Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi
Washington Enstitüsü Türkiye Araştırmaları Programı Direktörü Çağaptay: "Arap Baharı'ndan sonra Ortadoğu'daki meşru cumhuriyetler başarısız olurken monarşiler ayakta kaldı" Eski ABD Türkiye Büyükelçisi Ricciardone: "Türkiye faal bir devlet ve modern bir demokrasi görünümü çiziyor fakat sınırları etrafında.
Washington Enstitüsü Türkiye Araştırmaları Programı Direktörü Soner Çağaptay, Arap Baharı'ndan sonra Ortadoğu'daki meşru cumhuriyetlerin başarısız olduğunu, monarşilerin ise ayakta kaldığını belirtti.
Tarabya Otelinde başlayan Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi'nin, Zirve Öncesi Diyaloglar Paneli'nde, Ortadoğu'da devlet ve devlet dışı aktörlerin etkisinde, bölgedeki gelişmeler ele alındı.
Panelde konuşan Atlantik Konseyi Uluslararası Güvenlik Merkezi Başkanı Barry Pavel, bölgedeki ulus devletlerin geleneksel aktörlerin yanı sıra ortaya çıkan yeni dinamikleri de dikkate almaları gerektiğini belirterek "Ortadoğu'da özel şirketler, sivil toplum kuruluşları, radikal ve terörist gruplar bölgedeki değişimi belirleyen aktörler haline geldi" dedi.
Eski ABD Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone, Türkiye'nin sınırları etrafında meşruiyet krizi ve yönetimsel hatalar yaşandığını vurgulayarak "Türkiye faal bir devlet ve modern bir demokrasi görünümü çiziyor" değerlendirmesini yaptı.
"Arap Baharı'ndan sonra Ortadoğu'daki meşru cumhuriyetler başarısız olurken monarşiler ayakta kaldı" görüşünü paylaşan Washington Enstitüsü Türkiye Araştırmaları Programı Direktörü Soner Çağaptay ise Türkiye'nin IŞİD'den gelecek tehlikelere sınırları açık olarak Doğu Akdeniz'de hiç olmadığı kadar yalnız kaldığını ifade etti.
Çağaptay, IŞİD ile El Kaide örgütleri arasındaki en büyük farkın, IŞİD'in devlet kurmak isteyen bir örgüt, El Kaide'nin ise sınırları olmayan bir yapılanma olması olduğunu söyledi. IŞİD'in eski Baas Partisi mensuplarını kendisine dahil ettiğini anlatan Çağaptay, bu şekilde örgütün eski Irak'ın askeri uzmanlığını da edindiğini kaydetti.
İran'la Batılı ülkeler arasında devam eden nükleer müzakereler süresince bu ülkenin Ortadoğu'daki konumunun daha da önem kazandığına dikkati çeken Atlantik Konseyi Güney Asya Merkezi araştırma görevlisi Barbara Slavin, "İran Ortadoğu'da hem problem hem de çözüm" ifadesini kullandı.
Nükleer müzakerelerin olumlu sonuçlanması halinde İran'ın bölgedeki diğer ülkelerle de işbirliğine gideceğini vurgulayan Slavin, özellikle Irak ve Suriye konularında İran'ın tavrının değişebileceğini dile getirdi.
Atlantik Konseyi Rafik Hariri Ortadoğu Merkezi Araştırma Görevlisi Frederick C. Hof da "Suriye ve Irak hükümetleri meşruiyetlerini tamamen yitirdiler. Başından beri Esed rejimi Suriye'de ayakta kalabilmek için mezhepsel stratejiler uyguladı fakat meşruiyeti hep sorun oldu" diye konuştu. - İstanbul