Kırtasiyede 'Bir Milyoncu'larla Zincir Avm'ler Çekişiyor
Kırtasiye satışlarında okul sezonu henüz bitmiş değil.
Kırtasiye satışlarında okul sezonu henüz bitmiş değil. Önceki yıllarda da görüldüğü gibi okul alışverişi, öğretmenlerden ihtiyaç listelerinin alınmasıyla birkaç hafta daha sürüyor. Kırtasiye satışı yapan perakendecilere bakıldığındaysa çarşı pazarda hummalı bir rekabet var ama en ciddi rekabet zincir alışveriş merkezleriyle (AVM) "Ne alırsan bir milyoncu"lar arasında yaşanıyor. Kırtasiyeciler ise eskiden kendilerine ait olan bu piyasayı yeni aktörlerle paylaşmanın hüznü içinde. Zincir alışveriş merkezleri fiyat bakımından piyasadaki en ucuz ürünleri satıp sürümden kazanırken, kendilerine belirli bir "devamlı müşteri" kitlesi oluşturabilmiş ucuzluk mağazaları, moda ismiyle "Ne alırsan bir milyon"cular da ürün çeşitliliğiyle pazardaki yerini korumaya çalışıyor.
Çocuğunu okula hazırlayacak bir aile için seçenek çok fazla. En yakınındaki zincir AVM'den avantajlı fiyatlarla çeşidini düzebilir veya bir milyonculara giderek geniş ürün yelpazesinden yararlanabilir ya da dev AVM'lerden sadece yurt dışında bulunan özel markaları da satın alabilir.
Son 10 yılın en önemli perakende aktörlerinden "Ne alırsan bir milyoncu"larda ise kırtasiye sezonu için hem olumlu hem de karamsar bir tablo var. İstanbul Sultanbeyli'de faaliyet gösteren "Ne alırsan bir milyon" mağazası Huzur Ucuzluk Pazarı'nın işletmecisi Battal Turan, "Ne alırsan bir milyoncu"ların sezona özel ürünleri her yıl satışa sunduklarını ama kırtasiye ürünlerinin kendine özel bir dengesi olduğunu söyledi. Turan, "Her sene eylül başlamadan kırtasiye için çeşit yapmaya başlıyoruz ama yaptığımız stoku eritmekte çok ciddi zorluk yaşıyoruz. Perakende zincirleri çok yüklü mal aldıkları için üretici ya da ithalatçılar onlara muazzam indirimler yapabiliyor. Bu da zincir mağazaların fiyatları bütün rakiplerinin aleyhine olacak şekilde indirmesine yol açıyor. Haliyle bizi denklemin dışına itebiliyorlar" dedi.
-Hala 'Pokemonlu' okul çantaları, silgiler var
Turan, kırtasiye pazarının en önemli ürünlerinden olan defteri, neredeyse tüm "bir milyoncu"ların kiloyla sattığına dikkati çekerek "Her sene başında defteri nasıl daha ucuza alabiliriz diye organizasyon kurmaya, kendi aramızda toplanarak üreticilerden indirim almaya çalışırız. Ama bizim aldığımız meblağlar yine de zincir AVM'lerle yarışamaz. BİM, A101, Hakmar, Şok, Diasa gibi büyük markalar yeri geldiğinde bir fabrikanın yıllık defter imalatına talip olabiliyor" diye konuştu.
Battal Turan, eritemedikleri kırtasiye stoklarının her sene bir sonraki okul açılışını beklemek zorunda kalmasından çok mağdur olduklarını dile getirerek,
"Bu işi yapan insanlar genelde esnaf kökenli ve geri vitesi düşünmeyen insanlar olur. Biz her yıl sezonun daha iyi geçeceğini umarak çeşidimizi daha bol yapmaya gayret ediyoruz. Ama artık bu noktada rölantide de gidiyoruz, geri vitese de alıyoruz kendimizi. Çünkü stoklarımız birikiyor, 3-5 sezon öncesinin ürünleri elimizde kalıyor. Hala 'Pokemonlu' okul çantası var, silgi var elimizde. Pokemon yayınlanalı neredeyse 10 sene oldu. Artık Ben10 var Caillou var Pepee var. Biz de artık bunun gibi yeni ama trendi geride kalmış stok ürünleri alışveriş yapanlara hediye olarak, eşantiyon olarak veriyoruz" diye konuştu.
-"4+4+4 sadece 'bir milyoncu'ya değil tüm kırtasiye sektörüne yaradı"
Yeni eğitim sistemiyle okula yeni başlayacak olan 60 - 72 ay öğrencilerin kayıtlarında büyük bir yığılma yaşandığını okula yeni başlayan Öğrencilerin de, sayı boncuğu, plastik fasulye, çubuk, oyun hamuru, boyama kitabı, makas, el işi kağıdı, fon kartonu gibi ürünlere çok fazla ihtiyaç duyduğunu belirten Turan,
"Bu sistem öğrencilerin eğitime erken yaşta başlamalarını gerektirdiğinden aileler okul alışverişi konusunda daha fedakar davranabiliyor. Örneğin bir dönemlik değilde yıllık alışverişi komple yapabiliyor veliler. Bu da piyasada ciddi olarak hissediliyor" dedi.
Satışların çok kötü olmadığını kaydeden Turan, "Daha iyi sezonları da görmüştük" diye konuştu.
-'Bir milyoncu'nun avantajı ürün çeşitliliği-
Turan, tüketicinin kafasını karıştıracak kadar çok sayıda perakendeci bulunduğunu kaydederek, "bir milyoncu"ların bu denklemde tutunabilmek için ürün çeşitliliğine çok fazla önem verdiğini, bir kalem traş ürünü için yaklaşık 18 farklı çeşidi satışa sunduklarını dile getirdi. Turan mahallelerde kırtasiye satışlarına ilişkin şöyle konuştu:
"İstanbul'da orta gelir düzeyine sahip vatandaşların yoğun olduğu bir mahallede en az 20 tane zincir alışveriş merkezi, 10 tane "bir milyoncu" ve okulların etrafına kurulmuş çok sayıda küçük kırtasiye var. Bir de mahallelere haftalık olarak kurulan semt pazarları var. Sezonluk ürün satan girişimciler var, bunlar da kırtasiye satıyor. Tüketicinin avantajına bir durum tabii. İki öğrencisi olan bir baba eline AVM'lerin fiyat kataloglarını alıyor, geçerken fiyatlara bakıyor, '2 öğrencim var şunları şunları alacağım diyor, ne kadar indirim yapabilirsiniz' diyor, internetten dahi fiyat karşılaştırması yapıyor hangisi kaliteli ve makul fiyatlıysa oradan alıyor."
Her yıl okul ihtiyaçlarını gelip kendilerinden alan devamlı müşterilerinin bulunduğunu dile getiren Turan, "Aileler yaz tatilinden geldiklerinde okula hazırlanıyor. Bunu yaparken alışverişten en fazla keyif alacakları şekilde yapıyorlar. "Bir milyoncu"lara gelen aile genelde her sene kırtasiye ihtiyacı başta olmak üzere birçok ihtiyacını buradan karşılar. ve aileden biri gibi oluruz müşteri için" ifadelerini kulandı.
-"İhtiyaç duyulabilecek en alakasız ürünler bile var, çünkü talep edeni var"-
'Bir milyoncu'lar olarak çok sayıda güçlü rakiple başa çıkmak zorunda olduklarını kaydeden Battal Turan, sözlerini şöyle südürdü:
"Neredeyse sattığımız her ürün kalemini zincir AVM'ler de satıyor. Züccaciye, bijuteri, kozmetik, temizlik ürünleri, iç çamaşır, elbise, elektronik ve tabi ki kırtasiye. Ayrıca haftanın sadece belirli bir günü yüklü miktarda sattıkları mevsimlik ürünlerle bizim hedef kitlemize hitap ediyorlar."
Turan güçlü rakiplerle yarışta tutunabilmek için kendilerine has yöntemleri ve "yazılı olmayan bir milyoncu kanunları" olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Perakendede en önemli şey müşterinin talebi. Müşteri ihtiyaç duyduğu ürünü bulmak için, eğer o ürüne gerçekten de ihtiyacı varsa nerede olursa olsun satanı bulur, satan dükkana gider. Bizim "bir milyoncu"lara bakıldığında ihtiyaç duyulabilecek en alakasız ürünler bile var. Çünkü talep edeni var. Eğer ürün yelpazenizde 'plastik baston ucu' dahi varsa bir evlat gelip yaşlı babası için bunu, 1 liralık bu ürünü alabiliyorsa 'bir milyonculuk' işinin bir de sosyal sorumluluk boyutu var demektir."
Bu arada Turan kendileri için söylenilen "tabelada her şey 1 lira yazıyor, içeride bir liraya hiçbir şey yok" ithamlarına şu karşılığı verdi:
"Ne alırsan bir milyon' işi isim olarak öyle kaldı, artık 'her şey 5-10-15 liracı'lar da var ama bu isim perakendede yeni bir kulvar açan tüketici dostu bir pazarlama devriminin adıdır. Açıkcası her şeyi 1 liraya satmak imkansız oldu günümüzde. Bütün ucuzluk mağazaları ürün çeşitliliğini arttırdı. Hediyelik bir tabloyu benim müşterim de istiyor ama tabii ki bunu bir liraya satamam."
Muhabir: Musab Turan
Yayıncı: Yılmaz Yıldız - İSTANBUL