Mühendislik Hizmetleri ve Afet Öncesi Önlemler Kritik

Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran, İstanbul ve Marmara Bölgesi'nde olası depremlere karşı mühendislik hizmetleri, risk analizleri ve afetlere dayanıklı yapılar oluşturulmasının önemini vurguladı. Çalıştayda, afet öncesi önlemler almanın, ülkenin beka meselesi olduğu ifade edildi.
Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, afet öncesi mühendislik hizmetlerinin, risk analizleri yapılmasının, binaların güçlendirilmesinin, altyapıların ve şehirlerin afete dayanıklı hale getirilmesi açısından çok önemli olduğunu belirtti.
Odadan, ATO Proje Hizmetleri Meslek Komitesi'nin, Yapı Denetim ve Deprem Mühendisliği Derneği ile birlikte ATO'da gerçekleştirilen ikinci "Afetler Öncesi Mühendislik Hizmetlerinin Önemi Çalıştayı"na ilişkin açıklama yapıldı.
Çalıştayda konuşan Baran, Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşlarına ev sahipliği yapan İstanbul ve Marmara Bölgesi'nde yaşanacak olası bir depremin, sosyal ve ekonomik yıkıma sebep olacağını, bu nedenle bölgedeki nüfus yoğunluğunun azaltılması yönünde tedbir alınması gerektiğini vurguladı. İstanbul ve Marmara Bölgesi'ndeki sanayi kuruluşlarının, taşınabileceği arazilerin tahsis edilmesi gerektiğinin altını çizen Baran, bu süreçte Ankara'dan taşınan kamu bankalarının da dönüşünü gönülden arzu ettiklerini bildirdi.
Baran, Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşlarına ev sahipliği yapan, Marmara Bölgesi'nin, İstanbul'un da aralarında yer aldığı 11 ille, Gayri Safi Milli Hasılanın yüzde 45'ini ürettiğine dikkati çekerek, "İmalat sanayimizin yüzde 50'si, inşaat sektörümüzün yüzde 40'ı, bilgi ve iletişim sektörünün yüzde 70'i, finans ve sigorta faaliyetlerinin yüzde 68'i Marmara Bölgesi'nde gerçekleşiyor. Tüm Türkiye ihracatının yüzde 62,5'i Marmara Bölgemizdeki 11 ilimizden gerçekleştiriliyor. Dahası, nüfusumuzun yaklaşık yüzde 35'i de yine burada yaşıyor. Allah korusun, İstanbul'da veya Marmara Bölgesi'nin başka bir noktasında olabilecek deprem felaketinin doğuracağı sonuçları düşünmek bile istemeyiz." değerlendirmesinde bulundu.
"Afetler öncesi önlem, beka meselesidir"
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının, İstanbul başta olmak üzere konutları depreme dayanıklı hale getirmek üzere çalışmalar yürüttüğünü ve vatandaşların yaşadıkları konutları depreme dayanıklı hale getirmeye davet ettiğine değinen Baran, vatandaşların riskli binaları tahliye edip depreme dayanıklı yapılar kurulmasına katkı sağlaması çağrısında bulundu. Afet öncesi mühendislik hizmetlerinin, risk analizleri yapılmasının, binaların güçlendirilmesinin, altyapıların ve şehirlerin afete dayanıklı hale getirilmesi açısından çok önemli olduğunu belirten Baran, şunları kaydetti:
"Dayanıklı altyapılar kurmak, erken uyarı sistemleri ve afet bilinci oluşturmak depremlere hazırlık olarak yapılabilecek çalışmalar. Mühendislik hizmetleri de aynı şekilde, bölgenin veya bir ülkenin tamamının afetlere karşı daha dirençli hale gelmesi için kritik bir adımı teşkil ediliyor. Deprem ve diğer doğal afetler, çağımızın en yıkıcı savaşları, karşıdaki hasmımız da tedbirsizlik. Afetler öncesi önlem, beka meselesidir. On binlerce canımızı toprağa verdiğimiz, ailelerin darmadağın olduğu bu felaketlerde binalar yıkıldı, altyapılar zarar gördü, üretim ve ticaret sekteye uğradı, şehirler tabiri caizse yerle bir oldu. Depremler ve doğal afetler nedeniyle kaybettiğimiz tüm canlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına ve milletimize sabırlar diliyorum."