Haberler
Netanyahu'dan ateşkes sonrası ilk açıklama: Hizbullah anlaşmayı bozarsa onları vururuz

Netanyahu'dan ateşkes sonrası ilk açıklama: Hizbullah anlaşmayı bozarsa onları vururuz

İsrail kabinesi, Lübnan ile ateşkes anlaşmasını onayladı

İsrail kabinesi, Lübnan ile ateşkes anlaşmasını onayladı

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler: Suç kılıç çatmak değil, kasıtlı organize disiplinsizliktir

Milli Savunma Bakanı Güler: Suç kılıç çatmak değil, kasıtlı organize disiplinsizliktir

Rusya bir kez daha ABD füzeleriyle vuruldu, Savunma Bakanlığı 'Yanıt verilecek' dedi

ABD füzeleriyle bir kez daha vurulan Rusya'dan dünyayı korkutan açıklama

BDDK Başkanı Mukim Öztekin Açıklaması

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Ekonomi Gazetecileri Derneği Buluşmaları'nda konuşan Öztekin, Türk bankacılık sektörünün 2001 yılından bu yana kat ettiği mesafeyi değerlendirdi.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mukim Öztekin, bankacılık sektörünün toplam aktiflerinin, 2001 yılından bu yana yıllık ortalama yüzde 20,7 oranında büyüdüğünü belirterek, kredilerin Gayrisafi Yurtiçi Hasıla'ya oranının 2012 yılına gelindiğinde yüzde 50'nin üzerine yükseldiğini kaydetti.

Öztekin, halen kamu borç stokunun yüzde 50,9'unun bankalarca finanse edildiği bilgisini de verdi.

Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Buluşmaları'nda konuşan Öztekin, Türk bankacılık sektörünün 2001 yılından bu yana kat ettiği mesafeyi değerlendirdi.

Öztekin, "Sektörün toplam aktifleri 2001 yılından bu yana yıllık ortalama yüzde 20,7 oranında büyüyerek, 1 trilyon 309 milyar lira büyüklüğe ulaşmıştır. Sektörün toplam kredileri ise yüzde 32,1 artışla 755,6 milyar lira seviyesine yükselirken, bu artış bireysel kredilerde yüzde 44,2 ile daha da çarpıcıdır. Takipteki alacaklar aynı dönemde yalnızca ortalama yüzde 5,6 artışla 23 milyar lira olmuştur" diye konuştu.

Bu dönemde menkul değerler artış oranının kredilerin oldukça gerisinde kaldığını vurgulayan Öztekin, mevduatı yıllık ortalama yüzde 19,3 artan sektörün yurt dışı borçlarının dolar bazında yüzde 40,5 artış gösterdiğine dikkati çekti.

Pasif tarafta önemli bir artışın, alternatif bir fon kaynağı olarak yüzde 33,6 ile ihraç edilen menkul değerlerde yaşandığını anlatan Öztekin, yüksek bir aktif kalitesine sahip olan sektörde, kredilerin takibe dönüşüm oranının Eylül 2012 itibarıyla yüzde 2,9 düzeyinde gerçekleştiğini hatırlattı.

Bu oranın, 2001 yılında ise yüzde 25,2 gibi çok yüksek bir düzeyde olduğunu anımsatan Öztekin, "Temmuz 2012 itibarıyla Basel II düzenlemeleri yürürlüğe girmiş olmasına karşın, sektörün sermaye yeterliliği rasyosu bir yıl öncesine kıyasla 0,1 puan artarak yüzde 16,5'e yükseldi" dedi.

-"Menkul değerlerin payı sürekli azalarak yüzde 21,2'ye geriledi"-

Mevduatın krediye dönüşüm oranına da değinen Öztekin, "Milli gelire paralel olarak büyümeye devam eden bankacılık sektörünün toplam aktiflerinin Gayrisafi Yurtiçi Hasıla'ya oranı Aralık 2002 döneminde yüzde 60,7 iken; bugün yüzde 93'e yükselmiştir. Söz konusu oranın seviyesi, gelişmiş ve gelişmekte olan diğer ülkelerle karşılaştırıldığında Türk Bankacılık sektörünün büyüme potansiyelini ortaya koyuyor. Kredilerin 2001 yılında yalnızca yüzde 15,8 olan Gayrisafi Yurtiçi Hasıla'ya oranı, 2012 yılına gelindiğinde yüzde 50'nin üzerine yükseldi" bilgisini verdi.

Öztekin, sektörün toplam aktiflerinin dağılımı hakkında ise, "Bankacılık sektörünün aracılık fonksiyonunun diğer bir göstergesi olarak kredilerin toplam aktifler içindeki payının da 2002 yılında yüzde 23 düzeyinde iken, Eylül 2012 dönemine gelindiğinde yüzde 57,7'ye kadar yükseldiğini; diğer taraftan, menkul değerlerin payının sürekli azalarak yüzde 21,2'ye gerilediğini görüyoruz" değerlendirmesini yaptı.

Öztekin, şunları kaydetti:

"Eylül 2012 itibarıyla 755,6 milyar liraya ulaşan kredilerin yüzde 43,7'si kurumsal/ticari kredilerden, yüzde 33,5'i bireysel kredilerden ve yüzde 22,8'i KOBİ kredilerinden oluşmaktadır. Bireysel krediler içinde ise en büyük pay yüzde 38 ile ihtiyaç ve diğer tüketici kredilerine ait olup, onu yüzde 32 ile konut kredileri ve yüzde 27 ile kredi kartı alacakları izlemektedir.

Geçtiğimiz yıl ulaştığı yüksek seviyeler nedeniyle odak noktası haline gelen kredilerin artış hızı, alınan bir dizi önlem neticesinde makul düzeylere inmiş bulunmaktadır. Sektörün kredileri önceki yıla göre nominal olarak yüzde 14,3 artarken, enflasyondan arındırılmış yıllık reel artış yüzde 9,8 düzeyinde gerçekleşmiştir. Dolayısıyla, kredilerdeki artışın geçtiğimiz yıla göre yavaşladığı ve ekonominin büyüdüğü bir ortamda makul oranlara gerilediği söylenebilir."

-"Kredilerin takibe dönüşüm oranı Eylül 2012 itibarıyla yüzde 2,9"-

Kredilerin takibe dönüşüm oranının, özellikle 2012 yılının üçüncü çeyreğinde yaşanan artışlar neticesinde Eylül 2012 itibarıyla yüzde 2,9 olarak gerçekleştiğini anlatan Öztekin, şöyle konuştu:

"Son bir yıllık dönemde kurumsal/ticari kredilerin takibe dönüşüm oranı 0,4 puan, KOBİ kredilerininki 0,3 puan yükselirken; bireysel kredilerin takibe dönüşüm oranı ise değişmemiştir. Eylül 2012 itibarıyla en yüksek takibe dönüşüm oranı yüzde 3,4 ile KOBİ kredilerine ait iken, kurumsal/ticari kredilerin takibe dönüşüm oranı yüzde 2,6, bireysel kredilerin takibe dönüşüm oranı ise yüzde 3,1 düzeyindedir. Son bir yıllık dönemde dikkat çekici bir düşüş gözlenmekle birlikte, kredi kartları tüm kredi türleri içinde en yüksek takibe dönüşüm oranına sahip olma özelliğini korumaktadır. Güncel verilere göre takibe dönüşüm oranı yıl sonu ile karşılaştırıldığında kredi kartı alacaklarında yüzde 5,8'den yüzde 5,5'e, konut kredilerinde binde 9'dan binde 8'e gerilerken; taşıt kredilerinde yüzde 3,3 seviyesinde kalmış, ihtiyaç ve diğer tüketici kredilerinde ise yüzde 2,6'dan yüzde 3,2'ye yükselmiştir."

Bankacılık sektörünün kredilerden sonra en önemli plasman kalemi olan menkul değerlerin son bir yıllık dönemde hem nominal hem de toplam aktifler içindeki pay olarak azaldığını vurgulayan Öztekin, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,6 oranında azalan menkul değerlerin, Eylül 2012 itibarıyla 277,9 milyar lira seviyesinde olduğunu dile getirdi.

Bankaların portföyünde bulunan menkul değerlerin yüzde 97,2'sinin kamu borçlanma senetlerinden oluştuğuna dikkati çeken Öztekin, yabancı ülke devlet tahvillerine yapılan yatırımın payının ise yalnızca binde 1 seviyesinde olduğunu belirtti.

Öztekin, Türkiye'de halen kamu borç stokunun yüzde 50,9'unun ise bankalarca finanse edildiğini dile getirdi.

-"Sektörde toplam mevduat son bir yılda yüzde 7,9 artarak 738 milyar liraya ulaşmıştır"-

Mevduatın, pasif içindeki yüzde 56,4 payı ile en önemli fon kaynak olma özelliğini koruduğunu ifade eden Öztekin, bankacılık sektöründe toplam mevduatın son bir yılda yüzde 7,9 artarak 738 milyar liraya ulaştığını anımsattı.

Türkiye'nin tasarruf eğiliminin, tarihin en düşük düzeyine gerilediğini kaydeden Öztekin, "Bir bakıma kazanmadan harcar duruma geldik. Bu eğilimin artması, krizlerde Amerika ve Avrupa'da olduğu gibi bizi de zor durumda bırakabilir" uyarısında bulundu.

BDDK olarak Basel-III kurallarının uygulanmasına yönelik hazırlıkları sürdürdüklerini söyleyen Öztekin, sektörde Basel III'e geçiş konusunda son derece iyimser olduklarını da aktardı.

-"Sektör karının artışında yükselen net faiz marjı belirleyici oldu"-

Sektörün olumlu bir karlılık performansı sergilediğini hatırlatan Öztekin,

"Sektör karının artışında, faiz dışı gelir-gider dengesindeki gerilemeye karşın, yükselen net faiz marjı belirleyici olmuştur. Yıllar itibarıyla baktığımızda, ücret, komisyon ve bankacılık hizmet gelirlerinin toplam gelirler içindeki payında kayda değer bir artış gözlenmemektedir" dedi.

Tüketiciyi mağdur eden uygulamalara karşı da, finansal tüketicinin korunması gerektiğini düşündüklerini belirten Öztekin, "Bu çerçevede, halen bankalarca uygulanan her türlü hizmetin ücreti, Kurumumuz internet sayfasında yayımlanmaktadır ve tüketiciler ödeyecekleri masraf, ücret gibi tutarları karşılaştırma imkanına sahiptirler. Biz Kurum olarak, söz konusu uygulamanın bankalarca yapılan fiyatlamaların rekabet koşulları dahilinde makul düzeylerde oluşmasına hizmet ettiğini düşünüyor ve umuyoruz" diye konuştu.

-"Sektörün 2012 yılını yüzde 15 civarında bir kar artışı ile kapatacağını öngörüyoruz"-

Bankacılık sektörüne ilişkin öngörülerini de aktaran Öztekin, sözlerini şöyle tamamladı:

"Biz sektörün 2012 yılını yüzde 15 civarında bir kar artışı ile kapatacağını, 2013 yılında da sektör karının istikrarlı artış trendini sürdüreceğini ve kredilerin artış hızının yüzde 14-16 bandında olacağını öngörüyoruz. Kurum olarak, makro ekonomik göstergeleri ve hedefleri baz alarak, oluşturulan öngörülerimiz ile olumsuz senaryolar altında bankacılık sektörüne ilişkin stres testleri uyguluyor ve stratejilerimizi bu sonuçlara göre şekillendiriyoruz. Dolayısıyla, sektöre ilişkin attığımız adımlarda, daima olumlu ve olumsuz, her türlü olasılığı hesaba katıyoruz."

(Bitti)

Muhabir: Ahmet Hacıfazlıoğlu

Yayıncı: Zekeriya Gülün - İSTANBUL

Kaynak: AA / Ekonomi
title