TOBB Etü Öğretim Üyesi Sönmez: Merkez Bankası Bir Faiz Artırımına Daha Gerek Duyabilir
TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Dr. Cahit Sönmez, Merkez Bankası'nın masaya yumruk vurmakta geciktiğini belirterek, bu gecikme ve FED'in çıkışa devam kararı vermesi nedeniyle kurların ateşinin düşmediğini vurguladı.
TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Dr. Cahit Sönmez, Merkez Bankası'nın masaya yumruk vurmakta geciktiğini belirterek, bu gecikme ve FED'in çıkışa devam kararı vermesi nedeniyle kurların ateşinin düşmediğini vurguladı. Sönmez, Merkez Bankası'nın bir faiz artırımına daha gerek duyulabileceğini dile getirdi.
TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Dr. Cahit Sönmez, Anka'ya yaptığı açıklamada Merkez Bankası'nın ve ABD Merkez Bankası FED'in aldığı kararlar ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "B, C Planımız var" şeklindeki açıklamalarını değerlendirdi.
Merkez Bankası'nın faiz artış kararında geç kaldığına dikkat çeken Sönmez, FED'in çıkışa devam kararı vermesiyle doların ateşinin düşmediğini vurguladı. Paniğe gerek olmadığının altını çizen Sönmez, şunları kaydetti:
"Kurların aşağı çekilebilmesi için öncelikli olarak para ve kur likidite politikalarına başvurulur. Merkez Bankası önce dolar likiditesini artırmak için satış ihaleleri ve doğrudan müdahale yaptı. Ancak, uygulamaların etkisiz olmasına karşın ikinci enstrüman olan TL faizlerinin artırılmasını eklemekten imtina etti. Sanırım iki unsur etkili oldu bu kararında; birincisi kur yükselişinin geçici olduğunu ve zamanla aşağı geleceğini varsayması, ikincisi 'siyasi telkinler'. Ancak, yüksek miktardaki döviz satışlarına rağmen kurların ateşinin düşmemesi Merkez Bankası için marjının dolduğu anlamına geldi. Dolayısıyla, daha da zaman kaybetmemek için 2006 ve 2011 yıllarından sonra bir kez daha olağanüstü toplantı yaparak faizleri şok diyebileceğimiz yüksek oranlarda yukarı çekti. Sadece faiz koridorunun üst bandında artış beklerken, borç alma ve politika faiz oranlarında da 500 baz puan üzerinde artışa gitti. Bir yerde yapması gerekeni yaptı aslında. Çünkü, beklentileri kontrol edemez hale geldiği gibi güvenilirliğini de yitirmişti. Bu yüzden deyim yerinde ise masaya yumruğunu vurması gerekiyordu. Böyle de yaptı. Ama geciktiği ve diğer taraftan FED'in çıkışa devam kararı verdiği için kurların ateşi düşmedi. Belki bir faiz artırımına daha gerek duyabilir 2006 yılında yaptığı gibi. Ek olarak, rezerv opsiyon katsayılarını ve zorunlu karşılıkları artırımına da gidebilir ama faiz kadar etkili olacağını düşünmüyorum. Bu arada forward satışları olasılığını da değerlendirebilir Merkez Bankası"
-"BAŞBAKAN'IN B VE C PLANIMIZ VAR SÖYLEMİNİN İÇİ DOLU DEĞİL"-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Merkez Bankası'nın faiz kararı ile ilgili olarak "Bekleyeceğiz, etkili olmazsa B, C planlarımız var..." şeklindeki açıklamalarını değerlendiren Sönmez, bu söylemin içinin çok dolu olduğunu düşünmediğini ifade etti. Bu konjonktürde, radikal olarak kur rejim değişikliğine gitme alternatifini aklından geçirmediğini vurgulayan Sönmez, "Geriye para ve maliye politikaları kalıyor. Kendisinin de vurguladığı gibi para politikalarının uygulamasından bağımsız Merkez Bankası sorumlu. Kalıyor maliye politikası Yabancı sermayenin iştahını artıracak vergi düzelmesi olabilir. 2006 yılında sermaye kazancına uygulanan yüzde 15 gelir vergisinin sıfırlanması gibi Hazinenin endeksli ve cazip getirili tahvil ihracı olabilir" dedi.
-"YABANCILARIN NAKDE DÖNMESİNİ SAĞLAYACAK LİKİDİTE YOK, BU NEDENLE MENKUL KIYMET POZİSYONLARINDAN KURTULAMAYACAKLAR"-
FED'in Mayıs ayında dile getirdiği ve Aralık ayında başladığı "üçüncü parasal genişleme (QE3) programından çıkışa devam ettiğini söyleyen Sönmez, Bernanke'nin de son kez yaptığı toplantıda tahvil alım miktarını 65 milyar dolara çektiğini anımsattı. Önümüzdeki aylarda da büyük olasılıkla 10'ar milyar dolar azaltımın sürdürüleceğini ifade eden Sönmez, açıklamalarına şöyle devam etti:
"Miktar aşağı indikçe yabancı sermaye akımlarının yönü gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere daha da fazla yönelecek ve ABD tahvil faiz oranları yukarı yönlü baskı altına girecek. Tabi FED'in bu aksiyonları Merkez Bankasını zorlayacak doğal olarak. Etkinin fazla olmaması yönünde güvendiğimiz bir faktör var o da; Türkiye'deki sıcak paranın çıkışının kolay olmayacağı. Daha açık bir ifade ile yabancıların nakde dönmesini sağlayacak likidite yok. Bu nedenle menkul kıymet pozisyonlarından kolay kurtulamayacaklar. Kurtulsalar bile yüksek kur bedelini ödemek istemeyecekler."