Berber Dedenin Bıyık Boyasından 50 Milyon Liralık 'Hobi' Çıktı
Kırım Göçmeni Berber Mehmet Ilıca'nın 'Bıyığın Çok Kutsal' Olduğu 1920'lerde Almanya'dan Getirttiği 'Tüp Doldurma' Makinesiyle, 'Bıyıklara Şekil ve Renk Veren' Bir Şekillendirici Üretip 10 Gramlık Tüplere Doldurmasıyla Başlayan Öykü, Bugün Torunların Yönetiminde 50 Milyon Lira Cirolu, Hobi Kozmetik'le Sürüyor.
Kırım göçmeni berber Mehmet Ilıca’nın ‘bıyığın çok kutsal’ olduğu 1920’lerde Almanya’dan getirttiği ‘tüp doldurma’ makinesiyle, ‘bıyıklara şekil ve renk veren’ bir şekillendirici üretip 10 gramlık tüplere doldurmasıyla başlayan öykü, bugün torunların yönetiminde 50 milyon lira cirolu, Hobi Kozmetik’le sürüyor.
SON yıllarda çok hızlı büyüyen ‘kişisel bakım ve kozmetik’ sanayinde krize rağmen işler yolunda gidiyor. Çorlu’da 2005 yılında başlattığı 20 milyon dolarlık yeni tesis yatırımını geçen yıl tamamlayan ve krize rağmen nisan ayından beri tam kapasite üretim yapan Hobi Kozmetik’in yönetim kurulu üyesi Tufan Ilıca, 2008’de 50 milyon TL olan ciroyu bu yıl 60 milyon TL beklediklerini söylüyor. Ilıca, önümüzdeki 3 yıl içinde 5 milyon dolarlık ek yatırım yapacaklarını da belirtiyor. Ilıca’nın hedefi Çorlu’daki 30 bin metrekare kapalı alana sahip ve tek vardiyada yılda 25 bin ton üretim yapabilen tesisle 2012 itibariyle 100 milyon TL ciro yapabilmek ve kendi markalarıyla büyürken küresel markalar için de bir ‘üretim üssü’ haline gelmek. Hobi Kozmetik’te bugünü ve hedefleri torun Tufan Ilıca ile konuştuk ama işin başlangıcındaki öyküyü Tufan Ilıca’nın babası Rıdvan Ilıca’ya sorduk. Rıdvan Ilıca şöyle başlıyor anlatmaya:
Çatı katındaki eski makine
“Dedem Mehmet Bey, erkek berberiymiş babamız da (Arif) berberdi. Kırım’dan önce Edirne’ye gelmişler sonra da İstanbul’a göç edip Göztepe’ye yerleşmişler. 1920’lerde malum bıyık çok önemliydi. Berberlerde de bıyık bakımı kritik konulardan biriydi. Bu yüzden dedemiz Mehmet Ilıca, Almanya’dan zamanın yüksek teknoloji ürünü, elle çevrilerek çalıştırılan bir ‘tüp doldurma makinesi’ getirtmiş. Bir bıyık şekillendirici üretmiş ve bu makineyle küçük alüminyum tüplere doldurup satmaya başlamış. Sektördeki ilk üretimimiz budur. Sonra çok daha ilginç bir şey oldu. Çünkü, dedem bir süre sonra bu makineyi Göztepe’deki evimizin çatı katına kaldırmış ve aradan yıllar geçtikten sonra 1972’de biz bu makineyi bulduk. O dönemde biz torunlar olarak berberlik yapmıyorduk ve evimizin altında da bir kozmetik dükkanımız vardı. Kardeşim armağan ile bu dededen kalma tüp doldurma makinesini revize ettik, motor ekledik ve balzam (saç kremi) yapıp onu tüplere doldurmaya başladık. İşte o ikinci başlangıçtan da bugünkü Hobi ortaya çıktı.”
İkinci kuşak Hobi’yle
1972’deki bu ‘eski makineyle üretim’ macerası piyasanın da çok iyi olması nedeniyle üretimde hızlı büyüme getirir. Rıdvan Ilıca, şöyle devam ediyor: “O makineyle likit her şey doldurulabiliyordu. Göztepe’de kendi evimizin olduğu yerde üretimi geliştirdik. Şirketimiz Vatan Kozmetik, sonra Maltepe’ye daha büyük yer açtık. Ardından ürünlerimizi berberlere satmaya başladık ve ıtriyat depolarına girdik. Sonra Kayışdağı’nda daha büyük bir imalathaneye geçtik. 1974’te artık Hobi Kozmetik olarak piyasadaydık.”
Ürdün ve Suriye’de lider
2005’ten beri yüzde 150 büyüdü.
30 bin metrekarelik kapalı alanı var ve krem, jöle, şampuan, sıvı sabun, ıslak havlu üretiyor. 215 çeşit ürünle pazarda.
25 bin tonluk kapasite 3 aydır tam kullanılıyor. Krizin etkisi kalktı.
5 milyon dolarlık yeni yatırım yapılacak.
Grupta 260 kişi çalışıyor, 160’ı fabrikada.
2008’de 8 milyon dolarlık ihracat yaptı.Bu yıl 10 milyon dolar olacak. Suriye ve Ürdrün’de pazar lideri. Irak, Suudi Arabistan, Türk cumhuriyetlerinde çok güçlü.
Pop yıldızlarına yatırım yaptık, jölede markalaştık
HOBİ Kozmetik’te uçüncü kuşaktan (Rıdvan Ilıca’nın oğlu) yönetim kurulu üyesi Tufan Ilıca, sonraki dönemi şöyle özetliyor: “Babamlar 1974’te o tüp dolum makinesini revize ederek günde 1000-1500 tüp doldurabiliyormuş. Biz de onların yanında çok çalıştık. 1980’lerin başında saç kremi üretmeye başladık. Saç kremi, meyveli şampuanlar derken işler büyüdü. 1988’den itibaren de jöle işine girdik. Jöle işi hızlı büyümeye başladı ve biz de jöle için 1994-1998 arasında Tarkan ile başlayıp, Mustaafa Sandal, Sibel Can, Hülya Avşar’la devam eden bir ‘tanıtım yatırımı’ yaptık. Bu dönemde Saç jölesi pazarını alt üst ettik. 1990’ların başında 8 trilyon lira civarı ciromuz vardı ve pop yıldızlarına sponsorlukla ciromuz bir anda iki katına çıktı. Biz de yatırımlarımızı hızlandırdık. Kendi ambalaj tesisimi, sonra pazarlama şirketimi kurduk.”
Mete Bey’le kurumsal olduk
TUFAN Ilıca, üçüncü kuşağın, büyüyen üretim ve ticareti kurumsal bir yapıya kavuşturmak için profesyonellere önem verdiğini belirtiyor ve şunları söylüyor: “Bizim gibi genç bir arkadaşımızı Mete Buyurgan’ı aramıza aldık ve kendisi genel müdür olarak başarılı bir yeniden yapılanma projesi uyguladı. Yeni yatırım kararlarında, kurumsallaşmada çok uyumlu bir süreç yaşadık. Çorlu’daki bu yeni yatırıma 2005’te başladık ve 2008’de üretime başladık. 20 milyon dolarlık yatırımı kendi öz kaynaklarımızla gerçekleştirdik. Sürekli yeni ürün geliştiriyoruz.”