Ekonomi Zirvesi Başladı (8) (Erol Bilecik)
GLOBAL FIRSATALARIN GELECEĞİYıldırım Holding CEO'su Yüksel Yıldırım moderatörlüğündeki oturumda, Global Fırsatların Geleceği başlığı konuşuldu.
GLOBAL FIRSATALARIN GELECEĞİ
Yıldırım Holding CEO'su Yüksel Yıldırım moderatörlüğündeki oturumda, Global Fırsatların Geleceği başlığı konuşuldu. Oturumda Simit Sarayı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kavukcu, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, Koton Yönetim Kurulu üyesi Gülden Yılmaz, Uludağ İçecek Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ömer Kızıl, Derimod Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Zaim konuşma yaptı.
'YENİ DÜNYA ZOR OLACAK'
Koton Yönetim Kurulu üyesi Gülden Yılmaz, içinde bulundukları dönemi global fırsatlardan ziyade geleceğin belirsizliği oluşturduğunu kaydetti. Dünyada kartların yeniden karıldığı ve yeni düzen evresinde ekonomik büyüklüğün yer değiştirdiğini kaydetti. Yılmaz, ABD yerine Çin, Batı dünyası yerine Asya'nın ekonomide ağırlıklı aktör olduğunu ifade etti. Robotik teknolojik 3D teknoloji, internet tabanlı ticaret, yapay zeka ile yeni malzemelerin üretiminin düşük maliyetli yapılabilir hale getireceğini söyleyen Yılmaz, "Bu durum Batı'yı kendi kendine yeter hale getirecek. Batı dünyasında yeni üretim yönelimi pek çok mavi yakalı işsiz ortaya çıkaracak. Beyaz yakalılarda sofistike çalışabilecek insanlar ortaya çıkacak. Aslında yeni dünya zor olacak. Net global öngörüde bulunmak kolay gelmiyor. Dünyaya bakınca geleceğin fırsatları, riskleri kendine çevirebilecek şirket ve markaların dönemi olduğunu düşünüyorum. Ağır prosedür ile kurumsallaşma adına hantal şirketler gelecekte çok daha zorlanacak. Global fırsat kendi içimizde" dedi.
'TÜRK MARKALARINA FIRSATLAR ÇOK'
Türk hazır giyimde iki fırsatın öne çıktığını belirten Yılmaz, bunları hızlı moda sektöründeki potansiyel ve hızla globalleşen markaların önemine işaret etti. Hızlı modada Türkiye'nin büyük eko sistemi bulunduğunu ifade eden Yılmaz, geçen yıl hazır giyim moda sektörünün 40 milyar dolar üretim hacmine ulaştığını ve bunun 17 milyar dolarının ihracatın oluşturduğuna dikkat çekti. İstanbul'un iki saatlik çemberde önemli bir ekonomik sistemi bulunduğunu vurgulayan Yılmaz, "İplikten kumaşa, ana işlem yapıp mamule dönebilen sektör sahibiyiz. Tasarımcılar yetiştiriyoruz. Helva için her şey mevcut. Diğer tarafından ikinci fırsat alanı Koton gibi Türk markası, global alanda mağazalarını açıyor ve büyüyor. Önümüzdeki dönemde hazır giyim sektörünün ihracat payı globalleşen Türk markalarında gelecek ve fırsatlar çok" diye konuştu.
FIRSAT OLACAK ÜLKELER
Kendi şirketleri açısından fırsatı çeken ve çevik bir organizasyona sahip olduklarını söyleyen Yılmaz, hızlı moda kategorisinde çalıştıklarını kaydetti. Gelişmek için çalıştıklarının altını çizen Yılmaz, online satışlar için de özel koleksiyon geliştirdiklerini vurguladı. Son 20 yılda gelişmekte olan ülkelerin kayda değer büyüme gösterdiğini ve 10-15 yıl içinde moda markaların büyüme fırsatı yakalayacaklarını söyleyen Yılmaz, "Batı dünyasında aslında rekabetin oturduğu ülkelerde pazara girmek zor. Kazakistan, Rusya, Malezya, Hindistan gibi moda alışkanlıklarının değiştiği bir ülke bu pazarlarda çok daha fazla fırsatlar olacak. 27 ülkede 507 mağazamız var. 10 binin üzerinde çalışanımız var. Rusya'daki mağaza sayısı 47 oldu. Çalışan sayısı binin üzerinde. Son 6 yıldır kadın modada beğenilen mağazayız. Ülke ekonomisine yaptığımız katma değerle gurur duyuyoruz" şeklinde konuştu.
'BİZ SİMİT İLE BAŞARDIK'
Simit Sarayı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kavukcu, markalarını dünyaya ezberletmek için yola çıktıklarını belirterek, "2012'de ilk yurt dışı açılımına kararı verdik. Mevcut mağazaların konseptini değiştirdik. İlk Medine, sonra Hollanda'da mağaza açtık. Şu anda Londra'dayız. 22 mağazamız oldu şu anda. Biz Turquality kapsamındayız. Bu dünyada marka olmak için önemliydi. Yıllık 16 milyon TL destek aldık. Yıllık kiramız ise 20 milyon. İnanırsak Türkler'in her şeyi yapabileceğine inanıyoruz. Biz bunu simit ile yaptık. Dünyanın en iyi lokasyonu ve noktalarında mağaza açıyoruz. İnsanlara Simit Sarayı'nı ezberletiyoruz. Dünyada ilk 10 içindeyiz. Bunu 5 yıl içinde yaptık. Bin mağaza yurt dışında açıyoruz. 650 sözleşmesini yaptık. Dünya markası olabilmeyi başaracağız" diye konuştu.
TÜRKİYE'DEN YENİ MARKALAR ÇIKACAK
Azınlık hisseler satarak, bölgedeki büyük aile ve fonlarla inorganik büyümeye başladıklarını söyleyen Kavukcu, iki ülkeye daha gireceklerini belirterek, Kenya'da Uzak Doğu pazarına yöneleceklerini kaydetti. ABD'de 3 mağazalarının bulunduğunu dile getiren Kavukcu, 2019 hızlı büyüme düşüncelerinin olduğunu paylaştı. Kavukcu, bankaların da kredi konusunda bazı uygulamalarını gözden geçirmesi gerektiğini ifade etti. Türkiye'den böyle markalar çıkarılması gerektiğinin altını çizen Kavukcu, Türkiye'de başaranların yurt dışında çok daha iyi başaracağını söyledi. Kavukcu, "Biz de dünyada bir şeyler başardık. Suudi Arabistan'da 55 mağaza oldu, insanlar kuyrukta. Biz inanıyoruz. Türkiye'den yeni markalar çıkacak. Türkiye'de 10 markadan biri olacağız, sözünü veriyoruz" dedi. Marka çıkarılması için öneride de bulunan Kavukcu, standart kalite ve önemli losyonlarda yer almanın önemine işaret etti.
TEKNOLOJİ ÇAĞI
TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, dijitalleşme ve teknolojik gelişimlerin getirdiği değişimlerin önemine işaret etti. İş dünyasında hızlı değişim sağlanmasının altını çizen Bilecik, son 10 yılda ismi anılmayan yüzlerce markanın dünyanın eksenine önemli yörünge katkısı yaptığını söyledi. Bilecik, "İstisnasız panellerin konusu ne olursa olsun yapay zeka, sanayi 4.0 konuşmadan, robotları konuşmadan hiçbir panelden geçmediğimiz şekle dönüştü. Muazzam çağ kapandı internet ile beraber. Teknoloji çağı, yeni çağ açıldı. Fırsat çağı olarak bakmakta fayda var. Yerel girişimcilerimize müthiş yolculuk yapabilecekleri dünya var. Günün sonu itibariyle son sözü kim söyleyecek. Fırsatlar mı riskler mi?" diye konuştu.
KORUMACILIK EĞİLİMİ
Küresel kriz ile bakıldığında güven probleminin gündeme geldiğini belirten Bilecik, "Dünyanın birçok yerinde çok kişi ayrımcı söylemlerin daha üst düzeyden söylediği bir nokta. En büyük sorun korumacılık eğilimi. Net çözüm var. Küresel ticaretin büyümesi, girişimci ruhun performansı" diye konuştu.
AB BÖLGESİ
İş dünyasının 2 konuya baktığının altını çizen Bilecik, "Çok iyi ekonominiz varsa, aynı zamanda çok iyi dış politikanız oluyor anlamına gelmiyor. Çok iyi dış politikanız varsa, ekonomiye yansıması böyle oluyor. Başbakan Yardımcısının söylediği gibi TÜSİAD'ın kuruluştan beri devam ettiği hararetle savunduğu ana nokta AB Bölgesi. Bu konudaki yaptığı çalışmalar. Bu da 2017 olduğu gibi, 2018 ana ajanda konusu. Özellikle katılım müzakerelerin devamını başka formüle ihtiyaç duymadan, orijinal müzakere sürecinin dışına çıkarabilecek alternatif formülleri kabul etmeyen politikaların devamının altını çiziyorum. Gümrük güncellemiş ve vize serbesti son derece önemli" dedi.
'KENDİMİZE BAKMALIYIZ'
Son yıllarda AB ülkelerinin bazılarında muazzam negatif enerjiye rağmen ülke olarak biraz kendimize bakmamız gerektiğini söyleyen Bilecik, "Acaba demokratik gidişata herhangi eksiğimiz oluyor mu? Normalleşme sürecinin biraz daha hızlanması gerekir. Nerdeyse 2 senedir olağanüstü hal tedbirlerinden normalleşmeye geçiyor olmamız gerekiyor. Başardıklarımız ile başaramadıklarımızın arasındaki çizgiye baktığımızda önemi bir etkisi olacaktır" dedi.
Ortadoğu ülkelerin Türkiye ile ilişkilerine sıcak bakmasını Batı ile yapılan işbirlikleri ve entegrasyona bağlayan Bilecik, özellikle Almanya seçimlerinden sonra AB ile yapılan görüşmelerin hızlanması, sıcaklaşmasının önemli noktalardan biri olduğunu vurguladı. Birleşik Krallık'ın 2016 Haziran ayında Brexit süreci nedeniyle önemli sorunlar yaşanabileceğinin altını çizen Bilecik, otomotivden tekstile, gıda mamullerine kadar vergi problemi ve iş yapma zorluğu sorunu ortaya çıkacağını kaydetti.
Hedef tespit etmenin önemli olduğunu dile getiren Bilecik, "TÜSİAD içinde hemfikir olduğumuz Türkiye'nin 2002-2007 Ak Parti ilk dönemde müthiş öykü yarattık. Öyküyü sattık. En büyük kazanımlardan biriydi. Şimdi en büyük eksikliğimiz Türkiye'nin yeni bir öyküye ihtiyacı olacak. TÜSİAD tarafından çok çalıştığımız konu teknoloji alanından gelebilecek, sanayi 4.0 barındıracak bir noktadan çıkabilme ihtimalini görüyoruz. Böyle bir hedef var. Reçete belli. Bizim daha rekabetçi küresel ekonomide, makro ekonomik istikrarı tutturmamız gerekir. Liyakat ve sürdürülebilir olan Merkez Bankası, BDDK gibi güçlü kurumlar olmalı. Geç kaldığımız bir nokta var. Verimliliğimizi artıracak yapısal reformlarla ilgili süreç var. İyi ilişkilerimizin olması gerekir. Ekonomide iki faktör çok önemli. İstikrar ve verimlilik" dedi.
'İŞİ TERSTEN YAPTIK'
Uludağ İçecek Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ömer Kızıl da şirketten bahsederek, 1976'dan bu yana Almanya'da satış gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, "Lojistik bizim işimizde çok önemli. Bizim 2000'den sonra işi tersten yapmışız. Türkiye işçilerin göçü ile Uludağ gazozu sunmak için ihracata başlamışız. Önce ürün yollamaya başlamışız. Üretim zorlukları olduğu için 1976'dan sonra burada üretim yapalım demişiz. Nasrettin hoca gibi başlamışız. Hollanda'da üretim ile Almanya'ya ulaştırmışız. Etnik başlayan iş 2010 yılına kadara Türkler nerede varsa Uludağ gazoz orda var dedik" dedi.
Başka ülkelerde yatırım yapılması için Türk şirketlerin başka ülkeye kuvvetli gitmesi gerektiğinin altını çizen Kızıl, bunun parasal anlamda olması gerektiğini açıkladı. Bunun da katma değerli mal yapıp, sermaye güçlendirerek oluşturulabileceğinin altını çizen Kızıl, kendilerini de bu anlamda geliştirdiklerini açıkladı. Bugün son çıkan yüz spreyi ile 55 çeşit ürün yaptıklarını belirten Kızıl, "Kozmetik alanına girdiğimiz ürünümüz var. Dünyada 2 uluslararası marka var. Bunlar nasıl marka olmuş. Birisi İtalyan yemeği ile geldiği için dünyanın her tarafına gitti. Modaya ayak uydurdu. Bizim katma değerli fiyattan satmamız lazım. Bizde ise maden suyu en az fiyatlı ürün. Uludağ olarak algıyı yukarı kaldırmak için çalışmalar yaptık" diye konuştu.
MARKALAŞMA DOĞRU YAPILMALI
Markalaşmayı doğru yapıp, kuvvet alıp gitmeleri önerisinde bulunan Kızıl, Ortadoğu'da maden suyunun az olduğuna dikkat çekti. Kızıl, sprey iyi yere gelirse maden suyundan daha büyük marka olabileceklerini vurguladı. Toplam 40 ülkeye ihracat yaptıklarını belirten Kızıl, "Etnik pazarlarda varız. Global adım atmak için kısa, orta uzun vadede planlar seçersek, fırsatları görüp doğrusuna girmemiz lazım. Biz işimizi inovasyonla doğru yapıyoruz" diye konuştu.
'YURT DIŞINA AYAKKABI İLE ÇIKTIK'
Derimod Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Zaim, 20 sene önce Türkiye'de organize perakende başladığında trenin son halkasına atladıklarını söyleyerek, "3-5 mağaza açtık. İki sene sonra yalnız deri ceket ile mağazacılık yürümüyordu. Ortağım, kız kardeşim ayakkabının da hammaddesi deri ile bu işe girelim dedi. Ayakkabının başına o geçti. Bu şekilde yola çıktık. 20 sene sonra perakendede çok büyüdük. Türkiye'de 110 mağazamız var. Yurt dışına nasıl mağaza açarız diyorduk. AB segmentine hitap ediyoruz" dedi.
'KRİZLERE ŞERBETLİ OLMAK İŞE YARADI'
Rusya'dan başladıkları hikayesini anlatan Zaim, Turquality belgesi ile yola çıktıklarını hatırlattı. Girdikleri AVM'lerin tutmadığını belirten Zaim, "Ne yapacağız derken, bu krizde yabancı markalar Rusya'dan kaçmaya başladı. Biz alışığız, onların çıktığı yerlere daldık. En iyi yerlerden mağaza tuttuk. Krizlere şerbetli olmak orada yaradı" diye konuştu.
HEDEF BÖLGE MARKASI OLMAK
Ekonomi Bakanlığı'nın Turquality için ülke bazında hayata geçirdiği 5 sene kuralını gözden geçirmesi gerektiğinin altını çizen Zaim, "Yola çıkıyorsunuz, birden karar değişiyor. Moralimiz iyi, sürekli değişmelerden biraz rahatsız oluyoruz. İran, Kazakistan, Gürcistan var. Balkanlar'da başlıyoruz. Bizim hedefimiz önce bölge markası olmak" dedi.
İŞ DÜNYASINA UYANIN MESAJI
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in salona 'uyanın' uyarısında bulunduğunu belirten Zaim, "Bu faizlerle işinizi götüremezsiniz dedi. Ortak bulun. Günün mesajı buradaydı" diye konuştu.