Ey Birleşme ve Satın Alma İşlemleri 2016 Raporu
EY Türkiye Kurumsal Finansman Bölümü Başkanı Müşfik Cantekinler, birleşme ve satın almada 2017 yılına dair 10 milyar dolarlık bir beklentileri olduğunu belirterek, "Özellikle 2017 yılının ikinci yarısı ile ilgili olumlu beklentilerimiz var." dedi.
EY Türkiye Kurumsal Finansman Bölümü Başkanı Müşfik Cantekinler, birleşme ve satın almada 2017 yılına dair 10 milyar dolarlık bir beklentileri olduğunu belirterek, "Özellikle 2017 yılının ikinci yarısı ile ilgili olumlu beklentilerimiz var." dedi.
Cantekinler, EY Kurumsal Finansman Bölümü tarafından bu yıl 15'incisi hazırlanan Birleşme ve Satın Alma İşlemleri 2016 Raporunun tanıtım toplantısında, 2016 yılında tüm dünyada gerçekleşen işlem hacminin 3,7 trilyon dolar olduğunu, en büyük işlemin ABD merkezli AT&T'nin Time Warner'ı satın alması olduğunu dile getirdi.
Türkiye'de 2016 yılında gerçekleşen birleşme ve satın alma aktivitesinin hem işlem sayısında hem de işlem hacminde düşüş yaşandığını aktaran Cantekinler, burada değeri açıklanmış birleşme ve satın alma işlemlerinin toplamda 4,6 milyar dolara gerilediğini, bu rakamın bir önceki yıl 10,7 milyar dolar olarak gerçekleştiğini ifade etti.
Cantekinler, değeri açıklanmamış işlemler dahil edildiğinde önceki sene 15 milyar dolar civarında olan işlem hacminin 2016'da 7 milyar dolara kadar düştüğüne işaret ederek, "İşlem sayısı da 319'dan 243'e düştü." diye konuştu.
Bu durumun sebeplerine bakılacak olunursa, Amerikan Merkez Bankasının (Fed) faiz artırım meselesinin gelişmiş ülkelerden parayı çektiğine değinen Cantekinler, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu konuda sadece Türkiye sıkıntı çekmedi; Meksika, Brezilya hepsi sıkıntı çekiyor. Bir başka mesele Irak ve Suriye meselesi… Geçen sene Suriye'deki sıkıntılar etkiliyor demiştik, bu sene daha kötü oldu. Başka ne oldu; darbe girişimi ve onu takip eden OHAL. OHAL uygulamasının olduğu bir yerde zaten ekonomik aktivitenin iyi olmasını bekleyemeyiz. Dünyanın neresinde olursa olsun, ekonomik aktiviteye negatif etki yapar. Bunun dışında TL'nin değer kaybetmesi çok olumsuz etkiledi bizi. Evet şirketler ucuzluyor ama yabancı yatırımcı paranın hızla değer kaybettiği volatil olduğu, yani hareketlilik gösterdiği ülkelere girmek istemiyor. Yabancıların daha ziyade istediği, kurların stabil olması. Çünkü yabancı 'Hangi paradan gireceğim, yarın bir gün satarsam hangi paradan çıkacağım', bunu öngörmek istiyor."
- "Yabancılara bu sene içinde çok önemli fırsatlar götürdük ama 'Bu zamanda gelemeyiz' dediler"
Cantekinler, geçen yıl, 2016 yılına dair 15 milyar dolarlık bir işlem hacmi beklediklerini ama gerçekleşen rakamın 7 milyar dolar olduğunu söyledi.
Geçen yıl Suriye ve Rusya ile yaşanan uçak krizi konuşulurken, üstüne beklenmedik bir çok olayın yaşandığından bahseden Cantekinler, kurdaki anormal derecedeki dalgalanmadan tutun da darbe girişine, OHAL'e, terör olaylarına kadar bir çok hadisenin üst üste geldiğini anımsattı.
Cantekinler, yabancıların gelmeyerek bu duruma sert tepki verdiğini dile getirdi.
"Yabancılara bu sene içinde çok önemli fırsatlar götürdük ama 'Bu zamanda gelemeyiz' dediler." diyen Cantekinler, bu konuya dair ellerinde Almanya'dan, İspanya'dan ve Güneydoğu Asya'dan örnekler olduğunu ifade etti.
Cantekinler, "Gerçekten pırlanta gibi şirketler, pırlanta gibi aktifler götürdük. Aldığımız cevap hep bu; 'Doğru zaman değil'. Şirkete bakıp aktif kalemini beğeniyorlar, performansı da iyi, ama 'Doğru zaman değil' diyorlar. Şimdi bizim bunu kırmamız lazım. İyimserliğimizi bir şekilde korumamız lazım. Türkiye'yi Türkiye yapan bazı temel unsurlar değişmedi. Bir kaç sene içinde nüfus yaşlanmadı. Hala tüketim alışkanlıkları olan, hala daha iyi bir yaşam standardına ulaşmak isteyen genç bir nüfus var ülkemizde. Hala girişimci bir ruh var." diye konuştu.
Türkiye'nin 2010'da, 2011'de büyümede Çin'e kafa tuttuğunu hatırlatan Cantekinler, Türkiye'nin 2016 yılının 3. çeyreğinde küçüldüğünü ama 4. çeyrekte az da olsa büyüyeceğini umduğuna belirterek, "Çok az büyüyoruz, bunu düzeltmemiz lazım." ifadelerini kullandı.
Cantekinler, Türkiye, Suriye ve Irak meselesini çözerse, terörü en aza indirgeyebilirse ve ülkeyi tekrar büyüme yoluna sokarsa önünün açılacağını bildirdi.
- "Bu yabancılar geri gelecek, ben buna inanıyorum"
Cantekinler, birleşme ve satın almada 2017 yılına dair 10 milyar dolarlık bir beklentileri olduğunu söyledi.
"Özellikle 2017 yılının ikinci yarısı ile ilgili olumlu beklentilerimiz var." diyen Cantekinler, burada hem özel sektörden, hem de kamudan aldıkları duyumlar olduğunu işaret ederek, "Özelleştirmelerin bir kısmının olmasını bekliyoruz. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun elinde bazı aktif kıymetler var, bunların piyasaya arz edilmesini bekliyoruz. Elektrik Üretim AŞ'nin önemli hidroelektrik santral satışları oldu, bunlardan ilave satışlar olabileceğini düşünüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD), Türkiye Denizcilik İşletmeleri AŞ'de (TDİ) limanlar var, onları bekliyoruz. Bir de Milli Piyango İdaresinin özelleştirilmesi…" ifadelerini kullandı.
Cantekinler, kamuda enerji ve altyapı, özel sektörde ise perakende, sağlık, imalat ve bilişim alanında işlemler beklenebileceğini dile getirdi.
Türkiye'nin potansiyeli olduğunu vurgulayan Cantekinler, "Potansiyelde hiç bir sıkıntı yok. Ben bunu yabancılarla da görüştüm. Türkiye'de çok başarılı şirketler var, müthiş bir potansiyel var. 80 milyonluk nüfus, yaş ortalaması 30... Bu yabancılar geri gelecek, ben buna inanıyorum." diye konuştu.
- "Eski kredileri bulmak çok kolay değil"
Cantekinler, yaşanan gelişmelerle fiyatların aşağı gittiğini belirterek, "Türk şirketleri ucuzladı mı, ucuzladı. Bu yadsınamaz. Ucuzlaması, kendi başına yabancı ilgisini artırmıyor. Yabancı şöyle bakıyor; 'Ben bugün bu şirkete girersem ve ileride çıkarsam, hangi değerden çıkacağım'. Bu ihracat yapan şirketler için biraz daha farklı. Dolar ile avro ile satıyorsunuz, bunlar biraz daha güvenli. Ama Türkiye'de üretip, Türkiye'de satan, yani gelirleri TL olan bir şirketseniz, bugünkü değeriniz ucuzlasa bile yatırımcının ilgisini çekmeyebiliyor. Yabancı yatırımcı o volatil ortamı pek sevmiyor. Bu yüzden şirket değerlerinin ucuzlaması aynı şekilde ilgi görmedi." diye konuştu.
Finansman bulmada bir olumsuzluk olup olmadığı ile ilgili Cantekinler, yatırım yapılabilir ülke statüsünde olup olmamanın finansman kaynaklarını çok etkilediğini bildirdi.
Cantekinler, "Ülke notu düştüğü zaman ülke riski artıyor. Ülke riski arttığı zaman ya kredi kanalları azalıyor ya da daha pahalı hale geliyor." dedi.
Finansmanda da sıkıntılar olduğuna değinen Cantekinler, "Eski kredileri bulmak çok kolay değil." diye konuştu.
Cantekinler, TMSF bünyesine alınan şirketlerin değerlemesi ile ilgili fon ile görüşme yaptıklarını, faal durumdaki bazı şirketlerin bir müddet TMSF kontrolünde faaliyetlerine devam etmesinin söz konusu olduğunu dile getirdi.
"Sadece kurlar yukarı gitti diye, Türkiye'de şirket ucuzladı diye bir hücum yok." diyen Cantekinler, devam eden süreçte şirket değerinin düşmesinin pozitif algılanabileceğini ama ilk defa gelen yatırımcıların stabilite istediğinin altını çizdi.
- "Geçen yılın en büyük işlemi, Mars Entertainment'ın 689,2 milyon dolara Güney Koreli CJ CGV'ye satışı oldu"
EY Türkiye Kurumsal Finansman Kıdemli Müdürü Cem Günfer ise birleşme ve satın alma işlemlerinde yabancı yatırımcıların 2016'da da önde olduğunu belirterek, "Yabancılar bu sene Mars Entertainment ve Odeabank gibi büyük işlemlerin de etkisiyle toplam 2,5 milyar dolar seviyesinde işlem hacmi yarattılar. Böylece toplam işlem hacminin de yüzde 54'üne sahip olmuş oldular." dedi.
Yerli yatırımcıların 2016 yılında 150 işlem gerçekleştirdiği bilgisini veren Günfer, hem yerli hem yabancı yatırımcıların işlem hacmi ve adetlerinin düştüğünü kaydetti.
Günfer, burada ana önemli etkenlerin beklenen bazı büyük özelleştirme ve özel sektör işlemlerinin gerçekleşmemesi ile ortalama işlem hacimlerindeki düşüş olduğunu dile getirdi.
Yabancı yatırımcılar arasında ABD'nin işlem hacminde birinci sırada olduğunu aktaran Günfer, ikinci sırada Güney Kore, üçüncü sırada ise Katar'ın olduğunun altını çizdi.
Günfer, işlem sayısında yine ABD birinci olurken, ikinci sırada İngiltere, üçüncü sırada ise Japonya'nın olduğunu bildirdi.
İşlemlerin sektörel dağılımına bakıldığında işlem hacminde yine enerjinin birinci olduğu bilgisini veren Günfer, bu anlamda eğlence sektörünün ikinci sırada olduğunu, üçüncü sırada ise finansal hizmetlerin olduğunu anlattı.
Günfer, işlem adedine bakıldığında bilişimin birinci, enerji ve imalatın ise ikinci sırayı paylaştığını, geçen yılın en büyük işleminin Mars Entertainment'ın 689,2 milyon dolara Güney Koreli CJ CGV'ye satışı olduğunu belirtti.
- "Katılımcıların yüzde 64'ü, 2017'de 6 ile 10 milyar dolar arasında işlem hacmi bekliyor"
Cem Günfer, konuşmasında, Birleşme ve Satın Alma İşlemleri 2016 Raporu kapsamında iş dünyasına birleşme ve satın alma ile ilgili fikirlerini sordukları anketin sonuçlarını da paylaştı.
Ankete göre katılımcıların 2016 yılındaki birleşme ve satın alma işlemlerinin hacmini düşük olarak değerlendirdikleri bilgisini veren Günfer, "Birleşme ve satın almaları etkileyen en önemli faktörlerin siyasi istikrar, yurt içi ekonomik konjonktür ve bölgesel siyasi gelişmeler olduğunu görmekteyiz." dedi.
Günfer, ankette özel sermaye fonlarının aktivitesi olumlu olarak görülürken, birleşme ve satın alma işlemlerinde karşılaşılan en önemli sorunun fiyat konusunda anlaşma olarak belirtildiğini dile getirdi.
Katılımcıların Mars'ın satışını yılın işlemi olarak seçtiğini anlatan Günfer, katılımcıların yüzde 64'ünün 2017'de 6 ila 10 milyar dolar arasında işlem hacmi beklediğini ifade etti.
Günfer, ankete göre katılımcıların 2017 yılında yatırım ortamına göre beklentilerinin olumsuz olduğunu, enerjinin ise en fazla hareket beklenen sektörlerden olduğunun altını çizdi.
Katılımcıların AB ile yaşanan göçmen krizi ile uyum konusunda yaşanan anlaşmazlıkların Türkiye'ye önemli etkisi olacağını belirttiğini aktaran Günfer, ancak kredi derecelendirme kuruluşları Moody's ve S&P'nin kredi notu düşüşlerinin etkisinin sınırlı olarak öngörüldüğünü bildirdi.
- "2016 yılında kamu kaynaklı işlemlerde bir durağanlık oldu"
EY Türkiye Kurumsal Finansman Direktörü Gökhan Kaçmaz da 2016 yılında kamu kaynaklı işlemlerde bir durağanlık olduğunu, bunun çeşitli sebepleri olduğunu, bunlardan birisinin beklenen önemli özelleştirmelerin gerçekleşmemesi olduğunu söyledi.
Kamu kaynaklı işlemlerin 2016 yılında yaklaşık 1,1 milyar dolarlık bir hacim yakaladığını belirten Kaçmaz, burada da işlem sayısında bir düşüş olduğunu, 9 adet işlem gerçekleştiğini kaydetti.
Kaçmaz, özel sermaye fonlarının da Türkiye'de oldukça aktif olduğunu, 2016'da 70 işleme imza attıklarını ve yaklaşık 600 milyon dolarlık bir hacmi yakaladıklarını dile getirdi.
Türk yatırımcılarının 2015 yılında yurt dışında ciddi satın almaları olduğunu anımsatan Kaçmaz, Türk şirketlerinin 2016'da da önemli işlemlere imza attığını kaydetti.
Kaçmaz, Arçelik'in Pakistan'ın en büyük beyaz eşya üreticilerinden birisini satın aldığını, ilerleyen dönemlerde Arçelik tarafında yeni satın almaların gelebileceğini düşündüklerini sözlerine ekledi.