"Derecelendirme Kuruluşları 'Faiz Lobisi'ne Öncülük Ediyor"
Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Yıldırımtürk: "Son dönemde kredi derecelendirme kuruluşları onların (Faiz Lobisi) 'Öncü Birlikleri'dir "Büyük spekülatörler değişik aracılar kullanarak burada (Borsada) karlarını realize ettiler"
MUSAB TURAN - Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk, Faiz Lobisi" ve kredi derecelendirme kuruluşları arasında yakın bir iş birliği olduğuna işaret ederek, "Son dönemde kredi derecelendirme kuruluşları onların (Faiz Lobisi) 'Öncü Birlikleri'dir. Avrupa'nın ekonomi açısından zayıf halkası ülkelerde önce kredi derecelendirme kuruluşları o ülkelerin kredi notlarını düşürdüler, sonra onlara kredi verecek olan kreditörler o ülkelere girdiler ve yüksek faizle onlara tahvil sattırdılar" hatırlatmasını yaptı.
AA muhabirinin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sıkça işaret ettiği "Faiz lobisi"nin Türkiye'de yürüttüğü operasyonlara ilişkin sorularını yanıtlayan Yıldırımtürk, "Faiz Lobisi"nin yeni bir kavram olmadığını dile getirerek, "Yıllardan beri Türkiye'de faiz lobisi var zaten. Ne zaman ki siyasi ve ekonomik gerginlikler oldu, 'Faiz Lobisi' zaten onları tetikleyen insanlardı. Ama bunlar kim derseniz, onlar kendilerini iyi biliyorlar. Bunların dış ayakları da var, topluca 'Faiz Lobisi' dünya piyasalarında zayıf olan ülkelere her zaman gelir" dedi.
Kredi derecelendirme kuruluşlarıyla "Faiz Lobisi" arasında önemli bir iş birliği olduğunu savunan Yıldırımtürk, "Son dönemde kredi derecelendirme kuruluşları onların (Faiz Lobisi) 'Öncü Birlikleri'dir. Avrupa'nın ekonomi açısından zayıf halkası ülkelerde önce kredi derecelendirme kuruluşları o ülkelerin kredi notlarını düşürdüler, sonra onlara kredi verecek olan kreditörler o ülkelere girdiler ve yüksek faizle onlara tahvil sattırdılar. O tahvilleri yüksek faizden aldılar. Şimdi o tahvil faizleri düşüyor. Bunlar da ceplerini dolduruyorlar" değerlendirmesini yaptı.
Türkiye'de ekonomik ve siyasi gerginliklerin sıkça yaşandığı 10 yıl kadar önce "Faiz Lobisi"nin daha belirgin olarak farkedilebildiğini anımsatan Yıldırımtürk, günümüze ilişkinse şöyle konuştu:
"Biz şimdi IMF'ye borcumuzu ödeyince, 3. havaalanı, 3. köprü, enerjiye dönük projeler geliştirme gibi alanlara, nükleer santrallere yönelince, büyük projelere imza atınca Türkiye bir sınıf atlama dönemindeydi. 3 kredi kuruluşu da bizim notumuzu yükselttiği bir dönemdi.
Bu iyimserlikle beraber yılbaşında gösterge tahvil faizinin yüzde 6,5'lerde olduğunu biliyoruz ama mayıs ayında bu yüzde 4,60'a geriledi. Yani 5 aylık bir süreçte yaklaşık yüzde 25'lik bir kazanç elde edildi. Bu beklentiler bittikten sonra, bu gerçekleşmeler satın alınırken bir miktar tahvil satışları yapıldığını ve Borsada da 93 bin seviyesine ulaşan yükselişlerden sonra orada da satışların yapıldığını görüyoruz."
"Büyük spekülatörler değişik aracılar kullanarak burada (Borsada) karlarını realize ettiler"
Borsa İstanbul'da yüzde 65'i yabancılardan oluşmuş bir portföy görünümünün hakim olduğuna dikkati çeken Yıldırımtürk, "O büyük spekülatörler değişik aracılar kullanarak burada (Borsa) karlarını realize ettiler. Ama baktılar ki Türkiye'den daha sağlam, daha istikrarlı bir ülke yok. 'Bunları sattık şimdi nereye gideceğiz?' dediler. Amerika'ya gitse faizler düşük, Brezilya'ya gitse faizleri yükselttiler ama ertesi günü kredi derecelendirme kuruluşları görünümlerini negatife çevirdi. Ama Türkiye'nin hala yeni yükseltilmiş bir kredi seviyesi vardı. Onun için tekrar Türkiye'de kalmak istediler" ifadelerini kullandı.
"Faiz Lobisi"nin mevcut konjonktürde Türkiye'de kalmak istediğina işaret eden Yıldırımtürk, Gezi parkı süreciyle başlayan gerilimin "Faiz lobisi"nin işini kolaylaştırdığını şu sözlerle dile getirdi:
"Bu çevrelerin Türkiye'de kalırken bu sattıklarının yerini daha ucuza koymaları gerekiyordu. O zaman tüm dünyada da aynı şekilde aynı adamlar aynı operasyonu yapmaya kalktılar. ve yeşili korumak, çevreci olmak gibi bir olguyla ortaya çıkan geçler de haklı olabilir ama bir noktada 'Maşa' oldular bana göre. ve 'Faiz Lobisi' bu şekilde ortaya çıktı. Bu olayların ardından bir anda yüzde 8,3'lere yükselen tahvil faizleri gördük.
İşte o tahvil faizleri sattıkları 4,60'tan 8,30'a yerine koyduklarında yaklaşık 3 ay sonra yüzde o da 6,5'lik seviyelerine, yılbaşı seviyelerine geldiği zaman oradan da yüzde 25 kazanacaklar. Dolayısıyla sene içinde yüzde 50-55 kazanılmış bir tahvil faizi, işte bu faiz lobisinin gerçek yüzü orada oluyor" yorumunu yaptı.
"Çok fazla sürdüremeyecekler"
Faiz Lobisi"nin sadece faiz oranlarında değil Borsa tarafında da operasyonlar organize ettiğini belirten Yıldırımtürk, şunları kaydetti:
"Borsada da aynı şekilde 70 bin puanlara kadar gerileyen bir endeks gördük. Bu seviyelerden alındığı zaman orada da en azından yüzde 25 bir kazanç olan hisseler var. Dolayısıyla vatandaş değil, mevduata parasını yatıranlar değil faiz lobisi... Bu şekilde operasyon yapanlardır. Özellikle güçlü olan ülkelerde bunu pek yapamıyorlar. Bizde de çok fazla sürdüremeyecekler diye düşünüyorum." - İstanbul