Pamukta Elle Hasat Tarihe Karıştı
Bir çok romana ve sinema eserine konu olan mevsimlik pamuk işçiliği, makineli hasat sayesinde tarihe karıştı.
TOLGA ALBAY - Bir çok romana ve sinema eserine konu olan mevsimlik pamuk işçiliği, makineli hasat sayesinde tarihe karıştı. 1 günde 500 tarım işçisinin topladığı pamuğu hasat edebilen makineler sayesinde Ege Bölgesi'nde hasat dönemi 1 ayda tamamlanabiliyor.
Bölgede pamuk üretiminin kalbi sayılan ve yaklaşık 160 bin ton çekirdekli pamuğun üretildiği Söke'de Ekim ayıyla birlikte kozalarından çıkan "beyaz altın", makinelerin tarlaya girmesiyle yaklaşık 1 ayda çırçır fabrikalarına taşınıyor.
Geçmişte çadırlarda zorlu şartlarda yaşam mücadelesi veren işçilerin çalıştığı tarlalarda bugün farklı kapasitelerde 200'e yakın makine faaliyet gösteriyor.
Hasatla ilgili AA muhabirine değerlendirmede bulunan Söke Ticaret Borsası Başkanı Deniz Günal, normalde Aralık ayına kadar devam eden sezonun makineler sayesinde Kasım ayı sona ermeden tamamlandığını ifade etti.
2000 yılından önce Denizli, Hatay, Gaziantep ve Şanlıurfa'dan aileleriyle birlikte gelen mevsimlik tarla kenarlarında kurulan çadırlarda uygun olmayan koşullarda barınmak durumunda kaldıklarını, bu durumun bir çok sosyal soruna neden olduğunu hatırlatan Günal, makineli hasadın işçilik maliyetini ortadan kaldırması nedeniyle kısa sürede ovada hızla yayıldığını söyledi.
Türkiye'ye rakip ülkelerin makineli hasada geçmesinin bu değişimi hızlandırdığına dikkati çeken Günal, şöyle konuştu:
"İşçilik maliyeti nedeniyle Türk pamuğu dünya piyasasında rekabet edemez duruma gelmişti. Zorunlu bir dönüşüm olarak makineler hızla yayıldı. 2007 yılından sonra uzak bölgelerden mevsimlik işçi gelişi durdu. Bir süre yakın çevrelerden gelen işçilerle toplama devam etti. Ancak bugün elle toplama tamamen tarihe karıştı. Zaten makineler olmasa maliyet yükeseleceği için ovada pamuk tarımı biterdi. Çünkü bir makine bir günde 50 ton pamuk topluyor, bu 500 işçinin toplayacağı miktardır"
İşçi ile toplamada kozaların farklı zamanlarda açması nedeniyle bir tarlaya 3 kez girildiğini, makinenin gireceği tarlada ise hasat öncesi çeşitli kimyasallarla tüm kozaların açması ve yaprakların dökülmesinin sağlandığını ifade eden Günal, böylelikle hasadın makinenin bir kez geçmesiyle tamamlanabildiğini anlattı.
Çırçır fabrikalarının rekabeti çiftçiye yaradı
Makineli hasada geçişin tarladan çırçır fabrikasına kadar bir değişimi içerdiğine dikkati çeken Günal, pamuğun makineyle daha hızlı toplanması nedeniyle daha nemli olarak fabrikaya geldiğini, depolarda biriken pamukların çürümeye karşı bir an önce işlenme zorunluluğunun ortaya çıktığını, bunun sonucu olarak da fabrikaların kapasite artırdığını belirtti.
Günal, üretim artmamasına rağmen fabrikaların kapasite artırmasının rekabeti artırdığını, sadece Söke'de 30'a yakın fabrikanın üreticinin mahsülünü almak için çaba gösterdiğini belirterek bunun çiftçiye yaradığına ifade etti. - İzmir