Güney Afrika 2010 Dünya Kupası'yla Canlanacak
Makeba, Dünya Kupası'nın Mandela'dan Sonra Ülkenin Başına Gelen En Büyük Olay Olduğunu Söylüyor.
27 yılını hapiste geçirmiş, 71 yaşında bir ülkeye demokrasi getirmiş, özgürlük savaşçısı Nelson Mandela’nın eski evinin önünde koca bir tezgah sahibi olan Makeba, Dünya Kupası’nın Mandela’dan sonra ülkenin başına gelen en büyük olay olduğunu söylüyor. Güney Afrika dört gözle beklediği 2010 FIFA Dünya Kupası’nın “sihirli değnek” etkisi yansıtacağına inanıyor.
JOHANNESBURG’da zenci mahallesi olarak anılan Soweto’da Nelson Mandela’nın tutuklanmadan önce 15 yılını geçirdiği evin önündeyiz. Şu anda bir müze olan evin etrafında pek çok işportacı ve bedenlerini garip şekillere sokan insanlar para kazanmaya çalışıyor. Büyük bir tezgahı olan Makeba ile 2010 Dünya Kupası’nı konuşuyoruz. Gurur ve mutlulukla, “Bu bizim için çok önemli. Sadece Güney Afrika ve bu ülkedeki kabileler için değil, bütün Afrika için önemli. İlk kez bize böyle bir şans verildi. Bu Nelson Mandela’dan sonra başımıza gelen en büyük olay” diyor. 27 yılını hapiste geçirmiş dünyanın en ünlü mahkumu, 71 yaşında bir ülkeye demokrasi getirmiş, özgürlük savaşçısı Mandela’dan sonraki en önemli olay dünyanın en büyük futbol organizasyonunu düzenlemekmiş. 1994’teki ilk demokratik seçimle 71 yaşındaki Mandela’yı iktidara taşıyan ulus için Dünya Kupası’na ev sahipliği yapmak bir anlamda iade-i itibar. Bütün gurur ve mutluluk, ticari olarak getireceği artıların yanında bundan kaynaklanıyor.
Leydi bana top al
Mandela’nın evinin önünde dört çocuk, Zulu dillerinden biriyle güzel bir şarkı söyleyip şapkalarını uzatıp para istiyorlar. Rehber şarkının sözlerini “Güzel Afrika benim biricik memleketim” diye tercüme ediyor. Para verip fotoğraflarını çekiyorum. Para vermeden ve izin almadan fotoğraf çekmek tavsiye edilmiyor. Parayı alan ‘Güzel Afrika’nın çocukları onlara bir futbol topu almamız için yalvarıyorlar: “Lady, please buy me a soccer ball -Leydi, bana bir futbol topu alın lütfen.”
2010 sihirli değnek
Johannesburg’da bulunan Nelson Mandele Meydanı, diğer ülkelerdeki meydanlardan farklı olarak üç yanı alışveriş merkezleriyle çevrili, korunaklı bir alan. Tüm ülkede yaklaşan Dünya Kupası heyacanı belirgin bir şekilde göze çarpıyor. Dünya Kupası sihirli bir değnekmiş ve 2010’da onların başına inip tüm yaşamlarını değiştirecekmiş gibi anlatıyorlar. Michelengelo Alışveriş Merkezi’nde bir kafeteryada çalışan Venus ve Victor, bahşişler dahil ayda 4 bin 500 Rand yani 45 Euro kazanıyor. Venus, 2010 Dünya Kupası için “Hayatımız değişecek” diyor. Victor ise daha çok turist, daha çok bahşiş ile daha çok kazanacaklarını düşünüyor.
10 milyon turist
2005’te 7.5 milyon, 2006’da 8.4 milyon ve 2007’de 9 milyon yabancı turist Güney Afrika’yı ziyaret etmiş. 2008 ‘de ülkeye gelen yabancı turist sayısı 9.5 milyona çıktı. 2009 yılında ekonomik krizle turist sayısında gerileme bekleniyor. Bu yüzden garsondan tezgahtara, otelciden hayvanat bahçesi çalışanına bütün ülke, Dünya Kupası’nın verdiği gururun yanında daha çok para kazanacaklarını düşünüyor. 2010’da 10 milyon turist bekleniyor. 2010 FIFA Dünya Kupası’nın marka ve konumlandırma danışmanı, ‘MarkaCoşkusu: Almanya Nasıl Ulusal Markalaşma ile Dünya Kupası’nı Kazandı’ kitabının yazarı Dr. Nikolaus Eberl, Dünya Kupası sayesinde ülkenin turizm gelirlerine en az 1.5 milyar Euro katkı sağlayacağını söylüyor. FIFA Genel Sekreteri Jerome Valcke ise kriz nedeniyle gelecek kişi sayısının 300 binde kalabileceğini söylüyor
Maçlar için sabırsızlanıyorum ucuz bilet olmazsa mahvolurum
HOLIDAY Inn Express’te barmen olarak çalışan 55 Euro maaşlı Benjamin Mndau, “Dört gözle bekliyorum. Maçlara, gitmeyi çok istiyorum. Ucuz bilet olmalı. Aksi halde mahvolurum. Ucuz bilet olmazsa buradaki insanlar gidemez. Her şey anlamsız olur” diyor.
Yılda 15 bin kişi AIDS’ten, 12 bin kişi trafik kazasından ölüyor
Her yıl 15 bin kadar kişi AIDS’ten hayatını kaybediyor.
Sıtma özellikle ülkenin kırsallarında çok yaygın.
Verem ve zatürreden ölüm oranı da epey yüksek.
Trafik kazalarında bir yılda ölenlerin sayısı ise 12 bin civarında.
Ortalama yaşam süresi 38 yıl.
Türkiye’den de talep gidiyor
JOHANNESBURG’da 2002’den beri yaşayan ve turizm alanında çalışan SafariLux şirketinin sahibi Ahmet Turgut, Dünya Kupası’na Türkiye’den de yoğun bir ilgi olduğunu anlatıyor.FIFA’nın ve sponsorların çoktan otelleri kapattığını vurgulayan Turgut, “Türkiye’den gelenlerin çoğu son dakika olacak. Yani bir iptal olacak biz onun yerini alacağız. Bize daha çok yedirme, içirme, gezdirme işleri düşecek” dedi.
Maçlar için sabırsızlanıyorum ucuz bilet olmazsa mahvolurum
HOLIDAY Inn Express’te barmen olarak çalışan 55 Euro maaşlı Benjamin Mndau, “Dört gözle bekliyorum. Maçlara, gitmeyi çok istiyorum. Ucuz bilet olmalı. Aksi halde mahvolurum. Ucuz bilet olmazsa buradaki insanlar gidemez. Her şey anlamsız olur” diyor.
GS’li Mapeza’yı tanırım Türkler maçlara gelsin
AFRİKA el işlerinin ve hediyelik eşyaların satıldığı, Johannesburg’un önemli alışveriş bölgelerinden Rosebank’te tezgahı bulunan Zimbabveli Dennis Bororwe, Türk olduğumu öğrenince bir zamanlar Galatasaray’da oyanmış bir futbolcunun arkadaşı olduğunu söylüyor. Tanımadığımı anlayınca üzülüyor ve bir kağıda futbolcunun ismini yazıyor: Norman Mapeza. “Erkeklere sor bilirler” diyor. 2009’un turizm açısından kötü geçtiğinden yakınıyor, 2010’da işlerin açılacağını düşünüyor. “Sizler Türkler futbolda iyisiniz” derken Türk futbol severleri maç izlemeye davet ediyor. Rosebank’te tezgah sahibi olan Anna Maseula bir yandan boncuklarını dizerken bir yandan 2010’dan umutlu olduğunu söylüyor. Robson Moyo, Tshold ve Tshego isimli tezgahtarlar zorlu geçen 2009’dan sonra 2010’u sabırsızlıkla beklediklerini belirtiyorlar.
48 milyonluk ülkede 7.5 milyon kişiye de ev gerek
48 milyonluk Güney Afrika’da nüfusun ne kadarının teneke evlerde yaşadığı bilinmiyor.
Cape Town’da 1.5 milyon, Johannesburg’da ise 500 bin kişinin teneke evde yaşadığı tahmin ediliyor.
1994’ten buyana Yeniden Yapılanma ve Geliştirme Programı (RDP) kapsamında 2.5 milyon ev yapıldı.
Evler 40-60 metrekare arasında değişen büyüklüklere sahip.
2-3 milyon daha ev yapılması gerektiği hesaplanıyor.
7.5 milyon kişinin daha eve ihtiyacı var.
Ortalama konut fiyatının 100 bin Euro olduğu ülkede, RDP kapsamında yapılan evlerin değeri 25 bin Eurocivarında.
3 kişiden birinin işsiz olduğu ülkede asgari ücret 150 dolar kadar.