Mevduat Garantisi 2 Katına Çıktı
BDDK Başkanı Mukim Öztekin, TMSF mevduat garantisi miktarının 50 bin liradan 100 bin liraya çıkarılmasını değerlendirdi.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mukim Öztekin, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) mevduat garantisi miktarını 50 bin liradan 100 bin liraya çıkarması ile ilgili,
"Enflasyona endekslenmenin ötesinde bir iş yapılmamıştır. Elbette garanti edilen mevduat tutarının 100 bin liraya çıkarılması bankalara ilave bir maliyet mutlaka getirecektir" dedi.
Ekonomi Muhabirleri Derneği'nin (EMD) düzenlediği sohbet toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Öztekin, TMSF'nin mevduat garantisini 50 bin liradan 100 bin liraya çıkarmasına ilişkin bir soru üzerine 2004 yılından bu yana güvence tutarının değişmediğini söyledi.
Bu tutar, enflasyona endekslendiği takdirde anılan tutara ulaşacağının ortada olduğunu belirten Öztekin, "2004 yılında sigortalı mevduat tutarı olan 50 bin lirayı kıyasladığınız zaman yüksek tutardaydı. 2012'ye geldiğiniz zaman sigortalı mevduatın payının oldukça azaldığını görmekteyiz" dedi.
Etkin bir mevduat sigortacılığı açısından sigorta miktarının önemli olduğunu dile getiren Öztekin, böyle bir ihtiyacın tamamen mevduat sigortacılığının etkinliği nedeniyle ortaya çıktığını ifade etti.
Enflasyona endekslenmenin ötesinde bir iş yapılmadığını anlatan Öztekin,
"Elbette garanti edilen mevduat tutarının 100 bin liraya çıkarılması bankalara ilave bir maliyet mutlaka getirecektir. Çünkü prim ödeyeceklerdir. Bunun sonucunda mevduat maliyetlerinde artış söz konusu olabilir" diye konuştu.
Kredi türlerine göre farklılaşma ihtiyacına ilişkin soruyu da yanıtlayan Öztekin, ihtiyatlı bir yaklaşımla perakende kredilerin ağırlığını, vadesi 6 ayı geçenlerde yüzde 150, bir yılı geçenlerde yüzde 200'ü geçen oranlara yükselttiklerini, genel karşılık oranlarını da oldukça artırdıklarını anlattı.
Öztekin, "Bankalar tüketici kredisi kullandırırken bizim düzenlemelerimiz çerçevesinde ilave maliyete de katlanmaktadırlar. Dolayısıyla 2011'den beri bizim amacımız cari açığa olumsuz katkı sağlayan kredilere yönelik düzenleme yapmaktır. İhtiyaç olduğu zaman ilave düzenlemeler de mutlaka olacaktır" diye konuştu.
-"İnsanımız kredi kartını seviyor"-
Kredi kartları hakkındaki bir soru üzerine de Öztekin, kredi kartlarının toplam krediler içindeki payı değerlendirildiğinde 270 milyar liralık kredi içerisinde 71 milyar lirasının kredi kartı olduğunu belirtti.
Bu tutarın önemli bir miktarının da taksitli kredi kartı olduğunu ifade eden Öztekin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünyanın gelişmiş 17'nci ülkesi olmamıza rağmen kredi kartı kullanımına baktığımız zaman çok daha önlerdeyiz. Toplam harcamaların neredeyse yüzde 35-40'ı kredi kartıyla yapılmaktadır. Bu, kayıtlı ekonomi için aslında olumlu bir adım diye düşünebiliriz. Demek ki bizim insanımız kredi kartını daha fazla seviyor. Sağladığı imkanlara baktığınız zaman, 12-24 aya varan taksit imkanları da kredi kartının tüketici tarafından tercih edilmesine sebebiyet veriyor."
-"Stopaj indiriminin etkilerini görmek için erken"-
Mevduat vadelerinin kısalığı ile ilgili bir soruya da yanıt veren Öztekin, Türkiye'de mevduatın vadesi kısa gözükse bile 2001 krizinde bile sektörün mevduatının yüzde 80'in üzerinde arttığını dile getirdi.
Tüketici kısa vadeyi tercih ettiğine dikkati çeken Öztekin, sektörün mevduat vadesini mutlaka artıracaklarını ifade etti.
Öztekin, yılbaşında yürürlüğe giren uzun vadeli mevduatlara stopaj indirimi uygulamasının etkilerini görmek için henüz çok erken olduğunu anlattı.
-"Aktif kalitesinde olumsuzluk yok"-
Takipteki alacaklara ilişkin bir soru üzerine Öztekin, Türk insanının borcunu ödeme konusunda ahlaklı davrandığını ifade etti.
Bunun yanı sıra ekonominin büyümesi, sektörün başarısı, kredilerin kalitesi, BDDK ve diğer kurumların düzenlemelerinin de etkili olduğunu belirten Öztekin,
"Düzenleyici kurumlar bu konularda hassas davranmazlarsa bu oranların artması da önemli. 2001 krizinde bu oranların oldukça yukarıya doğru tırmandığını da görmekteyiz" dedi.
Takipteki alacaklarındaki artış oranının yüzde 23,4 olduğunun hatırlatılarak, bu oranın düşük olmadığı yönündeki değerlendirme üzerine de Öztekin, 2010 ve 2011'deki hızlı kredi büyümesi olduğunu kaydederek,
"Sektörümüzün aktif kalitesinde herhangi bir olumsuzluk söz konusu değil" dedi.
-"Karın nedeni faiz marjları"-
Öztekin, bir gazetecinin "23,6 milyar liralık bir kar açıkladınız. Türkiye büyümesinin yüzde 3,5'lar düzeyinde olduğu bir dönemde bankacılık karının yüzde 20'ye yakın artması sizce normal midir-" sorusuna yanıt olarak bankaların öz kaynaklarının 180 milyar liraya yakın olduğunu dile getirdi.
Bankacılığın sıkı regüle edilen ve herkesin kolayca giremediği bir alan olduğuna işaret eden Öztekin, "Sektörümüz ciddi anlamda kar ediyor. Bu karların önemli bir kısmı faiz marjlarındaki artıştan kaynaklanmıştır. Faiz dışı gelir-gider dengesi banka aleyhine gelişmiştir. Sektörümüzün karları, önemli bir oranda, sektörümüzün sağlığında kullanılmaktadır, sektörün sağlamlığı ve gücü için kullanılmaktadır" dedi.
-"Fayda-maliyet analizi yapmayan sıkıntı yaşar"-
Kredi kartı aidatları ile ilgili de konuşan Öztekin, konuyla ilgili Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nda ciddi çalışmalar yapıldığını söyledi.
Finansal tüketicinin bilinç düzeyinin artırılmasının önemine değinen Öztekin, BDDK olarak tüketicinin bilinçlenmesine ciddi katkılar sağladıklarını ifade etti.
Bankaların ve kendilerinin interneti sitelerinde kredi kartının maliyetleri konusunda bilgiler yer aldığını hatırlatan Öztekin, "Henüz Tüketici Kanunu ile ilgili gelişmeler bitmiş değil. Her hizmetin bir bedeli mutlaka olacaktır. Fayda-maliyet analizi yapmayan bir tüccar herhalde ciddi sıkıntılarla karşılaşır" diye konuştu.
Tüketici lehine çıkan mahkeme kararlarının tüketicinin bilgisi dışındaki ücret ve komisyonların iadesi ile ilgili olduğunu belirten Öztekin, oranların karşılaştırılabilir olması konusunda gerek kendilerinin gerekse devletin ciddi gayretleri bulunduğunu kaydetti.
(Sürecek)
Muhabir: Erdal Çelikel - Leyla Ataman Özel
Yayıncı: Hamdi Ateş - ANKARA