Merkez Bankası Başkanı Başçı, Soruları Yanıtladı
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, 2013 yılında büyüme rakamının en az yüzde 4 olacağını tahmin ettiklerini söyledi.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, 2013 yılında büyüme rakamının en az yüzde 4 olacağını tahmin ettiklerini belirterek, "Bunun teknik gerekçesi 2012 yılında sadece ihracatın katkısıyla ekonomi büyüdü, 2013 yılında hem ihracatın hem de dengeli bir şekilde iç talebin de katkısını göreceğiz" dedi.
Başçı, Banka konferans salonunda düzenlediği basın toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"Merkez Bankası için Lehman Brothers'ın batışıyla başlayan global kriz sona ermiş midir- Kriz sona erdi yaklaşımına sahipse Merkez Bankası faiz kararları açısından piyasaları rahatlatacak mı- Gaza basacak mı-" şeklindeki soruya Başçı, şu yanıtı verdi:
"2008 yılının sonunda başlayan küresel ekonomik kriz toparlanma döneminde Avro Bölgesi'ndeki borç kriziyle şekil değiştirdi, diyelim. Orada çözüm yönünde çok önemli adımlar atıldı. Yaklaşık bir yılı aşkın bir dönemde, hem maliye politikası hem para politikası alanında oldukça önemli adımlar atıldı. ve orada finansal açıdan baktığımızda krizin derinliği iyice azaldı. Avrupa'da finansal açıdan baktığımızda kriz iyice hafifledi ama reel etkileri hala devam ediyor. Onları takip ediyoruz. Dolayısıyla sorunuzun cevabı; finansal açıdan oldukça iyi bir noktaya geldik. Kriz öncesi dönemlere yakın bir noktaya geldik. Ama reel açıdan yani büyüme, istihdam vesaire açılarından henüz değil tabi."
Başçı, başka bir soru üzerine "Temmuz ayından itibaren Merkez Bankası destekleyici tarafına geçti. Fonlama miktarını artırarak, likiditeyi ihtiyaçtan daha fazla vererek, daha destekleyici bir konuma geçti. Bunun meyvelerini de toplamaya başladık. Sadece veriler biraz gecikmeli geldiği için siz farkında olmayabilirsiniz ama Kasım ayı verileri oldukça güçlü gelecek. Dolayısıyla orada bir sorun görmüyoruz. Son çeyrekten itibaren büyüme hız kazanacak" diye konuştu.
-"Bütün bankaların kaldıraçları şu anda iyi"-
Başçı, "Herhangi bir banka kaldıracını iyileştirmezse ne olur" yönündeki bir soruyu yanıtlarken, "Bütün bankaların kaldıraçları şu anda iyi. Eğer herhangi bir banka kaldıraç rasyosunu bozarsa ilave zorunlu karşılık getirir. 3,5'in altında banka yok. 3-5 arasında 3 banka var. Dolayısıyla hiçbir bankaya etki yapmayacak bu. Önleyici bir tedbir" dedi.
Vergi artışlarına ilişkin bir soruya karşılık Başçı, "Her türlü vergi fiyat ayarlamalarıyla ilgili soruları Maliye Bakanımıza zaten yöneltiyorsunuz. Kendisi de gereken cevapları veriyor. Dolayısıyla onun muhatabı odur" ifadelerini kullandı.
Başçı, "Merkez Bankası'nın kredilerdeki artış oranını nerede sınırlamayı öngörüyorsunuz-" sorusunu şöyle cevapladı:
"Bu özellikle kredilerde bir ayrım yapılacaksa, ticari hayata verilecek kredilerin maliyeti ne olsun, miktarı nasıl olsun, tüketici kredileri nasıl olsun, KOBİ'ler için nasıl olsun- Bunlarla ilgili de tercihler genelde hükümetin tercihidir. Bir de BDDK'nın attığı adımlarda da burada daha çok ticari kredileri destekleyen adımlar var. Kredi risk ağırlıklarını onlar ticari krediler için daha düşük, tüketici kredileri için daha yüksek tutuyorlar. Bu, bir siyasi tercih de, teknik bir tercih de denebilir. Orada Merkez Bankası'nın çok fazla yapabileceği bir şey yok. Ama gelişmeleri biz orada izliyoruz.
Krediler de kesinlikle bir sınırlama şeklinde bir uygulama söz konusu değil. Tahmin olarak geçen sene başlarında, 'bu yıl yüzde 14 civarında krediler büyür, o durumda da enflasyon yüzde 6,5 civarında olur' diye bir tahmin vermiştik. Yılın ilk tahmini o şekildeydi. Şimdi yıl sonunda yüzde 15'i geçecek gibi görünüyor kredi büyümesi. Buna mukabil enflasyonda meyve sebze fiyatlarından kaynaklanan çok düşük bir gerçekleşme gerçekleşecek. Yüzde 6,5'in altında büyük bir ihtimalle enflasyonda yılı bitireceğiz. Dolayısıyla oradaki şok, meyve sebze fiyatlarından geliyor. Krediler bizim öngördüğümüzün biraz üzerinde arttı. Sonuçta bir öngörüdür. Politika araçlarımızla gerekirse ufak tefek ayarlamalar yapıp o öngörüye yaklaştırmaya çalışırız. Herhangi bir sınır söz konusu değil. Ama bu yeni yapısal tedbirlerle aşırı hızlı kredi büyüten bir banka olmayacaktır, diye biz tahmin ediyoruz."
-"Ücretlerle ilgili konularda nötr kalmaya çalışıyoruz"-
Erdem Başçı, "ODTÜ'deki olaylar konuşuluyor. Başbakan'ın özellikle ODTÜ mezunlarına ve hocalarına yönelik eleştirileri ve sözleri sizde nasıl bir duygu uyandırdı-" sorusuna, gülümseyerek "Ne diyeyim ben ona" karşılığını verdi.
Başka bir basın mensubunun "Özel sektörün alacağı maaş zamları ile sendikalı işçilerin toplu sözleşme görüşmeleri olacak. Görüşünüz nedir-" sorusunu yanıtlarken Başçı, "Bu ücretlerle ilgili konularda biz nötr kalmaya çalışıyoruz. Burada bir konu var. O da enflasyonla ilgili... 5'e oldukça yakın olmasına gayret edeceğiz. Gelecek sene yıl sonunda tekrar bir araya geldiğimizde yüzde 5'lik hedefe olabildiğince yakın olmasına gayret edeceğiz. Bu mesajı bu kadar vereyim ben. Buna göre herkes kendi hesabını, kitabını, pazarlığını yapabilir" diye konuştu.
Başçı, "IMF'nin Türkiye ekonomisine ilişkin riskin hala devam ettiği" şeklindeki değerlendirmesinin hatırlatılarak, görüşlerinin sorulması üzerine, şunları kaydetti:
"O görüşmeler yazın yapılmıştı, o günkü durumu yansıtıyor, diye okuyabilirsiniz. Uzman raporlarıdır bunlar. O zamandan bu zamana da epey gelişme oldu. Hem biz de epey mesafe kat ettik. Sonuç alıcı yönde mesafeler kat ettik. Biz de ilerleme sağladık. 'Politika araçlarını biraz daha geliştirdik' diyebiliriz. Dolayısıyla orada bir sorun görmüyoruz. Tartışmaları biz burada fikir teatisi şeklinde yapmıştık. Fakat benim dikkatimi geçtiğimiz hafta IMF Başkanının bir açıklaması var, o çekti. IMF Başkanının 'Esnek para politikası, krizi çözmekte anahtardır' diye bir beyanı var. Dolayısıyla IMF de esnek para politikasının ne kadar önemli olduğu noktasına gelmiş görünüyor. Zaman içerisinde bu uzmanlar düzeyine de kademeli bir şekilde iner.
Başekonomist Olivier Blanchard da başarılı bir akademisyen. Kısa vadeli sermaye akımlarına karşı neler yapılabilir konusunda çok yoğun bir çaba içerisindeler, Uluslararası Para Fonu'nda. Gerekirse geçici olarak sermaye akımlarına karşı tedbir bile düşünülebilir. Diyor ki 'IMF bunu hiç söylemezdi daha önce'. Dolayısıyla kısa vadeli sermaye akımlarına karşı ne yapılabilir konusunda yoğun bir çaba var. Bütün kurumlar, bütün merkez bankaları, bütün gözetim denetim otoriteleri, uluslararası kuruluşlar yeni politikalar arayışı içerisinde."
-"Konsensüs oluştu"-
Merkez Bankası Başkanı Başçı, 2013 yılı için kredi büyüme öngörüsüne ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:
"2013 yılında kredi büyüme öngörüsünü bir tahmin çerçevesinde, yani bir enflasyon raporu altında veririz. Ocak ayının sonlarında ilk basın toplantısını yapacağız, orada bir rakam geçer. Biz bu dokümanda şunu söyledik; Türkiye'de kredilerin bazısı çok büyüdüğü için artık bundan sonra yüzde 15'in üzerindeki kredi büyümeleri trendinden biraz daha fazla olmuş oluyor. Oradaki finansal derinleşme trendinden biraz daha fazla oluyor. Ona dikkat çekmiş oluyoruz. Sürdürülebilirlik açısından yüzde 15 veya altındaki bir kredi büyümesi çok rahatlıkla sürdürülebilir ve ekonomiye gereken desteği de verir. Çünkü baz çok büyüdü. Yüzde 55'in üzerinde şu anda kredilerin Gayri Safi Hasıla'ya oranı var. Orada tamamen hiç büyümese, yenilense bile ekonomiye destek demektir. Bir miktar derinleşmeyle birlikte daha fazla destek verecektir."
Başçı, 2013'te daha iyi bir büyüme beklediklerini ifade ederek, "Şu anda bir konsensüs oluştu. Bu çok değerli. Aşağı yukarı bütün kuruluşlar yüzde 4 civarında bir büyüme konusunda uzlaştılar 2013 yılında. Uluslararası Para Fonu da yüzde 4 civarında bir tahmin veriyor, piyasa analistleri, ekonomistler de yüzde 4 civarında tahmin veriyor, Orta Vadeli Program'da 4 var. Biz de en az 4 olacağını tahmin ediyoruz. Bunun teknik gerekçesi 2012 yılında sadece ihracatın katkısıyla ekonomi büyüdü, 2013 yılında hem ihracatın hem de dengeli bir şekilde iç talebin de katkısını göreceğiz. O yüzden rahatlıkla yüzde 4 ve üstü bir büyüme gerçekleşebilir. Bununla bağlantılı olarak bütçe hedeflerine de bu yardımcı olur. Hedefleri tutmayı kolaylaştırır" diye konuştu.
Başka bir soru üzerine de Başçı, "Bir seferlik girdiler konusunda bir şey söylemeyeceğim. Ama genelde Merkez Bankası'nın söylemi, bunların daha ziyade borç azaltmada kullanılması, faiz oranlarının düşük olmasına yol açıyor. Uzun vadeli Hazine'nin borçlanma faizleri, hakikaten şu anda tarihinde görülmediği kadar düşük seviyelerde. Onların orada kalıcı olmasına hatta belki bir miktar daha düşmesine de yol açabilir. Risk pirimini düşürür. Dolayısıyla bunların mümkün olduğu kadar borç azaltmada kullanılması o açıdan faydalı. Ama başka yerlerde başka harcamalarda kullanırlarsa da o, başka açılardan faydalı. Dolayısıyla bu siyasi bir tercihtir" dedi.
Başka bir basın mensubunun "Yüzde 16'lık sermaye yeterlik rasyosu aşırı mı yüksek- Biraz düşürülebilir mi-" sorusuna karşılık Başçı, "Türkiye'de BDDK 8'i uygulamıyor. 8'in daha üzerinde olan 12'yi minimum olarak uyguluyor. Bunun da çok faydasını gördük. Bu finansal istikrar açısından oldukça faydalı oldu. Onun dışında BDDK'ya sormak lazım bu soruyu" dedi.
(Sürecek)
Muhabir: Seval Ocak Adıyaman-Leyla Ataman Özel
Yayıncı: Zülal Eser - ANKARA