"Ciddi Tedbirler Aldık"
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı Mukim Öztekin, önemli açıklamalarda bulundu.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mukim Öztekin, "BDDK olarak da Merkez Bankası olarak da kredilerin aşırı büyümesini önleyecek ciddi tedbirler aldık. Şu aşamada sorun görmüyorum" dedi.
Anadolu Ajansı (AA) Finans Masası'na konuk olan Öztekin, LİBOR Skandalı'nın
(London Interbank Offered Rate) Türk bankacılığına etkilerinin ne olduğu yönündeki bir soru üzerine, şunları söyledi:
"Bu olay bankaların biraz daha kar elde etmek için LİBOR'u belirlerken yaptıkları bir spekülasyon. Buna ilişkin bir takım soruşturmalar İngiltere merkezli olarak yapılıyor ve bir takım cezalar da kesiliyor. Türkiye'ye sirayet etmiş herhangi bir şey yok ama Türkiye de bundan borç alan bir ülke olarak olumsuz etkilenebilmiştir ve bize de zararları olmuştur. Hem bizim elimizde hem de diğer üst kurullarının elinde bu konuda yapılacak yanlışlıkları önleyecek ve düzenleyecek ciddi mevzuatlar söz konusu. Böyle bir şeyin ülkemizde olacağını düşünmüyorum. Bizim bankacılığımızda oldukça yoğun bir rekabet var. Mutlaka kredi kullananlar da bu işi biliyor. Eğer siz iyi bir kredi notuna sahipseniz (Basel 2 buna yönelik düzenlemeleri içeriyor). Bankalar sizi müşteri kılabilmek için yoğun rekabet içindeler. Yoğun bir rekabet ortamı var. Olursa da bunu önleyecek yasal alt yapımız mevcut. Hiç bir sıkıntı olduğunu da düşünmüyorum."
Türkiye ekonomisinin 2009, 2010 ve 2011 yıllarında çok hızlı bir şekilde büyüdüğünü anımsatan Öztekin, bu dönemde kredi hacminin de büyüdüğünü belirtti.
Öztekin, hızlı büyümenin önüne geçmek için ciddi tedbirler aldıklarını ama bu büyümenin kredilerde sorun olduğu anlamına da gelmediğini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Kriz olduğunda bizim kredilerimizde takibe dönüşme oranı yüzde 5,4'ler düzeyindeydi şimdi yüzde 3'ler düzeyinde. Burada eleştirilen husus mevduatın krediye dönüşüm oranı. Bankacılığımız eskiden ağırlıklı olarak mevduat bazlı çalışıyordu. Son zamanlarda, aktif ve pasif vade uyumuna yönelik olarak bankalar alternatif kaynaklara yöneldiler. Bu kaynaklar, pasif yapısını çeşitlendirdi, uzattı ve değiştirdi. Hem bunu teşvik ediyoruz hem de mevduatın krediye dönüşüm oranı, kaldı ki bu yüzde 105'lerde, öyle yüksek bir orandan bahsetmek mümkün değil. Bunu risk olarak görmek de mümkün değil. Biz zaten BDDK olarak da Merkez Bankası olarak da kredilerin aşırı büyümesini önleyecek ciddi tedbirler aldık. Şu aşamada sorun görmüyorum."
-"Bankalar yüzük ve küpe satamayacak"-
Öztekin, bankaların altın satışıyla ilgili bir soru üzerine ise Türkiye'de değişik tutarlarda telaffuz edilmekle birlikte ciddi altın stokunun olduğunu ifade etti.
Altının ülkenin önemli bir zenginliği ve rezervi olduğuna ama bunun yeterince ortaya konulamadığına işaret eden Öztekin, "2009 yılından sonra altın repo hesaplarına izin verilmesinden sonra yaklaşık 10 milyar dolara yakın bankaların altın üzerinde mevduatları oluştu. Bu toplam mevduatın yaklaşık yüzde 2,2'sine yakın. Bu, ekonomik zenginliğin ekonomiye kazandırılması, kayıt dışı altının bankalar yoluyla ekonomiye kazandırılması. Burada da standardı belli basılı altınları ifade ediyor. Yoksa bankalar ziynet tabir edilen yüzük ve küpe satamayacak" dedi.
-"Kredi yapılandırma güzel bir hak"-
Konut başta olmak üzere faizlerin bulunduğu seviyenin daha da düşmesinin beklenip beklenmediğinine yönelik soruya BDDK Başkanı Öztekin, şu yanıtı verdi:
"Türkiye'de faizlerin bu yıl daha da düşmesi beklentisi var. Konut kredilerinde bankalar açısından düşündüğünde komisyon ödeseniz de faizler düştüğünde kredinizi değiştirme hakkınız var. Bunlar aslında güzel haklar. Faiz oranı yüzde 1,5'dan aldığınız krediyi banka, 'başka yere gitme yapılandırılalım' diyor. Kredilerin düşeceği beklentisi var. Avrupa'da ve ABD'de (yatırımcılar) ciddi bir para bolluğu yaşanıyor. Fitch'in not artışından sonra daha başka not arttırımı olursa krediler daha da düşer."
Mukim Öztekin, bankaların 2009'dan önce kredi kullananların kredi sicillerini saklamasıyla ilgili bir soru üzerine de "2009 yılında sicil affıyla ilgili bir kanun çıkartıldı. Bununla, Merkez Bankası'ndan Kanun yürürlüğe girmeden 6 ay önce ve yürürlüğe girdikten 6 ay sonra kredilerini ödeyen ve yapılandıran müşterilerin kayıtlarının silinmesi istendi. Bu bankalara yönelik bir düzenleme değil. Kimse bir kredinin batmasını istemez. Kalkıp da bankaları bu kayıtları silin diye zorlayamazsınız. Kayıtları silebilirler ama kredi verenlerin hafızasından bunları silemezsiniz" diye konuştu.
(Sürecek)
Muhabir: Özcan Yıldırım
Yayıncı: Zülal Eser - ANKARA