Haberler
Esed rejimiyle çatışan muhalif gruplar Halep kent merkezine girdi, İdlib'de stratejik bölgeyi ele geçirdi

Türkiye sınırı kan gölüne döndü! Muhalif gruplar kent merkezinde

Avrupa korkunç senaryoya hazırlanıyor! Hayatta kalma broşürleri bastırıldı

Avrupa korkunç senaryoya hazırlanıyor! Hayatta kalma broşürleri bastırıldı

Rus uçakları, Halep'i vurmaya başladı

Halep düştü, Rus savaş uçakları bombardımana başladı

Katıldığı organizasyonda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kızdıran protesto

Salondaki protesto Erdoğan'ı kızdırdı: Siyonistlerin ağzı, dili olma

Turizmcilerden Sahte İçkiye Denetim Kurumu Önerisi

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Sahte içki denetimlerinin sadece polis odaklı olmadığı bir denetim kurumunun kurulması gerektiğini belirten turizmciler, “Yasa ve yönetmeliklerin değişerek yaptırımların artırılması, satış yapan mekanların da denetime tabi tutulmasını" istedi.

Sahte içki denetimlerinin sadece polis odaklı olmadığı bir denetim kurumunun kurulması gerektiğini belirten turizmciler, "Yasa ve yönetmeliklerin değişerek yaptırımların artırılması, satış yapan mekanların da denetime tabi tutulmasını" istedi.

Ege Turistik işletmeler Birliği (ETİK) Başkanı ve Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı Mehmet İşler, sahte içki ile kaçak içki arasındaki ayrımın farkına varılması gerektiğini belirterek, "Sahte içki ile kaçak içki ikisi birbirlerinden farklıdır. Sahte içki içilemez ve imalathane olarak hijyen olmayan, insan sağlığına zararlı ve cana kasteden bir içkidir. Kaçak içki ise bir bandrol olayıdır. Bu ayrımı iyi yapmak gerekiyor" dedi.

Türkiye'nin Avrupa ülkeleri içinde içkiden alınan özel tüketim vergisi sıralamasında üçüncü sırada olduğunu belirten İşler, içkiden alınan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) oranlarının fazla olması sebebiyle sahte içkinin artış gösterdiğini savundu.

"YENİ BİR DENETİM KURUMU KURULABİLİR"

Sahte içkinin önüne geçilebilmesi için devletin ivedilikle yerel örgütlerinde içinde olduğu bir denetim kurumu kurması gerektiğini belirten İşler, şöyle konuştu: "Sahte içki imalathanelerindeki insan canına kasteden simsarlar ÖTV'nin içkideki çok fazla yüksek oluşunu kendilerine koz bilerek, daha ucuz içki üreterek piyasaya sunmaktadır. Bu konuda yapılması gereken devletin sadece denetimlerini artırmak değil sadece bu konuyla ilgili ciddi bir denetim kurumunu yeniden inşa etmesi gerekmektedir. Yerel bazdaki kurumları bu konunun içine ortak etmelidir. Mesela turizmle ilgili sivil toplum örgütlerini de dahil ederek devletin denetimlerinden oluşmuş ekip kurarak her türlü ihbara karşı anında ve zamanında yapılacak müdahalelerle kurutabilir. Bir başka yolu da içkinin üzerindeki ÖTV oranları düşürülmek kaydıyla olur. Ama bu imkansız gibi gözüküyor. Çünkü Türkiye'deki bütçe açığının çoğu ÖTV'den destekli geliyor. O zaman geriye tek bir şey kalıyor denetimlerin daha sık yaptırılması ve yeniden gözden geçirilerek yeni bir denetim kurumunun kurulması gerekmektedir."

"DENETİM SADECE POLİS ODAKLI OLMAMALI"

Sadece polise odaklı bir denetimin yeterli olmadığını belirten Mehmet İşler, sözlerine şöyle devam etti: "Her destinasyon merkezinde ya da belirlenen bölgelerde onunla beraber çalışacak yerel denetim kurumlarının olması lazım. Sadece bunun polise odaklı olmaması lazım. Biz satış yapan mekanlara gittiğimizde oraları denetlemeliyiz, onları bulmalıyız. Polis de onlardan ipucu alarak köküne doğru gitmesi gerekmektedir. Bugün mesela sadece polis birkaç ihbarı değerlendiriyor ama bu ihbardan sızanlar veya geçenler birçok satış ünitesi olan restoranlarda hali hazırda halka arz edilmektedir. Oysa satış yapılan mekanlar denetime tabi tutulursa iyi olur. Çünkü bu üretenler kimse satıyor mekanlara, restoranlara satıyor. Bunlar da sıkı denetimi gördükleri takdirde almaktan korkacaklardır. Aynı zamanda yasa ve yönetmelik değişerek bu konudaki yaptırımların artırılması gerekmektedir. Hem yerelde denetimi artıran yeni bir düzenlemeye, yeni bir sisteme geçilmesi lazım. Hem de bu cezaların ve yaptırımların artırılması gerekmektedir."

"TÜRKİYE'NİN TURİZM MARKASINA BÜYÜK ZARAR VERECEKTİR"

Sahte içki konusundaki disiplin ve denetimlerin artırılmaması durumunda turizmin etkileneceğini öne süren İşler, sözlerini şöyle sürdürdü: "Denetimlerin artırılmaması maalesef ülkemizin turizm markasına da büyük bir zarar verecektir. Çünkü yurt dışındaki rakiplerimiz de sahte içki olayını maalesef aleyhimizde kullanmaktadır. Zaten şu an bir savaş algısı ve Suriye'deki ateş çemberinin içerisinde bir de üstüne üstelik islamofobi ile rakiplerimiz bizi vururken bir de sahte içki ve can kayıpları ile birlikte bizi vuracaklardır. Bu da Türkiye'nin özellikle Avrupa'daki pazarlamasında da ciddi düşüşe neden olacaktır."

"BAKANLIK BELGELİ TESİSLERDE ÖTV'DEN MUAFİYET İSTİYORUZ"

ÖTV probleminin turizmciler için ciddi bir problem oluşturduğuna ve rekabet gücünü azalttığına işaret eden İşler, bu anlamda da adımlar atılması gerektiğini söyledi. Kültür ve Turizm Bakanlık belgeli tesislere muafiyet sağlanabileceğini öneren İşler, şöyle konuştu: "Biz turizmciler için gerçekten ciddi bir problemdir. Biz de kaçak ve sahte iki içki türünün sektörden bir an önce uzaklaştırılmasını istiyoruz. İkincisi de bizi çok etkileyen ÖTV rakamının çok olduğundan dolayı turizmdeki rakip ülkelerimiz Yunanistan ve İspanya'da her şey dahil konseptleri var. Onların içkideki maliyeti düşük olduğu için daha uygun fiyat vermekte ve pazarda Türkiye'yi oldukça zorlamaktadır. Hiç olmazsa Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı olan bakanlık belgeli tesislerde ÖTV'den dolayı bir muafiyet istiyoruz. ÖTV'den dolayı oranların rakip ülkelerdeki seviyeye düşürülmesini istiyoruz ki Türkiye'nin uluslararası turizmdeki direnç ve rekabet gücü artırılsın." - İZMİR

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Ekonomi
title