Fatih Karahan: "Enflasyon Beklentilerindeki İyileşmenin Hızı Henüz Arzu Ettiğimiz Seviyede Değil"
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, yılın son enflasyon raporu toplantısında "Enflasyon beklentilerindeki iyileşmenin hızı henüz arzu ettiğimiz seviyede değil. Dezenflasyonun maliyeti bakımından, enflasyon beklentilerinin tahmin aralığımıza yakınsaması kritik önemde" dedi. Kiraların, deprem, kentsel dönüşüm, kira artış sınırlaması gibi nedenlerden dolayı diğer hizmet kalemlerinden ayrı ele alınması gerektiğini belirten Karahan, "Son çeyrekte aylık kira enflasyonunun yavaşlayacak. Kira hariç hizmetlerin daha belirgin yavaşladığını görüyoruz" diye konuştu. Enflasyondaki ataletin zayıflamakla birlikte devam ettiğini vurgulayan Karahan, öngörülerinin yavaş gerçekleşmesinin 2024 yıl sonu enflasyon tahminini 3,9 puan yukarıya çektiğini söyledi.
Haber: NİSANUR YILDIRIM
(ANKARA) - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, yılın son enflasyon raporu toplantısında "Enflasyon beklentilerindeki iyileşmenin hızı henüz arzu ettiğimiz seviyede değil. Dezenflasyonun maliyeti bakımından, enflasyon beklentilerinin tahmin aralığımıza yakınsaması kritik önemde" dedi. Kiraların, deprem, kentsel dönüşüm, kira artış sınırlaması gibi nedenlerden dolayı diğer hizmet kalemlerinden ayrı ele alınması gerektiğini belirten Karahan, "Son çeyrekte aylık kira enflasyonunun yavaşlayacak. Kira hariç hizmetlerin daha belirgin yavaşladığını görüyoruz" diye konuştu. Enflasyondaki ataletin zayıflamakla birlikte devam ettiğini vurgulayan Karahan, öngörülerinin yavaş gerçekleşmesinin 2024 yıl sonu enflasyon tahminini 3,9 puan yukarıya çektiğini söyledi.
TCMB Başkanı Fatih Karahan, bankanın İdare Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, 2024 yılının son enflasyon raporunu açıkladı. Merkez Bankası, yıl sonu enflasyon tahminlerinde keskin bir değişiklik yaptı. Buna göre; 2024 yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 38'den yüzde 44'e yükseltildi. Böylece yıl sonu enflasyon tahmini 2025 yılı için yüzde 14'ten yüzde 21'e, 2026 yılı için ise yüzde 9'dan yüzde 12'ye çıkarıldı. Eylül ayında açıklanan Orta Vadeli Program'da (OVP) yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 41,5 olmuştu.
Fatih Karahan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Dezenflasyon sürecimiz devam ediyor. Makroekonomik göstergeler de bu süreçle uyumlu şekilde ilerliyor. İç talebin yavaşlamaya devam ederek enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelere geldiğini değerlendiriyoruz. Bu yavaşlamanın da etkisiyle cari işlemler açığında düşüş sürüyor. Enflasyonun ana eğilimi öngördüğümüzden yavaş olsa da iyileşiyor. Para politikasındaki sıkı duruşumuzu, dezenflasyonun devamını sağlayacak şekilde sürdüreceğiz.
"Öncü göstergeler, imalat sanayinde aşağı yönlü risklerin bir miktar arttığına işaret ediyor"
Küresel büyüme görünümünde önceki rapor dönemine paralel olarak kademeli toparlanma öngörüsü korundu. Bununla birlikte, aşağı yönlü risklerin daha fazla ağırlık kazandığını gözlemliyoruz. İmalat sanayi ve hizmetler sektörü arasında önceki rapor döneminde gözlenen farklılaşma da sürmekte. Öncü göstergeler ise özellikle imalat sanayinde aşağı yönlü risklerin bir miktar arttığına işaret ediyor. Küresel talep görünümü, jeopolitik riskler ve arz yönlü faktörler, emtia fiyatları üzerinde belirleyici olmaya devam ediyor. Enerji dışı emtia fiyatlarında son dönemde genele yayılan artışlar görülürken, jeopolitik gelişmeler özellikle enerji fiyatlarındaki oynaklığı artırdı.
"Enflasyondaki atalet zayıflamakla birlikte devam ediyor"
Enflasyon görünümüne bağlı olarak, gelişmiş ülke merkez bankaları faiz indirim süreçlerine başladı. FED ilk faiz indirimini Eylül ayında yaptı. Gelişmekte olan ülkelerde ise daha önceden başlayan faiz indirim sürecine yeni merkez bankalarının da dahil olduğunu görüyoruz. Küresel ölçekte ılımlı büyüme ve enflasyon görünümü, merkez bankalarının önümüzdeki dönemde de parasal sıkılığı azaltabileceklerine işaret ediyor. Diğer taraftan, enflasyondaki atalet zayıflamakla birlikte devam ediyor. Bu nedenle, gerekli parasal sıkılığın korunacağı ve indirim süreçlerinin temkinli götürüleceği iletişimi sürdürülüyor. Ayrıca, Brezilya ve Rusya gibi merkez bankalarının da ülkeye özgü enflasyon görünümleri gereği politika faizini artırdığını izliyoruz.
"Talep koşulları enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelere yaklaştı"
Üçüncü çeyreğe ilişkin mevcut veriler, yurt içi talepte ılımlı seyrin devam ettiğini gösteriyor. Bu dönemde, perakende ve ticaret satış hacim endeksleri, bir önceki çeyreğe kıyasla bir miktar arttı. Bu göstergelerin yanı sıra, firma görüşmelerinden elde ettiğimiz saha gözlemleri de iç talepteki yavaşlamayı teyit ediyor. Üçüncü çeyrekteki mevcut arz göstergeleri, iç talepteki yavaşlama ile uyumlu seyretti. Bu dönemde, sanayi üretimi düşmekle birlikte, oynaklığı yüksek sektörler dışlandığında, üretimdeki azalış daha sınırlı oldu. Hizmet üretim endeksi ise sanayi üretimine kıyasla daha güçlü bir görünüm izlemekle birlikte, temmuz-ağustos verileriyle çeyreklik bazda sınırlı azaldı. Üçüncü çeyrekte, genel anlamda üretim göstergelerindeki ılımlı ivme kaybı, talepte özetlediğim görünüm ile uyumlu. Bu çerçevede, talep koşulları enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelere yaklaştı.
"Enflasyon beklentilerindeki iyileşme, kademeli bir şekilde devam etti"
Tüketici enflasyonu ekim ayında yüzde 48,6 oranına gerileyerek, mayıs ayındaki tepe noktasına kıyasla önemli miktarda düştü. Küresel emtia fiyatları, ekim ayı hariç, gerileme eğilimini sürdürerek dezenflasyon sürecini destekledi. Nominal döviz kuru ise ağustos ayında gerçekleşen artış sonrasında ılımlı bir seyir izledi. Daha önce belirttiğim gibi, talep de yavaşlamaya devam ederek enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelere geldi. Ayrıca, enflasyon beklentilerindeki iyileşme kademeli bir şekilde devam etti. Her zaman vurguladığımız gibi, enflasyonun ana eğilimini yakından takip ediyoruz. Ana eğilim göstergelerimizi yansızlık, oynaklık ve tahmin performansı açısından değerlendirdik.
"Taze meyve ve sebze grubunda yüksek fiyat artışı gözledik"
Ekim ayında enflasyonun ana eğilimindeki düşüşün sürdüğünü görüyoruz. Temel mal enflasyonu düşük seyrini koruyarak, ana eğilimdeki söz konusu yavaşlamayı sürüklüyor. Hizmet enflasyonundaki iyileşme ise öngörülerimizden daha yavaş gerçekleşiyor. Burada kira dışındaki kısımda daha belirgin olmak üzere, kademeli bir iyileşme izliyoruz. Ekim ayında ise talebe duyarlı bazı hizmet kalemlerinde ılımlı bir seyir gözledik. Bu görünümün süreceğini değerlendiriyoruz. Üçüncü çeyrekte enerji fiyat artışının güçlendiğini gözlemledik. Bu gelişmede, yönetilen enerji kalemlerindeki fiyat gelişmelerinin yanı sıra maktu vergi güncellemelerinin etkileri öne çıktı. Gıda tarafında ise üçüncü çeyrekteki iyileşen görünüm, ekim ayında işlenmemiş gıda fiyatları kaynaklı olarak sekteye uğradı. Bu dönemde para politikasının görece etki alanı dışında olan taze meyve ve sebze grubunda yüksek fiyat artışı gözledik. Diğer taraftan, taze meyve ve sebze dışındaki gıda enflasyonu daha düşük seyretti.
"Üçüncü çeyrekte hizmet enflasyonu üzerinde okula dönüş etkisi belirgin oldu"
Hizmet enflasyonuna odaklanacak olursak, üçüncü çeyrekteki yüksek seyir, dönemsel fiyatlama ve geçmişe endeksleme davranışı güçlü olan kira ve eğitim öncülüğünde sürdü. Üçüncü çeyrekte hizmet enflasyonu üzerinde okula dönüş etkisi belirgin oldu. Eğitim hizmetleri, üniversite ücretleri kaynaklı yüksek oranda arttı. Okul servis ücretleri ulaştırma hizmetlerini, okul yurt ücretleri ise konaklama hizmetleri fiyatlarını yukarı çekti. Okula dönüşün tamamlanmasıyla, bahsi geçen gruplarda göreli fiyat uyarlaması büyük ölçüde tamamlandı.
"Son çeyrekte aylık kira enflasyonunun yavaşlayacak"
Hizmet fiyatları dinamiklerine kira ve kira dışı şeklinde bakmanın daha sağlıklı olduğunu değerlendiriyoruz. Kiralar; deprem, kentsel dönüşüm, kira artış sınırlaması gibi nedenlerle, diğer hizmet kalemlerinden ayrı ele alınması gereken, yapısal boyutu da olan bir husus. Nitekim, kiralarda yüksek fiyat artışı, sözleşme yenileme oranının üçüncü çeyrekte yükselmesinin de etkisiyle, geçtiğimiz çeyrekte de sürdü. Konut değerleme raporlarından elde edilen kira artış oranlarının, TÜFE yıllık kira enflasyonunun altında kaldığı ve gerilediği görülüyor. Kira sözleşmelerinde kullanılan referans oranlarının düşüşü, son çeyrekte aylık kira enflasyonunun yavaşlayacağına işaret ediyor. Kira enflasyonundaki ataletin öngörülerimizden yüksek olduğunu değerlendirmekle beraber, kira hariç hizmetlerin daha belirgin yavaşladığını görüyoruz.
"Temel mallarda fiyat artışları önemli ölçüde zayıfladı"
Sanayi tarafına baktığımızda, firmaların fiyatlama davranışlarında net bir iyileşme gözlüyoruz. İmalat sanayinde yurt içi satış fiyat beklentileri incelendiğinde, gerek yurt içi talepte, gerekse birim maliyetinde artış bekleyen firmalar arasında fiyat arttırmayı planlayanların oranı düzenli olarak geriliyor. Birim maliyetinde artış beklemeyen firmalar arasında da fiyat artırmayı planlayanların oranı azalıyor. Nitekim, üretici aylık enflasyonu son üç aylık dönemde ortalamada yüzde 1,4 düzeyinde seyrediyor. Dolayısıyla, tüketici enflasyonu üzerinde üretici fiyatları kaynaklı baskılar zayıflıyor. Üretici enflasyonundaki bu seyir, TÜFE'de mal fiyatlarını olumlu etkiliyor. Temel mallarda fiyat artışları önemli ölçüde zayıfladı. Ağustos ayında Türk lirasındaki değer kaybı nedeniyle kısmi bir yükseliş olsa da genel itibarıyla temel mal enflasyonu düşük seyretmeye devam ediyor. Temel mallarda son üç aylık dönemdeki yıllıklandırılmış ana eğilim yüzde 20 civarında. Özellikle dayanıklı mal grubu fiyatlarında ılımlı görünüm sürmekte.
"Beklentilerdeki iyileşmenin hızı henüz arzu ettiğimiz seviyede değil"
Çıktı açığının negatif değerler aldığı soğuma dönemlerinde tüketici fiyat artışlarının genele yayılımı da azalmakta. İçinde bulunduğumuz dönemde de talep koşullarındaki normalleşme ile birlikte yayılım endeksinde gerileme söz konusu. Analizler çıktı açığının düşüş eğilimini sürdürmesiyle, önümüzdeki dönemde fiyat artışlarının yayılımının daha da güç kaybedebileceğine işaret ediyor. Enflasyon beklentilerinin seyri, dezenflasyonun hızı açısından önem arz etmekte. Piyasa katılımcılarının 12 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentilerinde dağılımın sola kayması, beklentilerin iyileştiğine işaret ediyor. Ayrıca dağılım, beklentiler arasındaki uzlaşının arttığı tek tepeli bir görünüm sergiliyor. Ancak, beklentilerdeki iyileşmenin hızı henüz arzu ettiğimiz seviyede değil. Dezenflasyonun maliyeti bakımından, enflasyon beklentilerinin tahmin aralığımıza yakınsaması kritik önemde. Reel sektör ve hanehalkı enflasyon beklentilerinde de iyileşme devam ediyor. Tüketici enflasyon beklentilerine dair kutu çalışmamızı okumanızı tavsiye ederiz. Manşet enflasyondaki düşüşle birlikte, tüm sektörlerin beklentileri kademeli bir biçimde geriliyor. Sıkı para politikası duruşumuzla, beklentilerin dezenflasyon sürecine katkı verecek şekilde oluşmasını sağlamakta kararlıyız.
"Önümüzdeki dönemde sermaye girişleri, jeopolitik gelişmelere bağlı oynaklık gösterebilir"
KKM hesaplarının toplamı 2023 ağustos ayında 140 milyar doların üzerine yükselmişti. Mevcut bakiye 37 milyar dolara gerilemiş durumda. Vadesi dolan KKM hesaplarından TL'ye geçiş oranları yıl başında yüzde 10'lu seviyelerdeyken son dönemde yüzde 25'in üzerinde. KKM bakiyesinin azalması Türk lirası mevduat payını artırarak parasal aktarım mekanizmasını güçlendiriyor ve merkez bankası bilançosu üzerindeki riskleri azaltıyor. TL mevduat payındaki kademeli ve istikrarlı artışın dezenflasyon patikamızın önemli bir unsuru olmaya devam edeceğini öngörüyoruz. Diğer taraftan, son dönemde, küresel piyasalarda azalan risk iştahı ile birlikte sermaye girişleri yavaşlarken Türkiye'ye yönelik sermaye hareketlerinin ılımlı seyrettiğini gözlüyoruz. Önümüzdeki dönemde sermaye girişleri, jeopolitik gelişmelere bağlı oynaklık gösterebilir. Yurt içi ve yurt dışı yerleşiklerin Türk lirasına olan güveninin artması rezervlerimize olumlu yansımaya devam ediyor. Ağustos ayından itibaren, sterilizasyon amaçlı ters swap işlemlerine başladık. 22 Mart ile 1 Kasım tarihleri arasında, brüt rezervler 36 milyar dolar artış gösterirken, swap hariç net döviz pozisyonumuz 110 milyar dolar iyileşti.
"Öngörülerimizden yavaş gerçekleşmesi, 2024 yıl sonu tahminimizi 3,9 puan yukarıya çekti"
Dış talebe ilişkin varsayımlarımızı koruduk. Ham petrol fiyatı varsayımımızı gerçekleşme kaynaklı olarak 2024 ve 2025 yılı için aşağı çektik. Gıda fiyatları varsayımımızı ise işlenmemiş gıda enflasyonu kaynaklı olarak yukarı yönlü güncelledik. Orta vadeli tahminlerimizi oluştururken, enflasyon görünümünde belirgin ve kalıcı bir iyileşme sağlanana kadar, para politikasındaki sıkı duruşu sürdüreceğimizi esas aldık. Ayrıca, ekonomi politikalarındaki eşgüdümün de artarak devam edeceğini tahminlerimize yansıttık. Bu çerçevede, 2024 ve 2025 yıl sonu enflasyon tahminlerimizi sırasıyla yüzde 44 ve yüzde 21 olarak yukarı yönlü güncelledik. Enflasyonun, 2026 yıl sonunda yüzde 12'ye gerileyeceğini öngörüyoruz. Orta vadede ise enflasyonun yüzde 5'te istikrar kazanmasını hedefliyoruz. Tahmin aralıklarının alt ve üst noktaları da 2024 yılı için yüzde 42 ve 46, 2025 yılı için yüzde 16 ve 26, 2026 yılı için ise yüzde 6 ve 18'e tekabül etmektedir. Son dönemde yüksek seyreden gıda fiyatları 2024 yıl sonu tahmin güncellememiz üzerinde 1,6 puan etkili oldu. Türk lirası cinsi ithalat fiyatları ve talep koşullarının tahmin güncellememiz üzerindeki toplam etkisi yarım puan oldu. Beklentilerdeki gerilemenin öngörülerimizden yavaş gerçekleşmesi, başlangıç koşulları ve enflasyonun ana eğilimi, 2024 yıl sonu tahminimizi 3,9 puan yukarıya çekti. 2025 yıl sonu tahmin güncellemesinde ise, gıda fiyatları, Türk lirası cinsi ithalat fiyatları ve yönetilen yönlendirilen fiyat varsayımlarımızdan gelen toplam etkiyi 3,3 puan olarak hesaplıyoruz.
"Enflasyonun ana eğiliminde gerileme 2025 yılında da devam edecek"
Ayrıca, 2024 tahminimizdeki güncelleme, enflasyon ataleti ve ana eğilim vasıtasıyla, 2025 yıl sonu tahminimizi 3,5 puan yukarı çekti. Son olarak, çıktı açığı patikasındaki güncellemenin 2025 yıl sonu tahminimiz üzerindeki etkisi 0,2 puan oldu. Para politikasındaki kararlı duruşumuz; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerindeki düzelme vasıtasıyla aylık enflasyonun ana eğilimini düşürmeye devam edecek. Para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesiyle, yıllık enflasyonun önümüzdeki dönemde istikrarlı olarak gerileyeceğini öngörüyoruz. Bu süreçte, finansal koşullardaki sıkılıkla beraber talep koşulları enflasyondaki düşüşe desteğini sürdürecek. Hizmet enflasyonundaki katılığın zayıflamasıyla, enflasyonun ana eğiliminde gerileme 2025 yılında da devam edecek. Para ve maliye politikalarının artan eşgüdümü de bu sürece katkı sağlayacak. Para politikasındaki sıkı duruşumuzu fiyat istikrarı sağlanana kadar kararlılıkla sürdüreceğiz. Daha önce de vurguladığımız gibi, bu süreçte iki ana koşul gözetiyoruz. Birincisi, aylık enflasyonun ana eğiliminin, belirgin ve kalıcı bir düşüş göstermesi. Bu kapsamda, ana eğilim, iç talep, ithalat ve finansal koşullara ilişkin göstergeleri yakından izliyoruz. İkincisi ise, enflasyon beklentilerinin öngörülen tahmin aralığına yakınsaması. Bu çerçevede, geniş kapsamlı enflasyon beklentisi göstergelerini takip ediyoruz."
(SÜRECEK)