TMO Genel Müdürü Güldal: "Kırmızı mercimek ve kuru fasulyeye pozitif ayrımcılık yapacağız"
MERSİN (İHA) – Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal, nohut ve mercimekte ekimlerin artması ve rekoltenin fazlalığına bağlı olarak güçlü bir stokları olduğunu belirterek, "Ancak, kırmızı mercimekte ve kuru fasulyede bu ivmenin yeterli olmadığını fark ettik.
MERSİN (İHA) – Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal, nohut ve mercimekte ekimlerin artması ve rekoltenin fazlalığına bağlı olarak güçlü bir stokları olduğunu belirterek, "Ancak, kırmızı mercimekte ve kuru fasulyede bu ivmenin yeterli olmadığını fark ettik. Bundan sonra hem bakanlığımız hem de TMO olarak kırmızı mercimek ve kuru fasulyeye pozitif ayrımcılık yapacağız" dedi.
10 Şubat Dünya Bakliyat Günü, Mersin'de bu yıl da kapsamlı bir etkinlikle kutlandı. Bir otelde gerçekleştirilen etkinlikte bakliyat ürünleri tanıtılırken, tamamı bakliyat ürünleri kullanılarak yapılan yemek menüsü de konuklara ikram edildi. Etkinliğe, Mersin Valisi Ali İhsan Su, TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal, Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Gülcan Kış, milletvekilleri ve il protokolü katıldı.
"Bakliyat herkesin gıdasıdır"
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Ulusal Baklagil Konseyi ve Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir, "Mersin, bakliyatın başkenti" diyerek, Mersin'in sadece Türkiye'nin değil, dünyanın da sayılı bakliyat merkezlerinden birisi olduğunu söyledi. Dünya Bakliyat Günü'nün 5'incisini kutlamaktan büyük mutluluk duyduklarını dile getiren Özdemir, bakliyatın, besin değeri açısından oldukça zengin bir ürün grubu olduğunu ve yüksek protein içerdiğini vurguladı. Özdemir, "100 gramlık bir bakliyat porsiyonunda yer alan protein miktarı 19 ile 35 gram arasında değişmektedir. Bu miktar da et ve et ürünleriyle benzer seviyededir. Ayrıca bakliyat düşük yağ seviyesine sahip olduğu için kolesterol olmadığından daha avantajlıdır. Lif ve mineral açısından da zengindir. Başta diyabet ve obezite olmak üzere kanserden kalp-damar rahatsızlıklarına kadar çok çeşitli hastalıklarla mücadelede etkindir. Tüm bu özellikleriyle bakliyat, dünyanın önde gelen sağlıklı beslenme rehberlerinin vazgeçilmez parçasıdır. Zengin veya fakir herkesin gıdasıdır. Bakliyatın toprak verimliliğine de katkısı vardır" dedi.
"Bakliyat üretimini ve tüketimi artırmamız gerekiyor"
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO) dünya bakliyat ekonomisine ilişkin hazırladığı rapordan veriler paylaşan Özdemir, buna göre dünya genelinde kişi başına düşen bakliyat tüketim miktarı 21 gram iken, hububatın 400 gram, etin ise 133 gram olduğu bilgisini verdi. Önümüzdeki dönemde bakliyat üretimini ve tüketiminin artırılması gerektiğini ifade eden Özdemir, "Türkiye'nin 80'li yıllardaki 2 milyon tonluk bakliyat üretimi, bugün 1 milyon tona indiyse, burada bir üretim kaybı söz konusu. Bunu artırmamız lazım. Çok faydalı bir besin kaynağı olduğu için tüketimi de artırmamız lazım" diye konuştu.
Tarım ve Orman Bakanlığının bakliyatta açıkladığı yeni yol haritasına da değinen Özdemir, bakliyatın bundan sonra 'özel ürün' olarak tanımlanacağını, ayrıca bakliyat ekiminin özendirileceğini dile getirdi.
"Dünyada bakliyatın önemi giderek artıyor"
Akdeniz Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Hüseyin Arslan da 2016'da Dünya Bakliyat Günü ilanının ardından belirledikleri "Sürdürülebilir tarım için bakliyat" sloganının şu anda dünyada "Sürdürülebilir gelecek için bitkisel protein" şekline dönüştüğünü anlattı. İnsanın yaşaması için günde 80 gram protein yemesi gerektiğini belirten Arslan, hayvansal kaynak tüketemeyenlerin proteini alabilecekleri tek kaynağın da bakliyat olduğuna işaret etti. Arslan, "Ekosistem, çocuk beslenmesi, yaşlı beslenmesi, hasta beslenmesi gibi konular ve çevreci olması dolayısıyla bakliyatın önemi gittikçe artıyor. İnsanlığın geleceği bir ölçüde bakliyatla ilgili" ifadelerini kullandı.
"Bakliyatın ilk sahibi Türkiye"
TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal ise 25 yıl aradan sonra TMO'nun bakliyat piyasalarının düzenlenmesiyle ilgili olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2018 yılında yeniden görevlendirildiğini söyledi. Genel Müdür Güldal, son iki yıldır bakliyatın üretiminden ticaretine, pazarına, takibine kadar her şeyiyle yakından ilgilendiklerini belirtti.
Mersin'in, bakliyat ticareti bakımından en önemli il olduğunu vurgulayan Güldal, bakliyatın, anavatanı Anadolu, gen merkezi Türkiye olan çok değerli bir bitkisel ürün olduğunun altını çizdi. Bakliyatın insan sağlığı ve beslenmesi için önemini anlatan Güldal, ayrıca dünyanın geleceği ve toprakların korunması için çok önemli bir bitki olduğunu vurguladı. Güldal, "Bu değerli bitkinin de ilk sahibi Türkiye. Geçmişte bakliyat vardı, kültürümüzde de vardı. Hem insan için hem çevre için hem toprak için gelecekte de olması gerekiyor" dedi.
"Çiftçilerimizin dönüm başı aldığı destekler 800-850 liraya ulaştı"
2017 yılına kadar 15 yıl boyunca bakliyat alanlarında gerileme olduğuna dikkat çeken Güldal, şöyle devam etti:
"Bakanlığımız bakliyatla ilgili 2016'da Dünya Bakliyat Yılının verdiği ivmeyle 2017'de çok radikal bir adım attı ve 300 lira olan tarımsal desteği bir anda 500 liraya çıkarttı. Mazot, gübre ve diğer desteklerle beraber bakliyat üreten çiftçilerimizin dönüm başı aldıkları destekler 800-850 liraya ulaştı. Böylece 650 bin ton civarında nohut üretimi, 45 bin ton civarında yüzde 43 artan mercimek üretimi ve ciddi manada 1,5 milyon tona ulaşan toplam bakliyat üretimi gerçekleşmiş oldu. Biz bu üretimi Türkiye olarak yapabiliyoruz, yapabiliriz; ancak üreticinin karşılığını alması lazım. Bu noktada TMO olarak bakliyatla ilgili özendirici, sürdürülebilir bir fiyat politikası belirledik, 2018 ve 2019'da ciddi miktarda bakliyatı üreticiden aldık. Stoklarımızda fazlasıyla bakliyat ürünü nohut ve mercimek var."
"Kırmızı mercimek ve kuru fasulyeye pozitif ayrımcılık yapacağız"
Nohut ve mercimekte ekimlerin artması ve rekoltenin fazlalığına bağlı olarak güçlü bir stokları olduğunu kaydeden Güldal, "Ancak, kırmızı mercimekte ve kuru fasulyede bu ivmenin yeterli olmadığını fark ettik. Bundan sonra hem bakanlığımız hem de TMO olarak nohut ve yeşil mercimekten ziyade kırmızı mercimek ve kuru fasulyeye pozitif ayrımcılık yapacağız. Onların üretimini de artırmak için ağırlık vereceğiz" diye konuştu.
"Kesinlikle aslı astarı, gerçeklik payı olmayan haberler"
Konuşmasında, bakliyat ürünlerinin fiyatlarının anormal şekilde yükseldiğine dair çıkan haberleri yalanlayan Güldal, "Kesinlikle aslı astarı, gerçeklik payı olmayan haberlerdir. Bakliyat, en ucuz protein kaynağı. Televizyonda nohudun 11-15-18 lira olduğu söylendi. Biz araştırdık, yok öyle bir şey. TMO olarak biz 3-4 liradan toptan satıyoruz. 4-6,5 lira arasında da kalitesine ve boyuna göre perakende satıyoruz. Ulusal zincir marketlere baktık, 6-7,5 lira arasında. Bu manipülasyon neden yapıldı, bunu anlamak mümkün değil. İnsanların kafasını karıştırmaya, tükettikleri gıda maddeleriyle ilgili spekülasyon yapmaya hiç kimsenin hakkının olmadığının, bakliyat özelinde de tüketilecek en değerli protein maddesinin Türkiye'de en uygun şartlarda satıldığını ve sofralara ulaştığının altını çizmek istiyorum" ifadelerini kullandı.
"Nohutta net ihracatçıyız"
Nohut ithal edildiğine dair basında çıkan haberleri de değerlendiren Güldal, "Nohutta net ihracatçıyız. 2018 ve 2019 yıllarında net ihracatçı konuma gelmiş durumdayız. İnşallah kuru fasulyede ve kırmızı mercimekte de yeni yol haritalarıyla bu başarı yakalanacaktır. Elimizde güçlü bir miktarda stok var. Bunun hem iç piyasaya hem de yurt dışına ihracı konusunda önemli çalışmalarımız var. Kasım ayında 22 bin ton TMO menşeli nohut ihraç ettik. Yine 55-60 bin ton civarında mahsulümüzü iç piyasada değerlendirdik. Son olarak da şubat ayında 180 bin tonluk stokumuzu hem yurt içine hem yurt dışına satış yapacak olan firmalarımızın ticaretlerine açtık" şeklinde konuştu.
"Baklagillerden yüksek katma değer oluşturacak yeni ürünler yapmalıyız"
Mersin Valisi Ali İhsan Su da dünya nüfusunun 2 milyardan fazlasının proteinini baklagillerden karşıladığına dikkat çekti. İnsan beslenmesinde proteinin yüzde 22'sinin de baklagillerden sağlandığına işaret eden Su, şunları söyledi:
"Baklagiller, vazgeçilmez besin kaynaklarının başında geliyor. Dünyada yaklaşık 40 milyar dolarlık yemeklik baklagil üretimi gerçekleşiyor. Ülkemiz bu konuda şanslı. Bereketli Hilal bölgesinin içinde yer alıyoruz ve baklagil üretiminde önemli potansiyele sahibiz. Tahıllardan sonra ikinci sırada geliyor. İyiyiz ama daha çok üretim için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Baklagillerden yüksek katma değer oluşturacak yeni ürünler de yapmalıyız ve yapıyoruz. Bunları piyasaya sunma seviyesine gelmeliyiz" dedi. - MERSİN