İş dünyasından büyüme değerlendirmesi
İş dünyası temsilcileri yılın üçüncü çeyreğine ilişkin büyüme verilerini değerlendirdi.
İş dünyası temsilcileri yılın üçüncü çeyreğine ilişkin büyüme verilerini değerlendirdi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), bu yılın üçüncü çeyreğine (temmuz-eylül dönemi) ilişkin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) sonuçlarını açıkladı. Buna göre, GSYH 2024 yılı üçüncü çeyrek ilk tahmini, zincirlenmiş hacim endeksi olarak geçen senenin aynı çeyreğine göre yüzde 2,1 arttı.
Üretim yöntemiyle GSYH tahmini, cari fiyatlarla geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 53,3 artarak 11 trilyon 893 milyar 252 milyon lira oldu. GSYH'nin üçüncü çeyrek değeri, cari fiyatlarla ABD doları bazında 357 milyar 989 milyon olarak gerçekleşti.
"İhracata çalışan sektörlerin rekabetçiliği koruyacak adımların atılması iş dünyasının öncelikli beklentisidir"
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, sosyal medya platformundan yaptığı paylaşımda "Üçüncü çeyrekte sıkı para politikasının özellikle etkilediği sanayi ve yatırım verileri, 2025'te 'üretim ve ihracatı önceliklendiren reformların' baş aktör olacağı yeni bir faza geçilmesinin yararlı olacağına işaret ediyor." ifadelerini kullandı.
Avdagiç, paylaşımında üçüncü çeyrekte ihracatın yüzde 0,8 büyüme ile pozitif bölgede kalmasını ve üçüncü çeyrekte büyümeye 2,2 puan katkı vermesini olumlu karşıladıklarını belirterek, şu ifadelere yer verdi:
"2025 yılında özellikle ihracatçının ve ihracata çalışan sektörlerin 'rekabetçiliğini koruyacak' adımların atılması ve tedbirlerin alınması, iş dünyasının öncelikli beklentisidir. Üçüncü çeyrekte sıkı para politikasının özellikle etkilediği sanayi ve yatırım verileri de 2025'te 'üretim ve ihracatı önceliklendiren reformların' baş aktör olacağı yeni bir faza geçilmesinin yararlı olacağına işaret ediyor. İstanbul Ticaret Odası olarak her daim vurguladığımız gibi, enflasyonda kalıcı düşüşe asıl ve en büyük desteği üretim, istihdam, ihracat ve yatırımlar verecektir. Böylece hedeflediğimiz istikrarlı büyüme oranlarına, üretimin gücüyle adım adım ilerleyebiliriz."
"İktisadi bileşenlerin tekrar normal mecrasına döneceğine inanıyorum"
İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kopuz da büyüme oranının yüksek enflasyona karşı halihazırda uygulanmakta olan sıkı para politikası ve maliye politikasının bir yansıması olarak değerlendirdiklerini anlattı.
Üretim ve ticaret tarafında sahada olduklarından dolayı imalat sanayisindeki seyri ve talep eğilimlerini yakından takip ettiklerine dikkati çeken Kopuz, "Sıkı para politikası dolayısıyla hane halkı ve reel sektörün katlandığı yüksek finansman maliyetleri sebebiyle, ekonomik aktivitenin ılımlı seyrettiği bir süreç içindeyiz. Dolayısıyla, süreci bu aşamaya getirmişken, enflasyonla mücadelede kararlılık ve beklenti yönetimi her zamankinden daha fazla önem arz etmektedir. Fiyat istikrarının tesisi edilmesi ile ekonomik aktivite başta olmak üzere diğer iktisadi bileşenlerin de tekrar normal mecrasına döneceğine inanıyorum." görüşünü kaydetti.
Kopuz, diğer taraftan ikinci çeyrekte yüzde 3,7 büyüyen tarım sektörünün üçüncü çeyrekte de yüzde 4,6 artış oranı ile toplam gayri safi milli hasılaya katkı veren sektörler arasında yer aldığını bildirdi.
Geçen ay bazı işlenmemiş gıda kalemlerinin enflasyon görünümünü bir miktar bozduğuna şahit olduklarını aktaran Kopuz, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu noktada elimizdeki tüm araçlarla, tarımsal üretim ve gıda sektörlerindeki yapısal sorunlarımızın üzerine ısrarla giderek, tarımın sezonluk değil uzun ömürlü bir faaliyet alanı olması için adımlar atılmalıdır. Zira tarım ve gıda sektörü hem çok stratejik hem de tüm iklimsel sınamalara rağmen milli hasılaya önemli katkılar vereceğine inandığımız bir alandır."
"Üretim maliyetindeki artışlar, rekabetçilik ve tasarruf tedbirlerinin buna tesiri olmaktadır"
Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın ise üçüncü çeyrek gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) rakamlarında 2,1'lik büyümenin yanı sıra sanayi sektöründe yüzde 2,2'lik bir küçülme görüldüğü belirterek, "Bu rakam yatırım, üretim, istihdam, rekabetçilik, ihracat ve gelişme anlamında ayrı bir başlık altında ele alınmalı ve sanayi sektörümüz desteklenmeli." ifadesini kullandı.
Mevcut ekonomik koşullar dolayısıyla üçüncü çeyrekte bir önceki çeyreğe göre küçük de olsa bir daralmanın yaşanacağını öngördüklerini belirten Aydın, açıklanan 2,1 oranın bu beklentiyi doğruladığına işaret etti.
Aydın değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi:
"Bir önceki çeyreğe göre 0,2 oranında ekonomide bir daralmayı gördük. Üretim maliyetindeki artışlar, rekabetçilik ve tasarruf tedbirlerinin buna tesiri olmaktadır. İnşaat, finans sigorta faaliyetleri, tarım sektörü, gayrimenkul faaliyetleri büyümeye pozitif yönde katkı sunarken özellikle gelişen ekonomimizin lokomotifi sanayi sektöründe yaşanan 2,2 oranındaki daralma sanayicilerimizin sorunları ile yakından ilgilenmemiz gerektiğini ortaya koymaktadır. Ayrıca sanayicilerimizin yanı sıra KOBİ'lerimizin de bu süreçte finansmana erişim sorunu ortadan kaldırılarak ekonomik aktivitenin güvenli sahillerde sürdürülmesi gerekmektedir. Çok dengeli politikalar ile el ele vererek dayanışma içerisinde olmamız gereken süreçleri yaşıyoruz. Şüphesiz kamusuyla, özel sektörü ile ortak akıl ile ülke ekonomimiz açısından en iyiyi bularak, sağlıklı bir büyüme ortamında ülkemizin gelişimine ve ekonomik büyümesine katkı sunacağımız aşikardır."
"Büyümek çok kıymetli, artık olgunlaşma zamanı"
Önder Sanayici İşadamları Derneği (ÖNSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Kap da Türkiye ekonomisinde ihracatın hayati öneme sahip olduğunun altını çizerek, Ukrayna-Rusya savaşı ekseninde gerek Avrupa'da gerekse Orta Doğu'nun bulunduğu kaotik ortamda ihracatın katkısıyla büyüme performansının devam etmesinin çok kıymetli olduğunu bildirdi.
Başta Avrupa pazarı olmak üzere önemli pazarların daralma gösterdiği bu dönemde, iç piyasa hareketlerinin özellikle hizmet, inşaat sektörü ve kamusal hizmetlerin de büyümeye katkı verdiğini vurgulayan Kap, bununla birlikte sanayi sektörü ve ihracatın ciddi anlamda düşüş gösterdiğini anlattı.
Kap, şöyle devam etti:
"Makro ekonomik dengelerin iyileştirilmesi amacıyla uygulamış olduğumuz sıkı para politikasının da yüksek kredi faiz oranları nedeniyle, özellikle sanayi tarafının büyümesini yavaşlattığını görmekteyiz. Tüm bunları üst üste değerlendirdiğimizde, büyüme rakamımızı başarı hikayesinin devamı olarak değerlendiriyoruz. Gerektiğinde kendi kendimize yettiğimizi görüyoruz. Ancak kapasitemizi, enerjimizi ve dinamizmimizi göz önüne getirdiğimizde çok çok daha iyi rakamlar yakalayacağımıza inanıyoruz."