Bmkis 2012 Yıllık Ağ Toplantısı
'Sürdürülebilirlik Endeksi' olduğunu söyledi.
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Başkan Vekili Mustafa Yılmaz, bir zorlayıcılığı olmayan küresel ilkeleri tüm şirketlerle birlikte hayata geçirmek üzere çok ciddi çalıştıklarını vurgulayarak, bu çalışmalarının bir ürününün de 2013 yılında hayata geçirmeyi hedefledikleri
'Sürdürülebilirlik Endeksi' olduğunu söyledi.
Birleşmiş Milletler Kurumsal İlişkiler Sözleşmesi (BMKİS) 2012 Yıllık Ağ Toplantısı açılışında konuşan Yılmaz, ekonomik gelişimin beraberinde çevresel, sosyal, kurumsal yönetim anlamında da ülkelerin geliştirilmesinin büyük önem taşıdığını ifade etti. Küresel İlkeler Sözleşmesi'nin de bunu yaygınlaştırmayı hedefleyen bir girişim olduğunu belirten Yılmaz, "Memnuniyetle ifade etmek isterim ki Türkiye'nin 2002 yılından beri bu girişimin bir parçası olması bizim için bir gurur vesilesi" dedi.
İMKB açısından gurur vesilesi olan diğer bir hususun da Küresel İlkeler Sözleşmesi'ni 2005 yılında imzalayan ilk 3 borsa arasında yer alması olduğunu dile getiren Yılmaz, "İMKB olarak sadece bununla da yetinmedik. 2006 yılında Küresel İlkeler Sözleşmesi'nin devamı olarak sosyal sorumluluk ilkelerine dayalı yatırım yapılabilir hususlar konusunda oluşturulan prensiplere de 2010 yılının ocak ayında imza atmış bulunuyoruz" diye konuştu.
Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Borsalar şirketlerin işlem gördüğü platformlar olduklarından dolayı şirketleri çevresel, sosyal, kurumsal sorumluluk ve yönetim anlamında yönlendirmesi gereken kurumların başında geliyor. Bizde bu amaçla 2007 yılında ilk olarak 'Kurumsal Yönetim Endeksi'ni yayınladık. Şuanda bu endekste 43 tane şirket yer alıyor. 1992 yılında küresel kalkınma kültürünü daha ileriye taşımak amacıyla Rio'da önemli bir zirve düzenlenmişti. Bu yıl haziran ayında da Rio - 20 adıyla da bu zirvenin tekrarı gerçekleşti. Bu toplantı sırasında 2009 yılında başlatılan sürdürülebilir borsalar inisiyatifi kapsamında sürdürülebilir borsalar inisiyatifine imza koyan 5 borsadan biri olduk. Bu borsalarda yaklaşık 4.600 şirket işlem görüyor."
Bir zorlayıcılığı olmayan ilkeleri tüm şirketlerle birlikte hayata geçirmek üzere çok ciddi çalıştıklarını vurgulayan Yılmaz, bu çalışmalarının bir ürününün de 2013 yılında hayata geçirmeyi hedefledikleri 'Sürdürülebilirlik Endeksi' olduğunu söyledi.
Yılmaz, bu endeksin çalışmalarına Türk iş dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği ile birlikte 2010 yılında başladıklarını kaydederek, şöyle devam etti:
"SPK'nın da gerekli düzenlemeleri yapmasından sonra 2013 yılının ilk yarısında bu endeksi haya geçireceğiz. Böylece borsamızda çevresel sosyal kurumsal sorumluluk anlamındaki hususlarda önemli mesafe kaydetmiş şirketlerimizi ödüllendirerek bunlar için bir endeks oluşturacağız.
Borsamızın yakın zaman da ismi 'Borsa İstanbul oluyor. Borsa İstanbul çatısı altında 2013 yılı içinde borsaya yeni ürünler ilave etmek istiyoruz. Bunlardan biri çevresel olarak çok önemli olduğuna inandığımız 'karbon sertifikaları'. Karbon sertifikalarını da burada standardize edip işleme açarak özendirmek istiyoruz. Bu konuda adım atmış şirketlerimize bu ürünleri alıp satabilecekleri bir platform sunmak istiyoruz."
-BMKİS Ulusal Ağ Türkiye Temsilcisi Yılmaz Argüden-
BMKİS Ulusal Ağ Türkiye Temsilcisi ve Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Argüden ise Küresel İlkeler Sözleşmesi'nin faydalarından bahsetti. Her kurum kendisine uyarlayabildiği için sözleşmenin kurumun düşünce üretmesine yardımcı olduğunu anlatan Argüden, şunları söyledi:
"Her sene kamu oyu ile paylaşılacak bir raporun yayınlanmasının kurum içerisinde bu konularda yapılacak çalışmalara odaklanılmasına yarıyor. Bu odaklanma ise kaynakların daha etkin kullanılmasını ve bu konudaki çalışmalarının kurum en tepesine kadar yansıtılmasına neden oluyor dolayısıyla kurum stratejisi ile uyum sağlıyor. Kurumlar diğerlerinin raporlarını gördükleri için öğrenmeyi hızlandırıyor, başkalarıyla kıyaslama imkanı olabiliyor. Dolayısıyla iyi uygulamaların daha kolay yayılmasına ve tatlı bir rekabetle daha iyisini yapma çabası içine girilmesine yardımcı oluyor."
Türkiye organizasyonun dünyanın önemli 10 organizasyonundan biri olduğunu belirten Argüden, "En büyük 20 şirketin 12'si, en çok vergi veren 15 şirketin 6'sı büyük sanayi ve ticaret odaları, KOBİ'ler, sivil toplum kuruluşları ve meslek kuruluşları gibi kuruluşlar üyeler arasında yer alıyor" dedi.
-PTT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Tural-
PTT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Osman Tural, PTT'nin sözleşmeyi imzalayan ilk kamu kuruluşu olduğunu belirterek, sözleşmenin içeriğini gördükten sonra böyle bir sözleşmeye taraf olmamak gibi bir şeyin mümkün olmadığına ve bu sözleşmeyi imzalamaya karar verdiklerini söyledi.
Tural, yaptıkları uygulamalardan örnek vererek şöyle devam etti:
"Mesela çevreye duyarlı olabilmek adına elektrikli araçlar ile mektup dağıtmaya pilot uygulama ile başlamıştık. Yine iş yerlerinde elektrik tüketiminde enerji tasarrufu sağlayacak uygulamalar yapıyoruz. Kadın erkek eşitliği konusunda TBMM'de yapılan bir çalışmaya taraf olduk ve onlar adına kadına şiddetin engellenmesi yönünde bir pul bastık. Olabilecek anlamda kadın erkek eşitliği kapsamında kadınlara pozitif ayrımcılık da yapmaya çalışıyoruz. Engelli vatandaşlarımız için öncelikli hizmetlerimizden yararlanmalarını sağlayacak gişeler kurduk. Onlara yönelik çalışmalar devam ediyor. Kısaca PTT sözleşmeye taraf olmadan sözleşmenin hükümlerinin bir kısmını yerine getiriyordu. Bundan sonra daha sistemli daha düzenli bir şekilde sözleşmenin tarafı olmayı sürdüreceğiz"
- Ford Otosan Genel Müdür Yardımcısı Günel-
Ford Otosan Genel Müdür yardımcısı Mehmet Günel ise "Geçtiğimiz 10 yılda Türkiye'nin lider sektörlerindeki kurumsal sürdürülebilirlik ve eğilimi nasıl değişti- 'konulu panelde, Türkiye'nin öncü sektörlerinden biri olduğu için otomotivde şirketlerin uygulamalarının, ülke çapında tanındığını ve yaygınlaştığını kaydetti.
Sektördeki firmaların çoğunun yurt dışı ortaklı ve çok uluslu firmalar olduğuna değinen Günel, "Dolayısıyla ağırlıklı ürünler ihracat için üretiliyor. Bu ihracatın verdiği sorumluluklar dolayısıyla da farklı çevre koşullarına, sosyal sorumluluklara ve tüm regülasyonlara uyma ve sektörün otomatikman gelişmesi bir gereklilik oluyor"diye konuştu.
Günel, ülkenin son on yılına bakıldığında Avrupa Birliği müzakereleri süreciyle birlikte özellikle çevre başta olmak üzere çalışma koşulları insan hakları gibi konularda çok ciddi yol alındığını ifade ederek, şunları dile getirdi:
"Çevre konusunda geçmiş on yıl ile bugün arasında bir irdeleme yapacak olursak görüyoruz ki on yıl önce sadece evsel ve tehlikeli atıkların bir regülasyonu vardı ancak bugün her tür yağ atığı ambalaj atığı, akü atığı eskimiş lastikler aklınıza ne gelirse bir regülasyonlar dizisine tabii. Emisyonlarda limitler giderek daraldı. Çevre izin süreçleri oldukça pozitif yönde ağırlaştı. Bunların hepsi de ülkemiz için çok olumlu gelişmeler. Otomotiv sektörü son on yılda ihracat atağını başlattığı anda zaten Avrupa regülasyonlarını yakalamayı kendine ilke edinmişti."
Otomotiv sektörünün çevresiyle de uyumlu çalışan bir sektör olduğunu vurgulayan Günel, "Burada özellikle insan konusunu ele alacak olursak otomotiv sektörü ülkenin kaliteli ve teknik eleman ihtiyacı konusunda gönül vermiş bir sektör. Koç Holding, öncülüğünü yaptığı 'Meslek Lisesi Memleket Meselesi Projesi'nden yola çıktığından dolayı bizi o konuda destekliyor. Biz de ayrıca okullara teknik ekipman desteği, malzeme ve laboratuvar desteği veriyoruz. Daha önemlisi son 10 yılda sadece Ford Otosan içerisinde eğitilen meslek lisesi öğrencisi 3 bin" diye konuştu.
Muhabir: Ziya Altunbaş
Yayıncı: Yılmaz Yıldız - İSTANBUL