"Para vakıfları Osmanlı mirasıdır"
Para vakıflarının Osmanlı mirası olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Mehmet Bulut, "Para vakıflarıyla ilgili çok esaslı bir çalışma yürüttük. Bütün dünya sistemine her şeyi tanımlayacak bir birikim var burada" dedi.
Para vakıflarının Osmanlı mirası olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Mehmet Bulut, "Para vakıflarıyla ilgili çok esaslı bir çalışma yürüttük. Bütün dünya sistemine her şeyi tanımlayacak bir birikim var burada" dedi.
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi ve Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) işbirliği ile Türkiye'nin Ekonomik Problemleri ve İslam İktisadının Çözüm Önerileri Çalıştayı, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Altunizade Kampüsü'nde yapıldı. Çalıştay'a İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bulut, Türkiye Katılım Bankaları Birliği Başkanı Osman Akyüz, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim Güran Yumuşak, çok sayıda akademisyen ve dinleyici katıldı.
Çalıştay dört bölüm halinde düzenlenirken ilk bölümde 'İktisadi kalkınma ve enflasyon ilişkisinin İslam iktisadı açısından önemi konuşuldu. Diğer bölümlerdeyse Merkez Bankacılığı açısından İslam ekonomisi önerileri, yeni araçlar ve yöntemlerle Türkiye'de katılım bankacılığı yönlendirmesi ve Türkiye'deki mevzuat ve kurumsal yapıyla ilgili çözüm önerileri konuşuldu.
"PARA VAKIFLARI OSMANLI MİRASIDIR"
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bulut, para vakıflarının kurumsallaşmasıyla ilgili konuştu. Bu vakıfların Osmanlı birikimi olduğunu ifade eden Bulut, "Para vakıflarıyla ilgili çok esaslı bir çalışma yürüttük. Para vakıflarını Türkiye'de hala kurumsallaştırmak üzere mevzuat oluşturulamadı. Malezya, Endonezya yıllardır uyguluyor. Oysa vakıf konusunda bütün dünya Türkiye'ye geliyor. Bir şeyler duyup öğrenmek için. Yani biz ağzımızı açıyoruz, insanlar on dakikalığına geliyor, saatlerce dinliyor. Osmanlı birikiminin bu vakıf konusu, sadece para vakfı değil ama. Vakıf, sadakadan farklı bir şey. Sadaka günlük ihtiyacı gideren bir şey. Vakıf ise üçüncü sektör olarak imar irfan dengesini yeniden kurabileceğimiz en önemli miras. Bütün dünya sistemine her şeyi tanımlayacak bir birikim var burada" dedi.
"KATILIM BANKACILIĞI DIŞA BAĞIMLILIĞI AZALTACAK"
İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim Güran Yumuşak, Türkiye'nin finans olarak dışa bağımlı halde olduğunu belirtti. Dışa bağımlılığı azaltmak için katılım bankacılığının önemli bir faktör olduğunu söyleyen Dekan İbrahim Güran Yumuşak, "Bu çerçevede başta katılım bankacılığı olmak üzere İslami finansın bir ekosistem olarak Türkiye'de geliştirilmesine yönelik, özellikle iktisatçıların, bu alanda uzman akademisyenlerin görüşlerini paylaşmış olacağız. Buradaki temel amacımız şudur: Malumunuz Türkiye Sermaye açısından yetersiz, tasarruflarımız oldukça sınırlı ve dışarıdan yabancı sermayeye ihtiyacımız var. Bu da zaman zaman çeşitli sıkıntılara da neden olabiliyor. Ben bunu enerji konusuna da benzetiyorum. Çünkü orada da dışa bağımlıyız ve kaynak ülke ve çeşitliliğini artırarak bu bağımlılığımızı azaltmaya çalışıyoruz. Aynı şey sermaye için de geçerli. Biz sermayeyi de çeşitlendirip sadece tek ülke, tek bölge, tek yönteme bağlı olmamız lazım. ve bu açıdan İslamı finans, özelde de katılım bankacılığı Türkiye için stratejik bir öneme sahip" diye konuştu
"FİNANSAL SEKTÖR ÇOK UMUTLU"
Türkiye Katılım Bankalar Birliği Başkanı Osman Akyüz, katılım bankacılığı olarak 2019 yılının sektör olarak olumlu geçtiğini ifade etti. Son zamanlarda yürütülen politikaların sektöre olumlu yansıdığını da sözlerine ekleyen Akyüz, "2019 yılı bankacılık sektörü için olumlu geçti. Özelde katılım bankacılığı için daha da iyi neticelere ulaştık. Hükümetimiz geçen yıl bir istikrar programı yürürlüğe koydu. Dengelenme ve tekrar büyüme sürecini yakalama hedefini içeren bir istikrar programı. Bu istikrar çerçevesinde biz de faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bu yıl dengelenme sağlandı. İnşallah ufak bir büyümeyle de seneyi tamamlayacağız. Ama önümüzdeki yıl için hem Türkiye, hem de biz finansal sektör olarak çok daha umutluyuz. İyi neticeler elde edeceğimizi düşünüyoruz. Genel ekonominin yüzde beş seviyelerinde büyüyeceği tahmin ediliyor. Biz de inşallah finansal sektörde aşmış olacağız. Büyüyüp daha çok girişimciyi finanse eder hale geleceğiz. Sektörün sağlamlığı, sürdürülebilirliği ekonomi için hayati derecede olduğunun bilincindeyiz. Özellikle reel ekonominin, üretimin, ihracatın finansmanının Türkiye için olmazsa olmaz olduğunun bilincindeyiz" şeklinde konuştu.