Parası Olana Tek Bir Tavsiyemiz Var
Ing Bank Ceo'su Hakan Eminsoy ile Bankanın Yeni Hedeflerini, Planlarını ve Değişim Sürecini Konuştuk. Röportaj Üç Gün Boyunca Devam Edecek...
ING Bank CEO'su Hakan Eminsoy ile bankanın yeni hedeflerini, planlarını ve değişim sürecini konuştuk. Röportaj üç gün boyunca devam edecek...
- ING olarak hedefleriniz nedir?
Agresif hedefler koyduk kendimize. Pazar payımızı artırmak ve bankayı büyütmek istiyoruz. Biz 2007 sonu itibariyle toplam aktifler itibariyle 11'inciydik. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde pazar payımızı iki katına çıkarmayı ve 2-3 basamak yukarı çıkmayı hedefliyoruz...
- Bunu nasıl yapacaksınız?
Hollandalı ING Grubu Oyakbank'ı bundan 7 ay önce satın aldı. İsim değişikliği ise henüz yeni yapıldı. Oyakbank tabelaları inerken yerlerini turuncu renkli, aslan logolu ING tabelaları aldı.
Eren GÜLER YAZIYOR
Peki Oyakbank'ı tarihe gömen ING bundan sonra Türkiye'de neler yapacak? Hedefleri ve amaçları ne, değişim süreci nasıl geçiyor? Asker maaşlarını ellerinde tutabilecekler mi, yeni fırsatlarla ilgilenecekler mi? Satışa nasıl tepkiler geldi, Türkiye ekonomisini nasıl görüyorlar?
Tüm bunları ve çok daha fazlasını ING Bank CEO'su Hakan Eminsoy ile konuştuk. Röportaj üç gün boyunca devam edecek... Yeni şube açılışlarına hız verdik. Yılbaşından bu yana 51 tane şubenin açılışını yaptık. Sadece bu sene 75 civarında yeni şube açmış olacağız.
YARIN: Bankanın okunuşunu neden Türkçe seçtiler? Aslan logosu sıkıntı yaratıyor mu? Müşteriler isim değişikliğine alışabildi mi? İsim değişikliği neden öngörülen süreden önce yapıldı? Satış yüzünden tepkiler geliyor mu?
- Kaç şubeye ulaşacaksınız?
Burada şöyle bir olay var. Şimdi bizim Oyak olarak Silahlı Kuvvetler ile anlaşmalarımızdan ötürü çok sayıda uydu şubemiz vardı. Biz bir yandan onları kapatıp daha büyük olan yenilerini açtığımız için toplam şube sayısında önemli bir değişiklik olmayacak. Sene sonunda 352-355 arası bir rakamda olacağız.
- Asker hesapları konusu çok konuşuldu. Burada çok büyük bir kaybınız var mı?
Silahlı Kuvvetler ile olan maaş ödemeleri bu bankanın üzerine bir performans kriteri gibi yapışmıştı. Sanki o maaş ödemeleri olmazsa banka da yok gibi...
Şu ana kadar askeriyeye yapılan maaş ödemelerinin yüzde 60'lık kısmı gitti. Ama biz kârlılıkta bir düşüş yaşamadık. Çünkü bu işin sadece gelir tarafı değil bir de gider tarafı var. Biz Türkiye'nin her tarafında hizmet veriyorduk ve bu her taraf kârlı değildi. Ayrıca bu işe bir kaynak diye bakılıyordu ama yüksek maliyetli bir kaynaktı. Bu sebeplerle yüklü bir kaybımız olmadı. Zaten beklenen bir konu idi. ING bankamızı incelerken gündeme geldi ve hesaplamalar böyle yapıldı.
- Kalan kısmını elinizde tutabilecek misiniz?
Biz maaş ödemelerinin elimizde kalması konusunda açıkçası çok fazla ısrarcı olmadık. Dolayısıyla kalan yüzde 40'ı da gidecek. Biz bunu biliyoruz. Yavaş yavaş bitecek bu maaş ödemeleri.
Burada şöyle bir durum da var. Bu maaşlar ayın 14'ünde bize yatıyordu, e sabah 06.00'da askerler parayı çekmeye başlıyordu. 5 günde maaşın yüzde 86'sı bitiyordu zaten. 4-5 gün boyunca ATM'ler işlem rekoru kırıyor, çağrı merkezlerine rekor çağrı geliyordu....
- Peki askerin mevduatı ne kadar azaldı?
TSK personelinin mevduatlarının bizim toplam mevduatımız içerisindeki payı sadece yüzde 2.7 idi. İşte bunun da kabaca yarısı gitti.
2 BİN 500 KİŞİ ALINACAK
- Yeni personel alacak mısınız?
" Şu ana kadar askeriyeye yapılan maaş ödemelerinin yüzde 60'lık kısmı gitti. Kalanı da gidecek... " Evet alacağız. Amacımız işi büyütmek. Şube artırımları sırasında 5 yılda 2 bin 500 kişi alacağız.
- Şu anda kaş kişisiniz?
6 bin aşkın personelimiz var.
-Türkiye'de yeni banka satın alma fırsatları olursa ilgilenecek misiniz?
Satışa çıkacak olan bankaya ve satış sürecine bağlı. ING grubu oldukça olumu ve çıkabilecek fırsatları değerlendirme konusunda niyeti var.
- Sadece banka mı?
ING grubu kendisini temelde birkaç iş koluna odaklamış vaziyette. Bunun birincisi banka, ikincisi bireysel emeklilik. Zaten bu ikinci alanda da Oyak Emeklilik'i aldı, izin süreci bekleniyor.
- Başka iş kolu var mı?
" ING grubunun Türkiye'de çıkabilecek fırsatları değerlendirme konusunda niyeti var. " Gayrimenkul var. ING, gayrimenkul projelerinin geliştirilmesi, işletimi, yönetimi, alım-satımı gibi konularda da uzmanlığı olan bir grup. Dolayısıyla orada da bir düşüncesi olabilir. Satın alma ve ortaklık opsiyonları var.
Ayrıca varlık yönetimi de önemli bir konu ve ING fırsat bulduğu zaman buraya da girebilir.
- ING'yi bankacılıkta nasıl konumlandıracaksınız?
Şimdi bizim şöyle bir yapımız vardı: Genellikle orta gelir grubu, asker ve memurlardan oluşan bir yapı. Biz bu kitleden memnunuz ama ING ismi ile de başka bir takım açılımlara gitmek istiyoruz. Bu kitleyi tutup diğer taraftan iş sahibi ve daha yüksek gelir grubuna da hitap edebilir olmak istiyoruz. Ama mevcudu da kaybetmek istemiyoruz...
- Bankacılık sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
" Elimizdeki kitleyi tutup diğer taraftan iş sahibi ve daha yüksek gelir grubuna da hitap etmek istiyoruz. " Övünülecek bir tarafı var, o da çok şeffaf bilançolar. Bu sadece denetlenmek anlamında değil, algılaması da kolay. Şeffaf olursunuz ama öyle karmaşıktır ki okusanız bile anlayamayabilirsiniz...
Mesela yurtdışında algılama kolay değil. İşler çok karmaşık ve çetrefilli hale gelmiş. Bilançonun bir tarafında birşey görüyorsunuz, onun arkasında başka bir türev ürün var, kaldıraçlı ürün var derken kendi yönetimleri de dahil olayı algılayamıyorlar. O yüzden bizim bankacılığımızın bu tarafı güzel.
Ayrıca bankacılık Türkiye'de birçok riski taşımıyor. Hani eskiden söylenen açık pozisyon riski, kur riski gibi konularda artık Türkiye'nin en duyarlı ve temkinli sektörü. Sermaye yapıları da güçlendi. Bu kadar global etkiye rağmen yansıması sadece günlük sayılabilecek piyasa hareketliliği şeklinde oluyor. Kaldı ki biz burada kendimize potansiyel bir problem de biriktirmiyoruz, bir balon şişirmiyoruz.
- Yurtdışında durum nasıl?
" Elinde parası olan Türk Lirası faizde kalsın. " Yurtdışına baktığınızda zaten geçmişten gelen bir balon şişmişti. Bu olaylara rağmen çözümü yönünde her ülkede çok isabetli adımlar atılamayabiliyor. 'Aman dur birşey olmasın' tarzında önlemler var ama bunlar olayı çözer nitelikte değil.
Şu anda 'kanamayı durduralım da hasta ölmesin. Tedaviye sonra geçeceğiz' tavrı var.
PARASI OLAN FAİZE
- Elinde parası olana ne tavsiye edersiniz?
Elinde parası olan Türk Lirası faizde kalsın. Ya hazine bonosu ya da mevduat. Yatırımcıya göre eğer tercihi kısa süreli ise mevduat, uzun süreli ise hazine bonosu uygun gözüküyor. TL faizler en iyi getiri aracı şu anda.
- Dolar?
Doların Türk lirasına karşı değer artışına bel bağlamak biraz zayıf bir beklenti olur. Her ne kadar ülke ile ilgili bir kırılganlıktan bahsediyor olsak bile ben her şekilde faizlerin daha iyi bir getiri sağlayacağını düşünüyorum. Kaldı ki önümüzdeki kısa vadede mevsimsel olarak da doların artma ihtimali zayıf. Turizm mevsimi olması ve diğer faktörler doları olumsuz etkiliyor. O yüzden tavsiyemiz faizde kalmaları...
- Ekonominin geneli için ne diyorsunuz?
" Ben Türkiye'deki varlık fiyatlarının yükseleceğini düşünüyorum, kaldı ki talep de çekiyor. " Kırılganlık olduğunu düşündüğüm alanlar var. Bunların bir tanesi yüksek reel faiz ödeyerek sürdürdüğümüz finansman politikası. Bu pahalı bir politika ve maliyetine uzun süre katlanmak mümkün olmayabilir. Bir noktada bunu ucuzlatacak önlemleri almak gerekiyor. İkincisi de cari açık. Belki 'yıllardır söyleniyor ne oldu' diyeceksiniz ama, ABD bile cari açığı sürdürmekte zorlanıyor...
O da sürdürülebilir bir politika değil ve bizdeki artış trendi de uzun sürdü.
TÜRKİYE'DEKİ VARLIK FİYATLARI YÜKSELECEK
Ancak bu kırılganlıklar yanında memnun olacağımız taraf, Türkiye'de varlık değerleri şişkin değil. Hatta bunu iddialı olarak gayrimenkul için bile söyleyebiliriz. Yurtdışındaki gayrimenkul kaynaklı krizin temel sebebi sadece insanların kredilerini ödeyememesi değil bir de ev fiyatlarının geldiği yüksek nokta. Bu anlamda gayrimenkul ve başka varlıklar için fiyatların çok şişkin olmadığını düşünüyorum. Bu durum da her daim Türkiye'ye talep yaratıyor.
Dışarıda kriz var diyoruz ama Türkiye'de bir ihale oluyor, bir sürü katılımcı geliyor. Onu alanları finanse etmek için bir sürü finansör ortaya çıkıyor. Bunun sebebi de düşük varlık fiyatları. Bu durum bir süre daha bizim finansmanımızı kolaylaştıracak.
Ben Türkiye'deki varlık fiyatlarının yükseleceğini düşünüyorum, kaldı ki talep de çekiyor. Mesela bankacılık dışarıda kötü diyoruz ama Türkiye'de bir banka satışa çıksın bakalım ne oluyor?
Ekonominin geneli konusunda iyimserim, içeride problemleri çözersek daha da iyi olur.
YARIN: Bankanın okunuşunu neden Türkçe seçtiler? Aslan logosu sıkıntı yaratıyor mu? Müşteriler isim değişikliğine alışabildi mi? İsim değişikliği neden öngörülen süreden önce yapıldı? Satış yüzünden tepkiler geliyor mu?