Haberler
Körfez'in petrol zengini ülkesi ilk kez Ankara'da! Türkiye ve Umman arasında 10 kritik anlaşma imzalandı

Türkiye ve Umman arasında 10 kritik anlaşma imzalandı

Suriye'de patlak veren savaşta muhaliflerin ilerleyişi sürüyor

Yanı başımızda patlak veren savaşta son durumu en iyi anlatan görüntü

Putin'den yeni tehdit: Birden fazla Oreşnik füzesi, nükleer silaha eşdeğer

Putin, elindeki en güçlü silahla tehdit etti: Toz olursunuz

Turhan Çömez, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la arasını açan olayı ilk kez Haberler.com'a anlattı

Turhan Çömez, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile arasını açan olayı ilk kez anlattı

Aydemir: "Tarımda tedbir alınmalı"

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Mustafakemalpaşa Ziraat Odası Başkanı Mehmet Aydemir, tarım sektörünün meselelerini değerlendirdi.

Mustafakemalpaşa Ziraat Odası Başkanı Mehmet Aydemir, tarım sektörünün meselelerini değerlendirdi.

Mazot, elektrik, gübre gibi birçok kaleme gelen zamların üreticinin belini büktüğüne dikkat çeken Aydemir, birçok çiftçinin yeterli miktarda gübre kullanamadığını, önümüzdeki dönemde rekolte düşüşleri yaşanmasından endişe edildiğini vurguladı.

Ziraat Odası Başkanı Mehmet Aydemir, " Gübrede fiyat atışları yüzde 400'leri, zirai ilaçlarda yüzde 250'leri, yem fiyatlarında yüzde 200'leri, sulamada kullanılan elektrikte yüzde 90'ları ve mazotta ise yüzde 85'leri buldu. Çiftçimiz ekim yapamaz hale geldi. 2022 yılı üretim için tehlikeli bir yıl olacak. Yetkililere sesleniyoruz, çiftçimize, üreticimize şimdiden sahip çıkın. Acilen çiftçilerimizin tarlasını satmasını önleyecek, üretimde kalmasını sağlayacak tedbirleri alınmalı" ifadelerini kullandı.

Aydemir; "2021 yılının Eylül ayından itibaren gübre fiyatlarındaki aşın yükseliş beraberinde gübre kullanımında azalmayı getirdi. Artan gübre fiyatları dikkate alındığında, 2021 yılında hububatta dekara 20 TL, diğer ürünlerde dekara 8 TL olan destek çok yetersiz kaldı. Gübre desteğinin bazı ürünlerde gübre maliyetini karşılama oranı yüzde 1'lere kadar düştü. Gübre desteği de anlamını yitirdi. Gübre fiyatlarının yarısının devlet tarafından destek olarak verilmesi sağlanmalıdır. Önemli bir girdi olan gübrede, Aralık ayı itibariyle son 1 yılda, amonyum sülfat gübresi yüzde 437, üre gübresi yüzde 403, amonyum nitrat gübresi yüzde 371, DAP gübresi yüzde 294 ve 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 261 oranında arttı. Gübre kullanımının sürdürülebilir olması için gübre fiyatlarının makul seviyelerde tutulması gerekiyor. 2022 yılında yetersiz gübre kullanımının ülkemize faturası ağır olur. Dövizdeki artış sebebiyle bazı tarım ilaçları fiyatlarında da yüzde 70'e varan oranlarda artışlar oldu. Geçen yıla nazaran süt yemi yüzde 97,1, besi yemi yüzde 96,5 oranında arttı. Aralık ayının 20'sinden sonra döviz kurunda görülen düşüşlere bağlı olarak pek çok gıda ürününde ve zirai girdi fiyatlarında beklenilen düşüş yaşanmadı. Bu durumda gübre fiyatlarında da kayda değer oranlarda indirim olmadı. Kimyasal gübreleri ucuza ithal ettikleri halde fiyatlarını daha pahalıya ithal eden firmalarla bir tutan ve bunun yanında haksız bir şekilde kar marjlarını artıran ithalatçılar ve dağıtıcılar bulunuyor. Gübre piyasasının istikrarsızlığından yaralanarak haksız kazanç elde eden bu firmaların ve dağıtıcıların, Ticaret Bakanlığınca denetlenerek piyasa fiyatlarının düzenlenmesi açısından gübre fiyatlarını maliyet ve onun üzerine adil bir kar seviyesine getirmeleri sağlanmalıdır. Gübre üreten ve ithal eden sektörün, dünya gübre fiyatlarının yüksekliği karşısında üreticilerin gübreye taleplerini haksız kazanca dönüştürme çabasına girmemeleri gerekiyor" dedi.

Üreticinin sırtından haksız gelir elde etmeye çalışmanın, tarıma vurulacak en büyük darbelerden biri olduğuna dikkat çeken Başkan Aydemir; "Diğer önemli bir girdi ise mazottur. Tarımın bu en önemli girdisi 2022 yılının daha en başında 11 TL 56 kuruştan 13 TL 83 kuruşa çıktı ve 1 litre mazot 1 doları geçti. Gıda arzına olan ihtiyacın geçmiş yıllara göre daha da arttığı günümüzde, üretimin başlangıcı olan tohumun önemi her geçen gün artıyor. Gıda zincirinin ilk halkası olan tohum, biyolojik ve kültürel çeşitliliğin ise temelini oluşturuyor. Dünyada ve ülkemizde ekim alanları giderek daraldığından, üretimi arttırmanın tek yolu verimliliği artırmaktır. Tohum üretiminin artırılması ve tohum ihtiyacımızın yurt içinden karşılanması önem taşıyor. Sertifikalı tohum üretimi 2020 yılında bir önceki yıla göre yüzde 8,6 artarak 1 milyon 242 bin 65 tona ulaştı. Sertifikalı tohum üretim miktarının içerisinde en fazla pay alan tohum türü, 500 bin 574 ton ile buğdaydır. Ekilişlerin bu yıl Kasım ayına sarkması ve kuraklık sebebiyle hububat piyasasında görülen aşırı daralma tohumluk fiyatlarını da etkiledi. Kasım ayında piyasada 2020'ye göre buğday tohumluğu için yüzde 75'i, arpa tohumluğu için ise yüzde 100'ü aşan fiyat farklılıkları oldu. Sertifikalı tohum fiyatlarında yüzde 100'lere varan artışlar yüzünden çiftçimizin sertifikalı tohumluk kullanımında ciddi azalma yaşandı. Bu durum rekoltede ve kalitede kayıplara sebebiyet verecek. Sertifikalı tohum kullanımına verilen destekler artırılmalı, üretici teşvik edilmelidir. Sertifikalı tohum fiyatları da olabildiğince düşük tutulmalıdır. Ayrıca son yıllarda iklim değişikliğinin de etkisiyle yaşanan kuraklık, tohumun ne denli önemli olduğunu bir kez daha ortaya çıkardı. Özellikle kuraklık riski olan bölgelerde kuraklığa dayanıklı tohum çeşitlerinin daha da geliştirilip çiftçiye ulaştırılması sağlanmalıdır. Çiftçimizi kaliteli tohum kullanmaya teşvik etmek gerekirken, yapılan zamlarla çiftçimiz bırakın kaliteli tohum kullanmayı, tohum bile kullanamaz hale geldi. Bu durum üretime büyük darbe vuracaktır" diye konuştu. - BURSA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Ekonomi
title