Finansman Sağlama Alternatifleri ve Kur Riski Yönetimi" Konferansı
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, ihracatçıların önemli bir kısmının yıllardır döviz kurlarındaki dalgalanmalardan negatif bir şekilde etkilenseler de bu riske karşı aksiyon alma konusunda bir mesafe kat edemediğini bildirdi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, ihracatçıların önemli bir kısmının yıllardır döviz kurlarındaki dalgalanmalardan negatif bir şekilde etkilenseler de bu riske karşı aksiyon alma konusunda bir mesafe kat edemediğini bildirdi.
Büyükekşi, TİM ile Borsa İstanbul işbirliğiyle düzenlenen "Sermaye Piyasaları Yoluyla Finansman Sağlama Alternatifleri ve Kur Riski Yönetimi" konulu konferansta yaptığı konuşmada, Ankara'daki menfur terör saldırısını lanetleyerek, bunun son olmasını diledi.
Saldırıda hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralananlara acil şifa dileyen Büyükekşi, "Biz birbirimize kenetlenerek, sarılarak, saygı duyarak barış içerisinde ülkemizi hep birlikte daha ileri götüreceğiz. Terörden yılmayacağız ve korkmayacağız" diye konuştu.
Büyükekşi, dünyanın en zeki insanı denildiğinde Einstein'ın akla geldiğini, onun bile deneylerinde birçok defa hata yaptığını belirtti.
Einstein'ın "Hata yapmayan insan yoktur, kişinin insanlıktaki derecesi, hatalarını kabul edip düzeltmek için gösterdiği gayret ve titizlikle ölçülmelidir. Hatayı açıkça görmek insanı harekete geçirir, insan ancak düştüğünü fark ederse ayağa kalkar" sözünü anımsatarak, hatanın en büyüğünün hatalı olduğunu bilip de onu düzeltmenin çaresine başvurmamak olduğunu kaydetti.
İhracatçıların önemli bir kısmının yıllardır döviz kurlarındaki dalgalanmalardan negatif bir şekilde etkilenseler de bu riske karşı aksiyon alma konusunda bir mesafe kat edemediğini ifade eden Büyükekşi, "6 yıldan bu yana ihracatçılarımızın sorun ve beklentilerini ölçtüğümüz eğilim anketimizde görüyoruz. Bütün dünyada kurlar bu denli dalgalanırken, ihracatçılarımızın neredeyse yarısı hala kendini korumak için hiçbir aksiyon almıyor. Yani kur riskini hedge etmiyor" diye konuştu.
Büyükekşi, günümüzde finansal araçların zenginleştiğini ve derinleştiğini anlatarak, sözlerine şöyle devam etti:
"Riskleri de bu araçlarla azaltma imkanına sahibiz. Döviz riskinden korunmak için ihracatçılarımızın yüzde 35'i döviz kredisi/vadeli işlemler, yüzde 29'u forward işlemler, yüzde 12'si ise spot piyasa işlemleri yaparken, yüzde 41'i hiçbir uygulamada bulunmuyor. Evet, yanlış duymadınız neredeyse yarısı. Bu yüzde 41'lik oranın nedenlerini irdelediğimizde ise yüzde 23'ünün araçlar hakkında bilgi sahibi olmadığını görüyoruz. Kısacası, ihracatçımızın hedge konusunda karnesi iyi değil. Sabit kur sistemine dönebilir miyiz? Teorik olarak mümkün, ancak pratikte hayır! İkinci seçeneğimiz hiçbir şey yapmadan, aynı şekilde devam etmek. Sizler de biliyorsunuz ki dünya artık küresel bir köy. Dünyanın herhangi bir yerinde bir kelebeğin kanat çırpması başka bir yerinde fırtına kopmasına neden olabiliyor. Biz de bu konuda hiç bir şey yapmazsak eğer hem aynı risklere maruz kalmaya devam ederiz hem de dünyada yaşanan değişimlere karşı savunmasız kalmış oluruz. Örneğin, Rusya ile olduğu gibi bir gerilim yaşandığında binlerce firmamız zor duruma düşer. Üçüncü seçeneğimize odaklanmalıyız. Şirketlerimiz bu riskleri hedge etmeyi öğrenebilir mi? Elbette öğrenir."
"Risklerin hedge edilmesi önemli"
Dünya'da 200'e yakın ülke bulunduğunu, bu ülkelerin 180'i aşkın para birimi kullandığını ve küresel piyasada 50'yi aşkın para biriminin online işlem gördüğünü, bunlardan 20 tanesiyle ticaret yaptıklarını belirten Büyükekşi, "Geçen yıl sadece parite etkisinden kaynaklı ihracat kaybımız 12,6 milyar dolar oldu. Biz bu kaybın bırakın tamamını yüzde 20'sini bile kaybetmemiş olsaydık ihracatımıza 4-5 milyar dolar mertebesinde daha az kayıp yaşardık. Dolayısıyla risklerin hedge edilmesi büyük önem taşıyor" dedi.
Büyükekşi, hedgingin gelecekteki fiyat riskine karşı, bugünden korunmak ve fiyat dalgalanmalarının yol açtığı zarar riskini azaltmak olduğunu anımsattı.
Türkiye'nin 1973 yılında ihracatını ilk defa 1 milyar doların üzerine, 1987 yılında 10 milyar doların üzerine çıkarabilen, 2002 yılında 36 milyar dolar ihracatı varken, 2015 yılında ihracatını 4 kat artışla 144 milyar dolara yükselten bir ülke olduğunu vurgulayan Büyükekşi, Türk ihracatçıların dünyada gitmediği ülke, girmediği pazarın neredeyse kalmadığını kaydetti.
İhracatçıların bu denli çabalarken daha çok mal satıp daha az kazanmasını istemediklerini anlatan Büyükekşi, "İhracatçılarımız, kendilerini risklere karşı koruyarak, belirsizliklerle dolu küresel piyasalarda önlerini daha iyi görsünler. Böylece, hedeflerimize daha sağlam adımlarla yürüsünler" diye konuştu.
Korkut: "Kar şirketlerin oksijenidir"
Petkim Genel Müdürü Sadettin Korkut ise Türkiye'de sanayinin gelişmesi için var güçleriyle üretmeye devam ettiklerini belirtti.
Halka açılmayla ilgili soru üzerine Korkut, borsaya açık olmanın öncelikle şeffaflık ve güven getirdiğini, tüm ilişkilerde önemli bir güven yarattığını aktararak, "Şirketteki tüm çalışma arkadaşlarımızın basiretli ve öngörülü davranma gayretinde olduklarını söyleyebilirim" dedi.
Sermaye ve karla ilgili bir soruya ise Korkut, 40 bine yakın yatırımcılarının en büyük güçleri olduğunu ifade ederek, "Şirketler esas faaliyetlerinden kar etmeliler. Dolayısıyla sermayedarlar, yatırımcılar kar bekler, şirketlerin de kar oksijenidir. 2008 yılında şirketimiz özelleştirildikten sonra bugüne kadar 600 milyon dolar yatırım yapmış" yanıtını verdi.
Korkut, halka açık olmanın getirdiği ek sorumlulukla ilgili ise personele 6 aya yakın eğitim verdiklerini belirterek, "Sorumluluklarımız, etik kurallarımız olmazsa olmazlarımızdandır" diye konuştu.