Finans ve Teknolojiler Zirvesi
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar, "(Türk dünyası devletleri) Uluslararası alanda rekabetin hızla arttığını dikkate alırsak, ülkelerimiz arasında bir finansal teknoloji ekosisteminin oluşturulması için birlikte çalışmalıyız.
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar, "(Türk dünyası devletleri) Uluslararası alanda rekabetin hızla arttığını dikkate alırsak, ülkelerimiz arasında bir finansal teknoloji ekosisteminin oluşturulması için birlikte çalışmalıyız. Uygun saat dilimimiz, dilimiz, kültürümüz, coğrafyamız ve yeteneklerimiz var." dedi.
Çakar, TBB ile Azerbaycan Bankalar Birliği (ABB) işbirliğinde İstanbul'da düzenlenen "Finans ve Teknolojiler Zirvesi"ndeki konuşmasında, etkinlik kapsamında, birbirleri ile bütünleşen finansal sektör ve teknoloji alanındaki gelişmelerin, sektörler ile ülkeler arasındaki işbirliklerinin ele alınacağının bilgisini verdi.
Son 20 yıllık dönemde, iç içe geçmiş çok sayıda faktörün, çok yönlü olarak küresel ekonomiyi şekillendirdiğini dile getiren Çakar, bunlardan, dijitalleşme, iklim ve çevre riskleri ile sürdürülebilir ve güvenli gıdanın, coğrafyadan ve gelirden bağımsız olarak hemen her ülkeyi etkilediğini söyledi.
Çakar, dijitalleşmenin ekonomik büyüme üzerinde halihazırda derin etkileri olduğunu ve olmaya devam edeceğini belirterek, şunları kaydetti:
"Bu süreç, ekonomilerimizi, iş yapma biçimlerimizi, istihdamı ve ücretlerin yapısını, düzenlemeleri ve tüketici refahını olumlu yönde değiştirmekte, yaşam kalitesini iyileştirmektedir. Dijital ekonomi büyük teknoloji şirketlerinin veya gelişmiş teknolojilerin yükselişine kaynak oldu. Dijital teknolojiler günlük hayatımızın önemli bir parçası haline geldi. Müşteri ve işlem sayısı hızla artıyor. Ürün ve hizmet çeşitliliği genişliyor. Daha fazla kişi, mobil cihazlar, e-posta veya sosyal medyadan mesajlar ile e-ticaret platformu üzerinden bu hizmetlerden yararlanıyor. Son 20 yıllık dönemde, büyük teknoloji şirketleri finansal hizmetler alanına da girdiler.
Özellikle Asya ülkelerinde daha yoğun olmak üzere, dünyanın her bölgesinde ödeme, kredi, sigorta, varlık yönetimi hizmetleri sunuyorlar. Büyük teknoloji şirketleri, krediyi küçük işletmelere tahsis ediyor, risk yönetimi ve fiyatlamada yeni verileri ve makine öğrenimini etkin şekilde kullanıyor ve yeni müşteri kazanma maliyetini düşürüyorlar. Daha önce yeterince hizmet alamayan müşterilere ulaşmada coğrafi engellerin aşılmasına yardımcı oluyorlar. Bu şekilde dijital teknolojiler, finansal işlemlerin maliyetlerini düşürüyor ve finansal kapsayıcılığı artırıyor."
Bu şirketlerin iş modelinin çok sayıda kullanıcı arasında doğrudan etkileşimin sağlanmasına dayandığına dikkati çeken Çakar, bu sayede oluşan çok büyük sayıdaki kullanıcı verisinin hizmet ağlarını ve çeşitliğini artırdığını dile getirdi.
"Dijital teknolojiler, finansal hizmetlerin önemli oyuncuları haline geldi"
Finansal teknolojinin, finansal hizmetlerde teknoloji destekli inovasyonu ifade ettiğini belirten Çakar, "Başlangıçta çok geniş bir faaliyet dizisinin parçası olarak sunulan finansal hizmetler açısından dijital teknolojiler, finansal hizmetlerin önemli oyuncuları haline geldi. Bu alandaki öncü şirketler yenilikçi yaklaşımları ile finansal hizmetler sektörünün çalışma biçimini değiştirmeye başladı." ifadelerini kullandı.
Çakar, fintekler tarafından geliştirilen iş modelleri ve kullandıkları teknolojinin, bu şirketlere rekabet avantajı sağladığına dikkati çekerek, finteklerin düşük maliyetli ve esnek organizasyon yapılarının kolayca ölçek ekonomisine ulaşmalarını sağladığını söyledi.
Son zamanlarda büyük teknoloji şirketlerinin özellikle kredi piyasasında bankalarla rekabet etmeye başladığına vurgu yapan Çakar, şunları söyledi:
" Türkiye'de 1980'li yılların sonlarına doğru ilk ATM ile başladığımız teknolojiye dayalı yolculuk, 1997 yılında internet bankacılığı ile çok daha hızlı bir değişim gösterdi. Gelinen noktada Türkiye bankacılık sektöründe ana hizmet kanalı mobil bankacılık olmuştur. Finansal sektörün içinde ödeme kuruluşlarının, finteklerin, startupların payı her geçen gün artmaktadır. Bankacılık alanında da dijital dönüşüm, gelişen teknolojilerin yardımı ve finteklerle sağlanan 'rekabetçilik' ile birlikte seviye atlayarak devam ediyor. Örneğin, ülkemiz bankacılık sektöründe uzaktan kimlik tespiti ile dijital kanallardan kazanılan müşteri sayısı 2,5 yıllık bir dönem içerisinde 10 milyon kişiye ulaşmıştır. Son bir yıl içerisinde aktif dijital bankacılık müşterisi sayısı hızlı bir artış göstermiştir.
Diğer taraftan, bankalarımız artık sadece kendi dijital kanallarına yatırım yapmakla da yetinmiyorlar. Açık bankacılık düzenlemeleri ile tüm bankalardaki hesapların tek bir mobil uygulamada takip edilebilmesi, para transferi gerçekleştirilmesi mümkün hale geldi. Açık bankacılıktan, 'Açık Veriye' doğru bir yolculuk bizleri bekliyor. Ülkemizde finansal sektör her zaman teknoloji uygulamalarının ilk sıralarında yer alıyor. Bu yaklaşımın bundan sonra da hızlanarak devam edeceğini umuyorum."
"Ülkelerimizi ve bölgemizi seçen yatırımcıları, küresel finansal teknolojiler alanında rekabete hazır ve güçlü tutmalıyız"
Çakar, uluslararası alanda rekabetin hızla arttığı dikkate alındığında, Türk dünyası ülkeler arasında bir finansal teknoloji ekosisteminin oluşturulması için birlikte çalışılması gerektiğini dile getirdi.
"Uygun saat dilimimiz, dilimiz, kültürümüz, coğrafyamız ve yeteneklerimiz var." diyen Çakar, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Yeni fikirlerini hayata geçirmek, işlerini büyütmek ve geleceklerini coğrafyamızda geliştirmek için ülkelerimizi ve bölgemizi seçen yatırımcıları, küresel finansal teknolojiler alanında rekabete hazır ve güçlü tutmalıyız. Bu amaçla, finansal teknolojinin gelişmesi için düzenleme, girişim, araştırma, ürün ve hizmet geliştirme, yenilikçi ve rekabet yanlısı yaklaşımlarını desteklemek için işbirliklerini hayata geçirmeliyiz. Finansal sektör ile teknolojiyi birbirine bağlama şansını ortak çalışmalar yapma fırsatına dönüştürebilmeliyiz. Fırsat alanları yanında eğitim, istihdam, iklim ve çevre risklerinin yönetimi, suç gelirleriyle mücadele, siber güvenlik, iş sürekliliği, bilgi güvenliği, finansal okuryazarlık konularını da değerlendirmeliyiz. Çalışmalarımızı büyümeyi destekleyerek refah artışına katkı sunacak hizmetler sunmak ve yenilikçilik, rekabetçilik, güvenirlilik, dayanıklılık, süreklilik prensipleri altında sürdürmeliyiz."