Şili'de bir milyondan fazla kişi gelir eşitsizliğine karşı sokaklarda
Şili'de metro ücretine yapılan zam ile başlayan ülke tarihinin en büyük gösterileri, bir haftadır devam ediyor. Yüz binlerce kişi ülkedeki ekonomik durumu protesto ediyor. Protestocular, eylemlerine son vermek için olağanüstü halin sona erdirilmesini ve askerlerin kışlalarına geri dönmesini istiyor.
Şili'de ülke tarihinin en büyük hükümet karşıtı protesto gösterilerinden biri düzenlendi.
Başkent Santiago'da bir milyondan fazla kişi gelir eşitsizliği ve yaşam standartlarını protesto için Cuma günü sokaklardaydı. Göstericilerin çoğu Devlet Başkanı Sebastian Pinera'ya istifa çağrısında bulundu. Pinera ise hükümetin çağrıları duyduğunu ve dikkate aldığını açıkladı.
Devlet Başkanı Twitter hesabından, "Hepimiz değiştik, bugün Şililerin daha adil ve daha birleşik bir ülke talebinde bulunduğu neşeli ve barışçıl bir yürüyüş düzenlendi, bu geleceğe dair umut yollarını açıyor" yazdı.
Cuma günü, Valparaiso'daki Kongre binasında bulunan siyasetçiler ve yetkililer, göstericilerin binaya zorlaya girmeye çalışması üzerine güvenlik koridoruyla çıkarılabildi.
16 KİŞİ ÖLDÜ
Yaklaşık bir hafta önce başlayan gösterilerde en az 16 kişi öldü.
Santiago Valisi Karla Rubilar, günlerce süren protestoların 'tarihi olduğunu' söyledi.
Twitter mesajında Rubilar, ülke nüfusunun yüzde 5'ine denk gelen yaklaşık bir milyon kişinin yürüyüşe katıldığını duyurdu.
Vali, protestocuların "Yeni bir Şili hayalini temsil ettiklerini" söyledi.
Santiago'da AFP haber ajansına konuşan 38 yaşındaki Francisco Anguitar "Adalet, dürüstlük ve etik bir hükümet çağrısında bulunuyoruz" dedi.
GÖSTERİLER NASIL BAŞLADI?
Şili'de geçen hafta metro ücretine zam yapılmasının ardından öğrenciler sokaklara çıkarak eylemler düzenledi.
Öncelikli olarak ulaşım ücretlerine yapılan zammı protesto ile başlayan bu gösteriler bir haftadır sürüyor.
Devlet Başkanı Sebastián Piñera, protestoların başlangıcında takındığı tutumdan ötürü özür dilese ve yeni bir ekonomik paket açıklasa da on binlerce kişi sokaklardaki eylemlerine bu hafta da devam etti.
Binlerce işçi Çarşamba ve Perşembe günleri genel greve katıldı.
Geçen hafta yaşanan kimi yağma olaylarının ardından hükümet geçen hafta Cumartesi günü ülke genelinde olağanüstü hal ilan etti.
Bu, diktatör General Augusto Pinochet yönetiminden beri ülkede ilan edilen ilk olağanüstü hal oldu.
Protestocular, eylemlerine son vermek için olağanüstü halin sona erdirilmesini ve askerlerin kışlalarına geri dönmesini istiyor.
ŞİLİ EKONOMİSİ NE DURUMDA?
Şili, Latin Amerika'nın en zengin ülkelerinden biri olsa da aynı zamanda gelir adaletsizliğinin en yüksek olduğu ülkeler arasında.
36 üyeli Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) içinde gelir dağılımının en adaletsiz olduğu ülke de Şili.
Salı günü Şili Devlet Başkanı Piñera'nın açıkladığı reformlar arasında emeklilik maaşına yüzde 10 zam yapmak ve asgari ücreti 413 dolardan 482 dolara yükseltmek de bulunuyor.
Aynı zamanda yüksek maaş kazananlardan daha fazla vergi alınması, devletin sağlık masraflarını karşılaması ve elektriğe yapılması planlanan zammın geri alınması da açıklanan reformlar arasında.
Çoğu emtia üreticisi Latin Amerika ülkesi, 2000'lerin başında emtia fiyatlarında yükseliş yaşanması ile ekonomik anlamda büyük bir ilerleme kaydetti.
Ancak sonraki yıllarda emtia fiyatlarında yaşanan düşüş, ekonomilerinin zora girmesine yol açtı. Aynı zamanda ekonomik büyümeden toplumun dezavantajlı konumları yeteri kadar yararlanamadığı için sosyal ve ekonomik eşitsizlik açısından uçurum derinleşti.
Dünyanın en büyük bakır üreticisi Şili de büyümesi yavaşlayana kadar 2000-2014 yılları arasında ekonomisi büyük ilerleme kaydeden ülkelerden biri.
New York Üniversitesi Latin Amerika ve Karayipler Çalışmaları Merkezi'nden Profesör Patricio Navia, Şili'deki protestoların neden kaynaklandığını Voice of America haber sitesine verdiği demecinde şöyle açıklıyor:
"İnsanlar sokaklara çıktı çünkü hükümetin zenginlere daha çok değer verdiği hissediliyor. Yoksullara yardım etmesi gereken sosyal programlar hiç gelişmiş değil ve toplumun geri kalanı kendi kendine geçinmek zorunda. Sokağa çıkanların bir kısmı kamu yardımı almak için yeteri kadar yoksul değil, geri kalanı da hükümetin vergi indirimlerinden faydalanmak için yeteri kadar zengin değil. Seslerinin duyulması için isyan etmeleri gerekiyordu."