İmsad, 2015 Büyüme Beklentilerini Revize Etti
Milletvekili genel seçimi sonrası 2015 yılı büyüme beklentilerini revize eden Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) Başkanı Fethi Hinginar,"Unutmayalım ki, küresel çapta beklenen olumsuz etkilere de açık olan ekonomimizde, 2015 kayıp yıl olursa 2016 yılı da riske girer" dedi.
Milletvekili genel seçimi sonrası 2015 yılı büyüme beklentilerini revize eden Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) Başkanı Fethi Hinginar,"Unutmayalım ki, küresel çapta beklenen olumsuz etkilere de açık olan ekonomimizde, 2015 kayıp yıl olursa 2016 yılı da riske girer" dedi.
İMSAD'ın, yılda dört kez düzenlediği "Gündem Buluşmaları" toplantısının ikincisi "Seçim Sonrası Türkiye" başlığı ile gerçekleştirildi .
Toplantıda paylaşılan bilgilere göre, 2015 büyüme beklentilerini revize eden İMSAD, ekonomide yüzde 3-3,2, inşaatta yüzde 2,5-3, inşaat malzemesi sektöründe ise yüzde 2,5-3 büyüme öngörüyor.
Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar, açılışta yaptığı konuşmada, seçim sonuçları, ekonomi, inşaat ve inşaat malzemeleri sektörünü değerlendirdi.
Türkiye'nin demokratik seçim sınavını başarıyla verdiğini belirten Hinginar, şunları kaydetti:
"Seçimde milli irade, ülkeyi yöneten siyasetçilere 'uzlaşın' demiştir. Bizler de iş dünyasının tüm diğer mensupları gibi, Türkiye İMSAD olarak, tüm siyasi liderlerden ve partilerden ülke çıkarlarında kenetlenerek bir an önce uzlaşmaya varmalarını, yeni hükümeti kurarak en kısa sürede gündemi ekonomiye döndürmelerini istiyoruz. Koalisyonla başarılı, güçlü hükümetler kurulamaz, ekonomik reformlar gerçekleştirilmez mi? 25 AB ülkesi koalisyon hükümetleriyle yönetiliyor."
Ekonomiye bakıldığında seçim öncesi başlayan bekle-gör ve buna bağlı olarak ekonomide durağanlaşma eğiliminin seçim sonrasında da sürdüğüne dikkati çeken Fethi Hinginar, diğer seçimlerden farklı olarak bu kez hükumetin kurulmasında birden çok senaryonun konuşulduğunu, bunun da ekonomide belirsizlik süresini uzatabileceğe işaret etti.
Hinginar, "Belirsizlik ortamının ülkemize daha fazla zarar vermeden, ekonomik ve politik istikrarın tesis edilmesi, iş dünyası olarak hepimizin temennisidir. Unutmayalım ki küresel çapta beklenen olumsuz etkilere de açık olan ekonomimizde 2015 kayıp yıl olursa 2016 yılı da riske girer. Seçimler bitti, şimdi uzlaşarak hızla ana gündemimize ekonomiyi taşıma zamanıdır" ifadelerini kullandı.
-"Gündem artık ekonomi olmalı"
Son açıklanan verilere göre, ekonominin ilk çeyrekte yüzde 2,3 büyüdüğünü ve ilk 5 ayda Türkiye genel ihracatının yüzde 8,3 gerilediğini anımsatan Hinginar, hükümetin kurulma süreci olan yılın ikinci çeyrek verilerinden de olumlu sinyaller gelmediğini söyledi.
Hinginar, 2015'in ikinci yarısında yaşanan daralma durmazsa, ekonomide bu yıl için hedeflenen yüzde 4'lük büyüme seviyesini yakalamanın zor olacağını vurguladı.
Yılın ilk çeyreğinde konut satışlarında yüzde 22 artış olduğunu, ancak alınan yapı ruhsatlarında yarıya yakın düşüş görüldüğünü kaydeden Hinginar, şunları kaydetti:
"Bu yılın ilk çeyrek döneminde inşaat sektörü yüzde 3,5 geriledi. Bu dağılımda kamu yüzde 9,2, özel sektör yüzde 1,4 küçüldü. İnşaat malzemeleri sanayi üretimi ise yılın ilk 4 ayında yüzde 4,5 geriledi. İhracatımız aynı dönemde yüzde 15,8 oranı ile daha vahim bir düşme gösterdi.
Sonuç olarak, hem genel ekonomimizde hem inşaatta hem de inşaat malzemesi sanayimizde iç ve dış piyasalarda alarm zilleri çalıyor. Bu nedenle ülke olarak, üretime dayalı sürdürülebilir büyümeyi sağlayacak yeni bir ekonomik modeli oluşturmalı ve yapısal reformları hızla gerçekleştirmeliyiz. İşte bu nedenle gündem artık ekonomi olmalı diyoruz."
Hinginar, ihracat pazarlarını çeşitlendirmek ve yeni pazarlar kazanmak amacıyla Türkiye İMSAD'ın "Afrika Buluşmaları" projesi kapsamında 9 kişilik bir heyetle ilk gezisini Kamerun'a gerçekleştirdiğinin bilgisini vererek, ikinci sıradaki ülkenin ise Kenya olacağını aktardı.
Fethi Hinginar, "İhracatta yaşanan daralmayı aşmak için Afrika'ya ihracat seferberliği başlattık. Afrika, Türkiye inşaat malzemeleri için potansiyel bir pazar. Hedefimiz, bir yandan katma değerli ürün hacmimizi artırmak, öte yandan 'üretim ve ihracat odaklı' büyümeye devam etmektir" değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye şimdi ülkeyi yönetimsiz bırakmama sınavı ile karşı karşıyadır"
Toplantı kapsamında düzenlenen ve moderatörlüğünü, Türkiye İMSAD Başkan Vekili Nuri Bulut'un yaptığı panelde ise Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlter Turan, Türkiye İMSAD ekonomi danışmanları Prof. Dr. Kerem Alkin ve Dr. Can Fuat Gürlesel, seçim sonrası dönem ve ekonomik verilere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"Türkiye şimdi parlamentoda hiçbir partinin tek başına hükümeti kuramayacağı bir koltuk dağılımı karşısında, bir koalisyon ya da azınlık hükümeti kurarak ülkeyi yönetimsiz bırakmama sınavı ile karşı karşıyadır" diyen Turan, şunları anlattı:
"Türkiye bu sınavı geçecek mi, hükümeti kimlerle kurabilir, hükümetin gündeminde neler olabilir, erken seçim gündemde midir? Bu soruların hepsi ayrı ayrı cevap beklemektedir. Seçim sonuçları başkanlık sistemine geçiş tartışmalarını muhtemelen sona erdirecekse de Türkiye'nin daha demokratik bir anayasaya kavuşma ihtiyacını ortadan kaldırmış değildir. Siyasi partiler ise koalisyon görüşmelerindeki konumlarını güçlendirmeyi amaçlamaktadır."
Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel de Türkiye İMSAD'ın 2015 Aylık Mayıs Sektörel Rapor'u verilerine dayanarak, inşaat ve inşaat malzemeleri verilerini değerlendirdi, dünya ekonomisindeki beklentilere ilişkin bilgiler verdi.
Gürlesel'in verdiği bilgiye göre, Avrupa Birliği'nde açıklanan yılın ilk çeyrek büyüme verileri, ekonomide toparlanmayı teyit ediyor.
Gelişen ülkelerin büyüme oranlarının yavaşladığını, petrol ve emtia ihraç eden ülkelerde de büyümenin zayıfladığına işaret eden Gürlesel, IMF'nin, 2015 yılı için dünya ekonomisinde yüzde 2,9 büyüme öngördüğünü aktardı.
Avro/dolar paritesinin yılın ilk dört ayında dolar lehine gelişme göstererek 1,05 seviyesinin altına indiğini, paritede oynaklığın arttığını dile getiren Gürlesel, gelecek dönemde de paritedeki oynaklıkların süreceğini, ancak doların, avro ve diğer para birimleri karşısında kademeli ve sınırlı güçlenmesini sürdüreceği öngörüsünü paylaştı.