Euromoney Eurasia Financial Forum
BBDK Başkanı Mukim Öztekin.(2) "Biz tüketici ve banka arasında bilgi asimetrisi olduğuna inanıyoruz."
- BBDK Başkanı Mukim Öztekin: (2)
"Biz tüketici ve banka arasında bilgi asimetrisi olduğuna inanıyoruz. Tüketicinin korunması gerektiğine inanıyoruz"
"Mümkün olduğu kadar tüketicilerimizin de artık ayağını da yorganına göre uzatma konusunda, ciddi uyarıya ihtiyacı var"
"Şu anda tüketici kredileri ciddi oranda yüksek"
Euromoney Eurasia Financial Forum'da düzenlenen panelde konuşan Öztekin, sanayicilerimizin Avrupa'da ihracat pazarı daralınca ihracat pazarını çeşitlendirebildiği gibi, bankacılarımızın da Avrupa'da yaşanan kriz nedeniyle fon kaynaklarını çeşitlendirebilmeyi başardığını kaydetti. Öztekin, "Bu kriz ortamında bile bir bankamız vadesi gelen yurt dışı borçlanmasını çok rahat hem de eskisinden daha iyi bir fiyattan gerçekleştirmeyi başarabilmiştir" dedi.
Öztekin, "Bankacılarımız yurt dışından almış olduğu fonların karşılığında bilanço dışında ciddi anlamda para ve faiz swapı yapmaktadır. Dolayısıyla orada da bir sıkıntı yaşanmayacaktır. Bankacılığımızın şu anda açık pozisyonu bulunmamaktadır. 1,5 milyar dolar düzeyinde bankacılık sektörümüz pozisyon fazla vermiş durumdadır" ifadelerini kullandı.
-"Körfez ülkelerinden sağlanan fonlarda ciddi artış var"
Bilanço içinde bir miktar açık gözükse de bilanço dışında swapın yoğun miktarda kullanılmasıyla bankacıların risklerini çok iyi yönettiklerini söyleyen Öztekin, Avrupa'da ve ABD'de fon kaynaklarının azaldığını ancak Türk bankalarının sadece bu ülkelerden fon bulmadığını ve son dönemde Körfez ülkelerinde sağlanan fonlarda ciddi artışlar olduğuna dikkati çekti.
Öztekin, bankaların mevduatın vadesinin kısa olması ve ROM açısından da cazip bir durumun söz konusu olması nedeniyle bankaların yurt dışından borçlandığını anlattı. Avrupa ile kıyaslandığında Türkiye'nin kredi/mevduat oranının düşük olduğunu ifade eden Öztekin, "Ortakları yabancı olan banklarımızın yurtdışından temin ettiği ciddi kaynak var. Orada da ciddi kaynak söz konusu. O kaynakların bir kısmı tüketici kredilerinde kullanılmış olabilir. Türkiye'nin bankacılığı GSMH'nın daha yüzde 100'üne ulaşabilmiştir. Bankacılıktan faydalanmayan ciddi bir kesim var" diye konuştu.
Bankaların şube sayısının 11 bine ulaştığını anımsatan Öztekin, "Bankalarımız mevduatın en sağlam kaynak olduğunun bilincinde. Şubeleşme konusunda da ciddi gayretleri var. BDDK olarak destek veriyoruz" ifadesini kullandı.
Bankaların almış olduğu ücret ve komisyonlar hakkında görüşlerini de paylaşan Öztekin, göreve geldiği ilk günden itibaren tüketicinin korunmasının ilk önceliği olduğuna dikkati çekti. Öztekin, ilk talimatının Türkiye Bankalar Birliği bünyesindeki Tüketici Hakem Heyetinin etkin bir şekilde çalışmasını sağlamak, bankaların bireysel müşterileriyle düzenlemiş oldukları sözleşmelerin içeriğini daha netleştirmek olduğunu söyledi.
Öte yandan kredili mevduat hesapları (KMH) ile ilgili de önemli düzenlemeler yaptıklarına değinen Öztekin, yaklaşık bir yıldır finansal tüketicinin korunması üzerine odaklanmış durumda olduklarını aktardı.
Öztekin şunları kaydetti:
"Sadece biz odaklanmış durumda değiliz ama ana sorumlu olarak finansal tüketici ile BDDK belirlenmiş durumda. Bizim komisyonlar konusunda yetkimiz yok. Açık açık söyledim. Yetkimiz olsa gereken düzenlemeyi her zaman yaparız. O konuda da Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile işbirliği halinde tüketicinin korunması hakkındaki yasa, eski 4077 değiştiriliyor. Kurumumuza komisyonları belirleme konusunda yetki veriliyor."
İlgili yasanın geçen hafta itibariyle TBMM'de görüşüldüğünü ve alt komisyona havale edildiğini aktaran Öztekin, "Yarın itibariyle sanıyorum alt komisyonda görüşmeler tamamlanır ve en kısa zamanda bu komisyonlarla ilgili tüketicinin korunması ile ilgili kanunla ilgili yasada kısa zamanda çıkar" dedi.
Konuyla ilgili çalışmaları daha göreve gelir gelmez başlattıklarını yineleyen Öztekin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tüketici kanunun neredeyse ruhunu yansıtan düzenlemeleri, tavsiyemiz, yönlendirmemiz ve irademiz doğrultusunda Bankalar Birliği, hemen hemen benzeri tüm yapıları, Tüketici Sözleşmeler Tebliği diyoruz biz ona, bir de Hakem Heyeti tebliği... Bu tebliğde düzenlemeler yapıldı. 1 Eylül itibariyle onlar yürürlüğe girdi. Yine biz bir daire kurduk. O dairemiz daha o yasa çıkmadan bu komisyonlar konusunda standartları belirlemek için Bankalar Birliği ile beraber çalışıyor. İnşallah orada da ciddi ilerlemeler kaydedeceğiz."
-"Tüketici ve banka arasında bilgi asimetrisi var"
Tüketicilerin haklarının korunmasına büyük önem verdiklerini vurgulayan Öztekin, "Elbette ki biz tüketici ve banka arasında bilgi asimetrisi olduğuna inanıyoruz. Tüketicinin korunması gerektiğine inanıyoruz" şeklinde konuştu.
Bu konuda Merkez Bankası'nın son düzenlemelerinin de aslında takdire şayan olduğunu söyleyen Öztekin, "Aslında bunun ötesinde şunu da söylemek isterim; yine faiz konusu... Tüketicilerimizin borcu artıyor. Komisyonlardan ziyade faizlere odaklanmamız lazım" dedi.
Tüketicilerin bilinçlenmesi gerektiğine değinen Öztekin, şu ifadeleri kullandı:
"Mümkün olduğu kadar tüketicilerimizin de artık ayağını da yorganına göre uzatma konusunda, bilinç konusunda ciddi uyarıya ihtiyacı var. Şu anda tüketici kredileri ciddi oranda yüksek. Konut kredilerine bir şey demiyoruz ama ödenen faizlere baktığınız zaman, yaklaşık 110 milyar civarında ihtiyaç kredisi, nereden baksanız ciddi faiz ödeniyor. Burada biraz daha bilinçli davranmaları gerektiğini düşünüyorum. Komisyon dendi ama orada KMH faizi o yıllarda belki gözden kaçtı" ifadelerini kullandı.
-"En büyük kazanç tüketicinin memnuniyeti"
Bankacılık sektöründe tüketicinin memnuniyetinin büyük önem taşıdığını vurgulayan Öztekin, "Türk bankacılığı aslında, belki de en büyük kazancını tüketicisini memnun ederek elde edecektir. Haksız, hakkaniyete uygun olmayan kazançlar, 2007-2008, belki de Lehman krizinin de sonuçlarından birisidir. Hukuka uygun olabilir bazı işlemler ama hakkaniyete uygun değilse de sıkıntı bence" dedi.
BDDK Başkanı Öztekin, KMH alanındaki düzenlemeler sonrasında Türk bankacılık sektörünün bilançolarında bir değişim yaşanıp yaşanmayacağına ilişkin soruya ise şu karşılığı verdi:
"Dolayısıyla bankaların bilançolarında elbette KMH ile ilgili bir gelir kaybı olacaktır. Ama bankacılığımız daha ulaşmadıkları birçok müşteriye ulaşarak daha iyi hizmet vererek, bunu telafi etme yolunu tercih etmeli. Bunu telafi edecek fırsatta var, imkan da var açıkçası. Türk bankacılığına ilgiyi de biliyorsunuz. Karlılık, sağlamlık açısından da... Bu noktada ben bir sıkıntı olacağını düşünmüyorum. Elbette faizler düşecek, komisyonlar düşecek ama bankacılık büyüdükçe karlarımızın da devam edeceğini göreceksiniz."
- İstanbul