Doğru: "Sulama Birlikleri Kullanıcılarının Kontrolünde Kalmalı"
Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, sulama birliklerinin; suyu kullanan çiftçilerin kontrolünden çıkartılıp belediyelere devri gibi bir alternatifin doğru olmayacağını belirterek, “İyi yönetilmeyen birlikler yüzünden iyi yönetilenler de yakılmamalı” dedi.
Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, sulama birliklerinin; suyu kullanan çiftçilerin kontrolünden çıkartılıp belediyelere devri gibi bir alternatifin doğru olmayacağını belirterek, "İyi yönetilmeyen birlikler yüzünden iyi yönetilenler de yakılmamalı" dedi.
Başkan Mutlu Doğru, MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Prof. Dr. Mevlüt Karakaya, MHP İl Başkanı Bünyamin Avcı, İl Başkan Yardımcıları Alev Ataş ve Ziya Yamaç'ın Çiftçiler Birliği'ni ziyareti sırasında, üreticilerin gündemindeki konulara dikkat çekti.
Birlik yönetim kurulunun yanı sıra Güney Yüreğir Sulama Birliği Başkanı İhsan Oğuz Beyarslan, Pamukova Sulama Birliği Başkanı Münir Irgal, Yenigök Sulama Birliği Başkanı Osman Gökçe ve Gazi Sulama Birliği Başkanı Avni Özşahin'in hazır bulunduğu ziyarette; sulama birliklerinin belediyelere devri alternatifi üzerindeki tartışmalara dikkati çekti.
"Başarılı olanları da yakmayalım"
Başkan Mutlu Doğru, sulama birliklerinin kullanıcılarının kontrolünde kalması gerektiğini belirterek, "Belediyelere devir sorunların daha da büyümesine neden olur" dedi.
Doğru, "Türkiye genelindeki birliklerin yüzde 64'ü başarılı, yüzde 36'sı başarısız. Başarılı olan birlikler hizmetlerine devam etsin. Başarısız olanlara kayyum atanabilir; DSİ yönetimlerine el koyar, tekrar seçim yapılabilir. Başarısızın yanında başarılı olanları da yakmayalım. Doğru olan sisteme devam edelim. Konuyla ilgili çıkacak torba yasada tüm milletvekillerimizin katkılarını bekliyoruz" diye konuştu.
Çiftçiler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi, Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Sulama Bölümü Başkanı Prof. Dr. Bülent Özekici de dünyadaki sulama ve drenaj yönetimindeki en başarılı modelin sulama birlikleri olduğunu kaydetti. Amerika, İspanya, Portekiz, İtalya, Güney Afrika gibi ülkelerde birliklerin suyu en etkin şekilde kullandığının altını çizen Özekici, "Çünkü sulama birlikleri katılımcı su yönetimi anlayışıyla hareket ediyor. Çiftçiler şebekeleri öz malları gibi değerlendirdikleri için çok daha verimli şekilde kullanıyorlar." açıklamasını yaptı.
GYSB Başkanı Beyarslan sunum yaptı
Güney Yüreğir Sulama Birliği Başkanı ve Çiftçiler Birliği üyesi İhsan Oğuz Beyarslan da sulama birliklerinin çalışmalarına ilişkin sunum yaptı. Popülist olmayan bir yaklaşımla sulama hizmeti verdiklerini bildiren Beyarslan, "Birliklerin yüzde 64'ü başarılı, yüzde 36'sı başarısız. Başarısız olanları gerekirse biraz süspanse ederek başarılı birliklerin seviyesine çıkaralım. Çok önemli olan su kaynaklarımızı daha iyi yönetmek istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Çukurova Sulama Birliği (ÇUSUDER) Başkanı Faruk Yaşar Umar ise Türkiye'de 378 Sulama Birliği'nin bulunduğuna işaret ederek, "Bölgemizde 54 sulama birliği var. Bu birlikler devletimizin genel bütçesinden tek kuruş almadan hizmet veriyor." dedi.
Ziyarette hükümetin 2018 yılı tarımsal desteklemelerini de bir an önce açıklamasını beklediklerini ifade eden Çiftçiler Birliği Başkanı Doğru, havanın böyle gitmesi halinde Çukurova'da 10, 15 güne kadar mısır ekiminin başlayabileceğini bildirdi. Doğru, "Çiftçi, tohumunu aldıktan ve mısır ekimini yaptıktan sonra pamuğa veya soyaya yönlendirmek çok zordur" dedi.
Tarımsal desteklemelerin iki yönünün bulunduğuna dikkat çeken Doğru, "Birincisi, tarımda ekim desenini belirlemek; yani çiftçiyi bir ürüne teşvik etmektir. İkincisi, maliyetleri düşürmektir. Eğer bu desteklemeler geç açıklanırsa ekim deseninde istediğimiz hedefe ulaşamayız. Onun için desteklemelerin en kısa zamanda açıklanması lazım" diye konuştu.
"Piyasa regülasyonu yapılamadı"
MHP'li Mevlüt Karakaya ise Meclis'te Bütçe Görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmalara dikkat çekerek, tarımı yapmanın alternatifinin 'tarımı yapmamak' olduğunu söyledi. "Tarım ve üretim yapmazsak ne olur?" sorusunu soran Karakaya, şöyle devam etti:
"Çünkü belli bir eşiğin altına indiği zaman çiftçi üretmiyor. Kar, zarar eden adam bir noktadan sonra bırakıyor. 'Üretim yapılmazsa ne olur?' sorusuna cevap bulmak lazım. İşte o zaman tarımın katma değeri görülür. Gelişmiş ülkeler 'tarımdan para kazanılmıyor' demesine rağmen tarımını ve desteklemelerini bırakmıyor. Bilakis daha fazla destekliyor. Katma değer hesaplarının doğru yapılması gerekir. Katma değer hesapları alternatif maliyet üzerinden hesaplanmalıdır. Yani sen bu faaliyeti yapmaz isen sana neye mal olacaktır. Yapmadığın zaman sana ne kaybettiriyor? Bunun hesabını yapmak lazım. Memlekette geçimlik tarım da olacaktır. Tarımsal destekler bu kadar arttı; ama arkasından çiftçi de bu kadar sıkıntıya düşüyorsa bunun birçok nedeni var. Piyasa regülasyonlarını yapamadılar. Sadece buğdaydan bunu iddia ediyorum, 14 yılda çiftçinin kaybı 32 milyar TL'dir. Çiftçi piyasadan 10 kaybetti; fakat sen onu destekten 5'ini karşılıyorsun. 14 yılda piyasa regülasyonu yapılamadı. Çiftçi piyasada hep zarar etti." - ADANA