Haberler

"İş Adamları Arasındaki Sinerji Müzakereyi Hızlandırır"

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Ekonomi Bakan Yardımcısı Sever, "Türkiye - AB ilişkilerinin en önemli dönüm noktası 2005 yılında üyelik müzakerelerinin başlatılmış olmasıdır" dedi.

Ekonomi Bakan Yardımcısı Mustafa Sever, "Yarım asra yaklaşan Türkiye-AB ilişkilerinin en önemli dönüm noktaları 1996 yılında Gümrük Birliği'nin tesis edilmesi ve 2005 yılında üyelik müzakerelerinin başlatılmış olmasıdır" dedi.

AB- Türkiye Küresel İş Köprüleri Girişimi: İstanbul Köprü Oluşturma Konferansı'nda konuşan Sever, Gümrük Birliği'nin tesis edilmesi sonrasında Türkiye ile AB arasındaki ortaklık ilişkilerinin yeni bir aşamaya ulaştığını söyledi.

Gümrük Birliği'ni, 1980'lerden sonra liberal ekonomiye geçiş için alınan önlemlerden sonra Türkiye ekonomisini etkileyen en önemli gelişmelerden biri olarak nitelendiren Sever, "Zira 1996 yılında tamamlanan Gümrük Birliği neticesinde Türkiye dünya ekonominde ve ticaretinde önemli bir ticaret entegrasyonu gerçekleştirmiş ve bu suretle kendi iç pazarını uluslararası normlarla uyumlaştırmış durumdadır. Yarım asra yaklaşan Türkiye-AB ilişkilerinin en önemli dönüm noktaları 1996 yılında Gümrük Birliği'nin tesis edilmesi ve 2005 yılında üyelik müzakerelerinin başlatılmış olmasıdır" diye konuştu.

Gümrük Birliği sürecinin Türkiye ile AB arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin gelişmesine önemli bir katkısı olduğunu da belirten Sever, "Türkiye ile AB arasında ki ticaret hacmi 1996 yılında 30,2 milyar dolar seviyesinde iken 2011 yılı itibariyle 153,3 milyar dolar seviyesine ulaşmış durumda. Yatırım değerlerine baktığımızda ise 2011 yılında ülkemize giriş yapan 15,7 milyar dolar doğrudan sermayenin yüzde 70 inin AB ülkelerinden geldiğini görüyoruz. Bu gelişmeler ışığında gümrük birliği süreci AB ve Türkiye için dünyaya açılımın önemli bir parçasını oluşturmuştur" ifadelerini kullandı.

AB-Türkiye Küresel İş Köprüleri Girişimi'nin, AB ve Türk firmaları için 3. ülkelerde yatırım ve ticaret alanlarında iş birliği gerçekleştirmelerinin önünde kolaylaştırıcı bir rol oynayacağına işaret eden Sever, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu sayede Gümrük Birliği yeni bir boyut kazanacak, aynı zamanda ilk aşama itibariyle Mısır, Tunus ve Filistin firmalarının artan ekonomik iş birliğinin bir parçası olmalarına imkan tanıyacaktır. Bu girişimin temel amaçlarından birisi, Türkiye, AB ve iş birliği gerçekleştirilen ülkeleri de içine alan bir değer zinciri oluşturularak bölgede katma değerli istihdam yaratılmasını hızlandırmaktır. Bu çerçevede söz konusu girişim kapsamında hem Türkiye hem AB ile serbest ticaret anlaşması imzalamış olan Mısır ve Filistin'in pilot ülke seçilmesini yerinde bulduğumu belirtmek istiyorum. Zira bölgemizde son yıllardaki gelişmeler ekonomik kazanımın önemini bir defa daha ortaya koymuş, bu yönde serbest ticaretin oynayacağı rolü önemini ortaya çıkarmıştır. Bu anlayışla Küresel İş Köprüleri Girişimi sayesinde AB ve 3. ülkelerin, yatırım ve ticaretin refah ve terbiye edici özelliğinden daha fazla yararlanacaklarına olan inancımı ifade etmek istiyorum."

-TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tanıl Küçük-

TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tanıl Küçük ise yaptığı konuşmada, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) katılım müzakerelerinin siyasi nedenlere dayanan bir hareketsizlik sürecinden geçtiğini söyledi.

Bu hareketsizliği aşmak için geçen yıl yeni bir hareket tarzı benimsediklerini belirten Küçük, "Aslında bu yaklaşım sorunlara takılmadan pratik adımların atılmasına dayanıyor. Türkiye-AB Küresel İşbirliği Girişimi'miz aslında Türkiye ve AB ülkelerinin 3. ülkeler ile birlikte somut adım atmasını amaçlıyor. Türk, Mısır, Tunus ve AB firmaları için iş birliği için uygun bir zemin oluşturmayı amaçlıyoruz" dedi.

Bu konferansı 2013 yılının başında Türkiye, Mısır ve Tunus'ta şirketleri bir araya getirecek şirket eşleştirme etkinlikleri takip edeceğini de açıklayan Küçük, "Üçlü işbirliği arayışımızda değer zincirlerinin tamamlanacağı üzerinde duruyoruz. Esasen pilot uygulama olan girişimin başarılı olacağına inanıyoruz. Bu sayede Türk ve AB firmaları için başka piyasalarda da yine değer zincirine dayalı güçbirliği arayacağız" diye konuştu.

Türkiye'nin AB ile olan ilişkilerinde katılım müzakereleri boyutunun durma noktasına geldiiğini ifade eden Küçük, sözlerni şöyle sürdürdü:

"Resmi müzakere sürecinde de ilerleme yok. Üç yıla yaklaşan bir süredir katılım müzakerelerinde açılan yeni bir fasıl da yok. Vize gibi Türkiye-AB ilişkilerine ve Gümrük Birliği ilişkimize yakışmayan bir engelle de karşı karşıyayız. Vize sorununun çözümü için yakın gelecekte de umut veren bir ışık da yok. Ancak biz iş dünyası olarak iyimseriz. Somut işbirliğine dayalı projelerle birbirimizi daha iyi tanıyacağımızı da inanıyoruz. yanlış anlamaları ve ön yargıları da bu şekilde aşabileceğimize inanıyoruz. Burada aslında bir çok platformda yaşıyoruz. Siyasilerimizin de toplumlarımızın karşılıklı olarak kazanç sağlayacakları bu süreci canlandırabilmelerini bekliyoruz.

Biz AB-Türkiye Küresel İş Köprüleri Girişimi'ni çok önemsiyoruz. Katılan tüm tarafların kazanacağı bir girişim olarak görüyoruz. Bu girişimin mutlak örnek gösterileceğine, daha sonra da başka ülkeleri de kapsayacak şekilde yangınlaşacağına da inanıyoruz"

Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Jean-Maurice Ripert ise, etkinlikteki amaçlarını, "Öncelikle neler yapılabilir, somut ne gibi adımlar atılabilir, bunları tespit edip, güçlü yönlerimizle köprü kurmak ve bütün vatandaşların da lehine olacak şekilde bu avantajlardan faydalanılmasını sağlamak olacaktır" sözüyle özetledi.

TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu ile önceki akşam Avrupalı ve Türk iş adamları arasında ortak sinerjilerin nasıl kurulabileceğini konuştuklarını aktaran Ripert, hep beraber iş camiasında kanıtlanabilirse, bunun şu andaki müzakere sürecindeki yavaşlamayı ve durgunluğu çözebileceğini söyledi.

Amaçlarının müzakere üzerinden bir köprü kurmak değil, müzakere için bir köprü oluşturmak olduğuna dikkati çeken Ripert, "Müzakere sürecine dinamizm katmak istiyoruz. Her bir alanla da gerçekleşen teknik ilerlemeyi ölçmek itiyoruz. Geçen mayısta resmi başlangıcından bu yana bu projemiz de 8 tane çalışma grubumuz çalışmaya başladı. Bu pozitif gündemimizde vize, mobilite, terörle mücadele, göç konuları, enerji, toplum problemlerine daha fazla katılım ve son olarak siyasi diyalog bulunuyor" dedi.

Bu girişim fikrini ilk ortaya çıkardıklarında aktif piyasa güçlerini, yani girişimcileri, iş dünyasını bir araya getirebileceklerine inandıklarını anlatan Ripert, şunları dile getirdi:

"İş dünyasında birbirlerini tamamlayabildikleri alanlarda biraraya gelebileceklerini düşündük. AB'den ve Türkiye'den iş dünyasının aktörlerini biraraya getirebileceğimizi, sinerji yaratabileceğimizi ve bu şekilde daha fazla risk taşıyacakları alanlara beraber gireceklerini düşündük. Ortaklarla bizi tamamlayacak öğeyi bir araya getirebileceğimizi düşündük. Amacımız herkes için üçlü kazan-kazan-kazan oluşturmak. İnanıyoruz ki AB ve Türkiye, birlikte, buradaki potansiyeli daha aktif hale getirebiliriz, piyasa güçlerini de biraraya getirebiliriz. Buradaki potansiyeli ortaya çıkarabileceğimize inanıyoruz. Bu ülkelerin birbirine zaten bağımlı olan ekonomik gücünü ortaya çıkarabileceğine inanıyoruz."

Muhabir: Ziya Altunbaş

Yayıncı: Yılmaz Yıldız - İSTANBUL

Kaynak: AA / Ekonomi
4 bebeğin ölümünden sorumlu tutulan doktorun cevaplamak istemediği soru

4 bebeğin ölümünden sorumlu doktorun cevaplamak istemediği soru

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 2026 yılında hanelerimizin yarısını kendi doğalgazımızla karşılayacağız

2026 yılını işaret etti: Hanelerin yarısının ihtiyacını karşılayacağız

'Safları sıklaştırın' diyen Kılıçdaroğlu'na adliye önünde coşkulu karşılama

Adliye önünde istediği oldu

Kılıçdaroğlu'ndan Akşener için olay sözler: Ailemi emanet ederim diyen 'işbirlikçi' çıktı, güvenmem hataydı

Akşener için öyle bir ifade kullandı ki, salon resmen buz kesti

title