Piyasalar Tek Parti İktidarını Fiyatlıyor
Yılbaşından bugüne TL ve TL cinsi yatırım araçlarında siyasi endişelerle yaşanan negatif ayrışma 7 Haziran genel seçimlerinde AKP'nin tek partili hükümeti statüsünü sürdüreceğine yönelik beklentilerin seçim anketleriyle birlikte kuvvetlenmesiyle yerini pozitif ayrışmaya bırakıyor.
Yılbaşından bugüne TL ve TL cinsi yatırım araçlarında siyasi endişelerle yaşanan negatif ayrışma 7 Haziran genel seçimlerinde AKP'nin tek partili hükümeti statüsünü sürdüreceğine yönelik beklentilerin seçim anketleriyle birlikte kuvvetlenmesiyle yerini pozitif ayrışmaya bırakıyor.
Analistler seçim öncesi pozisyon alımlarının yavaş yavaş başlamış olabileceğini belirtirken, TL'de yılbaşından beri neredeyse her gün gelişmekte olan ülke para birimlerine göre yaşanan negatif ayrışma ise son iki gündür tersine döndü.
Dolar, 2.63 seviyesinin altına kadar sarkarken, son 4 gündür yükselen borsada alımlar bugün de devam ediyor.
Bankacılar piyasadaki fiyatlamaların, 2002 Aralık ayından bu yana iktidarda olan ve en son 2011 genel seçimlerinde yüzde 49.8 oy alan AKP'nin oy kaybına uğrasa dahi tek parti iktidarını kaybetmeyecekleri yönünde olduğunu söylediler.
Seçim sonrasına ilişkin risklerin tam olarak ortadan kalkmadığına da dikkat çeken analistler piyasanın şimdilik kısa vadeli gerçekleşmeleri fiyatlamayı tercih ettiğini belirttiler.
Analistler, seçim sonucunda AKP'nin anayasayı tek başına değiştirerek başkanlık sistemini getirmesine yetmeyecek ancak tek parti olarak iktidarını koruyabilecek kadar sandalye kazanmasının piyasa açısından en tercih edilen senaryo olduğunu belirtiyorlar.
Meclisin 550 kişiden oluşan yapısına göre, tek partinin anayasayı doğrudan değiştirebilmesi için 367, anayasa değişikliğini referanduma götürebilmesi için 330 ve tek başına iktidar olması için ise en az 276 milletvekiline ihtiyacı var.
Tek parti iktidarı fiyatlanıyor
Integral Araştırma Direktörü Tuncay Turşucu, "Son birkaç gündür, tahvil faizinde gevşeme, kurda düşüş, lirada güçlenme var, bunun sonucunda hisse senedi piyasasından da yukarı yönde eğilim sürüyor. Bunlar bize tipik yabancı girişini gösteren sinyaller çünkü TL'de gelişmekte olan piyasalara göre pozitif ayrışma var" dedi.
Turşucu, "Merkezi Kayıt Kuruluşu verilerine göre, hisse senedi piyasasında yabancı takası son iki gündür yüzde 62.94'te; bu takas oranı 17 Nisan'da yüzde 62.04 ile yılın en dip noktasındaydı. Bu yüzde 0.94'lük artış önemlidir" derken; Turkish Yatırım Genel Müdürü Berra Doğaner de, "Yatırımcıların algısında yaklaşık bir haftadır bir değişim görüyoruz. Koalisyon ihtimalinin ortadan kalktığına ilişkin bir algı var. Mevcut hükümetin devam edeceği yönünde oluşan bu kanaat piyasalarda para girişe neden oluyor" dedi.
Doğaner, iş dünyası ile yaptıkları görüşmelerde de aynı algının ortaya çıkmaya başladığını gördüklerini söyledi.
Turşucu, piyasadaki dönüşümün kamuoyu araştırma şirketi Denge Araştırma'nın seçim sonuçlarına ilişkin beklentilerini açıkladığı döneme denk geldiğine işaret etti. Medyada yer alan haberlere göre, Denge Araştırma'nın 11 Mayıs'ta yayınladığı ankete göre AKP'nin oyu yüzde 45.6 oldu. HDP ise yüzde 9.6 ile baraj altında görülüyordu.
BIST 100 endeksinde yılbaşından bugüne yüzde 1'in altında bir değer kaybı yaşanırken aynı dönemde gelişmekte olan ülke borsalarını gösteren MSCI EM endeksi ise aynı dönemde yüzde 8 değer kazandı. Son dönemde ise Türk hisse senetleri piyasasındaki negatif seyir tersine döndü. BIST 100 endeksi haftalık bazda yaklaşık yüzde 4 değer kazandı. MSCI EM endeksi ise bu süre içinde yüzde 1 değer kaybetti.
Dün akşam 2.68'li seviyelerde işlem gören dolar/TL bugün 2.65 seviyesinin altını test ederek iki haftanın en düşük seviyesine geriledi.
Hazine'nin son iki günde gerçekleştirdiği beş ihaleye gelen yüksek talep de piyasadaki fiyatlamaları desteklerken, ikincil piyasada faizler de ihalelerle birlikte yönünü aşağı çevirdi. Hazine bu hafta 5 ihale ile 7.94 milyar TL'si piyasadan olmak üzere toplam 8.23 milyar TL borçlanma gerçekleştirdi.
Dün yeniden ihracı gerçekleşen iki yıllık gösterge olan 16 Kasım 2016 itfalı tahvilde getiri üç işlem gününde yaklaşık 50 baz puan geriledi. Geçen hafta Cuma günü yüzde 10.27 seviyesinde olan ortalama bileşik faiz bugün TSİ 1520'de son işlemde yüzde 9.57'e geriledi. Benzer şekilde 10 yıllık gösterge olan 12 Mart 2025 itfalı tahvilde ise aynı dönemde 40 baz puana yakın düşüş gerçekleşti. 10 yıllık göstergede geçen hafta spot kapanışta yüzde 9.39 seviyesinde olan bileşik faiz bugün son işlemde yüzde 9 oldu.
"Yabancı için az farkla AKP yeterli"
"Yatırımcılar kararlarını vermiş olabilir. Seçim öncesi rallisinin başladığından şüpheleniyoruz" diyen Istanbul Analytics'ten Atilla Yeşilada, "Bugüne değin TL cinsinden varlıkların seçim öncesinde satıcılı seyredeceğini, en azından hiçbir ralli girişiminde bulunmaya cesaret edemeyeceğini öne sürdük, fakat son bir haftada yaşanan piyasa hareketi yanılmış olabileceğimizi düşündürüyor... Sohbet ettiğimiz yabancılar henüz seçim sonrası belirsizlikleri fiyatlamak niyetinde değiller. Onlar açısından AKP'nin çok az bir farkla dahi hükümet olduğu senaryolar yeterli oluyor" dedi ve ekledi: "Temas ettiğimiz uzman ve fon yöneticileri seçim riskini bir ölçüde satın almış gibiler; iyi senaryo arıyorlar. Dün, tüm dünya ABD ve Alman DİBS pazarında yeniden patlak veren oynaklık ile sarsılırken, Türkiye çok iyi direnç gösterdi ve gelişmekte olan piyasalardan pozitif anlamda ayrıştı.. Öncelikle, dün Hazine borçlanmakta hiç de güçlük çekmedi ve global olarak devam eden tahvil oynaklığına rağmen çok da yüksek bir faiz ödemedi. İkincisi son bir haftadır TL cinsinden varlıklar gelişmekte olan ülkelerden pozitif ayrıştı... Bu yüzden yatırımcıların seçimle ilgili belirsizlikleri iskonto ettiği ve Türkiye'nin artık çok ucuz kaldığına hükmettiğini de senaryolarımıza eklemek zorundayız."
Seçim sonrası riskler sürüyor
TL'nin dolar karşısındaki değer kaybı halen gelişmekte olan ülke para birimlerinin oldukça üzerinde yer alsa da bir ara yüzde 15'e ulaşan kayıp, bugün itibarıyla yüzde 12.5'e kadar geriledi. Piyasa oyuncuları negatif ayrışmanın azalmasına karşın devam etmesini ise seçim sonrasına ilişkin risklerin hala tam olarak ortadan kalkmamasına bağlıyorlar.
Üst düzey bir bankacı, "Anketler daha belirgin bir sonuç ortaya koymaya başladı diyebiliriz. Piyasa ne istiyor sorusunun cevabı da aslında net. Piyasa sistem değişikliğini tek başına yapamayacak anayasa değişikliği gibi kararları muhalefetsiz tek başına alamayacak aynı zamanda da tek başına ekonomideki gerekli adımları atabilecek bir tek parti hükümeti istiyor. Piyasa ne AKP'ye mutlak bir güç vermek istiyor ne de güçsüz kalmasını istiyor kesinlikle koalisyon ihtimali fiyatlanmıyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan anayasa değişikliği yaparak başkanlık sistemini getirecek şekilde "bir partinin" 400 milletvekili çıkarması için seçmenlerin destek vermesini istiyor.
Aynı bankacı, "Bugünlerde görülen iyimserlik kalıcı mı tartışılır ancak seçim sonrası için devam eden bir diğer risk ise HDP'nin mecliste temsil edilememesi halinde nasıl bir senaryo ortaya çıkacağı. Bu senaryoda ihtimaller arasında silahsızlanma sürecinin son bulduğu bir ihtimal bile söz konusu ki bunlar devam eden risklerin en önemlileri" dedi.
AKP'ye yakın kamuoyu araştırma şirketlerinden MAK Danışmanlık'ın Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kulat, 11 Mayıs'ta Reuters ile yaptığı söyleşide genel seçimlerden çıkacak her sonucun bir erken seçimin yolunu açabileceğini söylemişti.
Kulat, "HDP barajı aşarsa AK Parti'nin sandalye sayısı 280-290 civarında olur. Bu da Türkiye'de yeni bir seçimin habercisi olur. HDP barajı aşamazsa da uluslararası arenada, 'Kürtler Meclis'te temsil edilmiyor' algısı oluşturulur ve böylece yine bir erken seçimin yolu açılır" dedi.