Bilişim Zirvesi 2017
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Ömer Fatih Sayan, güvenli bir siber ortam yaratamayan ülkelerde, e-ticaretin büyümesinin mümkün olmadığını ifade etti.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Ömer Fatih Sayan, güvenli bir siber ortam yaratamayan ülkelerde, e-ticaretin büyümesinin mümkün olmadığını ifade etti.
Sayan, Bilişim Zirvesi 2017'deki konuşmasında, zirvenin tüm paydaşları bir araya getiren, sorunlara çözüm arayan, geleceğe yönelik vizyoner bakış açılarının paylaşıldığı ve sektörün gelişimine katkıda bulunulan önemli bir organizasyon olduğunu söyledi.
Dijital bir devrim yaşandığını belirten Sayan, sayısal ekonominin çağımızda birçok gelişim ve değişimi bir arada barındırdığını, sektördeki gelişmelerin, bir taraftan mevcut iş modellerini, iş kollarını, yenilikçiliğe ayak uyduramayan firmaları ortadan kaldırırken, bir taraftan da yeni iş modelleri, yeni iş kolları ortaya çıkardığını ve yeni fırsatlar sunduğunu ifade etti.
Sayan, teknolojik gelişmelerin, bütün özel sektörü olduğu gibi kamu idarelerini de çok yakından ilgilendirdiğini belirterek, geleceği takip etmek, geleceği yakalamak, hatta öngörmek gerektiğini vurguladı.
Sayan, " Türkiye'nin artık 'geleceği takip etme ya da yakalama' hedefini reel olarak sağlaması ve bunun yanında da geleceği öngörmeye başlaması gerekmektedir. Tarih boyunca milletlerin büyük sıçramalar yaptığı bütün noktalarda takip değil öngörü vardır." dedi.
"Ürünlerin millileştirilmesi sektörün gündemi"
Sayan, teknolojik gelişmelerin sağlıklı şekilde devam edebilmesinin, ülkelerin bilgi teknolojileri ve iletişim altyapısının sağlamlığına, güvenilirliğine bağlı olduğunu, elektronik haberleşme sektörünün de bu gelişmelerin odağında yer aldığını bildirdi.
Genişbant altyapısının geliştirilmesi, ürünlerin yerlileştirilmesi ve millileştirilmesinin sektörün iki önemli gündemine olduğunu aktaran Sayan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Genişbant altyapısının geliştirilmesini, dijital ekonomi için temel yapı taşı olarak görebiliriz. Sabit ve mobili, birbirini tamamlayan iki ana unsur olarak görmemiz gerekiyor. 1 Nisan 2016 tarihinden itibaren ülkemizde sunulmaya başlayan 4,5G mobil genişbant hizmetleri ile birlikte, altyapının gelişimi adına önemli bir adım atılmıştır. 5G ve ötesi teknolojilerde genişbant çok daha önemli hale geldi. 3G abonelerinin ortalama internet kullanımı 3 GB iken 4,5 G kullananlarınki 6,3 GB. Bu oran yarın çok daha fazla olacak.
Mobil internet erişim teknolojisindeki artış, beraberinde daha fazla internet kullanımını da getirmiş durumda. Bilişim sektörünün ülkelerin geleceğindeki yerini göz önünde bulundurarak, 7'den 70'e hepimizin, yani işletmecilerimizin, üreticilerimizin, vatandaşlarımızın ve kamu kurumlarımızın yerlilik ve milliliğe ayrı bir önem vermemiz gerekiyor. Kritik alanlarda daha da dikkat edilmesi gereken bu konuyu hassasiyetle ele alıp, çalışmalarımıza bu bilinçle devam etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Ülkemizde üretilen iletişim teknolojilerinin ve baz istasyonlarının yüzde 30-40-45 artan oranda yerli olması için çalışma başlattık."
"5G uluslararası iş birliği anlaşmaları yapılacak"
BTK Başkanı Sayan, 5G hizmetlerinin, 2020 yılında faaliyete geçmesi beklendiğini, bundan önceki mobil teknolojilerde olduğu gibi 5G'nin de daha yüksek kapasitede taşıyıcı şebekelere ihtiyaç duyduğunun altını çizdi.
5G kablosuz şebekelerinin gelişiminin önemine vurgu yapan Sayan, "En çok veri yaratılmasına neden olacak otonom arabalar gibi nesnelerin interneti ile makineler arası iletişimin artışına daha fazla yoğunlaşmamız gerekiyor. Bu amaçlara yönelik olarak Nisan 2016'da 5G Türkiye Forumu kurumumuz öncülüğünde kuruldu. Bu forum çatısı altında, ülkemizdeki tüm paydaşlarla birlikte uluslararası 5G teknolojileri ve standartlarının belirlenmesi sürecinin takip ediyoruz. 5G konusunda önde olan ülke ve uluslararası organizasyonlarla işbirliği anlaşmalarının yapılması planlanmaktadır. Bu çerçevede yüksek teknoloji alanında söz sahibi Japonya, Güney Kore gibi ülkelerle işbirliği anlaşmaları yapıldı." şeklinde konuştu.
"Bu sefer treni kaçırmayacağız"
Sayan, gelişen teknoloji ile birlikte verilerin korunmasının daha da önem kazandığını, pek çok ülkede siber güvenlik stratejisi hazırlanırken, kişisel verilerin mahremiyetine yönelik ulusal stratejilerin henüz olmadığını ifade etti.
Kişisel verilerin gizliliğinin, müşterilerin e-ticaret işlemlerine güvenini doğrudan etkileyen bir husus olduğuna işaret eden Sayan, "Güvenli bir siber ortam yaratamayan ülkelerde e-ticaretin istenilen seviyelerde büyümesi pek mümkün değil." dedi.
Sayan, "Gelecekte teknoloji dünyası yapay zeka yazılımlarına gün geçtikçe daha fazla bağlanacak ve yapay zeka hepimizin özellikle politika belirleyicilerin üzerinde daha fazla mesai harcamaları gereken bir konu haline gelecektir. Yapay zeka, karşımızda kaçırmamamız gereken bir tren olarak duruyor. Medeniyet olarak, bu sefer treni kaçırmayacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Endüstri 4.0 çağında büyük veriyi (big data) elinde bulunduran ve bunu iyi analiz edip faydalı bilgiye dönüştüren ülkelerin rekabetçi avantaj elde edeceklerini vurgulayan Sayan, Türkiye'de üretilen verinin teknik bir zorunluluk olmadığı sürece yurt dışına çıkarılmamasını sağlama ve Türkiye'yi bölgesel olarak bir veri merkezi haline getirme hedeflerinin olduğunu söyledi.