TÜBA'nın 60. Genel Kurulu Başkentte Gerçekleştirildi
Türkiye Bilimler Akademisinin (TÜBA) seçimli 60. Genel Kurulu ve bu kapsamda düzenlenen konferans, başkentte gerçekleştirildi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, TÜBA'nın Genel Kurul toplantısına mesaj gönderdi. TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker ise konuşmasında Türkiye'nin 2023'te yaşadığı depremler ve İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarına değindi.
Türkiye Bilimler Akademisinin (TÜBA) seçimli 60. Genel Kurulu ve bu kapsamda düzenlenen konferans, başkentte gerçekleştirildi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, The Ankara Otel'de yapılan TÜBA'nın Genel Kurul toplantısına mesaj gönderdi. Kacır, mesajında, TÜBA'nın, Cumhuriyet'in 100. yılında geleceğe emin adımlarla yürürken ülkenin bilimsel gelişimine katkıda bulunan çalışmalarını ve yenilikçi araştırmalarını izlediklerini ve desteklediklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Sizlerin bilim diplomasisi çerçevesinde ülkemizi bilim dünyasında temsilinizi önemsiyorum ve çatı kuruluşların faaliyetlerine aktif katılımlarınızı büyük bir takdirle karşılıyorum. TÜBA'nın çalışmaları, biz karar alıcılar için her zaman bir başvuru kaynağı niteliğindedir. Raporlamalarınız, eserleriniz ve bilimsel etkinlikleriniz bilim temelli danışmanlık göreviniz çerçevesinde bizlere izlememiz gereken yolu gösteriyor. Çalışmalarınıza katkı sunan değerli bilim insanlarına en içten şükranlarımı sunuyorum. 60. Genel Kurul'unuzda, TÜBA'nın gelecekteki başarılarının devamını diliyor, bilim ve teknoloji alanında ülkemize sağladığınız katkıların artarak sürmesini temenni ediyorum."
"Ülkemiz ve insanlık için çalışmamız gerekiyor"
TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, Genel Kurul'da yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 2023'te asrın felaketi olarak nitelendirilen depremler yaşadığını anımsattı.
Deprem sonrası ortaya ağır bir tablo çıktığını belirten Şeker, "Depremde giden canlarda bizlerin de sorumluluğu var diye düşünmek durumundayız. Depremin maliyeti, belirgin daralmalar ve kısıtlamalar getirecek. Bundan bilim insanları da etkilenecek. Bu rasyonaliteyi görerek hareket etmemiz ve ayağımızı yorganımıza göre uzatmamız gerekiyor. Daha fazla çalışmamız gerekiyor. Bu maliyeti el birliğiyle kapatabileceğimizi bilmemiz gerekiyor." dedi.
Şeker, Türkiye'nin bulunduğu coğrafi konum itibarıyla ateş çemberi içinde yer aldığını ve bunun risk oluşturduğunu söyledi.
İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarına da değinen Şeker, "Açık hapishaneye dönüşmüş Filistin'in, bu kadar daraltılmış bölgede nüfusun doğal insani haklarını kullanamaz hale geldiği bir bölgenin eninde sonunda patlaması kaçınılmazdı. Bu konuda da dünyadaki 'gelişmiş' olarak kendilerini tanımlayan ülkelerin bence gelişmişlik değil, sadece kendi menfaatleri ve emperyalist düşünceleri çerçevesinde gözlerini kapatıp görmezlikten gelmeye çalıştıkları, kulaklarını kapatıp duymazdan geldikleri, ağızlarını da kilitledikleri ortamda insanlığın sınıfta kaldığı bir süreci yaşıyoruz. Burada sevinilecek tek boyut var, direniş gösteren halk ve onlara dünyanın her yerinden destek veren siyasilerin dışındaki halklar. Bu konuda insanlık vicdanı ayak sürüyenlere uyarı veriyor, bu gidişatın doğru olmadığı, yanlış bir yolda olunduğunun uyarısını yapıyor." dedi.
Şeker, 3. Dünya Savaşı riski oluşturan kara bulutların bir an önce dağıtılması gerektiğine dikkati çekerek, ders alınmadığı takdirde tarihin mutlaka tekerrür ettiğini dile getirdi.
Türkiye'nin 100. yılının kutlandığı bu dönem daha dikkatli olunması gerektiğini vurgulayan Şeker, şunları kaydetti.
"Ülkeye sahip çıkacak şekilde daha fazla çalışmak için kendimizi, arkadaşlarımızı ve talebelerimizi motive etmeliyiz. Yapabileceğimiz tek şey bilimin ışığında, doğrunun peşinde, çalışarak üretmek ve güçlü olabilmek, bağımsız kalabilmek başkalarının etkisinden kurtularak kendi gündemimizi belirlemeye destek vermektir. Aç kurtlar gibi zafiyet gösterildiğinde saldırmayı bekleyen birilerinin etrafımızda dolaştığını biliyoruz. Allah devlete, millete zeval vermesin. İstiklal Savaşı yaşadık ve bunun zorluklarını biliyoruz. O günlerden buralara ne kadar zorluklarla gelinliğini de atalarımızdan biliyoruz. Safahat'in içine İstiklal Marşı'nı almayarak, ayrıcalık gösteren ve 'Allah bu millete bir İstiklal Marşı daha yazdırmasın' diyen Mehmet Akif Ersoy'un dizelerinde görmüş olduğumuz tek dişi kalmış canavarın eline düşmemek için, ülkemiz ve insanlık için çalışmamız ve doğruyu söylememiz gerekiyor."
Yabancı konuklar da Genel Kurul'a katıldı
Cumhuriyet'in 100. yılı dolayısıyla 60. Genel Kurul'a davet edilen Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Başkanı Prof. Dr. İsa Habibbeyli, Kazakistan Bilimler Akademisi Başkan Yardımcısı Dr. Darkhan Bilyalov ve Bosna Hersek Bilim ve Sanat Akademisi Genel Sekreteri Prof. Dr. Asıf Sabanovic de yaptıkları konuşmalarda, Türkiye'nin 100. yılında Akademi Genel Kurul Toplantısı'nda yer almaktan memnuniyet duyduklarını dile getirerek, davet için teşekkür ettiler.