İMKB Önce Anonim Şirket Olacak

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan "Sermaye Piyasası Kurulu 30. Yıl Kitapçığı"nın girişbölümünde yayınlanan yazısında, "Önümüzdeki dönemde, sermaye piyasalarımızın diğer aktörleriyle de ilgili önemli projeleri hayata geçireceğiz. Bu çerçevede, İMKB'yi öncelikle anonim şirket olarak yapılandırmayı ardından ise halka arz etmeyi düşünüyoruz. Takasbank'ı ise merkezi karşı taraf olarak yapılandırarak uluslararası düzenlemeler ile uyumlu bir sermaye piyasası düzenleme çerçevesi oluşturmayı hedefliyoruz." dedi.

Babacan yazısında şunları söyledi:

"Ülkemiz 2002 yılından itibaren gerek ekonomik gerekse de sosyal bir dönüşümden geçmektedir. 2008-2009 küresel ekonomik krizinden önceki dönemde Türkiye'de kamu maliyesi, bankacılık, sosyal güvenlik ve sağlık gibi alanlarda önemli reformlar gerçekleştirdik. Bunun sayesinde ülkemiz global krizin yaşandığı döneme güçlü makroekonomik temellerle girmiştir. Bununla birlikte, sadece kriz dönemi öncesinde yaptıklarımız değil, aynı zamanda krizin ilk etkilerini hissetmeye başladıktan sonra yaptıklarımız da Türkiye ekonomisinin olumlu olarak ayrışmasında etkili olmuştur. Böylece, Türkiye ekonomisi 2010yılından sonra 2011 yılında da hızlı büyüme eğilimini sürdürmüş ve kişi başı milli gelir 2002 yılındaki seviyesine göre yaklaşık 3 kat artarak 10.444 ABD Doları seviyesine ulaşmıştır. 2011 yılı için bütçe açığımızın GSYİH'ya oranı %1,4, kamu borç stokumuzun GSYİH'ya oranı ise %39,4 olarak gerçekleşmiştir. Bu oranlar bugün birçok ülkenin acı reçete olarak adlandırabileceğimiz ekonomik programlar uygulayarak ulaşmayı hedefledikleri oranların oldukça altındadır.

Sermaye piyasalarımız bir taraftan sermayenin tabana yayılması, tasarrufların yeni yatırımlara dönüştürülmesi ve kayıt dişiliğin azaltılması gibi İşlevler üstlenmekte, diğer taraftan da şirketlerimize düşük maliyetli finansman imkanları, kurumsallaşma, yurt içi ve yurt dışında tanınma ve kredibilite gibi önemli imkanlar sunmaktadır. Bunun yanı sıra, gelişmiş sermaye piyasalarının sürdürülebilir ekonomik büyümenin de temel unsurlarından olduğuna inanıyoruz. Bu çerçevede, özel sektörün sermayeye ve sermaye piyasası araçları vasıtasıyla finansman kaynaklarına ulaşmasının kolaylaşması ve ülkemizde sermaye piyasalarının gelişmesi hükümetimizin en önemli ekonomik hedefleri arasında yer almaktadır.

Hedefimiz, 2023 yılına gelindiğinde Türkiye'nin dünyanın en büyük on ekonomisinden, İstanbul'un ise dünyanın önde gelen on finans merkezinden birisi olmasıdır. Bu hedefimize ulaşmaya çalışırken mutlaka ve öncelikle gerekli olan uluslararası uygulamalarla uyumlu, hatta uluslararası düzenlemelerdeki hatalar ve eksikleri de gideren bir yasal altyapının oluşturulmasıdır. Bu çerçevede, şu an hazırlıkları son aşamaya gelmiş olan yeni Sermaye Piyasası Kanunumuzun

finansal derinliğin sağlandığı, finansal araç çeşitliliğinin yatırımcılarımızın ve reel sektörümüzün ihtiyaçlarını karşılayacak ölçeğe ulaştığı, sermaye piyasalarımızın en az bankacılık kesimimiz kadar şirketlerimizin finansman ihtiyacına katkıda bulunduğu, İMKB'de işlem gören şirket sayısı ile piyasa kapitalizasyonunun gelişmiş ülkeler seviyesini yakaladığı sermaye piyasamıza gerekli alt yapıyı sağlamasını hedefliyoruz. Yine bu çerçevede, yatırım fonları, yatırım ortaklıkları, gayrimenkul yatırım ortaklıkları gibi kolektif yatırım kuruluşları ile yeni Sermaye Piyasası Kanunu ile getirmeyi düşündüğümüz değişken sermayeli yatırım ortaklıkları gibi yeni sermaye piyasası kurumlarının sermaye piyasalarımızın önemli aktörleri arasında yer almasını arzu ediyoruz.

Önümüzdeki dönemde, sermaye piyasalarımızın diğer aktörleriyle de ilgili önemli projeleri hayata geçireceğiz. Bu çerçevede, İMKB'yi öncelikle anonim şirket olarak yapılandırmayı ardından ise halka arz etmeyi düşünüyoruz. Takasbank'ı ise merkezi karşı taraf olarak yapılandırarak uluslararası düzenlemeler ile uyumlu bir sermaye piyasası düzenleme çerçevesi oluşturmayı hedefliyoruz.

Diğer taraftan, Sermaye piyasalarımızın gelişmesinde finansal eğitime ve finansal farkındalığın artırılmasına yönelik yapılan çalışmaların da oldukça önemli olduğuna inanıyoruz. Bu kapsamda, Sermaye Piyasası Kurulu'muzun diğer kurumlarımızla işbirliği halinde bu amaca yönelik olarak gerçekleştirdiği projeler ve çalışmalar önem arz etmektedir. Bu çalışmaların süreklilik arz eder şekilde gelenekselleştirilmesi ve kapsamının genişletilmesi, ülkemizde finansal eğitim seviyesinin artmasının ve finansal farkındalığın oluşturulmasının yanı sıra hiç şüphesiz İstanbul Finans Merkezi projemize de önemli katkı sağlayacaktır.

Ülkemizin uluslararası arenada artan ağırlığına paralel olarak Sermaye Piyasası Kurulu tarafından ülkemiz ve çevre ülkeler arasındaki ekonomik işbirliği olanaklarının güçlendirilmesi ve sermaye piyasalarının geliştirilmesi hedefi doğrultusunda, çeşitli ülkeler ile ortak projelergerçekleştirilmesini de destekliyoruz. Ayrıca, Sermaye Piyasası Kurulu'nun ülkelerarası çoklu ve ikili ilişkilere verdiği büyük önem çerçevesinde, farklı uluslararası platformlardaki çalışmalara aktif olarak katılmasını da önemsiyoruz.

Ülke içinde istikrar ve güven ortamının sürekliliğini koruyup insanımıza, neler yapabileceğimize yürekten inandığımız takdirde 2023 hedeflerimizin ulaşılabilir olduğuna inanıyor ve sermaye piyasası kurumlarımızın bu hedefleri gerçekleştirebilecek iradeye ve birikime sahip olduklarını düşünüyorum."