İnsan hayatına dokunma arzusu tıp kariyerlerinin yolunu açtı

Küçük yaşlarda yaşadıkları deneyimler, Medipol Mega Üniversite Hastanesinde görev yapan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu ile Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bilal Boztosun'un tıp alanına yönelerek hastaların yaşamlarına dokunmalarına öncülük etti.
Küçük yaşlarda yaşadıkları deneyimler, Medipol Mega Üniversite Hastanesinde görev yapan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu ile Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bilal Boztosun'un tıp alanına yönelerek hastaların yaşamlarına dokunmalarına öncülük etti.
Çocuk yaşta yaşadıkları güçlü deneyimlerin izinde, insan hayatına dokunma arzularını mesleğe dönüştüren Prof. Dr. Akkoyunlu ve Prof. Dr. Boztosun, hastalarına umut oluyor.
Annesinin hastalığı nedeniyle çocukluğu hastane koridorlarında geçen Akkoyunlu ile insanlara daha doğrudan dokunabilmek için mühendislikten vazgeçen Boztosun'un yolları, insan hayatına değer katma noktasında birleşti.
Tıp biliminin sunduğu imkanları güncel teknolojilerle harmanlayan Akkoyunlu ile Boztosun mesleklerinin temelinde yatan sevgi, fedakarlık ve bilime bağlılıkla genç doktor adaylarına da ilham veriyor.
"Doktorluk, yüksek motivasyonu olan bir meslek"
Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, doktorluğun, mesleğini seven insanlar tarafından yürütülebilecek, yüksek motivasyonu olan bir meslek olduğunu söyledi.
Çocukluk yıllarında annesinin hastalığı sırasında yaşadığı tecrübelerle mesleğe olan ilgisinin şekillendiğini belirten Akkoyunlu, "Malatyalıyız, Ankara'ya tedaviye gidiyorduk. Babamla beraber annem hastanedeyken dışarıda kaldığımız süreçler hemşirelerin, doktorların, diğer sağlık çalışanlarının anneme yaptıkları yardımları, bize destekleri, benim başımı okşamaları inanılmaz derecede beni mutlu etmiştir. Bu süreçte doktor olmaya karar verdim. Ben de sağlıkçı olacağım demiştim." ifadelerini kullandı.
Meslek hayatı boyunca unutamadığı anılardan birinin Kovid-19 salgını döneminde yaşandığını aktaran Akkoyunlu, o günleri şöyle anlattı:
"Bir hastamız gelmişti, ikiz gebeydi. Üç tane de çocuğu vardı. En büyüğü 6 yaşındaydı. Yetiştirme yurdundan yetişmiş gelmiş bir aileydi. Hastanın genel durumu çok kötüydü. Çocukların kapıda durmaları gerekiyordu. Bazen odamıza alıp odamızda çocukları takip etmeye çalışıyorduk. Bir haftalık yoğun süreç sonrasında yoğun bakım ve tedavi sonrasında hastamız toparladı. Karnındaki yavrularda iki ay sonra doğdu. Çocuklarla beraber ziyarete gelmişlerdi. Daha önce var olan üç çocuğu, ondan sonra yeni doğan iki çocuğuyla beraber inanılmaz duygusal bir an yaşamıştık. Hala unutamıyorum aklımdan çıkmıyor bu süreç."
Doktorluk mesleğinde en büyük motivasyon kaynağının, her gün bir insanın hayatına dokunabilmek olduğunu dile getiren Akkoyunlu, mesleğin, insanların hayatını olumlu yönde değiştirme potansiyeline sahip olması dolayısıyla yorgunluk ve tükenmişlik olsa da akşam uyuyup sabah yeniden insanlarla olmanın, insanlara yardım etmenin motive kaynağı olduğunu söyledi.
"İnsanlara yardım etmek, onlarla iletişimde olmak çok büyük bir mutluluk"
Prof. Dr. Bilal Boztosun da teknolojinin sunduğu imkanlarla artık kalp hastalıklarını oluşmadan fark edip müdahale etmenin mümkün hale geldiğini gösteren anlara şahitlik ettiğine vurgu yaptı.
Boztosun, "Başlangıçta elektrik elektronik mühendisliğini kazandım ancak tıp bana daha uygun geldi. İnsanlara yardım etmek, onlarla iletişimde olmak çok büyük bir mutluluk veriyor. Bir hastanın size teşekkür etmesi, onun samimi duygularını hissetmek, bana çok büyük bir mutluluk verdi." dedi.
Kardiyoloji alanında birçok durumla karşılaştığını anlatan Boztosun, meslek hayatında pek çok unutulmaz anı biriktirdiğini kaydetti.
Boztosun, yaşadığı bir anıya ilişkin, hastasının kendisine, "Dedeme stent takmıştınız, ardından babama da stent taktınız. Şimdi de göğüs ağrısı şikayetiyle ben size geldim." dediğini aktararak, "Bu durum kalp hastalıklarının ailesel bir yönü olduğunu gösteriyor. Bir bakıma aynı aileden üç kuşağı tedavi etmiş oluyorsunuz." ifadelerini kullandı.
"Sevmenin verdiği o güzel duygu sizi yorulmaktan alıkoyuyor"
Sağlık alanındaki teknolojik gelişmeleri de yakından takip ettiğini ve bunların özellikle kalp ve damardaki teşhislerde ve alınacak tedbirlerde hayati öneme sahip olduğunu dile getiren Boztosun, erken teşhis için kullanılan modern tıbbi cihazların önemine dikkati çekti.
Boztosun, "Eskiden hastalar ne yazık ki direkt kalp kriziyle geliyordu veya geç kalınmış oluyordu. Ama bakıyorsunuz şimdi teknoloji beş dakikada kalp damarlarınızda ne var ne yok her şeyi gösteriyor. Dolayısıyla siz daha olayları yaşamadan tedbirlerinizi alabiliyorsunuz. Teknolojiyi kullandığınız zaman hem toplumunuz daha sağlıklı yaşlanıyor hem de siz erken müdahale ettiğiniz için geç kalmadan soruları çözmüş oluyorsunuz." diye konuştu.
Doktorluk mesleğine adım atmaya hazırlanan gençlere seslenerek, sevginin mesleğin temel taşlarından biri olduğunu dile getiren Boztosun, şunları kaydetti:
"Genç arkadaşlarımıza diyoruz ki sevdiğiniz işi yapın, yaptığınız işi de en iyi şekilde yapın. Sevmenin verdiği o güzel duygu sizi yorulmaktan alıkoyuyor. Sevdiğiniz için işinizi daha detaylandırıyorsunuz. Detaylandırdıkça sizin başarınız artıyor, başarınız arttıkça sizin hastayla ilgili karşılıklı memnuniyetiniz artıyor. Dolayısıyla genç meslektaşlarımıza diyoruz ki lütfen mesleğinizi sevin. Sevdiğiniz mesleği de en iyi şekilde yapın. En iyisi olun. En iyisi olmak için gayret gösterin. Çünkü bu toplumun genç meslektaşlarımıza, genç doktorlarımıza ihtiyacı var."