Girişimciliğin Güçlendirilmesi: Proje Finansman Modelleri"
BDDK Başkan Yardımcısı Alkaçar: "Proje finansmanı konusunda katılım bankalarıyla kalkınma ve yatırım bankaları enstrümanları üzerine daha fazla çalışılmalı" "Şahsen BDDK'nın da kredilerin teminatları konusunda atabileceği adımlar var diye düşünüyorum"
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkan Yardımcısı Baki Alkaçar, proje finansmanı konusunda katılım bankalarıyla kalkınma ve yatırım bankaları enstrümanları üzerine daha fazla çalışmak gerektiğini kaydetti.
Alkaçar, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) ve İstanbul Ticaret Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen "Girişimciliğin Güçlendirilmesi: Proje Finansman Modelleri" konulu panelde, finansman açısından bakıldığında bankacılık sektöründe mevduat bankalarının ağırlığı olduğunu ifade etti.
Türkiye'de kısa vadede bulunan mevduat yapısının uzun dönemli riskli bir alanı finanse etmesinin zor olduğunu belirten Alkaçar, Türkiye'deki sermaye problemini aşmak için yatırım ve kalkınma bankacılığı enstrümanının geliştirildiğini, fakat o kadar seneden sonra bu enstrümanın sistemde aktiflerde yüzde 4, kredilerde ise yüzde 4,2 gibi son derece cüz'i sayılabilecek küçüklükte kaldığını kaydetti.
Bankacılık sisteminin girişimcilere verdiği kredilere ilişkin bilgilendirmede bulunan Alkaçar, "3 veya 5 yıldan fazla kredilerin girişimci veya proje kredileri olduğunu varsayarak, bütün sistem için yaptığımız hesaplamada, 5 yıldan fazla kredilerin toplam içerisindeki payı yüzde 7,4 çıktı; 3 yıldan fazla olanlar ise yüzde 14,2 çıktı" diye konuştu.
Alkaçar, mevduat bankalarının bütün kredi kesimine dominasyonuyla ilgili olarak, "2013 itibariyle ticari kredi olarak verilen kredilerin içinde mevduat bankalarının payı yüzde 86. Mevduat bankalarının KOBİ kredilerindeki payı yüzde 87. Kalkınma ve yatırım bankalarının 2013 itibariyle ticari kredilerde 8,7, KOBİ'lerde ise 1,7 payı var. Yani kalkınma ve yatırım bankaları KOBİ'ler konusunda son derece zayıf görünüyor. Bu resme katılım bankaları itibariyle bakıldığında, katılım bankalarının ticari krediler içindeki payı yüzde 5'e gelirken, KOBİ kredileri içindeki payı ise yüzde 10,7" değerlendirmesinde bulundu.
"Belki bir takım pozitif ayrımcılıklar düşünülebilir"
Proje finansmanı konusunda katılım bankaları ile kalkınma ve yatırım bankaları enstrü üzerine daha fazla çalışmak gerektiğini vurgulayan Alkaçar, şunları kaydetti:
"Kalkınma ve yatırım bankalarının verdiği krediler içinde girişimcilere proje bazında verdiği kredilerin payı yüzde 26. Kalkınma ve yatırım bankaları bunu çok fazla desteklemiyor gibi görünüyor. Bunların arasında, gerçekten projeye gittiğini düşündüğümüz uzun vadeli krediler içinde 3 yıldan daha uzun vadelilerin payı yüzde 8 iken, 5 yıldan daha uzun olanların payı ise yüzde 6. Bu enstrumanı biraz geliştirmemiz lazım. Belki bir takım pozitif ayrımcılıklar düşünülebilir; mesela vergiyle veya karşılıklarla alakalı düzenleme olabilir, bunların verdikleri kredilerin maliyetlerini düşürücü bir takım unsurlar olabilir, veya kredi verecek fonlarını artırmak olabilir; böyle tedbirler düşünülebilir. Elimizdeki bu enstrümanı çalıştırmamız lazım.
İkinci olarak katılım bankacılığı enstrünın da proje finansmanına dönük şu anda az olan faaliyetlerinin artırılmasının iyi olacağını düşünüyoruz. Bu bankaların kredilerinin yaklaşık yüzde 60'ı proje nitelikli kredilere gidiyormuş gibi görünüyor ama vadeye göre konuyu ele aldığımızda, 3 yıl ve daha uzun süreli kredilerin toplam krediler içerisindeki payı 9,6 iken, 5 yıldan daha fazla olanların ise yüzde 2,7 gibi çok düşük sayılabilecek bir payı var. Dolayısıyla katılım bankacılığının proje kredileri konusunun üzerinde biraz daha durmamız lazım. Kalkınma ve yatırım bankalarında olduğu gibi benzer pozitif ayrımcılık paketini katılım bankalarına da uygulamak lazım."
"Kalkınma ve yatırım bankaları üzerinden girişim sermayesine pozitif ayrımcılık"
Alkaçar, kamu bankalarının katılım bankacılığına girme hazırlıklarının olduğunu, bu girişimin proje finansmanına odaklanmasının katılım bankacılığı ve tabanın genişlemesi açısından yararlı olacağını kaydetti.
BDDK'nın teminatlarla ilgili bir düzenleme yapma ihtimalinin olabileceğini ifade eden Alkaçar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Madem Kredi Garanti Fonu gibi bir teminatı var. Dolayısıyla oraya ayrılacak krediler açısından farklı bir düzenlemeye gitmek ihtimali olabilir. Bu fonun hem kaynaklarının artırılması hem de maliyetlerinin düşürülmesi gibi pozitif ayrımcılık unsurları burada da devreye girebilir. Bankacılık sektörü mevduat ağırlıklı olduğu için imkanları uzun dönemli kredileri desteklemek için teknik olarak yetersiz sayılabilir. Ama kalkınma ve yatırım bankaları üzerinden girişim sermayesinin üretme potansiyeli var gibi düşünüyoruz. Pozitif ayrımcılıkla geliştirilmesi uygun olabilir. Şahsen BDDK'nın da kredilerin teminatları konusunda atabileceği adımlar var diye düşünüyorum."
Aktif Bank Genel Müdürü Önder Halisdemir de teminata dayalı bir bankacılık yapmadıklarını belirtti. Halisdemir, finansal piyasaların kuruluş ve işleyiş yapısının yeniden ele alınması gerektiğini ifade ederek, 2023 hedeflerine mevcut finans kompozisyonuyla gidilemeyeceğini söyledi.
İstanbul Ticaret Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Yülek'in moderatörlüğünü yaptığı panele, MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı Nazım Özdemir, Gözde Girişim Sermayesi Yönetim Kurulu Başkanvekili Mehmet Atila Kurama da katıldı. - İstanbul