Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık Açıklaması
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, "En temel önceliğimiz, yerli, yenilikçi ve yeşil üretim. Türkiye ölçek bazında ne üretebiliyorsa yerli üretmeli. Biz tasarruf açığı olan bir ülkeyiz.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, "En temel önceliğimiz, yerli, yenilikçi ve yeşil üretim. Türkiye ölçek bazında ne üretebiliyorsa yerli üretmeli. Biz tasarruf açığı olan bir ülkeyiz. Tasarruflarımız kendi yatırımlarımızı finanse edecek düzeyde değil. Böyle bir ülkenin ithalata bağımlı olması kabul edilebilir bir şey değil." dedi.
Işık, Hayat Kimya AR-GE Merkezi açılışında yaptığı konuşmada, Ar-Ge merkezi açmanın Türkiye için en hayırlı işlerden biri olduğunu, dünyada Ar-Ge yapmayan, ürünlerini yenilikçi anlayışla geliştirmeyen ülkelerin yarışta geri kaldığını belirtti.
Ülkelerin Ar-Ge ve teknolojiye zaman ayırdığı dönemlerde Türkiye'nin başka işlerle uğraştığını, ülke sanayileşmesine 1960'larda destek verilmediğini belirterek, ülkenin şu anda Almanya ile "bilek güreşi" yapabilecek konuma geleceğini vurgulayan Işık, "Onun için hızlı hareket etmek durumundayız. Onlar 100'le gidiyorsa biz 130'la gitmek zorundayız. En temel önceliğimiz, yerli, yenilikçi ve yeşil üretim. Türkiye ölçek bazında ne üretebiliyorsa yerli üretmeli. Biz tasarruf açığı olan bir ülkeyiz. Tasarruflarımız kendi yatırımlarımızı finanse edecek düzeyde değil. Böyle bir ülkenin ithalata bağımlı olması kabul edilebilir bir şey değil." diye konuştu.
"Ar-Ge ve inovasyon Türkiye'nin mecburi istikametidir"
Üretimin yenilikçi olması gerektiğini, bu anlayışla üretim yapılmazsa, yarışta geri kalınacağını ve yenilikçi üretimin en temel anlayış olarak benimsenmesine işaret eden Bakan Işık, yeşil üretimin de en az yerli ve yenilikçi üretim kadar önemine değindi.
Işık, şöyle devam etti:
"Yerli, yenilikçi ve yeşil üretimde artık Türkiye için mecburi istikamet Ar-Ge ve inovasyondur. Türkiye artık bilgi satın alıp, üretim yaparak bir yere gidemez. Bazen paranızı verseniz bile bazı bilgileri vermiyorlar. Kritik sektörlerde paranızla dahi bilgi satın alamıyorsunuz. Böyle bir durumda Ar-Ge ve inovasyona yönelmezseniz adım adım güçten düşen insan gibi ölümünüzü beklemek durumundasınız. Eğer, Ar-Ge ve inovasyona yatırım yaparsanız, eminim ki insanımızın o kalıpların dışına çıkan düşünce yapısı, inovatif anlayışı bizim diğer ülkelerle aramızdaki açığı hızla kapatmamız için önemli fırsat olacaktır. Ar-Ge ve inovasyon Türkiye'nin mecburi istikametidir. Hangi firma olursa olsun, Ar-Ge ve inovasyona yatırım yapmıyorsa bilin ki geleceğin dünyasında var olmayacak."
"Firmalarımız, Ar-Ge'ye daha fazla yatırım yapmalı"
Kimya sektöründe Ar-Ge'nin önemli olduğunu, bu sektörde her yıl 20 milyar dolardan fazla ticaret açığı verildiğini de anımsatan Bakan Işık, burada sürümden kazanmanın artık söz konusu edilemeyeceğini bildirdi.
Çin ve Hindistan'ın Ar-Ge'ye önemli yatırımlar yaptığını, Çin ve Hindistan'ın belirli bir süre sonra kaliteli ürünü, fiyat avantajıyla piyasaya sürmeye başladığında dünya için alarm zilleri çalacağına işaret eden Işık, "Daha vakit varken Türkiye'de dünyayla rekabeti güçlü olan firmalarımızın Ar-Ge'ye daha fazla yatırım yapması gerekiyor. Bütçemizin en az yüzde 3'ünü, hatta Hayat Kimya gibi güçlü şirketlerimizin bütçelerinin yüzde 5'ini Ar-Ge'ye ayırması lazım. Eğer bunu yaparsanız hiçbir şeyden korkmanıza gerek yok." diye konuştu.
Bakan Işık, hükümet olarak Ar-Ge'yi desteklediklerini kaydederek, Ar-Ge Reform Paketi'nden katılımcılara bilgiler verdi.
Tasarım faaliyetlerini de Ar-Ge gibi destekleme kararı aldıklarını ifade eden Işık, "Ürünün ambalaj tasarımı bile katma değer için önemli. Maharet çok iyi ürünü, çok iyi ambalajla satmak. Ar-Ge'nin devamı sayılan faaliyetleri aynı Ar-Ge kapsamına aldık. Korkmayın, Ar-Ge'ye yoğunlaşın. Her Ar-Ge merkezi, her şeyi çalışacak anlayışından vazgeçiyoruz. Ar-Ge'de de ihtisaslaşmanın önünü açıyoruz. Herkes her işi yapmasın. Ar-Ge merkezi aralarında ihtisaslaşsın." dedi.
Işık, Almanya'yı Almanya yapanın üniversite-sanayi iş birliği olduğuna ve Tük sanayicilerin yakın zamana kadar üniversiteye gitmeye korktuğuna vurgu yaparak, Almanya'da sanayicinin başı ağrısa doktora değil, üniversiteye gittiğini belirtti.
Bakan Işık, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bugün Almanya, 2008 krizinde bütün Avrupa'yı tek başına sırtında taşıdı. Almanya'nın bu gücü üniversitelerinden geliyor. Türkiye'de uzun yıllar üniversite, sanayiye şaşı baktı. Şükürler olsun son yıllarda bu anlayış kırıldı. Bilgiyi ekonomik veya sosyal faydaya dönüştüremiyorsanız, yaptığınız işin en azından bir kısmı eksiktir. Son Ar-Ge Reform Paketi'nde öyle bir düzenleme yaptık ki, şayet üniversite hocası sanayiyle iş birliği yapar ve bundan dolayı 100 lira kazanırsa gelir vergisi almaktan vazgeçtik, damga vergisi falan hiçbir vergi almıyoruz. Döner sermaye kesintisini de maksimum yüzde 15'le sınırladık. Artık daha ne yapalım? Sizden beklentimiz üniversite-sanayi iş birliğini artırmanız. Son olarak şunu unutmayın 'Kimya sektöründe çalışıyoruz, bizim için kimya bölümü yeterlidir' demeyin. Artık yazılımın girmediği alan kalmadı. Bu noktada atacağınız adımlara hükümet olarak sonuna kadar destek veriyoruz."
Hayat Kimya İcra Kurulu Başkanı Avni Kiğılı da dünyada lider şirketlerin büyümelerinin, Ar-Ge yatırımları ve inovasyon artışlarıyla doğru orantılı olduğunu aktardı.
Kendilerinin de gelecek 3 yıl içerisinde yıllık Ar-Ge harcamalarını 2'ye katlayarak, globalleşme vizyonlarında önemli mesafe kat edeceklerini belirten Kiğılı, "Ar-Ge merkezimizi, Türkiye'den Avrupa, Afrika ve Asya'ya yerel tüketici ihtiyaçlarına uygun ürün ve fikir ihracatı yapan bir üs olarak konumlandırıyoruz. Bugün tüm markalarımızla dünya çapında 100'e yakın ülkede milyonlarca eve ulaşıyoruz." diye konuştu.
Konuşmaların ardından Bakan Işık ve beraberindeki protokol üyeleri, Ar-Ge merkezinin açılış kurdelesini kesti.
Işık ve beraberindekiler, daha sonra Ar-Ge merkezini gezdi.