Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün Açıklaması
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Türkiye'de iç pazarda en çok satan araba markalarının Alman markaları olduğunu ancak yatırımları olmadığına dikkati çekerek, "Türkiye'ye yeni yatırım yapmazlarsa tüketici küsebilir" dedi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Türkiye'de iç pazarda en çok satan araba markalarının Alman markaları olduğunu ancak yatırımları olmadığına dikkati çekerek, "Türkiye'ye yeni yatırım yapmazlarsa tüketici küsebilir" dedi.
Berlin'de düzenlenen "Almanya Türkiye Ekonomik İlişkileri-Yatırım ve Büyüme'deki itici güç" sempozyumunda konuşan Ergün, sempozyumun iki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri çok daha üst bir seviyeye taşımada büyük katkı sağlayacağını söyledi.
Ülkeler arasındaki ikili ilişkilerin seyrinde siyasetçilerin elbette önemli rolleri olduğunu ancak, bu konuda esas başrol oyuncunun iş dünyası olduğunu veya olması gerektiğini aktaran Ergün, Almanya'da iş hayatına yön veren bir sivil toplum kuruluşunun bünyesinde Türkiye için özel bir komisyon kurulmasının iş dünyasının siyasetçilerden birkaç adım önde olduğunu gösteren çarpıcı bir örnek olduğuna işaret etti.
Türkiye'nin G-20 üyesi bir ülke olarak, Almanya ile ekonomik ilişkilere büyük önem verildiğini, Almanya'daki Türkler'in başarısına 3 Türk kardeşin kurduğu Crytek firmasını örnek gösteren Ergün, firmanın bugün dünyanın en önemli oyun yazılımları üreten firmalarından biri olduğunu anlattı.
Türkiye'de yerli ve yabancı yatırımcı arasında hiçbir ayrım olmadığını, yerli yatırımcıların yararlandıkları her türlü teşvik, destek ve muafiyetten yabancı firmaların da yararlanmakta olduğuna vurgu yapan Ergün, Alman işadamlarını karşılıklı ticaret kadar, karşılıklı yatırım noktasında da daha aktif olmaya davet etti.
Türkiye'nin, son yıllarda hayatın her alanında çok önemli reformlara imza attığını, muazzam gelişmeler gösterdiğini, demokrasiden dış politikaya, ekonomiden sosyal politikalara kadar her alanda çok daha gelişmiş bir Türkiye inşa ettiklerini vurgulayan Nihat Ergün, güçlü mali yapı ve dinamik reel sektör sayesinde küresel kriz sonrasındaki dönemin en parlak ekonomik performanslarından birine imza atıldığını, 2010 ve 2011 yıllarında dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olunduğunu söyledi.
Ergün hedefe ulaşmak için Türkiye'de gerek KOBİ'lere, gerek büyük firmalara, gerekse yeni girişimcilere çok önemli destekler sağladıklarını ifade ederek,
"Özellikle üniversitelerin bilgi üretim kapasitesini artırmak ve üretilen bilgiyi nihai ürünlere dönüştürecek mekanizmaları kurmak konusunda büyük bir gayret içindeyiz. Mesela 2002 yılında ülkemizde kurulu teknopark sayısı sadece 2 iken, bugün 34 tanesi faal olmak üzere 49 teknoparkımız mevcuttur. Teknoparklarda faaliyet gösteren firmalara ve akademisyenlere çok önemli teşvik ve muafiyetler sağlıyoruz" dedi.
-"Türkiye'deki teşvik sistemi önemli"-
Son çıkarılan teşvik sistemiyle, artık sadece yatırımların miktarına değil, hangi sektöre, hatta hangi ürüne yatırım yapıldığına da odaklanan bir dönem başlattıklarını belirterek Türkiye'deki teşvik sisteminin dünyadaki en radikal teşvik unsurlarını içermekte olduğunu ve bunların genel teşvik, bölgesel teşvik, büyük ölçekli yatırımların teşviki ve stratejik yatırımların teşviki olmak üzere 4 ana bileşenden oluştuğunu kaydeden Ergün, sistemle yatırımcılara KDV istisnası, Gümrük Vergisi muafiyeti, vergi indirimi, asgari ücret üzerinden sigorta primi işveren hissesi desteği, faiz desteği, yatırım yeri tahsisi, gelir vergisi stopajı desteği, KDV iadesi desteği gibi destekler sağladıklarını dile getirdi.
Alman işadamlarını Türkiye'de yatırıma davet eden Bakan Ergün, şöyle konuştu:
"Yatırım Destek Ajansımız size her konuda yardımcı olacak, teşvik sistemiyle ilgili her türlü ayrıntıyı sizlerle paylaşacaktır. Bu teşvik sistemi girişimcilere büyük kolaylıklar sağlıyor. Ancak aslında Türkiye'deki en büyük teşvik, ülkemizin sahip olduğu iç ve dış büyük pazar potansiyelidir. 75 milyonu aşan nüfusumuzun yarısı 30 yaşın altındadır ve kişi başına düşen milli gelirimiz sürekli artmaktadır. Yine ülkemizi 5 milyonu Alman vatandaşı olmak üzere yıllık 30 milyon civarında turist ziyaret etmektedir. Ciddi şekilde artmakta olan talep, ülkemizi en önemli pazarlardan biri haline getirmiştir. Aynı şekilde, bulunduğumuz coğrafya, üretim kalitemiz, nitelikli işgücümüz ve özellikle bölgemizde her geçen gün artan itibarımız, dış ticaret potansiyelimizi de sürekli artırmaktadır. Kuzey Afrika, Ortadoğu, Kafkasya, Avrupa gibi bölgelerde eşzamanlı operasyon yapmak isteyen firmalar için, dünyada en doğru adreslerden birisi Türkiye'dir. Biz Türkiye olarak büyük hedefler belirledik ve bu hedeflere yabancı dostlarımızın da ortak olmasını istiyoruz."
-Alman otomotiv markaları...-
2023 yılında yıllık 500 milyar dolar ihracat yapmayı ve dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı hedeflediklerini Alman işadamlarına anlatan Ergün, özellikle otomotiv sektöründe ciddi bir potansiyele sahip olduğunu belirterek,
"Türkiye'de iç pazarda en çok satan araba markaları Alman markaları ancak yatırımları yok. Türkiye'ye yeni yatırım yapmazlarsa tüketici küsebilirbir" dedi.
Fatih Projesi'ne de değinen Ergün, büyük bir eğitim seferberliği başlatıldığını ve Alman dostların da bu tür projelerde yer almalarından büyük memnuniyet duyacaklarını ve yatırımlar konusunda her türlü desteği vereceklerini dile getirdi.
Türkiye'nin yenilebilir enerji, biyoteknoloji ve nanoteknoloji gibi alanlarda ciddi fırsatları olduğuna inandığını kaydeden Ergün "İkili ilişkilerimizin gelişmesi hususunda Almanya Ekonomik Konseyi'nin Brüksel ve New York'tan sonra, Türkiye'de bir temsilcilik açmasının faydalı olacağını düşünüyorum" dedi.
Nihat Ergün, Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili olarak da şöyle konuştu:
"Elbette ikili ilişkilerimiz kadar, AB bünyesinde devam eden ilişkiler de ayrı bir önem taşımaktadır. AB üyeliği hedefi, yarım asırdan bu yana Türkiye Cumhuriyeti için bir devlet politikası olmuştur. Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği, iki taraf için de kazan-kazan durumu yaratacaktır. Kıbrıs'ın AB'ye girmesi kurallara aykırı... Hem alıyorsunuz hem de AB'yi rehin almasına fırsat veriyorsunuz. Türkiye, AB'nin daha güçlü, daha güvenli ve daha istikrarlı bir geleceğe ulaşmasında, bir küresel aktöre dönüşmesinde kilit bir rol üstlenecektir. Türkiye, enerji kaynaklarına ve özellikle Balkanlar, Avrasya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika piyasaları da dahil olmak üzere küresel piyasalara erişimin kolaylıkla sağlandığı bir durumdadır."
Türkiye'nin, geniş ve büyümekte olan iç pazarı, deneyimli ve dinamik özel sektörü, bölgedeki lider rolü, serbest ve güvenli yatırım ortamı, yüksek vasıflı ve düşük maliyetli işgücü, gelişmiş altyapısı ve kurumsallaşmış ekonomisiyle, AB'ye eşsiz fırsatlar sunduğuna işaret eden Ergün, Türkiye ekonomisinin, birçok AB ülkesinin sağlayamadığı Maastricht kriterlerini sağlamakta olduğununa dikkati çekti.
Türkiye'nin dinamik yapısı, hala ekonomik krizle mücadele eden bu yaşlı kıta için önemli bir enerji kaynağı olduğunu ifade eden Ergün, "Ben bu noktada özellikle Alman iş dünyasının bu konuya daha fazla eğilmesi gerektiğini düşünüyorum" dedi.
-Alman işadamlarına yatırım daveti-
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Angela Merkel'in, hala Türkiye'nin tam üyeliği konusunda tereddütleri olduğunu dile getirdiğini belirterek, "Sayın Merkel'i bu konuda tereddüt göstermek bir yana, acele etmek gerektiği konusunda ikna etmede sizlere de sorumluluk düşüyor" dedi.
1996'da imzalanan Gümrük Birliği anlaşmasıyla, AB ülkeleriyle Türkiye arasında malların serbest dolaşımı sağlandığını hatırlatan Ergün, bu sürecin reel ekonomiye olumlu etkilerini hem Türkiye'nin, hem de AB ülkelerinin net bir şekilde gördüğünü ancak bugün malların serbest dolaşım izni olmasına karşın, insanların serbest dolaşım izni olmamasını eleştirdi.
Bu tür uygulamaların, karşılıklı ekonomik ilişkilerin gelişmesinin önünde çok büyük bir engel teşkil ettiğini vurgulayan Nihat Ergün, "Bu tür engellerin kalkması için de Türkiye'nin AB ile tam üyelik yolunda katılım müzakerelerinin daha sağlıklı bir zemine oturması gerekiyor" dedi.
Bakan Ergün, Alman işadamlarını Türkiye'de yatırım yapmaya, Türk firmalarla ortaklıklar kurmaya davet ederek, "Türkiye ile ilgili çok daha detaylı fikir edinmek için bizlerle her zaman temas sağlayabileceğinizi, kapımızın sizlere her zaman açık olduğunu da hatırlatmak isterim" dedi.
Program kapsamında, İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, Aşağı Saksonya Eyaleti Uyum eski Bakanı Aygül Özkan, Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı'ndan Kemal Kafadar, Alman Ekonomi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Hans Joachim Otto da, Türk Alman ekonomik ilişkilerini irdeleyen sunum yaptı.
Muhabir: Cüneyt Karadağ
Yayıncı: Ali Bayaslan - BERLİN