi değerlendirilecektir. Bu açıdan üreticiler, satıcılar ve ithalatçıların yeni kanun ile ilgili hızlı bir dönüşüme girmeleri gerekmektedir. Tüketiciler açısından ise sevindirici olan husus tüketici sözleşmeleri açısından büyük değişikliklerin bizi beklemesidir".
SÖZLEŞMELERDE TÜKETİCİ LEHİNE BİRÇOK DÜZENLEME BULUNUYOR
Polat, sözleşmelerde tüketici lehine bir çok düzenleme olduğunu belirterek, "Kanun tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dahil edilen ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme şartlarına "haksız şart" tanımlaması yapmaktadır. Özellikle bankaların bir dönem çok kullandığı kredi kartı sözleşmeleri bu durumu en güzel örnektir. Bu sözleşmelerde tüketici herhangi bir etkide bulunamadığından imzalamak zorunda kalıyordu. Bu tür sözleşmeler kesin hükümsüz sayılacaktır. Ne demek "kesin hükümsüz olmak"? Bu maddeler yazılmamış hiç yok hükmünde sayılacak.
Kanun tüketici ile yapılacak sözleşmelerin yazı karakterine kadar detaylı düzenlemeler getirmektedir. Buna göre sözleşmeler ile bilgilendirmeler en az on iki punto büyüklüğünde, anlaşılabilir bir dilde, açık, sade ve okunabilir bir şekilde düzenlenecek, bir nüshası kağıt üzerinde veya kalıcı veri saklayıcısı ile tüketiciye verilecek, sözleşmeyi düzenleyenin menfaati doğrultusunda yapmış olduğu masraflar için ek bedel talep edilemeyecek, sözleşme ile ilgili ek ücret ve masraflar ilişkin belgeler sözleşmenin ekinde veya kağıt üzerinde tüketiciye verilecektir. Özellikle bankaların kredi kullandırırken dosya masrafı adı altında almış oldukları ücretler artık alınamayacaktır. Tüketicilerin ödemiş oldukları dosya masraflarını hakem heyetlerine giderek veya tüketici mahkemelerinde dava açarak talep etmelerini tavsiye ediyoruz" dedi.
İsa Polat, kanunun ticari hayata müdahale etmediğini belirterek, "Öncellikle kanun sözleşmelerde fiyat, ücret gibi konuların belirlenmesine karışmamaktadır. Sözleşmede fiyatın çok yüksek olduğundan bahisle sözleşmenin geçersiz olduğunu söylemek mümkün değildir. Kanun sadece taraflar açısından eşit olmayan hükümleri yok sayıyor. Ticari hayata müdahale etmiyor. Kanunun gerekçesinde de açıkça izah edildiği üzere amaç tüketicinin net bir şekilde bilgilendirilmesi gizli saklı hususların kalmamasının teminidir. Örneğin "Yeni düzenlemeye göre, indirimli satışa konu edilen mal veya hizmetlerin indirimli satış fiyatı ile indirimden önceki fiyatı ve indirim oranı, ürün etiketlerinde gösterilmek zorundadır. Kanunun amacı gayet net, kanun "tüketiciyi yeteri kadar bilgilendirmezsen veya önemli bilgileri gizlersen" bu işlemleri yok sayarım diyor" diye konuştu.
Polat, alınan ürünlerde bir hata olduğunda tüketicinin sahip olduğu haklar konusunda ise şunları kaydetti: "Tüketici satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, indirim isteme, satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme seçimlik haklarından birini kullanabilir. Bu süre konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda taşınmazın teslim tarihinden itibaren beş yıl, taşınır mallarda iki yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Kanun ayıplı mal ile hakların kullanım sürelerini uzatmıştır. Bu da tüketici lehine yapılan önemli değişikliklerdendir". - İSTANBUL