Haberler

Fed Politikaları Ne Kadar Başarılı Oldu?

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Parasal genişlemenin sonlanmasına yönelik endişeler devam ederken, bunun gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler üzerindeki etkileri ve başarılı olup olmadığı tartışılıyor ABD'de işsizlik oranı yüzde 7,3 seviyesinde iken, bir başka önemli gösterge enflasyonun ise yıl sonunda yüzde 1,8 olması bekleniyor Capital Economics Ekonomisti Dales: "Fed'in para politikası stratejisi farklılaşabilir. Bu da ocak sonunda Bernanke'nin süresi dolduktan sonra gelecek yeni başkanın para politikası stratejisini değiştirip, farklı bir stratejiyi uygulamaya geçirmesiyle olabilir"

BELGİN YAKIŞAN/BURHAN SANSARLIOĞLU - Fed Başkanı Ben Bernanke ile uygulamaya başlanan parasal genişlemenin sonlanmasına yönelik endişeler devam ederken, bunun gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler üzerindeki etkileri ve uygulanan politikanın başarılı olup olmadığı tartışılıyor.

ABD piyasalarından yayılarak mortgage krizi adıyla anılan likidite krizinin, tüm dünya piyasalarında yarattığı etkinin giderilmesi için Ben Bernanke'nin öncülüğünde 2008 Eylül ayında uygulanmaya başlanan parasal genişleme, şimdiye kadarki en agresif politikalardan biri olarak tarihe geçti.

Parasal genişleme aracılığıyla yapılan müdahalelerle, ekonomide istikrarın sağlanması, finansal sistemdeki bozulmanın önlenmesi ve faiz oranlarının düşürülerek tüketici ve işletmelerin daha ucuz borçlanması yoluyla kredi kullanmaları amaçlanırken, bu politikaların ne kadar sürdürüleceği ise piyasaların odağında kalmaya devam ediyor.

Fed'in tahvil alımıyla uyguladığı parasal genişleme politikası sayesinde, piyasalarda likiditenin bollaşması ve gelişmekte olan ülkelere yoğunlaşan sıcak para girişleri, bu ülke ekonomilerindeki canlanmaya yardımcı olurken, programın sonlanmasına yönelik endişelerse, bu ülke piyasalarını olumsuz yönde etkilemeye devam ediyor.

Söz konusu programın, ABD ekonomisinde istihdam ve fiyat istikrarının sağlanmasıyla, bu yılın Eylül ayında azaltılması ve 2014 yılının ortalarına doğru sonlandırılması açıklamaları piyasalardan çıkışlara neden oldu.

Fed'den gelen her açıklamanın borsalarında ani iniş çıkış yarattığı gelişmekte olan ülkelerde, söz konusu dönemde para birimlerinin dolar karşısında değer kaybetmesinin yanında, faizler yükseldi ve borsalar değer kaybetti.

En son geçen hafta Bernanke'nin, piyasa beklentisi doğrultusunda tahvil alımlarında 10-15 milyar dolarlık azaltıma gitmemesi, gelişen ülkelerin piyasalarında yeniden iyimser hava yaratırken, uygulanan politikaların ABD ekonomisindeki etkileri ise bir başka gündem konusu oldu.

AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Kasım 2008'de başlayan parasal genişleme esnasında yüzde 6,8 olan ABD'deki işsizlik oranı, Ekim 2010'da yüzde 10 seviyesini gördü. 2011 yılı boyunca yüzde 9'un üzerinde seyreden ABD işsizlik oranı, 2012 yılının Eylül ayında yüzde 8 seviyesinin altına indi. ABD'nin şu an hali hazırdaki işsizlik oranı ise yüzde 7,3 seviyesinde...

Fed, daha önce enflasyon yüzde 2,5'e ulaşmadıkça ve işsizlik oranı yüzde 6,5'in altına gerilemedikçe faiz oranlarının sıfıra yakın tutacağını açıklamıştı.

Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre, ABD'de 2008 yılında 3,8 olan enflasyon rakamı, 2009 yılında eksiye düştü. 2010 yılında 1,6 seviyesine yükselen enflasyon 2011 yılında yeniden yüzde 3'ün üzerine çıktı. IMF, ABD'de 2013 yılı enflasyon rakamının yüzde 1,8 seviyesinde ve 2014'de ise yüzde 1,7 seviyesinde olmasını bekliyor.

Başkan değişirse strateji de değişebilir

Finans Kuruluşu Capital Economics Ekonomisti Paul Dales, Fed'in parasal genişlemeden çıkış stratejisinin ekonomik veriler doğrultusunda şekilleneceğini belirterek, çıkış sonrası meydana gelebilecek sonuçların hesaba katılması doğrultusunda hareket edileceğini kaydetti.

Dales, güçlü bir ekonominin Fed'in parasal genişlemeden çıkışını çabuklaştıracağını, zayıf bir ekonominin ise bu politikanın biraz daha devam ettirilmesine yol açacağını dile getirerek, Fed'in bu anlamda daha dikkatli ve ihtiyatlı hareket edeceğini vurguladı.

Parasal genişleme sona erdikten sonra faiz oranlarında yavaş yavaş arttırımlar meydana geleceğine dikkati çeken Dales, 2015'in sonuna kadar yüzde 1 oranında, 2016'nın sonuna kadar yüzde 3 oranında ve 2017'nin sonuna kadar yüzde 4 oranında faiz artışları meydana geleceğini ifade etti.

Dales, Fed'in para politikası stratejisinin farklılaşabileceğine işaret ederek, bunun da ocak ayı sonunda Bernarke'nin görev süresi dolduktan sonra gelecek yeni başkanın para politikası stratejisini değiştirip, farklı bir stratejiyi uygulamaya geçirmesiyle olabileceğini sözlerine ekledi. - İstanbul

Kaynak: AA / Ekonomi
title
Close