"Kömür, Beyazdır"
Leyla Ataman Özel - Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Hasan Köktaş, Türkiye'nin doğalgaza bağımlılığını azaltacak en önemli tedbirin yerli kömürden elektrik enerjisi üretiminin teşvik edilmesi olduğunu belirterek, "Onun için kömüre"...
Leyla Ataman Özel - Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Hasan Köktaş, Türkiye'nin doğalgaza bağımlılığını azaltacak en önemli tedbirin yerli kömürden elektrik enerjisi üretiminin teşvik edilmesi olduğunu belirterek, "Onun için kömüre kara muamelesi yapmamak lazım, kömür bembeyazdır" dedi.
EPDK Başkanı Köktaş, doğalgaz sektör toplantısı için geldiği Erzurum'da bir grup basın mensubu ile sohbetinde, Türkiye'nin orta ve uzun vadede elektrik enerjisi ihtiyacı ortaya konulduğunda, doğalgaza bağımlılığı azaltacak en önemli tedbirin, yerli kömürden elektrik enerjisi üretiminin teşvik edilmesi olduğunu söyledi.
İthal bağımlılığı azaltmak amacıyla doğalgaz üretim tesislerine lisans vermemenin pratikte bir anlamı bulunmadığını kaydeden Köktaş, bu sorunun tek çözümünün yüksek miktarlarda fedakarlık yaparak, yerli kömürden elektrik enerjisi üretecek mekanizmaların devreye alınması olduğunu vurguladı. Köktaş, şöyle konuştu:
"Sadece ve sadece baz santral doğalgazın yerini ikame edebilir. Yerli kaynaklı santrallerde baz santral bugün rüzgar değildir, su değildir, güneş değildir, jeotermal değildir. Bunlar arz güvenliğini dayandıracağınız üretim kaynakları değildir. Hem yerli kaynak hem de baz santral niteliğinde olan sadece yerli kömürümüz var. Bu nedenle doğalgazla ilgili tartışmayı yerli kömürü teşvik ederek cevaplandırmamız lazım. Yani bir enerji kaynağını yasaklamak yerine, yerli kömürü teşvik edecek mekanizmaları devreye almak lazım.
Bugün artık dünyada kömür yakma teknolojileri kükürtdioksit oranını minimize eden tarzda teknolojiler var. Onun için kömürle çevre ilişkisi kurulmasında
'biraz hamaset biraz da arkasında bir takım lobilerin etkisi var' diye düşünüyorum. ABD şu anda enerjisinin yüzde 50'sini kömürden elde ediyor. Çin'i falan hiç saymıyorum. Onun için kömüre kara muamelesi yapmamak lazım, kömür bembeyazdır."
-"Doğalgaz sektörünün geldiği noktadan çok memnunum"-
Türkiye'de doğalgaz dağıtım sektörünün geldiği noktadan çok memnun olduğunu ifade eden EPDK Başkanı, " Türkiye'de çok yerleşik, çok kaliteli, çok nitelikli bir dağıtım sektörü oluşmuştur" dedi.
Van'da yaşanan deprem sırasında şehirdeki dağıtım şebekesinde hiçbir sızıntı olmadığına dikkati çeken Köktaş, "Yani çok büyük bir doğal afet testinden geçti emniyet standartları açısından. Bu da bizim için sevindiricidir" diye konuştu.
Doğalgazda kaçakçılık olaylarının elektrik kadar yüksek düzeylerde olmadığına da işaret eden Köktaş, zaman zaman boru hatlarını delmek gibi bazı yöntemler geliştirildiğini, fakat elektrikteki kaçak yapma oranının doğalgaza göre çok daha yüksek olduğunu söyledi.
-Sektörün yatırımları aboneleşmeye yansımadı-
Türkiye genelinde doğalgaz dağıtım şirketlerinin 13-14 milyon aboneye ulaşacak kadar altyapı yatırımı yaptığını, fakat toplamda ancak 8 milyon aboneye ulaşılabildiğini ifade eden Köktaş, "Şirketlerimiz lisans yükümlülüklerini yerine getirmek için yatırımlarını yapıyorlar. Fakat penetrasyon oranı yüzde 70'lerde" dedi.
Sokağından, caddesinden doğalgaz hattı gitmiş olmasına rağmen vatandaşların abone olmadığını kaydeden EPDK Başkanı, "Şirketlerimize abone sayılarını artırmak için bir takım promosyonlar yapılması ve aboneleşmenin teşvik edilmesine yönelik telkinlerde bulunuyoruz" diye konuştu.
Abone olmama nedenleri konusunda zaman zaman il bazında anketler yaptırdıklarını anlatan Köktaş, anketlere göre abone olunmamasının bir numaralı nedeninin ilk dönüşüm maliyeti, iki numaralı nedeninin ise kiracılık olduğunu söyledi.
-BOTAŞ'ın kurumsal ayrışımı-
Türkiye'nin doğalgazda artık kurumsal ayrışımı yapması gerektiğini belirten Köktaş, şöyle konuştu:
"Bu şu demektir; doğalgazda şebeke işletmeciliği ile tedarik dediğimiz doğalgaz ticaretinin kurumsal ayrışımının yapılması lazımdır. Çünkü talep tahminlerine baktığımızda Türkiye'nin doğalgaz talepleri inanılmaz büyüyor. 2012 talep tahminimiz 48,5 milyar metreküp. Dolayısıyla şebekenin çok verimli, çok kaliteli yönetilmesi lazım. Şu anda öyle yönetilmiyor demiyorum. Orada yanlış mesaj vermek istemem. Şebekemiz çok iyi yönetiliyor. Nitekim bu kadar sert kış ve arızaların olmasına rağmen Türkiye'de ciddi bir doğalgaz problemi yaşanmamıştır. Bu bir başarıdır. Ama dünyadaki piyasa modellerine ve gidişatına baktığımız zaman, artık kurumsal ayrışım ilkesinin dünya ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de var olması gerektiğini söylemek isterim."
-Özelleştirilen bölgelerde tahsilat oranları arttı
Elektrik dağıtımında özelleştirilen bölgelerde tahsilat oranlarında çok ciddi iyileşmelerin olduğunu kaydeden Köktaş, bundan da kamunun yıllarca kendi alacağını çok iyi takip etmediğinin ortaya çıktığını söyledi.
Köktaş, "Sadece vatandaşın ödememesi değil tek sorun. Dağıtım şirketi özelleşiyor, yöneticiler değişiyor ama çalışan insanlar aynı. Bakıyorsunuz tahsilat hızlı bir şekilde artıyor. Yaklaşım değişiyor çünkü" diye konuştu.
Özelleştirme olunca vatandaşların da bilincinin arttığını ifade eden Köktaş,
"Evinin önündeki ampul uzun süredir yanmıyor hiç önemli değil, özelleştiriyorsunuz sonraki gün 'filanca şirket onarmadı, ampulü takmadı, üzerinden şu kadar gün geçti' deniliyor. Yani vatandaşımız devlete karşı daha müşfik, devlet onarmaz, yapmaz, geç gelir... Ama özel sektör olduğu zaman telefon açıldığında anında gelecek" dedi.
-Ucuz benzin tartışmaları-
"Akaryakıt şirketlerinin ucuz benzin tartışması var, EPDK bunun neresinde-" şeklindeki bir soru üzerine Köktaş, EPDK'nın akaryakıt sektörünü ne kadar hassasiyetle izlediğini ve bu konudaki kararlı duruşunu "tavan fiyat uygulaması ve katkılı yakıtlarla" ilgili kararlarında gösterdiğini söyledi.
Aleniyet ilkesine göre akaryakıt istasyonuna girmeden kocaman panolarla akaryakıt fiyatlarının gösterildiğini kaydeden Köktaş, şunları söyledi:
"Hiç kafanızı kaldırıp da 'burada benzin 4,25 lira, biraz daha ileriye gideyim, nasıl olsa hemen bitmedi, benzin belki 4,15 lira' olur dediğiniz hiç oldu mu- Tüketiciler olarak bizlerin bilinçlenmeye ihtiyacımız var. Yani aynı kalitedeki ürünün pahalı ya da ucuz olmasını gözetmemiz lazım. Nasıl olsa aradaki fark 1 kuruştur, 5 kuruştur diyerek önemsiz kılmamamız, ucuz olandan almamız lazım.
Çünkü Türkiye'de akaryakıt istasyonlarında satılan ürünlerin teknik içerikleri standartlara uygundur, birbirinden farklı değildir. Her birimiz tüketiciyiz, haklarımızı korumaz zorundayız. Tüketiciler olarak eşit kalitede ürün varsa daha ucuzunu niye seçmeyelim. O bilince ulaşmamız lazım."
Bir akaryakıt istasyonunu denetlerken "marker, teknik özelliklere uygunluğu ve bayilik lisansına" bakıldığını kaydeden Köktaş, akaryakıt sektöründe çok sıkı denetimler yapıldığını ve yasa dışı eylemde bulunan bayi sayısının son derece az olduğunu bildirdi.
Köktaş, "Sıkıntı şudur, akaryakıt kaçakçılığı kriminal bir unsur olarak bayilerin dışında, yani lisans sahibi olmayan yerlerde yapılıyor. Diyelim açık denizlerde veya başka yerlerde, yani bizim erişimimizin olmadığı yerlerde yapılıyor. Yoksa bayilerdeki kaçak oranı çok düşüktür" diye konuştu.
Kaçak satılan her ürünün ÖTV'sizlik anlamına geldiğini ve Türkiye bütçesinden çalınan bir para olduğunu ifade eden Köktaş, kaçak konusunda herkesin sorumluluk sahibi olması gerektiğini söyledi.
-Gerekli ders alındı-
Son 2 aylık sürecin doğalgazda tedarikçiler açısından, tüketiciler açısından, bakanlık ve kurumlar açısından ders niteliğinde olduğunu kaydeden Köktaş, Azerbaycan'daki platformda daha önce hiç arıza olmadığını, Ankara'da tüketimde yüzde 58 artış olan bir dönem yaşandığını ve son yılların en sert kışı olduğunu söyledi.
Köktaş, "Sert kış, aynı anda iki tedarikçide arıza oluyor, Batı Hattından gelen gazdan başkaları gaz alıyor. Onun için bütün aktörler bu konudan ders almıştır. Bir olay olduğunda bunu incelerseniz, bir daha olmaması için gayret sarf edersiniz. Buna ilişkin çalışmalar hem bizde hem ilgili kuruluşlarda var" dedi.
- ERZURUM/ANKARA