"Borsanın Yeni Rekor Kırmasına Hazırlıklı Olmalıyız"
Elif Ferhan Durmuş - Turkish Yatırım Araştırma Müdürü Baki Atılal, "Faizlerdeki gerilemenin devam ettiği ve belirli bir seviyede kaldığı sürece değerlemelerin buna göre olumlu yönde revize edileceğinden borsanın yeni rekorlar kırmasına hazırlıklı"...
Elif Ferhan Durmuş - Turkish Yatırım Araştırma Müdürü Baki Atılal, "Faizlerdeki gerilemenin devam ettiği ve belirli bir seviyede kaldığı sürece değerlemelerin buna göre olumlu yönde revize edileceğinden borsanın yeni rekorlar kırmasına hazırlıklı olmalıyız" dedi.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Atılal, küresel piyasalarda borsaların rekor kırmasının, genişlemeci para politikası uygulamaya devam eden merkez bankalarından kaynaklandığını belirtti. Sadece kemer sıkma ile ekonominin düzelmeyeceğini ve büyüme olmadıkça vergi tahsilatının azalacağını ifade eden Atılal, bu fark edildiğinde piyasaların likiditeye boğulmaya devam edildiğini kaydetti.
Resesyonda olan Avrupa Birliğinde (AB) kemer sıkmaların borcun azalmasına neden olduğunu, ancak ekonomiyi desteklemediğini dile getiren Atılal, şunları söyledi:
"Zayıf PMI ve IFO endeksleri Avrupa Merkez Bankasına (ECB) 'faizleri indir' baskısı yaratıyordu ve ECB de 25 baz puan indirime yöneliyordu. Büyümelerin etkisizliğine karşın Avrupa'da şirket karlarının ve Almanya fabrika siparişlerinin olumlu etkisi, faizlerin düşük seyri, hisse piyasasının 5 yılın zirvesine yükselmesine neden oluyordu.
Avustralya, Avrupa ve Hindistan merkez bankalarının ardından Güney Kore Merkez Bankası da ekonomiye destek için faizleri indirmek zorunda kalıyordu. Soğuma sinyalleri geldiği düşünülen ve endişe yaratan Çin ekonomisi hem küresel hem de yerel talepten destek bularak ithalat ve ihracatını artırıyordu. Tüm bu gelişmeleri ardarda koyduğumuzda gelir arayan paranın gideceği tek adres kalıyordu; bu adres de borsalardı."
Atılal, yeni düzendeki düşük faiz, düşük büyümenin, şirketleri kendi hisselerine yatırım yapmaya da yönelttiğini aktararak, "Hatta ülke merkez bankaları başka ülke borsalarında yatırım yapabiliyorlardı. Bu düzenin kısa vadede değişeceğini de beklemiyorum. Önümüzdeki senelerde de en kazançlı yatırım bölgesi borsalar olacaktır" diye konuştu.
-"Artık 'rekor' denilmesinden kaçınılması gerekiyor"-
Borsa İstanbul'un rekor kırmasının hisselere etkisine değinen Atılal, faizlerdeki gerilemenin devam ettiği ve belirli bir seviyede kaldığı sürece değerlemelerin buna göre olumlu yönde revize edileceğinden borsanın yeni rekorlar kırmasına hazırlıklı olunması gerektiğine işaret etti.
Atılal, Moody's'den gelen notla birlikte Türkiye'nin iki "yatırım yapılabilir" notunun olmasının faizlere olumlu yansıyacağından ve şirketlerin borçlanma maliyetlerini düşüreceğinden artık "rekor" denilmesinden kaçınılması gerektiğini belirterek, bu yeni süreçte düzenli bir şekilde rekorların borsayı bekleyeceğini kaydetti.
Büyümenin, olumlu yönde korunduğu sürece pozitif ayrışmaya devam edileceğini dile getiren Atılal, ama orta vadede yurtdışına paralel hareketlerin ağır basacağını vurguladı.
ABD borsasının yatırım açısından güvenli olduğuna dikkati çeken Atılal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çünkü büyümede ilk olumlu sonuç buradan gelecek ve ABD'li şirketler henüz ekonomilerine tam olarak güvenmediklerinden ellerindeki nakitleri şirket bünyesinde tutma yolunda kendi hisselerini almaktalar, tam güven geldiğinde bu ekonomiye destek olacağından ellerinde iki yönlü kazanç var. Bu nakdin Türkiye'ye gelmesi konusunda ise İstanbul'un finans merkezi olması önem taşımaktadır. Grup fonlarının bir kısmı iki 'yatırım yapılabilir' notundan dolayı gelecektir ama kalıcı olması için global bilinirlik çok daha önemli."
-"Son sözü reel ekonomik veriler söyleyecek"-
Marbaş Menkul Değerler Araştırma Müdürü Üzeyir Doğan ise merkez bankalarının genişlemeci uygulamaları ve büyüme vurgusunun son aylarda yeniden ön plana çıkmasının en çok hisse senedi endekslerine yaradığına işaret etti.
Bu uygulamaların getirdiği bol likidite ve risk iştahının, faizlerin düşük seyrettiği ortamda hisse senetlerini cazip hale getirdiğini anlatan Doğan, birçok ülke endekslerinde olduğu gibi Borsa İstanbul'da da tarihi zirvelerin görüldüğünü hatırlattı. Doğan, Borsa İstanbul birçok ülke endeksinden çok daha iyi getiriler sağladığını söyledi.
Şu anki fiyatlara bakıldığında endeks bazında makul fiyatlamaların yapıldığını dile getiren Doğan, şunları kaydetti:
"Bundan sonraki kısımda hisse ve sektör bazlı ayrışmaları daha fazla göreceğimizi düşünüyoruz. Türkiye'ye yönelik olumlu beklentiler büyük çoğunlukta fiyatlara girmiş durumda. Buna karşın bölgesel riskler ve yaz aylarından sonra başlayacak siyasi hareketliliğin getirebileceği riskler fiyatlarda yok. Bu açıdan Borsa İstanbul'un bundan sonraki süreçte küresel piyasalarla korelasyonun devam etmesini beklemekle birlikte zaman zaman geçtiğimiz yılların aksine bu risklerin neden olacağı negatif fiyatlamalar da görebiliriz."
Doğan, bol likidite ve risk iştahı içinde bulunulan dönemde hisse senetlerinin ön plana çıktığını aktararak, şu değerlendirmeyi de yaptı:
"Gerek bireysel bazda gerekse şirketler özelinde fazla likiditenin harcamalara ve sonucunda yeni üretim kanallarına akmaması, başka bir ifadeyle büyüme sağlanamadığı sürece hisse senetlerindeki bu yükselişler suni kalacaktır. Borsalar zaman zaman reel ekonomilerden ayrışabilse de son sözü bizce yine reel ekonomik veriler söyleyecektir."
Yayıncı: Zekeriya Gülün - İSTANBUL