Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Kreş tartışmasında CHP'li Başarır ağzını fena bozdu: Tweet bu kadar, geri zekalı

CHP'li Başarır ağzını fena bozdu! Varank'ın yanıtı ise daha bomba

Naci Görür'den Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

TSKB Genel Müdürü Bilgiç, enflasyonda kayda değer iyileşme sağlanana kadar sıkı duruşun sürmesini bekliyor Açıklaması

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) Genel Müdürü Murat Bilgiç, gelecek döneme ilişkin fiyat ayarlamalarının enflasyon görünümü üzerindeki yukarı yönlü riskleri canlı tuttuğunu belirterek, "Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) ve genel olarak ekonomi yönetiminin enflasyonla...

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) Genel Müdürü Murat Bilgiç, gelecek döneme ilişkin fiyat ayarlamalarının enflasyon görünümü üzerindeki yukarı yönlü riskleri canlı tuttuğunu belirterek, "Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının ( Tcmb ) ve genel olarak ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadele konusundaki kararlılığının 2024 görünümü açısından kritik önemde olduğunu değerlendiriyoruz. Bu kapsamda sıkı duruşun enflasyonda kayda değer iyileşme sağlanana kadar korunacağını öngörüyoruz." dedi.

Bilgiç, "Bankacılık Söyleşileri" kapsamında AA'ya yaptığı açıklamada, belli başlı ülke merkez bankalarının 2022 ve 2023'ün ilk yarısında para politikasındaki sıkılaşma adımları ve jeopolitik risklerin etkisiyle dünya ekonomisinde ılımlı bir ivme kaybı gözlendiğini dile getirerek, küresel ölçekte satın alma yöneticileri endeksleri (PMI) ve ticaret hacmine dair veri akışı bu tabloyu teyit etse de bunun şu aşamada bir resesyondan ziyade yumuşak inişe işaret ettiğini söyledi.

Arz yönlü unsurlar ve 2022'de yaşanan enerji krizinin yol açtığı maliyet baskıları geride kalırken, küresel talebin yavaşlamasıyla enflasyonun pek çok ülkede gerilediğini ifade eden Bilgiç, IMF ve OECD gibi uluslararası kuruluşların, faiz artırımlarında sona gelinse de parasal sıkılaşmanın gecikmeli etkileriyle 2024'te de büyümenin zayıf kalabileceğini öngördüğünü anlattı.

ABD Merkez Bankasının (Fed) verdiği son mesajların erken bir faiz indirimine yönelik piyasa fiyatlamasını güçlendirdiğini vurgulayan Bilgiç, "Diğer gelişmiş ekonomi merkez bankalarından ise faiz indirimi konusunda temkinli mesajlar geliyor. Bununla birlikte önümüzdeki dönemde veri akışına bağlı olarak faiz indirimlerinin zamanlamasına dair beklentilerin değişebileceğini ve küresel finansal koşullarda gevşemenin sınırlı kalabileceğini değerlendiriyoruz. Küresel ölçekte para ve maliye politikalarının sıkılık düzeyinin resesyondan kaçınılmak üzere veri akışına bağlı ayarlanacağını düşünüyoruz. Bu kapsamda baz senaryomuzda, görünümü etkileyen ilave bir şok yaşanmaz ise dünya genelinde ekonomik aktivitenin resesyona girmekten ziyade ılımlı şekilde yavaşlamayı sürdürebileceğini ele alıyoruz." diye konuştu.

"Enflasyonun yılın ilk yarısında yüksek kalsa da ikinci yarıda gerileyebileceğini bekliyoruz"

Murat Bilgiç, Türkiye ekonomisinin 2023'te depreme ve küresel belirsizliklere rağmen ilk yarıda dirençli kaldığını, yılın önemli bir bölümünde etkileri devam eden destekleyici politikalarla iç talepte yavaşlama sınırlı kalırken, dış talepte ivme kaybı gözlendiğini ifade etti.

Yılın ikinci yarısında TCMB'nin para politikası faizlerini artırırken makroihtiyati düzenlemelerdeki değişiklikleriyle ekonomi politikalarında kayda değer bir normalleşme gerçekleştirdiğini, bu sayede iç talepteki yavaşlamayla ekonomide dengelenme işaretleri alınmaya başlanırken yatırımcı güveninde ve iş yapma koşullarında iyileşme sağladığını anlatan Bilgiç, şöyle devam etti:

"Yıl ortasında yapılan ücret ayarlamaları, vergi düzenlemelerinin ve kurdaki hareketin enflasyona geçişi geride kaldı. Orta vadeli enflasyon beklentilerinde bir miktar gerileme yaşandı. Ancak önümüzdeki döneme ilişkin fiyat ayarlamaları enflasyon görünümü üzerindeki yukarı yönlü riskleri canlı tutuyor. TCMB'nin ve genel olarak ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadele konusundaki kararlılığının 2024 görünümü açısından kritik önemde olduğunu değerlendiriyoruz. Bu kapsamda sıkı duruşun enflasyonda kayda değer iyileşme sağlanana kadar korunacağını öngörüyoruz. Dünya ekonomisindeki ve iç talepteki zayıflama ile büyümenin yavaşlayabileceğini düşünüyoruz. Enflasyonun yılın ilk yarısında yüksek kalsa da ikinci yarıda gerileyebileceğini bekliyoruz."

"KKM uygulamasında tasfiye aşamasına geçildiğini söyleyebiliriz"

TSKB Genel Müdürü Bilgiç, içinde bulunulan dönemde sabit faizli menkul kıymet uygulamasında sona gelindiğini, KKM (kur korumalı mevduat hesabı) uygulamasında ise tasfiye aşamasına geçildiğini söyleyebileceklerini ifade ederek, sadeleşme adımları çerçevesinde ülke büyümesinin bankacılıkta ticari krediler üzerinden tesis edilerek hem TL'nin değer kazanması hem de bireysel kredilerdeki aşırı büyümeyi yavaşlatarak enflasyonist baskıların önlenmesinin amaçlandığını bildirdi.

Bilgiç, "Sabit faizli menkul kıymet uygulaması, bankaların kredi büyümelerinde ve karlılıkları üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturmuştu. Bu uygulamanın sona ermesiyle toplam kredilerde ve TÜFE'ye endeksli menkul kıymet tutarlarında artış bekliyoruz. Karlılık oranlarının da artan faiz oranlarının katkısıyla artacağını tahmin ediyoruz. Özellikle artan faiz oranları neticesinde ticari kredilerde istisna uygulamalarının devam edeceğini, KGF limitlerinin artabileceğini söyleyebiliriz. KKM uygulamasının cazibesinin azalmaya devam edeceğini, TL yatırım enstrümanlarını daha cazip kılacak adımların devam edeceğini söyleyebiliriz. Faiz oranlarının ise yılın ikinci yarısından itibaren düşen enflasyon oranları neticesinde nispi olarak düşebileceği ya da aynı düzeyde kalacağını tahmin ediyoruz." diye konuştu.

Türk bankacılık sektörü açısından enflasyon ve yılın ilk yarısında çok düşük kalan politika faiz oranlarının belirleyici unsurlar olduğunu vurgulayan Bilgiç, kredi büyümelerine karşı sabit menkul kıymet uygulamasının getirilmesiyle bankaların faaliyetlerini negatif faiz marjıyla sürdürdüğünü ve yüksek enflasyonun etkilerini azaltmak için yüksek oranda TÜFE'ye endeksli menkul kıymet yatırımını tercih ettiğini söyledi.

Bilgiç, şunları ifade etti:

"Bu faktörler neticesinde bankaların bilançoları nominal bazda büyüse de reel ve kurdan arındırılmış olarak aslında kredilerde yıl başına göre küçülmeler gerçekleşti. Ayrıca, artan operasyonel giderler de karlılık üzerinde aşağı yönlü baskı yaptı. 11 ilimizi etkileyen deprem felaketlerinde sektörümüz, yüksek tutarlarda deprem bağışları ve devletimizle birlikte yürütülen kampanyalarla bölgedeki iyileşmeye büyük bir destek verdi. Sektörün yaşadığı kolaylıklara gelirsek, artan dijitalleşmeye işaret edebiliriz. Mevduat bankalarımızda müşterilerin büyük bir oranı işlemlerini dijital kanallar üzerinden gerçekleştiriyor. Bu sayede maliyetler azalırken, işlem verimliliği de olumlu etkileniyor."

"Ülkemizden Türkiye Yeşil Fonu gibi dünyaya örnek olacak finansman uygulamalarının çıkması gurur verici"

Murat Bilgiç, kalkınma bankacılığı perspektifiyle sürdürülebilirlik konusuna da değinmek istediğini belirterek, iklim riskleri ve AB bölgesinde yakın zamanda devreye girecek sınırda karbon vergisi uygulamalarının yeşil dönüşümü zorunlu kıldığını, cinsiyet ve fırsat eşitliğini de içine alan kapsayıcı sürdürülebilirlik adımlarının tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de hız kazandığını söyledi.

TSKB olarak COP28'e geniş bir heyetle katıldıklarını dile getiren Bilgiç, şu değerlendirmede bulundu:

"Bu yıl hem konferansa hem de Türkiye delegasyonuna rekor sayıda katılım, sektörümüzde ve iş dünyasında bilinç düzeyinin oldukça yükseldiğine işaret ediyor. Bugün ülkemizden Türkiye Yeşil Fonu gibi dünyaya örnek olacak finansman uygulamalarının çıkması gurur verici. TSKB olarak, ÇSY risk notumuzla Türkiye'de en iyi, dünyada ise en iyi 15 büyük banka arasında konumlanıyoruz. Bir Türk bankasının bunu başarmasını ve ülkemize yeşil dönüşüm odaklı önemli miktarda fon getirebiliyor olmasını sektörümüz ve ülkemize duyulan güven açısından değerli buluyorum. Üretim ekosisteminin dönüşümünde ve ülkemizin iklim hedeflerinin başarılmasında kritik bir öneme sahip bankacılık sektörümüzün önümüzdeki dönemde çıtayı daha da yükseleceğine inanıyorum."

"2024 yılında kredilerde reel ve kurdan arındırılmış olarak düşündüğümüzde yılın ilk yarısına kadar yüksek enflasyon beklentisiyle küçülmeyi, yılın diğer yarısında ise baz etkisiyle kısmi olarak büyümeyi beklemekteyiz. Özellikle bankalar, ticari kredilerde büyüme planladıklarını, bireysel kredi tarafında ise bu büyümenin sınırlı kalacağını ifade ettiler." yorumunu yapan Bilgiç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Artan faiz oranlarıyla bireysel kredilerde sorunlu kredi alacaklarının da artacağını belirttiler. Mevduat tarafında ise TL mevduat faizlerinin artmasıyla KKM bakiyelerinin azalacağı, bu tutarların büyük oranda TL vadeli mevduat ve YP mevduat hesaplarına aktarılacağını tahmin ediyoruz. KKM hariç TL mevduat oranı artarken, YP mevduat hesaplarındaki artış daha sınırlı kalacaktır. Net faiz marjının yükselmesi, sabit faizli menkul kıymet uygulamasında sona gelinmesiyle ücret ve komisyon gelirlerindeki yüksek artışlarla beraber bankaların karlılığının olumlu anlamda etkileneceğini, yılın ikinci yarısından itibaren TÜFE'ye endeksli menkul kıymetlerin net faiz marjındaki katkısının büyük oranda azalacağı ve karlılık üzerinde aşağı yönlü baskı yapacağını söyleyebiliriz. Dijital kanallar üzerinden yapılan işlemlerin sayısının daha da artacağını ve şube sayılarında azalmaların gerçekleşebileceğini düşünüyoruz."

"Kredi büyümelerinin mevcut büyüme sınırlarıyla uyumlu hareket ettiğini görüyoruz"

TSKB Genel Müdürü Bilgiç, bu yılın ilk çeyreğinde yaşanan kredi mevduat faiz marjındaki gerilemeden dolayı ticari kredilerde yavaşlama olduğunu belirterek, Merkez Bankası tarafından uygulanan ekonomik program kapsamında sadeleşme adımlarının etkisiyle ticari kredi akışının (mekanizması) yeniden sağlandığını, BDDK verilerinin gösterdiği üzere, ekim sonu itibarıyla yıllıklandırılmış büyüme oranının yüzde 16,4 olarak gerçekleştiğini ifade etti.

İç talebi artırarak enflasyon üzerinde risk oluşturan ve mayıs sonu itibarıyla yüzde 140 seviyesine ulaşan bireysel kredilerin yıllıklandırılmış büyüme oranının ekim sonu itibarıyla yüzde 41,8'e gerilediğini söyleyen Bilgiç, "Yılın üçüncü çeyreğinde politika faizi artışlarının etkisiyle TL mevduat payının artırılmasına yönelik düzenlemeler ve miktarsal sıkılaştırma adımlarıyla birlikte mevduat faizleri artışa geçti ve makroihtiyati çerçevedeki sadeleşmeyle desteklenen kademeli faiz artırımları kredi mekanizmasını tekrar işlevsel hale getirdi. Bunun sonucunda kredi büyümelerinin mevcut büyüme sınırlarıyla uyumlu hareket ettiği görüyoruz." dedi.

"Sektörde en yüksek karşılık oranlarına sahip bankalardan biri olmaya devam ediyoruz"

Murat Bilgiç, TSKB'nin finansal performansının yıl sonu için koydukları hedeflerle uyumlu geliştiğini ifade ederek, 3 çeyrek sonunda kümüle net dönem karlarının 5 milyar lirayı aştığını, bu kar rakamının 2022'nin aynı dönemine göre yüzde 90 artışa denk geldiğini, ekonomi ve piyasalarda meydana gelebilecek olası olumsuz gelişmelerin etkisini azamiye indirmek amacıyla yılın 9 ayında ihtiyaten ayrılan serbest karşılıklar hariç tutulduğunda TSKB'nin yıllık kar artışının yüzde 100'ü geçtiğini ve yüzde 46,4 seviyesinde güçlü bir öz kaynak karlılığa ulaşıldığını bildirdi.

Kalkınma misyonu odaklı ve uzun vadeli iş modelleri gereği ağırlıklı olarak yabancı para cinsinden krediler kullandırdıklarını, bu nedenle bankacılık düzenlemelerinin bilanço ve gelir tablolarına etkisinin ticari bankalara kıyasla daha sınırlı kaldığını söyleyebileceklerini belirten Bilgiç, şunları kaydetti:

"Stratejik hazine yönetiminin bir uzantısı olarak menkul kıymet portföyümüzün kuvvetli katkısı ve koruduğumuz güçlü kredi spreadleri sayesinde üçüncü çeyreklik dönemin sonunda yüzde 6,6 net faiz marjı elde ederek beklentilerin üzerine çıktık. Büyük önem verdiğimiz yatırım bankacılığı ve danışmanlık hizmetlerinden elde edilen ücret ve komisyon gelirlerinin de katkısıyla temel bankacılık gelirlerimizi yıllık yaklaşık yüzde 60 büyüttük. Risk esaslı ve ihtiyatlı kredi politikamızı sürdürmeye devam ederek karşılık oranlarını ve beklenmedik durumlar için ayrılan serbest karşılık rezervlerini destekledik. Üçüncü çeyrekte yüzde 28 seviyesinde ikinci aşama karşılık oranı ve yüzde 95 seviyesinde üçüncü aşama karşılık oranları ile sektörde en yüksek karşılık oranlarına sahip bankalardan biri olmaya devam ediyoruz. Serbest karşılık stokumuz ise 1,75 milyar liraya yükseldi. Sağlıklı aktif kalitemizin ve güçlü karşılıkların karlılığımızı destekleyeceğini tahmin ediyoruz."

Bilgiç, "TSKB, güçlü gelir ve sermaye yaratma kapasitesiyle mevzuatsal sınırların üzerinde sağlıklı sermaye oranlarına sahip bir banka. 3. çeyrek sonunda BDDK düzenlemeleri hariç olarak SYR'mizin yüzde 17,6 ile yasal limitlerin oldukça üzerinde bir seviyeye ulaştığını da not etmek isterim. Eylül sonu itibarıyla YP LKO rasyomuz yüzde 433 olarak gerçekleşti. İlk üç çeyrekte başta iklim ve çevre bağlantılı projeler ve kapsayıcı kalkınma yatırımları olmak üzere sağladığımız finansman ile kurdan arındırılmış bazda yüzde 2 oranında bir kredi büyümesi elde ettik." ifadesini kullandı.

Bilgiç, "Yıl sonu için belirlediğimiz yüzde 5'lik hedefimizi gerçekleştirmek üzere kredilendirme çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ortalamada 11 yıla varan uzun vadeli ve çeşitlendirilmiş fonlama yapımızla sektör genelinden ayrışmaya devam ediyoruz. Yıl içinde Alman Kalkınma Bankası (KfW) ve Avusturya Kalkınma Bankası (OeEB) ile imzalanan toplam 125 milyon avro kaynak anlaşmasının yanı sıra temmuz ayında yüzde 113 oranında yenilenen 123 milyon dolar tutarında sürdürülebilirlik bağlantılı sendikasyon kredisi ve eylül ayında gerçekleştirilen 300 milyon dolar tutarında 5 yıl vadeli 4. sürdürülebilir tahvil ihracımız ile bankamızın güçlü likiditesini destekledik." diye konuştu.

Türkiye Yeşil Fonu

Murat Bilgiç, aralık ayında Dünya Bankası ile Hazine ve Maliye Bakanlığı garantisi kapsamında 155 milyon dolar tutarındaki "Yeşil Finans Projesi" kredi anlaşmasına imza attıklarını, bu kredi ile kuracakları ve toplam büyüklüğünün 405 milyon dolara ulaşması hedeflenen Türkiye Yeşil Fonu'nun Türkiye genelinde yeşil ve yeşil dönüşüm sürecindeki şirketlere sermaye yatırımı sağlarken, sermaye piyasaları yoluyla iklim finansmanına yönelik kaynakların çeşitliliğini, miktarını ve çarpan etkisini artıracağını söyledi.

Yıl sonuna kadar imza atacakları yeni kaynak anlaşmalarıyla müşterilerinin sürdürülebilir yatırımlarına ve deprem bölgesinin yeniden inşasına katkı sağlamaya devam edeceklerini belirten Bilgiç, "2024'te de büyüme perspektifimiz doğrultusunda düşük karbon ekonomisine geçiş, kapsayıcılık ve bölgesel kalkınma alanlarında müşterilerimize nitelikli finansman ve danışmanlık olanakları sunmayı sürdüreceğiz." dedi.

Kaynak: AA / Ekonomi
title