Suriye, Fed'in Takviminde Yok
Saxo Bank Döviz Strateji Birimi Başkanı John Hardy, Suriye’ye olası dış müdahalenin Fed’in çıkış takvimine fazla etkisi olmayacağını, sadece gelişmekte olan ekonomilerde olası yayılma riski olabilecek bir kriz göstergesinin çıkış planlarını etkileyebileceğini bildirdi Hardy: "Fed’in parasal genişlemeden çıkışındaki çekincelerin Suriye meselelerinden daha çok ABD’nin ekonomik verilerinin tatmin edici seviyede olup olmamasıyla daha ilgili olduğunu düşünüyorum"
GÖKHAN KURTARAN - Saxo Bank Döviz Strateji Birimi Başkanı John Hardy, Suriye'ye olası dış müdahalenin Fed'in çıkış takvimine fazla etkisi olmayacağını belirterek, sadece gelişmekte olan ekonomilerde olası yayılma riski olabilecek bir kriz göstergesinin Fed'in çıkış planlarını etkileyebileceği öngörüsünde bulundu.
Hardy, Suriye'ye olası dış müdahalenin gerçekleşmesi halinde Fed'in parasal genişlemeden çıkış için hazırladığı kademeli çıkış takvimin ertelenmesine neden olup olmayacağın ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
"Fed'in parasal genişlemeden çıkışındaki çekincelerin Suriye meselelerinden daha çok ABD'nin ekonomik verilerinin tatmin edici seviyede olup olmaması ile daha ilgili olduğunu düşünüyorum" diyen Hardy, sadece gelişmekte olan ekonomilerde görülebilecek olası büyük çaplı bir krizin finansal bulaşmaya yol açmasının kaçınılmaz olduğu endişesinin programdan çıkışı etkileyebileceğini kaydetti.
"Kur savaşları" olarak adlandırılan terminolojinin gelişmekte olan ekonomilerde Fed'in parasal genişlemeden çıkış sinyalini açıkladığı Mayıs ayından bu yana yaşananları açıklamak için yetersiz olacağının belirten Hardy, "Gelişmekte olan ekonomilerin son durumu kendi para biriminin değerini düşük tutarak dövizle mücadele edilmesi için kullanılan "kur savaşlarının" bir parçası değil. Gelişmekte olan ekonomilerin sorunu kur savaşından ziyade kendi para birimlerine ilişkin yerel ve uluslararası piyasa katılımcılarının güven kaybetmesini engellemeye çalışmak. Bu aslında son 30 yıldır sürekli olarak, sıklıkla İtalya ve Büyük Britanya gibi ülkelerde görülen bir senaryo. Bu sorun ilk kez ortaya çıkmıyor" diye konuştu.
"Faiz artışı, hatta sermaye kontrolü gerekebilir"
Fed'in aylık 85 milyar dolarlık tahvil alım programından çıkacağını açıklaması sonrasında gelişmekte olan ekonomilerin de bir dizi yapısal pozisyonlarını iyileştirici önlem alması gerektiğini n belirten Hardy, "Fed'in çıkış politikası, gelişmekte olan piyasalar üzerindeki baskısı, faizlerin artırılması ve hatta bazı durumlarda sermaye çıkışının bile kontrol edilmesini içerebilecek bir takım önlemler alınana devam edecek. Bunlar gelişmekte olan ekonomiler için sancılı olabilir" dedi.
Gelişmekte olan piyasalar için "yeni normalin" bulunmasının mümkün olduğunu belirten Hardy, "Yine de yeni normalin elde edilmesi biraz zaman alacak. Piyasalar gelişmekte olan ekonomilere önemli bazı mesajlar veriyor ve Türkiye'de bu ülkelerden biri. Uzun yıllardır devam eden bazı yapısal dengesizlikler Türkiye için sorun teşkil etmiyordu. Fakat bir anlamda bu durum piyasaların dengelenmesini sağlayacak bir güçlü bir yanıtın verilmesini gerektirecek bir uyanış çağrısı olabilir" ifadelerini kullandı.
Gelişmekte olan ekonomilerde dövize ortak bir müdahale olur mu?
Yakın zamanda dış basında Hindistan'ın gelişmekte olan ekonomilerin merkez bankaları arasında ortaklaşa bir dolara müdahale paketi üstünde anlaşma arayışından bulunduğu iddialarına ilişkin Hardy, şöyle konuştu:
"Eğer son zamanlardaki kur baskısı devam ederse gelişmekte olan ekonomiler Endonezya ve Bank of Japan arasındaki swap anlaşmasına benzer bir anlaşma yapmak ya da birkaç gelişmekte olan ekonominin merkez bankasını ve IMF'yi içeren bir yardım paketi hazırlamak zorunda kalabilirler. Dövize müdahale koordineli ya da değil, temel öğeleri dengeleyecek olan yapısal değişimlerin uygulanmaması halinde başarılı olmayacaktır." - İstanbul