Makro Ekonomik Programımız Hazır Yakında Açıklarız
Türkiye'nin Hızla Özelleştirmeleri Tamamlaması ve Ülkenin Rekabet Gücünü Artıracak Önlemler Alması Gerektiğini Söyleyen DYP Lideri Mehmet Ağar, Makro Ekonomik Bir Program Hazırladıklarını Açıkladı.
Türkiye’nin hızla özelleştirmeleri tamamlaması ve ülkenin rekabet gücünü artıracak önlemler alması gerektiğini söyleyen DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, makro ekonomik bir program hazırladıklarını ve bunu kısa süre içinde kamuoyu ile paylaşacaklarını açıkladı.
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, hazırladıkları yeni makro ekonomik programı, çok kısa bir zaman içinde kamuoyuyla paylaşacaklarını kaydetti. Ağar, Forum İstanbul’da yaptığı konuşmada, demokrasinin, bugünkü dünyanın en önemli değeri ve Türkiye açısından vazgeçilmez olduğunu ifade ederek, her siyasi iktidarın kendi yönetimi içerisinde bir takım hataları bulunduğunu, bütün bunların hesabının görüleceği yerin sadece ve sadece sandık olacağını söyledi. Ağar, Demokrat Parti’nin, Türk siyaset tarihinin çok önemli dönüm noktalarından biri olduğunu belirterek, 31 Temmuz 1959’da Demokrat Parti iktidarıyla başlayan AB yolculuğunda, bütün zorluklara rağmen mesafe alınmasına devam edildiğini kaydetti.
ZOR BİR YOL: "Burada herhangi bir geri durmamız söz konusu olamaz" diyen Ağar, Demokrat Parti’nin başlattığı yolculuğu tamamlamalarının en önemli hedeflerinden biri olduğunu, bunun zor bir yol olduğunu da bildiklerini ifade etti. İstikrarın temelinde yönetişim, hesap verebilen siyaset ve öngörülebilirlik unsurları bulunduğunu belirten Ağar, 1946’da var olan Demokrat Parti’nin, programında özelleştirilme kavramı bulunduğunu, bunun tamamen özel sektör öncülüğünde gelişecek bir ekonomi olduğunu söyledi. Mehmet Ağar, "Türkiye, bir yandan bugün yaşadığı, bugün ortaya koymuş olduğu Güçlü Ekonomiye Geçiş Programından daha ötede programları var etmek durumundadır" dedi.
PROGRAMIN GEREKLİLİĞİ: Var olan büyümenin, reel temellere oturtulabilmesi, sürdürülebilir olmasının önemine değinen Ağar, şunları kaydetti: "Türkiye, çok hızlı bir özelleştirmeyi tamamlamalı ve bugün memnuniyetle gördüğümüz yabancı sermaye akımını daha büyük boyutlara çıkarabilen, bunu doğrudan yatırıma sevk eden yolları bulup ortaya koyabilmelidir. Elbette Türkiye, en önemli meselesi olan istihdam, işsizlik meselesini aşacak tedbirleri, çareleri ortaya koyabilmedir. Bunların hepsini bir bütün olarak gördüğümüz vakit yeni bir makro ekonomik programın, reel sektör, üreten sektör nezdinde bir revizyonla birlikte küresel ekonomiden kaynaklanacak şoklara daha dayanıklı bir yapının da var edilmesi gerekliliğini ortaya koymamız lazım."
YAPISAL REFORMLAR: Ağar, Türkiye’nin, bir yandan yatırım ortamını iyileştiren, bir yandan ülkenin rekabet gücünü artıran, bir yandan da ülkenin bütün bunları yapabilmesini sağlayacak yapısal reformlar denilen temel alanları dolduran, mikro ekonomiye doğru sektörel bazdaki gelişmeleri de sağlayacak modern tekniklerin devreye konulması mecburiyeti bulunduğunu ifade etti. Ağar, yeni bir yargı ve vergi reformu, "ortada kalan" sosyal güvenlik reformu, enerji politikalarıyla ilgili yeni yaklaşımlar, bilim ve teknoloji alanındaki yeni politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini kaydetti.
Türkiye enerji stratejisinde dünyaya örnek olabilir
FORUM kapsamında düzenlenen ’Daha İyi Bir Gelecek İçin Enerjinin Daha Etkin Kullanımı’ konulu oturumda konuşan ABD Enerji Bakanlığı Eski Direktörü John Millhone, geçen yıl Türkiye’nin ulusal enerji stratejisi geliştirdiğini hatırlatarak, Türkiye’nin enerji alanında yaptıklarından çok etkilendiğini belirtti. Millhone, Türkiye’nin enerji politikasının ulusal enerji politikalarında önemli konular olan, kaynakları iyi kullanmak, biriktirilen enerjiyi çeşitlendirmek, yenilenebilir enerji kaynaklarını elde etmek, enerji kaynakları için anlaşma yapma konularına sahip olduğunu kaydetti. Millhone, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye’nin enerji tedariği ve güvenliği konusunda kilit rolü var. Aktif olmalı elinde öncelikli fırsat var. Türkiye, enerji stratejisi geliştirerek, hem yenilenebilir, hem de var olan enerji kaynakarnı kullanmada dünyaya örnek olabilir. KOBİ’lerde enerjinin daha etkin kullanımaısnı teşvik edebilir."
Vergi, harç düşsün, konut açığına çözüm bulalım
TÜRKİYE’nin konut açığına; özel sektör, arsa fiyatlarının uygun hale gelmesi, vergi, resmi harç gibi yükümlülüklerin düşürülmesi kaydıyla çözüm bulacak. Türkiye’de yıllık 600-700 bin konut ihtiyacı olduğunu söyleyen Soyak Genel Müdürü Emre Çamlıbel, "Özellikle orta gelirlilerin konut açığının kapatılması için özel sektörün piyasaya çekilmesi gerekiyor. Bunun için de destek lazım" dedi. Forum İstanbul çerçevesinde düzenlenen ’Gelişme Stratejilerinde Gayrimenkul Yatırımları ve Finansman Sorunu’ konulu oturumda konuşan Çamlıbel, "Emlak vergileri, tapu, harç, arsa fiyatları ve konut fiyatının yüzde 25’ini oluşturuyor. Eğer bunlarda herhangi bir indirim yapılırsa, ülkenin konut açığının kapatılmasında özel sektörün desteği büyük olacaktır" diye konuştu. Çamlıbel, Türkiye’de on yıl boyunca yıllık 600-700 bin konut ihtiyacı olacağını ancak yüzde 20’lik kesimin konut alabilecek finansal gelire sahip olduğunu vurgulayarak, "Önemli olan orta ve dar gelirliyi ev sahibi yapabilmek" ifadesini kullandı.
Forum İstanbul’un ikinci gününe siyaset damgası
SİYASETÇİLERİN olmadığı Forum İstanbul’un ikinci gününde, gündeme politik tartışmalar damgasını vurdu. Forum İstanbul’un ikinci gününün tek siyasi lideri Demokrat Parti (DP) Başkanı Mehmet Ağar oldu. Dün anayasa değişikliği oylaması nedeniyle Ankara’da kalan başbakan ve bakanlara bugün de MHP lideri Devlet Bahçeli ve CHP lideri Deniz Baykal katıldı. Baykal ve Bahçeli, forumun ikinci gününde açılış programında konuşmacı olarak yer almalarına karşın foruma katılmadılar.
KÜRT-TÜRKMEN TARTIŞMASI: Forum çerçevesinde düzenlenen ’Yeni Bölgesel Güç Dengesi ve Türkiye’ başlıklı oturumunda konuşan Eski Irak Kabine Bakanı Bakthiar Amin’in Türkmenlere yönelik açıklamaları, katılımcıların tepkisini çekti. Amin, Türk Hükümeti’ne Kürtlerle diyalog çağrısı yaparak, "Barzani ve Iraklı Kürtler Türkmenlerin düşmanı değildir. Türkmenlere soykırım uygulayan Saddam’dı" dedi. Forum İstanbul’da konuşan Amin’in bu sözleri salonda tepkiyle karşılandı. Amin’e salondan, "Saddam’ı suçluyorsunuz ancak Barzani’nin yaptıklarından da sizin haberiniz yok’ şeklinde tepki geldi. Amin de bunun üzerine, "Barzani’nin Türkmenlerin düşmanı olduğu algısı doğru değil. Biz Türkmenlerin haklarını savunuyoruz. Irak Cumhurbaşkanımız Talabani de Kürt’tür. Fakat şimdiye kadar Türk Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilmedi" diye konuştu. Amin, bütün siyasileri Kuzey Irak’a, Kürt bölgesine davet ederek, "Kerkük’te öldürülmüş bir Türkmen var mı gelip görsünler’’ ifadesini kullandı.
DAHA FAZLA TÜRK ŞİRKETİ GELSİN: Bakthiar Amin, önümüzdeki süreçte daha çok Türk varlığının Kuzey Irak’ta olmasını istediklerini kaydederek, "Halen 300’den fazla Türk şirketi Kuzey Irak’ta iş yapıyor. 2 milyar dolardan fazla ticaret hacmi var" diye konuştu. Bütün partilerin Irak Kürdistanı’na gelmesini de isteyen Amin,"Oradaki realiteyi görsünler. Dedikodular, ucuz propagandalara yer kalmasın. Iraklı Kürtler ile Türkler arasında çatışma yok’’ dedi.