Haberler
İstanbul'daki aile katliamında 3 kişinin daha cansız bedeni bulundu

Aile katliamında 3 kişinin daha cansız bedenine ulaşıldı

İstanbul'da bugün saat 15.00'ten sonra bazı metro istasyonları kapatılacak

İstanbullular dikkat! Saat 15.00'ten sonra bu metro durakları kapatılacak

Karın vurduğu Malatya'da 787 vatandaş misafirhanelere yerleştirildi, 5 çobandan biri hayatını kaybetti

Bir şehir kabusu yaşıyor! 787 kişi kurtarıldı, 5 çobandan biri hayatını kaybetti

CHP'li Karabat'tan gündem yaratacak iddia: 200 TL'ye tüm kimlik bilgileriniz satılık

CHP'li isim video paylaşıp skandal bir iddiada bulundu

Kriz, Teğetle Yerle Bir Etme Arasında

Kriz, Teğetle Yerle Bir Etme Arasında
Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan "Kriz Türkiye'yi Teğet Geçiyor" Mesajları Verirken, Tüsiad Başkanlığı'na Yeniden Seçilen Yalçındağ, "Etkinin Boyutları 'Teğet Geçme' ile 'Yerle Bir Etme' Arasında Değişiyor" Dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, başlangıçta "Kriz Türkiye’yi teğet geçiyor" mesajları verirken, TÜSİAD Başkanlığı’na yeniden seçilen Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Etkinin boyutları ’teğet geçme’ ile ’yerle bir etme’ arasında değişiyor" dedi.

TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) bir dönem daha başkanlığını yürütmek için yeniden seçilen Arzuhan Doğan Yalçındağ, yaşanan belirsizliklere vurgu yaptı. Krizin etkisini, ’teğet geçme’ ve ’yerle bir etme" arasında olduğunu savunan Arzuhan Doğan Yalçındağ, bunun yarattığı belirsizliğin etkilerine dikkat çekti. TÜSİAD Başkanı, şu noktalara değindi:

Belirsizlik zorlaştırıyor

Türk iş dünyası olarak bu dönemi ve dinamikleri iyi anlamak zorundayız. Ancak henüz küresel krizin hangi safhasında olduğumuzdan bile emin değiliz. Üstelik krize yönelik geliştirilen önlem paketlerinin de ne derece etkili olabilecekleri belli değil. Krizin boyutlarına ilişkin bu belirsizlik, Türkiye üzerindeki etkisinin de tam olarak öngörülmesini zorlaştırıyor.

Etkinin boyutlarının ’teğet geçme’ ile ’yerle bir etme’ arasında değişmesi, girişimciler ve tüketiciler nezdinde ciddi bir belirsizliğe neden oluyor. Bu bilinmezlik ve gelecekten duyulan endişe ekonomiye neredeyse durma noktasına getirdi. Duran ekonominin çarklarının yeniden dönmeye başlaması için mutlaka bazı adımların atılması gerekiyor.

Beklenti iyi yönetilmeli

Odaklanmamız gereken gereken iki acil ve temel sorun bulunuyor. Bunların biri, finansal sistemin sorunsuz çalışması ve reel sektörün krediye erişim kanallarının açık tutulması diğeri de yurtiçi talebin uyarılması. Ancak bir konu var ki ikisinden de daha önemli ve sonuçları itibariyle belirleyici. Beklenti yönetiminin doğru yapılması ve güvenin sağlanması. Beklentiler iyi yönetilemediğinde iç tüketim daha da hızlı daralacak, firmalar kontrolsüz bir küçülme sürecine girecek ve işsizlik artmaya devam edecek.

Bu basit dairenin kırılması için öncelikle ekonomik durumun mümkün olduğunca gerçekçi bir analizinin yapılması gerektiği kanısındayız. İşte beklenti yönetiminde ve güvenin tesis edilmesinden kastımız bu. Ancak halen 2009 büyümesini eksi 4 ile artı 4 arasında tartışıyor olmamız maalesef bu beklenti yönetiminin iyi yapılmadığının belirgin bir örneği. Acilen kısa vadede likidite sorununu çözecek, talebi uyandıracak ve uzun vadede de rekabet gücünün tahrip olmasını engelleyecek bir plana ihtiyacımız var.

AB ile ilişkilere atalet ve güvensizlik hakim oldu

ARZUHAN Doğan Yalçındağ, "Son üç yılda AB ile ilişkilerimizin seyrinden memnun olmamız söz konusu değil" diyerek bu konudaki memnuniyetsizliği dile getirirken, her iki tarafa da hakim olan ’atalet ve güvensizlikten’ bir an önce kurtulmak gerektiği vurguladı.

Kutuplaşmalar sona erdirilmeli

TÜRKİYE’nin dünyada yeni siyasal yapılanmaların mimarlarından biri olacağını vurgulayan Arzuhan Doğan Yalçındağ, alınması gereken önlemleri ise şöyle sıraladı:

Toplum olarak kendimize hedefler belirlemeli, ülkeyi tüketen kutuplaşmaları, çatışmaları sona erdirecek bir ortak vizyonun şekillenmesi için çabalarımızı artırmalıyız.

Türkiye, 21’inci yüzyılın şekillenmesine katkıda bulunabilecek bir ülke. Bu potansiyeli gerçekleştirebilmek için 200 yıllık çağdaşlaşma ve 85 yıllık cumhuriyet dönemindeki kazanımlarını laik, demokratik bir hukuk devleti çerçevesi içinde pekiştirmesi şart. Türkiye, dünyanın gittiği daha özgürlükçü, daha eşitlikçi, bireysel haklara saygılı yönde gitmek zorunda.

Arzuhan Doğan Yalçındağ yeniden başkan yönetimde 4 yeni isim

SEÇİMLİ olarak yapılan yapılan genel kurulda, Arzuhan Doğan Yalçındağ ikinci kez TÜSİAD Başkanlığı’na seçildi. Daha önce Ömer Sabancı ve Tuncay Özilhan da ikinci kez başkanlığı üstlenmiş, ancak iki yıl yerine birinci yılın sonunda bırakmışlardı. TÜSİAD’ın ilk kadın başkanı ünvanını da taşıyan Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın yeni dönemde başkanlığı iki yıl boyunca sürdürmesi isteniyor. Başkan Yardımcıları Ümit Boyner ve Ferit Şahenk ile birlikte yola devam edecek Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın yeni ekibinde 4 yeni isim de yer aldı. Pekin Baran, Bülent Akgerman, Ethem Sancak ve Ayça Dinçkök’ün görev almadığı yeni yönetime, Hamdi Akın, Tayfun Bayazıt, Volkan Vural ve Mehmet Ali Molay girdi. Haluk Dinçer, Erdal Karamercan ve Ali Kibar da yönetimdeki yerini korudu. YİK’de ise Mustafa Koç’un yardımcılıklarını Erkut Yücaoğlu, Tuncay Özilhan, Aldo Kaslowlski ve Pekin Baran üstlendi. Yavuz Canevi ve Zekeriya Yıldırım da sekreterliğe seçildi.

Vergiler azaltılsın yükümlülük ötelensin

SON gelişmelerin kısa bir süre içinde bir IMF anlaşmasının tamamlanabileceğine işaret etmesini memnuniyet verici bulan Arzuhan Doğan Yalçındağ, alınması gereken önlemlere de şöyle değindi:

Likiditenin artması ve talebin canlanması gerekiyor. Bunun en temel önlemlerinden biri vergilerin azaltılması. En azından daha fazla vakit kaybetmeden kamu fon akımı da dikkate alınarak vergi yükümlülüklerinin makul bir faiz oranı ile ötelenmesi doğru olur.

Diğer önlem alanı, şirketler sektörünün yabancı para ihtiyacı. Bu problemin kısa dönemde IMF, Merkez Bankası, Hazine gibi kaynaklardan yararlanılarak oluşturulabilecek bir fon ile aşılması mümkün. Tabii burada fonun nasıl ve ne şekilde yönetileceği de önemli. Fon, sağlıklı şirketlerin ödemede zorluk çektikleri kredileri için bir köprü finansman rolü görür. Bu çözüm reel sektör ile bankacılık sektörü arasındaki sorunların birbirini olumsuz etkilemesini de engeller.

NOTLAR

Açık bütçeye prensip onayı

TÜSİAD’ın bütçesi de geçen yıl Türkiye bütçesi gibi açık verdi. 2007 yılında fazla veren bütçe, geçen yım ise 484 bin lira eksiye düştü. Haluk Dinçer’in verdiği bilgiye göre giderler toplam bütçenin yüzde 7.4 üzerinde gerçekleşti. Bu da kurlardaki ani değişiklikten kaynaklandı.

2009 bütçesinde ise oluşabilecek kur ve faiz riskinin mali yapıya etkisini sınırlaması amacıyla 800 bin TL fazla planlandı. Önemli tasarruflara gidildiğinden söz edilirken, buradaki en önemli kalemin de personel harcamalarının kısılması olduğu belirtildi.

TÜSİAD’da yıllık üye aidatı da 19 bin 500 liraya yükseldi.

Bu rakamları değerlendiren Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, ’kısıntıya’ gidilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirirken, 2009 için ’zor oyunu bozan bir sene’ yorumu yaptı ve yeni yönetimin her yeri yeniden gözden geçirmesini istedi.

Bazı raporların diğer özel sektör kuruluşları, özel üniversiteler tarafından yapılabileceğini vurgulayan Sabancı, "Çok değişen bir ortam var. Bu bütçeyi prensip itibariyle onaylayalım, ancak burada ciddi bir değişim ve tasarruf beklentisiyle onaylayalım" yorumu yaptı.

TÜSİAD’ın 15 yıldır genel sekreterliğini yürüten Haluk Tükel, bu görevi daha önce Ankara Temsilciliğini yürüten Zafer Yavan’a devretti.

Genel kurulda, TÜSİAD’ın eski başkanlarından Feyyaz Berker de, üyelerden özür dilemek için söz aldı. Güngör Uras ve Mehmet Altun’un kaleme aldığı TÜSİAD’ın ilk 10 yılı ilgili iki kitabın kendi anılarını içermediğini belirterek, diğer başkanların yazılarının yer almaması, yanlış resimler basılması gibi hatalardan söz etti. Berker, "Suçluyum, bütün kitabı okumalıydım" dedi.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Ekonomi
title