Rumlar'dan 10 Milyar Dolarlık AB Engeli
Güney Kıbrıs, Çeaş ve Kepez'e El Konulması Nedeniyle Zarara Uğradığı İleri Sürülen Rum Şirket Libananco'ya 10 Milyar Dolar Tazminat Ödenmezse AB'nin Müzakerelere Başlamaması İçin Bastırıyor.
Güney Kıbrıs, ÇEAŞ ve Kepez'e el konulması nedeniyle zarara uğradığı ileri sürülen Rum şirket Libananco'ya 10 milyar dolar tazminat ödenmezse AB'nin müzakerelere başlamaması için bastırıyor.
Referans Gazetesi'nde Cansu Çamlıbel/Elif Özmenek imzalarıyla yer alan haberere göre Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, elektrik üretim ve dağıtım şirketleri Çukurova Elektrik (ÇEAŞ) ve Kepez Elektrik'e 2003'te el konulması sonucunda Güney Kıbrıslı Libananco şirketinin Türk devleti aleyhine başlattığı tahkim sürecini Avrupa Birliği'nin (AB) getirerek yeni bir engel yaratma çabasında. Rum Yönetimi, enerji faslındaki kriterlerin başlaması için Türkiye'nin Libananco'ya yaklaşık 10 milyar dolarlık tazminat ödemesini enerji açılış kriteri açılış kriteri olarak benimsetmek istiyor.
Enerji faslı için hazırlanan tarama raporunda Avrupa Komisyonu'nun herhangi bir açılış kriteri belirlememesine tepki gösteren Rum yetkililer, komisyona çeşitli sorulardan oluşan bir metin iletti. Metinde Avrupa Enerji Şartı'na taraf olan Türkiye'nin bu anlaşmanın 10 ve 13'üncü maddelerini ihlal ettiği iddia edildi. Bu maddeler Avrupa Enerji Şartı'nı imzalayan ülkelerin AB üyesi bir ülkede kurulan bir şirkete karşı yerine getirmesi gereken yükümlülüklere açıklık getiriyor. Rumlara göre, Türkiye ÇEAŞ-Kepez'e el konulmasının ardından bu şirketlerin hisselerine sahip olduğunu iddia eden Güney Kıbrıslı Libananco şirketinin kayıplarını karşılamayı reddetti.
Rum delegasyonu, Türkiye'nin Enerji Şartı Anlaşması'nı ihlal ettiği gerekçesi ile Libananco'nun Dünya Bankası bünyesindeki Uluslararası Yatırım Uyuşmazlıkları Merkezi'ne yaklaşık 10 milyar dolarlık tahkim başvurusunda bulunduğunu da Avrupa Komisyonu'na hatırlattı. Türkiye'nin Avrupa Enerji Şartı'nın gereklerini yerine getirmesinin enerji faslı için açılış kriteri olması talep edildi.
DAVA TÜRKİYE İÇİN GÖSTERGE OLACAK
Güney Kıbrıslı yatırım şirketi Libananco Holdings Co. Ltd. adına davayı üstlenen ABD'li avukat Stuart Newberger Referans'a yaptığı açıklamada Rum yönetiminin, Türkiye'nin AB üyelik sürecinde hazirana kadar start alması beklenen müzakere başlıklarından enerji konusunda ÇEAŞ-Kepez meselesinin çözülmesini açılış kriteri olarak getirme girişimini doğruladı.
Newberger, Rum yönetiminin yatırım ve vergi cenneti olarak tanınan Kıbrıs'ın yatırımcıların gözündeki itibarı nedeniyle davayı yakından izlediğini belirtirken, bu dosyanın AB kriterleri açısından örnek teşkil etmesi için tüm yolların deneneceğini söyledi. Güney Kıbrıs'ın AB girişiminin ABD'de görülen davayla doğrudan ilgisi olmadığına vurgu yapan Newberger "Bu 2 olay arasında doğrudan hukuki bir bağlantı yok; ama siyasi bir bağlantı var" dedi. Dünyanın önde gelen hukuk firmalarından Crowell ve Moring'in en agresif avukatlarından biri olarak tanınan Newberger, "AB, üyelik sürecinde tarihsel olarak Türkiye'nin yatırımcılara nasıl davrandığına muhakkak bakacak, bu dava ise AB'nin gözönünde bulunduracağı önemli dosyalardan biri olacak" diye konuştu.
ERDOĞAN KENDİ AYAĞINA ATEŞ ETTİ
Dünya Bankası bünyesinde görülen davanın ilk resmi oturumu şubat ayında yapıldı. 3 kişilik tahkim heyeti Singapurlu Michael Hwang, İngiliz Sir Franklin Berman QC ve Kanadalı Henri Alvarez'den oluşuyor. Uzmanlar, davanın 2008'in ilk aylarına kadar sarkabileceğini vurguluyorlar. Ayrıca normalde 2 tarafın ortaklaşa belirledikleri bir ismin heyet başkanı olduğu; ancak Türkiye'nin Libananco kanadı ile muhatap olmamak için hiçbir girişimde bulunmadığından heyet başkanı Micheal Hwang'ı mahkemenin atadığı da belirtiliyor. Libananco'nun önerdiği Henri Alvarez ise Motorola'nın Türkiye aleyhine açtığı tahkim davasının da hakem heyeti başkanıydı. Türkiye, benzer sebepten Motorola davasında da 1 milyar dolar tazminat ödemeye mahkum edilmişti. Stuart Newberger, daha önce basına yaptığı açıklamalarda "Türkiye'nin hiçbir savunma noktası yok. Eninde sonunda 10 milyar doları ödeyecek! Erdoğan ve beraberindekiler Uzan ailesini siyaset sahnesinden silmek için böyle bir girişimde bulundular; ancak kendi kendilerini ayaklarından vurmuş oldular" ifadelerini kullanmıştı.
AMAÇ GÜNEY KIBRIS'IN TANINMASI
Diplomatik kaynaklar, Rumların uluslararası yargının önünde olan bir konuyu müzakerelerin gündemine taşımasını siyasi bir tavır olarak nitelendirdi. Aynı kaynaklar, Avrupa Birliği'nin henüz sonuçlanmamış bir davayı Türkiye'nin önüne bir açılış kriteri olarak koymasını beklemediklerini belirtti.
Rumların Libananco'nun Türkiye'den tazminat talebini AB'nin gündemine taşıması Ankara'nın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni tanıdığını ileri sürmek için yeni bir gerekçe arayışı olarak yorumlanıyor. Rumlar, Uluslararası Yatırım Uyuşmazlıkları Merkezi'nin Türkiye'yi yaklaşık 10 milyar dolarlık tazminatı ödemeye mahkum etmesi durumunda, Ankara'nın Kıbrıs Rum Yönetimi'ni tanıdığı yorumunun da mahkemece hükme bağlanabileceğini savunuyor.
Yatırım firması Libananco 2003 yılında, Uzan ailesine ait olan Çukurova Elektrik (ÇEAŞ) ve Kepez'in üçte iki hissesini satın almış; ancak toplam değerleri yaklaşık 16 milyar doları bulan şirketlere Erdoğan hükümeti aynı yıl el koyduğunu açıklamıştı. Libananco davası, Türkiye'nin enerji sektöründeki yabancı yatırımcının korunmasıyla ilgili düzenlemeler getiren Enerji Tüzüğü Paktı'na aykırı hareket ettiği gereçeksiyle Dünya Bankası bünyesindeki Uluslararası Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözümü Merkezi'nde hâlâ devam etmekte. Davanın AB sürecini yakından ilgilendiren bir başka boyutu ise hem Güney Kıbrıs'ın hem de Türkiye'nin üyesi bulunduğu Enerji Tüzüğü Paktı'nın, Ankara'nın Rum yönetimini yıllar önce resmen tanımış olduğuna kanıt gösterilmesi. Kıbrıs Rum hükümetinin 1998 yılında taraf olduğu Enerji Tüzüğü Paktı'nı, Türkiye'de 2001 yılında imzalamıştı.
Libananco şirketinin davasını yürüten hukuk ekibinde Türkiye'nin başını daha önce de ağrıtan bir avukat var. Achilleas Demetriades, Rum vatandaşı Titina Loizidou'nun mülkiyet haklarının engellendiği gerekçesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde Türkiye aleyhine açtığı 1.2 milyon euroluk tazminat davasını kazanmasında önemli rol oynamıştı.
AVRUPA ENERJİ ŞARTI'NIN 10 VE 13'ÜNCÜ MADDESİ NE DİYOR
MADDE 10 Enerji Şartı Konferansı'nın rolü
1- Enerji Şartı Konferansı'nda, bu Protokolla uyumlu olarak alınan tüm kararlar, sadece, bu Protokola da taraf olan Enerji Şartı Anlaşması taraflarınca uygulanacaktır.
2- Enerji Şartı Konferansı, Protokolün yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 180 gün içinde, Madde 9'da yer alan işbirliği alanlarının belirlenmesinin yanı sıra raporlama konusu da dahil olmak üzere, söz konusu Protokolün içerdiği hükümlerin uygulanmasını inceleyen ve uygulayan kontrol prosedürlerinin hazırlanmasına gayret edecektir.
MADDE 13 Enerji Şartı Anlaşması ile ilişkiler
1- Bu Protokolün hükümleri ile Enerji Şartı Anlaşması'nın hükümleri arasında uyumsuzluk olduğu takdirde, söz konusu uyumsuzluk giderilene kadar Enerji Şartı Anlaşmasının hükümleri geçerli olacaktır.
2- Madde 10(1) ile Madde 12(1) - 12(3) arasında yer alan hükümler, Enerji Şartı Anlaşması ile oluşturulan Enerji Şartı Konferansı veya Sekreterya gibi kurumların fonksiyonlarına veya görevlerine ilişkin olarak bu Protokola ek olan konulardaki Enerji Şartı Konferansı oylamalarına uygulanmayacaktır.