PLASFED Başkanı: Türkiye'nin Lojistik Rolü Stratejik Bir Avantajdır

PLASFED Başkanı: Türkiye'nin Lojistik Rolü Stratejik Bir Avantajdır
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Plastik Sanayicileri Federasyonu Başkanı Ömer Karadeniz, Türkiye'nin Avrupa ile Asya arasında üstlendiği lojistik köprü rolünün stratejik bir avantaj sağladığını belirterek, alternatif lojistik koridorların artık zorunluluk haline geldiğini vurguladı. Jeopolitik gerilimlerin artmasıyla birlikte tedarik güvenliğinin önemine dikkat çekti.

Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Başkanı Ömer Karadeniz, "Orta Koridor başta olmak üzere Türkiye'nin Avrupa ile Asya arasında üstlendiği lojistik köprü rolü, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda stratejik bir avantajdır. Bu avantajı iyi değerlendirmeliyiz." ifadelerini kullandı.

PLASFED'den yapılan açıklamada Başkan Ömer Karadeniz'in Orta Koridor ve jeopolitik gelişmelerin sektöre yansımalarına ilişkin değerlendirmelerine yer verildi.

Karadeniz, İsrail'in İran'a yönelik saldırılarıyla başlayan ve İran'ın misillemeleriyle süren 12 günlük çatışma süresince Hürmüz Boğazı'nın kapatılmasına yönelik yaşanan belirsizliğe dikkati çekti.

Türkiye'nin alternatif ticaret ve lojistik güzergahlarına sahip olmasının öneminin bir kez daha ortaya çıktığını belirten Karadeniz, "Orta Koridor başta olmak üzere Türkiye'nin Avrupa ile Asya arasında üstlendiği lojistik köprü rolü, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda stratejik bir avantajdır. Bu avantajı iyi değerlendirmeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.

"Alternatifli lojistik koridorlara sahip olmak artık lüks değil, zorunluluk"

Ömer Karadeniz, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu'nun paylaştığı Orta Koridor vizyonuna da değinerek, "Jeopolitik risklerin arttığı bir dönemdeyiz. Üretim ve ihracatın sürdürülebilirliği açısından lojistik güvenliği ve tedarik çeşitliliği her zamankinden daha büyük önem taşıyor." ifadelerini kullandı.

Söz konusu artan jeopolitik gerilimin, küresel enerji ve lojistik güvenliği açısından ciddi riskler yarattığını anlatan Karadeniz, şöyle devam etti:

"Petrol fiyatlarının yeniden 100 doların üzerine çıkma olasılığıyla petroldeki her artış, ham maddeden lojistiğe kadar tüm maliyetleri artırıyor. Üretim yavaşlıyor, yatırımlar erteleniyor. Bu tablo hem sanayiciyi zorluyor hem de tüketici fiyatlarını yukarı çekiyor."

Karadeniz, yaşanan jeopolitik gerilimleri anımsatarak, plastik sektörüne ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

"İran'ın Hürmüz Boğazı'nı kapatma yönündeki adımları yalnızca enerji fiyatlarını değil, plastik sektörünün temel girdilerinden biri olan nafta gibi petrol türevlerinin tedarikini de doğrudan etkiliyor. Türkiye plastik sektörü büyük ölçüde ithalata dayalı bir yapıya sahip. Petrol fiyatlarındaki artış, enerji ve ham madde maliyetlerinin yanı sıra lojistik maliyetlerini de keskin biçimde artırıyor. Bu nedenle alternatifli lojistik koridorlara sahip olmak artık lüks değil, zorunluluk."

Ömer Karadeniz, sürdürülebilir bir plastik sanayi için yerli üretimin desteklenmesi ve alternatif ham madde kaynaklarına yönelimin hayati önem taşıdığını kaydetti.

title