Ipard Süt İşleme Çalıştayı
AB Bakan Yardımcısı Alaattin Büyükkaya, süt ve süt ürünlerine ilişkin açıklama yaptı.
Avrupa Birliği (AB) Bakan Yardımcısı Alaattin
Büyükkaya, süt ve süt ürünlerine ilişkin "Avrupa'ya ihracat yapamıyoruz bu
alanda. Bunun nedeni de o standardı tutturamamak" dedi.
Avrupa Birliği Kırsal Kalkınma Yatırımları Hibe Programı (IPARD)
yardımlarına yönelik süt işleme çalıştayı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı
ile Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği (ASÜD) işbirliğinde Ankara
Plaza Otel'de düzenlendi.
Etkinliğe, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Kutbettin Arzu,
Avrupa Birliği Delegasyonu Başkan Yardımcısı Bela Szombatı, ASÜD yöneticileri ile
sivil toplum örgütlerinden temsilciler katıldı.
Arzu, burada yaptığı konuşmada, tarım sektörünün Türkiye'de eğitim ve gelir
seviyesinin en düşük olduğu, kurumsal yapının en az örgütlendiği sektör olduğunu,
bu nedenle AB fonlarından yararlanmak, AB standartlarında proje üretmenin zor
olduğuna dikkati çekti. Arzu, IPARD destekleri konusunda Tarım ve Kırsal
Kalkınmayı Destekleme Kurumu'nun (TKDK) kısıtlı zamanda önemli çalışmalara imza
attığını anlattı.
Şu anda 42 ilde koordinatörlüğü bulunan TKDK'nın, Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehdi Eker başkanlığında değerlendirme toplantısı yaptığını ve yol
haritası belirlendiğini kaydeden Arzu, "Avrupa Birliği projeleri konusunda
geçmişte kaybettiğimiz zamanı önümüzdeki süreçte çok hızlı bir şekilde
değerlendireceğiz" diye konuştu.
Türkiye'nin tarımına yönelik gelişim aşamaları konusunda bilgi veren Arzu,
yıllık 15 milyon ton süt üretildiğini bildirdi.
Okul Sütü Projesi'nin bu yıl da hayata geçirildiğini hatırlatan Arzu, "Bu
proje, çocukların sağlığı, süt tüketiminin artırılması ve sağlıklı süt üretiminin
geliştirilmesini sağlayacak" dedi.
-"Batı'ya medeniyet perspektifiyle bakıyoruz"-
Alaattin Büyükkaya, Türkiye AB ile 1959 yılından beri görüşme halinde
olduğunu, 1963 yılında üyelik başvurusu yapıldığını anımsatarak, "50 yıl oldu.
50 yıl sonra baktığınız zaman biz hala AB'ye üye değiliz. Bu kadar bekletilme
ister istemez huzurumuzu kaçırıyor. Diyoruz ki; niye 50 yıldır bu iş olmadı? O
noktadan meseleye yaklaştığımız zaman tabii ki rahatsız edici bir tablo var.
Çünkü ekonomik olarak Türkiye ile mukayese edilemeyecek derecede olan ülkeler şu
anda AB'ye üye" diye konuştu.
Türkler'in tarih boyunca Batı'ya medeniyet perspektifiyle baktığına işaret
eden Büyükkaya, AB ile ilişkilerin temelinde de bunun olduğunu söyledi.
Türkiye'nin AB'ye üyelik müracaatında bulunduğu yıl kişi başına geliri 300
dolarken, bugün 12 bin dolar olduğunu kaydeden Büyükkaya, Türkiye'nin şu anda
Avrupa'nın 5, dünyanın ise 15. büyük ekonomisi olduğunu hatırlattı.
Büyükkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye artık kendi hedeflerini de büyük ölçüde aşmış bir ülke ama bütün
bunları ekonomik olarak düşündüğünüz zaman 'hatta girmemize de ihtiyaç kalmadı'
da denilebilir. Fakat hedefimiz şu; gıdada hijyenik ve bu konuda kabul edilebilir
standartlarda bir üretim yapmak, bunu tüketicisine bu şekilde sunmak. Esas hedef
bu. Sadece gıdada değil, her konuda bu böyle.
Avrupa'ya ihracat yapamıyoruz bu konuda. Yapamamamızın nedeni de o standardı
tutturamamak. O halda sadece üretmek, paketlemek ve işlemek yetmiyor. Bunu
standardı yüksek şekilde üretmek ve paketlemek ve bu şekilde satmayı da
hedeflememiz gerekiyor. Bunu başardığımız gün biz gerçekten sadece üreten değil,
kaliteli üreten ama bütün dünyaya malını satan ülke konumuna geleceğiz."
-"(AB ile) Hiçbir görüşme yapamıyoruz"-
"AB 50 yıl bizi kapıda bekletti diye sıkılıyoruz" diyen Büyükkaya,
Türkiye'nin üyelik sürecinde fasılların kapalı olduğunu ve görüşme yapılamadığını
belirtti.
Büyükkaya, "Şu anda hiçbir görüşme yapamıyoruz. 13 fasılda görüşme yapıldı,
bunlarda kapatılıyor, her şey standart hale gelmiş olmasına rağmen. Bir kısmını
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, bir kısmını Fransa, bir kısmını da Konsey kendisi
kapatmış durumda. Dolayısıyla AB ile üyelik yapan bir ülkenin görüşme yapması
için hiçbir şey yok ortada, onlar kapattığı için" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin hukuk alanında geldiği çizginin birçok Avrupa ülkesinden daha
ileri noktada olduğunu anlatan Büyükkaya, ülke olarak ticaretin en fazla olduğu
ülkelerin Avrupa ülkeleri olduğuna dikkati çekti.
Avrupa ülkelerindeki krizin atlatılacağına ve bu durumun Türkiye için
avantaj değil, dezavantaj olduğuna işaret eden Büyükkaya, "Hedefimiz, IPARD
kapsamında AB'nin 840 milyon avroluk bir yardımı var. Türkiye hükümetinin
katkılarıyla bu 1 milyar 160 milyon civarında. Diğer yarısını da katarsanız
yaklaşık 2,5 milyar avroya yakın bir fon. Çok ciddi bir fon. Türkiye ekonomisi
açısından büyük önem taşıyor" değerlendirmesinde bulundu.
-"6 firma ihracata uygun bulundu"-
Avrupa Birliği Delegasyonu Başkan Yardımcısı Bela Szombati ise IPARD'ın
AB'ye üyelikte önemli olduğunu belirtti.
Szombati, "Bu çalıştay sonrasında IPARD programına daha fazla başvuru
olacağını ve Türkiye'ye aktarılan fonun kullanılacağını düşünüyorum. IPARD 2
programı için bugün yapılacakların büyük önemi var. Bu yıl, IPARD programı için
Türkiye'de başarılı bir yıl olacak" dedi.
Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği (ASÜD) Yönetim Kurulu
Üyesi Dilek Emil, katma değeri oldukça yüksek olan süt sektörünün kırsal kalkınma
için büyük önem taşıdığını belirtti.
Süt işletme tesislerinin onay belgesi alması zorunluluğunun getirildiğini
hatırlatan Emil, 2 bin 200 civarındaki süt işleme tesisinden sadece 425'inin onay
aldığına dikkati çekti.
Türkiye'nin AB ülkelerine süt ve süt ürünleri ihracatı yapamadığını dile
getiren emil, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile yürüttükleri ortak çalışma
sonucunda 6 firmanın AB tarafından ihracat yapmaya uygun bulunduğunu bildirdi.
Emil, amaçlarının bütün işletmelerin AB'ye uyumlu hale getirilmesi olduğunu
söyledi.
Avrupa Komisyonu DC AGRI'dan Iwona Listzwan, Türkiye'de süt işleme alanına
verilmek üzere 130 milyon liralık bir miktar öngördüklerini söyledi. Listzwan,
"Türkiye'den 16 proje kabul edildi ve bu projeler için 12 milyon avro ayrıldı.
Zaman ilerliyor, saat ilerliyor ve şimdi projelere ihtiyaç var. Bakın sadece 16
proje onaylandı ve para orada duruyor" dedi.
Muhabir: Seval Ocak Adıyaman-Hüseyin Demir
Yayıncı: Abdullah Kıratlı - ANKARA