Ford Otosan'da "Altın İz" Bırakanlar Ödüllerini Aldı
Ford Otosan, tarihinde iz bırakan çalışanlarını her yıl olduğu "Altın İz Hizmet Ödülleri"nde ödüllendirdi.
Ford Otosan, tarihinde iz bırakan çalışanlarını her yıl olduğu "Altın İz Hizmet Ödülleri"nde ödüllendirdi.
Ford Otosan'dan yapılan açıklamaya göre, şirket, 10, 20, 25 ve 30 yılını tamamlayan 366 çalışanını ödüllendirdiği Altın İz Hizmet Ödülleri'nin bu yıl beşincisini gerçekleştirdi.
Törende, Ford Otosan çalışanlarına üst düzey yöneticiler tarafından plaketleri takdim edilirken, ödül olarak kıdem yılına bağlı olarak çeyrek altın verildi. Ford Otosan üst düzey yöneticileri, Türk Metal Sendikası temsilcileri ve Ford Otosan çalışanlarının katıldığı törende, özel sahne gösterileri ile işitsel ve görsel bir şölen yaşatıldı.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün, her geçen yıl çalışanlarının üstün gayret ve emekleriyle Ford Otosan'ı zirveye doğru taşıdıklarını belirterek, "Sizler Ford Otosan'da altın izler bırakırken, deneyimlerinizi diğer arkadaşlarımızla paylaşıyorsunuz ama bunu yaparken çok daha önemli bir görevi daha yerine getiriyorsunuz. Farkında olmasanız bile davranışlarınız, hareketleriniz ile Ford Otosan'lı olmanın ne demek olduğunu, değerlerimizi tüm arkadaşlarımıza aktarıyorsunuz.
Her birinizin birey olarak yarattığı katma değerin ve geleceğe doğru attığımız her adımdaki emeklerinizin farkındayız. Bu nedenle, siz değerli çalışma arkadaşlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum. Her birinizin Ford Otosan'daki izi, derin ve eşsiz." ifadelerini kullandı.
Türk Metal Sendikası Genel Mali Sekreteri Uysal Altundağ ise ödül alanların emek ve tecrübeyi bir hayata sığdırmış, bir vücutta bir araya getirebilmiş kişiler olduğunu belirterek, "Bugün Ford Otosan, tüm dünyanın gıpta ile baktığı bir otomotiv devi olarak güçlü ve ayakta ise, burada en büyük pay sizlerin yıllarınızı vererek edindiğiniz tecrübelerin üretime, Ar-Ge'ye yansımasından kaynaklanıyor. Başarı başkalarının geçirdiği tecrübelerden faydalanmaktır. İşte Ford Otosan'ın başarı öyküsünün temelinde bu gerçek yatıyor." değerlendirmesinde bulundu.