Haberler

Türkiye İş Bankası'ndan Akıllı Ekonomilere Dair Gelecek Vizyonu

Türkiye İş Bankası'ndan Akıllı Ekonomilere Dair Gelecek Vizyonu
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

TÜRKİYE İş Bankası'nın, 100'üncü kuruluş yıldönümü vesilesiyle düzenlediği 'Atatürk Vizyonuyla Gelecek Yüzyıla Bakış' başlıklı uluslararası konferansın ikinci gününde; 'Ekonomik Büyüme Yolunda' başlıklı bir panel ile alanında uzman isimler tarafından 'Bankacılık 5.

TÜRKİYE İş Bankası'nın, 100'üncü kuruluş yıldönümü vesilesiyle düzenlediği 'Atatürk Vizyonuyla Gelecek Yüzyıla Bakış' başlıklı uluslararası konferansın ikinci gününde; 'Ekonomik Büyüme Yolunda' başlıklı bir panel ile alanında uzman isimler tarafından 'Bankacılık 5.0 ve Akıllı Ekonomilere Doğru', 'Geleceğe Bir Köprü: Bilişimin Geleceğinde Sırada Ne Var?' başlıklı konuşmalar gerçekleştirildi. Çin'in 2030'lu yıllarda dünyanın en büyük ekonomisi olacak şekilde ABD'yi geçmesinin beklendiğine işaret eden King, "Çin, 2050'de akıllı ekonomilerden biri olacak ve belki de bu tanıma uyan tek ekonomi olacak" dedi.

Gelecek bilimci ve yazar, dünyanın ilk mobil ve indirilebilir banka hesabına sahip başarılı mobil girişimi Moven'ın kurucusu ve CEO'su Brett King, dünyanın önümüzdeki dönemde akıllı ekonomiler ve hala 20. yüzyıl sanayisine dayalı ekonomiler olarak ikiye ayrılacağını, kendi ürettiğimiz bir zeka ürünüyle müzakere etmek durumunda kaldığımız bir dönemin başladığını ve yapay zekanın hayatımıza tam olarak dahil olma sürecinin 5 yıl gibi kısa bir dönemde gerçekleşeceğini söyledi.

Akıllı ekonomilerde kağıt sözleşmelerin yerini akıllı sözleşmelerin alacağını ifade eden King, "Merkez Bankaları da akıllı paralara yönelmeye başladı ancak akıllı sözleşmeler dolarla ya da geleneksel soğuk bankacılık sistemleri ile çalışmayacak. Yeni para birimleri kullanacak, yeni nesil ürünler üzerine çalışacak" dedi.

Çin'in 2030'lu yıllarda dünyanın en büyük ekonomisi olacak şekilde ABD'yi geçmesinin beklendiğine işaret eden King, "Çin, önümüzdeki 30-40 yıl içinde ABD ekonomisinin 2-3 katına çıkabilir. 2030'larn sonuna gelindiğinde ABD'nin ulusal borç uçurumuna düşmesi, borcunun GSYİH'a oranının yüzde 200'lere ulaşması bekleniyor. Çin ise önümüzdeki 30-40 yılda hem ekonomisini büyütecek hem de hiçbir ülkenin yapamayacağı yatırımları yapacak. Çin, 2050'de akıllı ekonomilerden biri olacak ve belki de bu tanıma uyan tek ekonomi olacak" diye konuştu.

"GELECEĞİN BANKASI BİR DİZİ ALGORİTMADAN OLUŞACAK"

Brett King, önümüzdeki 50 yılda bankacılığın dönüşümüne ilişkin olarak ise şu anda kendisini güncel gelişmelere adapte etmiş geleneksel bankalar, yapay zeka oyuncuları, teknoloji devleri ve fintekleri içeren bir bankacılık ekosistemi oluştuğunu belirterek, finteklerin hızlı büyümesine ve geleneksel bankaların yerini alma potansiyeline dikkat çekti.

King, "2030 ve 2040'larda bankacılığı teknoloji şirketleri yönetecek. Teknoloji şirketi olmayı hedeflemeyen bankalar gelecekte var olmayacak. Gelecekte akıllı ekonomilerin merkezinde makineden makineye operasyonların yürütüldüğü ve arka planında yapay zekanın olduğu bir ekonomi olacak. Geleceğin bankası bir dizi algoritmadan oluşacak" dedi.

PHİLİPPE AGHİON: KAPSAYICI BİR İNOVASYON EKOSİSTEMİ KURULMALI

Konferansta, Afşin Yurdakul'un moderatörlüğünü yaptığı 'Ekonomik Büyüme Yolunda' panelinde, büyüme ekonomisine yönelik çalışmalarıyla tanınan, Collège de France ve London School of Economics'te profesör olan Philippe Aghion, "Yaratıcı yıkıcılığın gücü" başlıklı sunumuyla, dünyada ekonominin ve teknolojinin geleceğine dair görüşlerini paylaştı.

Prof. Dr. Philippe Aghion, yaratıcı yıkımın Joseph Shchumpeter'in icat ettiği bir kavram olduğunu ve yeni inovasyonların eski teknolojilerin yerine geçme hızını anlattığını belirtti. Bu kavrama göre yeni teknolojilerin eskilerin önüne geçerken onları geçersiz kıldığını ve bütün bu paradigmanın arasında bir çatışma olduğunu ifade eden Aghion, inovasyon odaklı gelişmenin aynı zamanda ekonomiye bağlı olduğunu; engellerle dolu, inovasyonu engelleyen bir ekonomide büyümenin gerçekleşemeyeceğinin altını çizdi.

Teknoloji ve yapay zekaya karşı iyimser yaklaştığını ifade eden Prof. Dr. Philippe Aghion, ABD'de olduğu gibi Avrupa'da ve Türkiye'de de kapsayıcı bir inovasyon ekosistemi kurulması, orta gelir tuzağına düşmeden teknolojiye ayak uydurulması gerektiğini söyledi.

UFUK AKÇİĞİT: EKONOMİK BÜYÜME VERİMLİLİĞE, VERİMLİLİK TEKNOLOJİ VE BİLİME BAĞLI

MIT ve Pennsylvania Üniversitesi'nin ardından Chicago Üniversitesi'nde çalışan ekonomist Prof. Dr. Ufuk Akçiğit ise orta gelir tuzağına dikkat çekerek, "Tabii ki büyüyoruz. Ancak soru, ulaşmak istediğimiz yerlere gelebilmek için istediğimiz seviyelerde büyüyebiliyor muyuz? Türkiye'nin son 10 yıldaki ortalama büyümemiz %3,7. Başarılı 34 ülkenin bizim seviyemizdeyken ortalama büyümesi yüzde 5'ler, 6'lar civarında" dedi.

Ülkelerin ileriye doğru sıçrama yapabilmeleri için uzun vadeli düşünmeleri gerektiğini, anlık değil uzun vadeli büyümelerin sonuç verdiğini vurgulayan Akçiğit, "Ekonomik büyüme verimliliğe, verimlilik de teknolojiye ve bilime bağlı. Üç şeye artık dikkat etmemiz gerekiyor; bilime ve bilim insanlarına artık hak ettikleri değeri göstermek, şirketlerimizin dünyadaki teknolojileri üretebilecekleri ortam ve politikalar geliştirmek, fikri ve vicdanı hür gençlerimizin hayal kurabilecekleri ve hayallerini gerçekleştirebilecekleri düşünce özgürlüğü ortamını sağlayabilmek" dedi.

ANA PAULA DE JESUS ASSİS: TÜM SÜREÇLERİN MERKEZİNDE HER ZAMAN İNSAN OLMALI

IBM EMEA Başkanı ve Genel Müdürü Ana Paula de Jesus Assis de 'Geleceğe bir köprü: Bilişimin geleceğinde sırada ne var?' başlıklı konuşmasında, teknolojilerin hızla dönüştüğü ve bilişim kapasitesinin baş döndürücü hızla değiştiği dijitalleşme çağında artan bilişim kapasitesiyle sanayide, bilimde, toplumda inanılmaz fırsatların ortaya çıkacağını söyledi.

Çok güçlü bir potansiyele sahip olan kuantum bilgisayarlarla çalışırken hata yapmamak için çok spesifik metotlar geliştirilmesi gerektiğinin altını çizen Assis, "Kuantum bilgisayarların klasik bilgisayarların çözemeyeceği sorunları çözebileceğini gördük. Kuantum bilgisayarlar da artık hayatımıza elverişli hale gelmeye başladı. Klasik bilgisayarları günlük işlerimizde kullanmaya devam edeceğiz ancak daha karmaşık alanlarda, ilaç alanında, belli hastalıkların kesin tedavisinin bulunmasında, yeni keşifler yapmada, belli bir ilacın moleküler seviyede ne şekilde kullanılabildiğini görmede kuantum bilgisayarlara ihtiyacımız var" diye konuştu.

Ana Paula de Jesus Assis, yapay zeka, üretken yapay zekaya da işaret ettiği konuşmasında, "Bu alanda devrimsel nitelikte olan şey; bu teknolojinin kendi kendine öğrenebilen ilk teknoloji ve zaman içerisinde kendi kendine öğrenmeyi geliştirebilecek olması. Kuantum bilgisayarları iyileştirmek için yapay zekayı kullanmak gerekecek" ifadelerini kullandı.

Teknolojide, dijitalleşmedeki tüm süreçlerin merkezinde her zaman insanın olması gerektiğini vurgulayan Assis, "İnsanlar kendi yetkinliklerini geliştirmek, daha akıllı olmak için teknolojiyi kullanmalıdır. Geleceğe hazır olmak için teknolojiyle haşır neşir olmamız ama bir taraftan da değerlere ve doğru eğitime sahip olmamız gerekiyor" dedi.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Ekonomi
title
Close